GENEL - 29 Eylül 2010 Çarşamba 10:00

Bebeğiyle hayata tutundu

A
A
A
Bebeğiyle hayata tutundu

Antalya'da daha önce iki kez kalp ameliyatı olan 21 yaşındaki 8 aylık hamile Hatice Demirkıran'ın 2 gün arayla geçirdiği operasyonla bebeği sezaryenle alınıp, kalp kapakçığı değiştirildi.

SÜLEYMAN ELÇİN
ANTALYA

 

Doktorların ameliyattan önce yaşama şansını yüzde 50'nin altında gösterdiği genç kadın, şimdi hem anne olmanın hem de sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.


Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde yaşayan 21 yaşındaki Hatice Demirkıran'da henüz 40 günlükken kalp rahatsızlığı ortaya çıktı. Kalbi doğuştan delik olan Demirkıran, 3 yaşına gelince ilk kalp ameliyatını oldu. Demirkıran'ın 14 yıl sonra ikinci kalp ameliyatı yapıldı ve fonksiyonu bozulan kalp kapağı değiştirildi. Geçirdiği ameliyatlar ve kullandığı ilaçlar nedeniyle anne olma ihtimali azalan Demirkıran, 8 ay önce hamile kaldı. Demirkıran'ın kalbi hamileliğinin 8'inci ayında yeniden teklemeye başladı.


Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan genç kadının kalp kapakçığında pıhtı oluştuğu tespit edildi. Doktorlar, bunun üzerine Demirkıran'ın kalp kapağının ikinci kez değiştirilmesine karar verdi. Türkiye'de ilk kez böyle bir vaka ile karşılaşan doktorlar, anne ve bebeği yaşatmak için seferber oldu. Yaşama şansı yüzde 50'den bile daha az olan Demirkıran, ameliyata alındı ve sezaryenle 'Hamza' ismi verilen sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getirdi.

 

Yoğun bakıma alınan Hatice Demirkıran, doğumdan 3 gün sonra bu kez kalp yetmezliği çekmeye başladı. Acilen ameliyata alınan Demirkıran'ın kalp kapağı, 7 saat süren bir operasyonla ikinci kez değiştirildi. Başarıyla gerçekleştirilen ameliyatın ardından sağlığına kavuşan genç kadın, hastaneden taburcu edildi.


Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, "Hastanın kalp kapağında çok önemli derecede tıkanma vardı. Anneyi ve bebeği kurtarmak için defalarca değerlendirdik. Yayınları taradık. Daha önce iki kez kalp ameliyatı olduğu için dokularda çok fazla yapışıklık vardı. İlk olarak kalp ameliyatını yaparsak hem bebeğin hem de annenin kaybedilme riski fazlaydı. Bu nedenle önce bebeği almaya karar verdik. Sezaryende herhangi bir sorun çıkmadıArdından başarılı bir kalp ameliyatıyla da hasta sağlığına kavuştu" dedi.


Kalp kapağı değişen kadınların hamile kalmasının riskli olduğunu belirten Prof. Dr. Gölbaşı, "Kapakçıkta pıhtı oluşmaması için bu tür hastaların kan akışlarının hızlandırılması gerekiyor. Ancak bu da kanama riskini artırıyor. Bu nedenle hastalar hamile kalmadan önce mutlaka ameliyat eden hekime danışmalı, gerekirse gebelik sonlandırılmalı. Ancak bazı din adamları gebeliğin sonlandırılması konusunda hastaları olumsuz etkiliyor. Bu tür konularda fetva vermek din adamlarının değil, doktorun görevi olmalı" diye konuştu.


Hem anne olmanın hem de sağlığına kavuşmanın sevincini yaşayan Hatice Demirkıran ise, mutluluğunu şu sözlerle ifade etti:


"Yaşama şansım yüzde 50 bile değildi. Bu nedenle ameliyata girmeden önce yakınlarıma veda mesajı bile yazmıştım. Çok şükür ki ameliyat başarılı geçti. Oğlumun da, benim de sağlık durumum çok iyi. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Doktorlarıma çok teşekkür ediyorum. "

