SAĞLIK - 15 Ocak 2021 Cuma 10:53

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan: 'Hedefimiz 1 hafta içerisinde sağlık çalışanlarının ilk doz aşısını tamamlamak'

A
A
A
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan: 'Hedefimiz 1 hafta içerisinde sağlık çalışanlarının ilk doz aşısını tamamlamak'

Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyeleri ile birlikte olduğu Covid-19 aşısı hakkında konuştu. İlhan, “Hedefimiz 1 hafta içerisinde sağlık çalışanlarının ilk doz aşısını tamamlamak” dedi.

Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Çin’den getirilen Covid-19 aşısını olduktan sonra herhangi bir yan etki oluşmadığını söyledi. Prof. Dr. İlhan, aşılamanın salgın zincirinin kırılması açısından hayati öneme sahip olduğunu ve vatandaşların sırası geldiğinde aşı olmalarının gerektiğini belirtti. Bilim Kurulu Üyesi İlhan, sağlık çalışanlarının ilk doz aşılanmasının 1 hafta içerisinde tamamlanmasını, daha sonra da diğer gruplara geçilmesini hedeflediklerini söyledi.

“Şu anda rapor edilen ciddi düzeyde bir olgu söz konusu değil”

Daha önce de birçok kez aşı olacağını söylediğini hatırlatan Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Şu an bir sıkıntı yaşamadım. Bundan sonra da yaşayacağım kanısında değilim. Biliyorsunuz aşı olduktan sonra hemen o noktada çıkan etkiler var. Bu sadece korona virüs aşılarında değil, diğer aşılarda da ortaya çıkabiliyor. Kolda kızarma, yanma, batma gibi. Ya da daha sistemik olabilecek yan etkiler; hafif bir ateş basması, bir ağırlık hissi, uyku gelmesi veya dilde, yüzde şişme gibi durumlar karşımıza çıkabiliyor. Ama bunlarla ilgili şu anda ciddi rapor edilen düzeyde bir olgu söz konusu değil” şeklinde konuştu.

“Hala şu saatte sağlık çalışanlarımız aşıya geliyor”

Sağlık çalışanlarının aşıya oldukça istekli ve arzulu olduklarını belirten Prof. Dr. İlhan, “Aşılamaya artık Türkiye başladı. Sağlık çalışanlarından gidiyoruz artık geldiğimiz noktada. Bizde de yoğun bir ilgi var. Hala şu saatte sağlık çalışanlarımız aşıya geliyor. Aşıyı uzun süre yapmamızın sebebi aslında vardiya değişimlerini de yakalamak. Biliyorsunuz 08.00-16.00 ile 16.00-00.00 olarak çalışıyor çoğu sağlık çalışanımız. Hekimlerimiz daha uzun sürelerde çalışıyorlar. Ama işte servisten fırsat buldukça, poliklinik bittikçe arkasından aşıya gelen arkadaşlarımız var” diye konuştu.

“Şu an geldiğimiz noktada sistem oldukça iyi işliyor”

Ülkedeki tüm sağlık kuruluşlarında özel aşı odalarının oluşturulduğunu vurgulayan Prof. Dr. İlhan, “Bir aşı odasında ilk yardım malzemelerinin de bulunması gerekiyor. Lavabonun bulunması gerekiyor. Bir doktorun gözetiminde olması gerekiyor. Aşıyı hemşire arkadaşlarımız yapıyor, bizden çok daha deneyimliler. Flakonlardan enjektöre ilacı çekerek aşıyı yapıyorlar. Şu an geldiğimiz noktada sistem bu şekilde oldukça iyi işliyor” ifadelerini kullandı.

“Hedefimiz 1 hafta içerisinde sağlık çalışanlarının aşısını tamamlamak”

İlk etapta hemen hızlıca görevlerinin başına geri dönebilmeleri için virüsle sürekli temas halinde olan sağlık çalışanlarının aşılandığını hatırlatan İlhan, “Şu an hiçbir şekilde sıkıntı yok gibi görünüyor. Şu iki gün, cumartesi-pazar da çok iyi devam edecektir. 3-4 gün içerisinde sağlık çalışanlarının büyük bir çoğunluğunun aşılanabileceği düşüncesindeyim. Hedefimiz de zaten 1 hafta içerisinde sağlık çalışanlarının aşısını tamamlamak. Hizmete arkadaşlarımız devam edecekler. Aynı zamanda sonrasında 65 yaş üzeri büyüklerimiz, onların içerisinde de özellikle bakım ihtiyacı olan, yerinden çıkamayan, huzurevi ihtiyacı olanların direkt hizmet ayaklarına götürülecek. Sonrasında da o büyüklerimizle beraber aşılamaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“Vatandaşlar aşı olacakları yeri kendileri seçebiliyorlar”