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Kiliseye zorla girmeye çalışan alkollü şahıslara 1 yıl 8’er ay hapis cezası verildi Eskişehir’de kiliseye zorla girmeye çalışan alkollü 2 şahsın yargılandığı davada, sanıklara 1 yıl 8’er ay hapis cezası verildi. Geçen yıl kasım ayında meydana gelen olayda, Tepebaşı ilçesi Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Sümer Sokak’taki Eskişehir Protestan Kilisesi önüne gelen alkollü 2 şahıs, kapı ve pencereye yumruk atarak zorla içeri girmeyi denedi. Kapıya çıkan kilise pastörü Artun Tokatlı’yı “Yahudi misiniz, İsrailli misiniz? Sizi yakarım” diye tehdit eden şüpheliler daha sonra olay yerinden ayrıldı. Tokatlı’nın şikayeti üzerine polis ekipleri Aykut K. ve Halil D. isimli şüphelileri yakalayarak gözaltına aldı. Yapılan sağlık kontrolünde şüphelilerden Aykut K.’nin 2.16, Halil D.’nin 3.27 promil alkollü olduğu belirlendi. Zanlılar sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cezaevinde 9 gün kaldıktan sonra tahliye olan Aykut K. ile Halil D. hakkında, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dava açıldı. Eskişehir 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, şüpheliler Aykut K. ile Halil D.’nin ‘birden fazla kişiyi tehdit’, ’halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’, ’cebir veya tehdit kullanmak suretiyle iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme’ suçlarından ayrı ayrı 4 yıldan 11 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Davanın karar duruşmasında tutuksuz sanıklar Aykut K. ve Halil D. salonda hazır bulundu. Duruşmaya, taraf avukatları da katıldı. Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine kendisini savunan şüpheli Halil D., olay anında alkollü olduğunu belirterek, “Kiliseye gittiğimizin farkında değilim. Benim bilerek yaptığım bir şey değildir. Öyle bir eylemde bulunmak istemezdim, niyetim de öyle değildi. Kimseyi tehdit etmedim, pastörü tanımıyorum, bilmiyorum niye tehdit edeyim. Pişmanım beraatımı talep ederim” dedi. Alkolün etkisinde olduğu için olayı hatırlamadığını anlatan sanık Aykut K. ise, “Halil ağabey ile buluştuk, alkol aldık. Sonrasını hatırlamıyorum. Polisler beni kilise önünden aldılar. Ben tehdit, hakaret küfür etmedim” ifadelerini kullandı. Sanıkların ifadelerinin ardından kararını açıklayan heyet, sanıklar Aykut K. ve Halil D. hakkında ‘birden fazla kişiyle tehdit’ suçundan iyi hal indirimiyle ayrı ayrı 1 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırdı, cezaların ertelenip, 2 yıl denetime tabi tutulmasına karar verildi. Tokatlı’nın sanıkların gelip kendilerinden özür dilediğini belirterek şikayetini geri çekmesi üzerine, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlaması düşürüldü. Ayrıca Aykut K. ve Halil D. hakkında, ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçundan beraatına karar verildi.
Kayseri Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ve ERÜ iş birliği protokolü imzaladı Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ve Erciyes Üniversitesi (ERÜ) arasında denetimli serbestlik hizmetleri alanında iş birliği protokolü imzalandı. Rektörlük Toplantı Salonu’nda düzenlenen protokol imza törenine; Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Başsavcı Vekili Ömer Demirgöz, Cumhuriyet Savcısı Ahmet İhsan Koç, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cevdet Kırpık, Genel Sekreter Prof. Dr. İbrahim Narin, Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Oktay Musa Kayırga katıldı. Törende Konuşan Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, protokole desteklerinden dolayı ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun’a teşekkür ederek, “İnşallah imzaladığımız protokollerinin yaptığımız adalet hizmetinin verimliliğine ve hızlanmasına sebebiyet vereceğini düşünmekteyiz” dedi. ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun da konuşmasında imzalanan iş birliği protokolünün üniversite için önemli olduğunu söyledi. Rektör Prof. Dr. Altun, şunları kaydetti; “Eğitim-öğretim faaliyetleri, Ar-Ge faaliyetleri dışında toplumsal katkı süreçlerinde de Üniversitemizin marka değeri olduğunu bizler düşünüyoruz. Bu manada da iş birliklerinde Üniversitemizin bulunması bizler için de önemlidir. İnşallah iş birliği protokolümüzün hayırlı sonuçlar getireceğinin düşüncesi ile hayırlara vesile olmasını diliyorum.” Konuşmaların ardından iş birliği protokolü Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz ve ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun tarafından imzalandı. İmzalanan protokol gereği; denetimli serbestlik tedbiri uygulanan yükümlülerin ve eski hükümlülerin kişisel gelişimlerine katkı sağlayarak suç işlemelerinin önüne geçilmesi ve yeniden topluma kazandırılmaları amacıyla iyileştirme odaklı belirlenen alanlarda çalışmalar yürütülecek.