Vatandaşların aşı olacakları yerleri kendilerinin seçebildiğinin altını çizen İlhan, “Vatandaşlar aşı olacakları yeri kendileri seçebiliyorlar. Sağlık Bakanlığı hastaneleri, üniversite hastaneleri, özel hastaneler ve aile sağlığı merkezlerinde aşı olabiliyorlar. Benim naçizane önerim; kalabalık olmayacağını düşündükleri ve kendilerine yakın yerleri seçmeleri. Hem trafikte kalabalık olmaz, hem toplu taşıma ile gitmeleri gerekiyorsa, toplu taşımada kalabalık olmaz. Hem de yakın olduğu için aşı olduktan sonra eve gitmek de kolay olur. Vatandaşlarımız böyle bir yaklaşım sergilerler ise süreci en kısa sürede tamamlarız” dedi.

“Bir kişi korona virüs aşısı oldu diye rahatlaması, ‘artık bana bulaşmaz’ durumu söz konu değil”

Aşılama yapıldıktan sonra da aşı olan vatandaşların her zamanki tedbirlere uyarak yaşamına devam etmesi gerektiğini vurgulayan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan şunları kaydetti:

“İnşallah toplumun yüzde 60’ının aşılanması ile birlikte, 70-80’e doğru yol alabileceğine inanıyorum. Toplumsal bağışıklık da geliştiği takdirde mücadelemiz daha kudretli ve daha güçlü bir şekilde devam edecektir. Ama şunu da bilmek gerekiyor; bir kişi korona virüs aşısı oldu diye rahatladı, artık bana bulaşmaz durumu söz konu değil. Aynı şeyi ben akşam aşı olduktan sonra eve giderken yine maskemi taktım. Arabaya bindiğim zaman maskemi çıkardım belki. Ama arabadan inince eve giderken yine maskemi taktım. Bina içerisine girdikten sonra maskemi bertaraf ettim. Eve gidince yine elimi yüzümü yıkadım. Sabah geldim yine maskeyle dolaşıyorum. Yani aşı olmuş olmamız diğer önlemlerden öte duracağımız anlamına gelmiyor. Bizim yine fiziksel mesafe, maske ve hijyene uyarak, aynı zamanda aşılanarak da mücadelenin daha hızlı olacağını bilmemiz gerekiyor.”

Tüm vatandaşların sırası geldiği zaman aşı olması gerektiğine ama bu işlemin kesinlikle gönüllülük esaslı olduğuna dikkat çeken İlhan, “Türkiye’deki aşının da ara sonuçlarına göre yüzde 91.25 etkinliği söz konusu. Bu açıdan bakarsak, ben bütün vatandaşlarımızı aşı olmaya davet ediyorum. Ne kadar çok vatandaşımız aşı olursa toplumsal bağışıklık da o kadar çok ortaya çıkacaktır. Bunu da özellikle vurgulamak gerekiyor” dedi.

Utku Şimşek - Bayram Türüdü
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Uludağ beyaz gelinliği giydi Türkiye’nin önemli kış turizmi merkezlerinden Uludağ’da sezonun ilk karı yağdı. Geçtiğimiz sezonlarda kar yağmaması sebebiyle sezonun geç açıldığı Uludağ’da kar yağışı erken sezon açılışının müjdesini verdi. Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Bursa Uludağ’da sezonun ilk karı yağdı. Hava sıcaklığı -13 dereceleri gösterirken, kar kalınlığı ise yer yer 30 santimetreye ulaştı. Tipi şeklinde yağan kar yağışı nedeniyle ulaşım aksadı. Ekipler kar küreme araçlarıyla yoğun kış mesaisine başladı. “Sezondan beklentimiz büyük” Sezonun erken açılabileceğini söyleyen Türkiye Kayak ve Snowboard Öğretmenleri Derneği Başkanı Yahya Usta, “Geçtiğimiz sezon da bu yılki gibi erken başlamıştı ama hava sıcaklığı gerekli şartları karşılamamıştı. Bu yıl havalar tam kış havası ve beklediğimiz kar yağışı başladı. Bize 80’li yılları hatırlattı. Bu yıl beklentimiz büyük. 400 kayak öğretmeni olarak Türkiye’nin tüm dağlarında hazırız. Uludağ’da 200’ü aşkın eğitmen görev yapmakta. İnşallah sezon iyi geçecek. Buradaki tüm amacımız şartları elverişli hale getirip kendi insanımızı kendi ülkemizde tutmak. Şu an 20 santimetre üzerinde bir kar kalınlığı ve yoğun bir kar yağışı var. Öğlen saatlerinde kar yağışı başladı. Gece sabaha kadar da yağacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Kocaeli MARSİAD Genel Başkanı Odabaş: "Bizi bu soygun ve zulümlerden kurtarmanızı istiyoruz" MARSİAD Genel Başkanı Bahri Odabaş, TÜVTÜRK’ün 18 yıldır 30 milyon araç sahibine zulüm uyguladığını söyleyerek şirketin yetkilerinin iptalini istedi. Marmara Sanayici ve İşadamları Derneği (MARSİAD) Genel Başkanı Bahri Odabaş, TÜVTÜRK hakkında basın açıklaması yaptı. Şirketin 18 yıldır 30 milyon araç sahibine zulüm uyguladığını söyleyen Odabaş, TÜVTÜRK’ün yetkilerinin iptalini istediklerini açıkladı. "Rekabet ortamı oluşturmanızı ve bizi bu soygun ve zulümlerden kurtarmanızı istiyoruz" Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde bulunan TÜVTÜRK’ün önünde basın açıklaması yapan MARSİAD Genel Başkanı Bahri Odabaş, "TÜVTÜRK ismiyle bizi soyup gavur eziyeti yapan, İngiliz ve alman firmasına son verin. 18 yıldan beri 10 dakikalık araç muayenesine en az 2 bin lira para alan, yetmedi gereksiz kusurlar bularak ikinci bir muayene ücreti alan, milyonlarca insanı gereksiz parça ve tamir masraflarına sokan, yetmedi ikinci muayene ücreti aldıktan bir gün sonra aracın rotu çıkan, araçlarımızı ve çalışan insanlarımızı saatlerce ve günlerce muayene kuyruklarında bekleterek üretim kayıplarına neden olan, İngiliz ve alman firmalarının yetkisini iptal ederek, her ilde yüzlerce bu işi yapan yerli ve milli firmalara yetki vererek, rekabet ortamı oluşturmanızı ve bizi bu soygun ve zulümlerden kurtarmanızı istiyoruz" diye konuştu. "Size verdiğimiz 5 yıllık yetki ile TÜVTÜRK’e 20 yıllık yetkiyi hangi hakla verdiniz?" Konuşmasını sürdüren Odabaş, "Ayrıca milyarlarca keş para toplayan, zarar etmesi söz konusu olmayan TÜVTÜRK’ün bir yılda 767 milyon vergi borcunu neden sildiniz? Bu vergileri silerken, milyonlarca araç sahibine her gün yollarda durdurarak, yetmedi oturduğunuz yerden plakalara vergi cezaları göndererek insanları üretimden ve hayattan neden nefret ettiriyorsunuz? Size verdiğimiz 5 yıllık yetki ile TÜVTÜRK’e 20 yıllık yetkiyi hangi hakla verdiniz?" şeklinde konuştu. "Sokaklara çıkmadan önce yasal ve demokratik haklarımızı, bize yakışır şekilde kullanmaya devam edeceğiz" Açıklamayı, halk ve sivil toplum olarak organize ettiklerini dile getiren Odabaş, "Artık tahammül edilemez duruma gelen, başta trafik cezaları olmak üzere diğer problemlerle ilgili basın açıklamamaları ile iktidarı uyarılarımız ve çözüm önerilerimiz devam edecektir. Sokaklara çıkmadan önce yasal ve demokratik haklarımızı, bize yakışır şekilde kullanmaya devam edeceğiz. İktidardan bizi dinlemesini ve anlamasını, gereğini yapmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.