Mersin Vali Pehlivan: "Yüksek standartlara haiz sağlık altyapımız bulunuyor" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Mersin’de yüksek standartlara haiz sağlık altyapısı bulunduğuna dikkat çekerek, "Vatandaşlarımıza en iyi şekilde sağlık hizmeti vermek için sağlık birimlerimizde, sağlık çalışanlarımızın çalışmaları gece gündüz kesintisiz bir şekilde devam etmektedir" dedi. Vali Pehlivan, İl Sağlık Müdürlüğünde ’Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Sağlık Müdürlüğü görevine atanan Mustafa Ekici’ye hayırlı olsun dileğinde bulunan Vali Pehlivan, sağlık birimlerinde verilmekte olan hizmetler hakkında Ekici’den bilgiler aldı. Toplantıda ayrıca, il genelindeki hastaneler ve sağlık birimlerinin genel durumu, donanımı, sağlık yatırımları, sağlık alanında vatandaşlara sunulan önleyici ve tedavi edici hizmetler, yerine getirilmekte olan iş ve işlemler ile denetleme faaliyetleri ve ilgili çeşitli hususlar değerlendirildi. "Toplam 5 bin 332 yatak kapasitesine sahibiz" Mersin’de yüksek standartlara haiz sağlık altyapısı bulunduğuna dikkat çeken Vali Pehlivan, "Ülkemizde kurulan ilk şehir hastanesi ile birlikte 12 devlet hastanemiz bulunmaktadır. Ayrıca Mersin Üniversitemiz bünyesinde Tıp Fakültesi Hastanesi yer almaktadır. İnşaatı devam etmekte olan Mezitli Devlet Hastanesi ve Ağız Diş Sağlığı Merkezi ile birlikte sağlık altyapımız daha da güç kazanacaktır. İlimizde Aile Sağlığı Merkezi sayısı 174, ağız ve diş sağlığı merkezi sayısı 3’tür. Devlet hastanelerimizde bin 213, üniversite hastanesinde 245, özel hastanelerde 676 olmak üzere toplam 2 bin 134 uzman doktor bulunmaktadır" diye konuştu. Yine devlet hastanelerinde bin 173, üniversite hastanesinde 542, özel hastanelerde 131 olmak üzere toplam bin 846 pratisyen doktorun görev yaptığı bilgisini paylaşan Vali Pehlivan, "Devlet hastanelerimizde 236, üniversite hastanesinde 60, özel hastanelerde 643 olmak üzere toplam 939 diş tabibi bulunmaktadır. Devlet hastanelerimizde 5 bin 114, üniversite hastanesinde 704, özel hastanelerde 764 olmak üzere toplam 6 bin 582 ebe ve hemşire görev yapmaktadır. Devlet hastanelerimizde 3 bin 285, üniversite hastanesinde 860, özel hastanelerde bin 187 olmak üzere toplam 5 bin 332 yatak kapasitesi bulunuyor. Yine devlet hastanelerimizde 452, üniversite hastanesinde 145, özel hastanelerde 428 olmak üzere toplam bin 25 yoğun bakım yatak kapasitemiz var. Bunun yanında devlet hastanelerimizde 3, üniversite hastanesinde 1, özel hastanelerde 5 olmak üzere toplam 9 anjiyo ünitesi bulunmaktadır. İlimizde devlet hastanelerimizde 8, üniversite hastanesinde 2, özel hastanelerde 12 olmak üzere toplam 22 MR cihazı bulunuyor. Ayrıca devlet hastanelerimizde 9 diyaliz ünitesi bulunmaktadır. Vatandaşlarımıza en iyi şekilde sağlık hizmeti vermek için sağlık birimlerimizde, sağlık çalışanlarımızın çalışmaları gece gündüz kesintisiz bir şekilde devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
Niğde Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’ne ikinci ’Mükemmeliyet mührü’ Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Ana Bilim Dalı ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı yüksek lisans öğrencileri Kemal Karadağ ile Nuri Yeşilyurt’un ’Lignoselülozik Atıklardan Polihidroksi Alkonoat (PHA) Eldesinden Biyoplastik Sentezi’ başlıklı projeleri, TÜBİTAK 1812-Yatırım Tabanlı Girişimcilik Destek Programı (BİGG) 2024-2 Çağrısı kapsamında ’Mükemmeliyet Mührü’ almaya hak kazandı. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Niğde Teknopark A.Ş.’nin yer aldığı Girişimci Rampası Konsorsiyumu koordinasyonunda yürütülen proje ile öğrenciler, aldıkları 900 bin TL’lik yatırım desteğiyle teknoloji odaklı iş planlarını hayata geçirebilecek. Bu destekle birlikte girişimci öğrencilerimizin biyoplastik alanında önemli adımlar atması ve sıfır atık konusunda üniversiteye ve ülkeye katkı sağlamasının önü açılacak. Konuyla ilgili açıklama yapan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu, araştırma odaklı bir yükseköğretim kurumu olarak üniversitenin projesi kültürüyle akademisyeninden öğrencisine kadar her düzeyde başarıdan başarıya koştuğunu aktardı. Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin geçtiğimiz yıl TÜBİTAK 2209-A Öğrenci Bilimsel Araştırma Projeleri’nde Türkiye’de 208 üniversite arasında dördüncü olduğunu hatırlatan Rektör Uslu, ayrıca öğrencilerin son zamanlarda farklı destek programlarında da önemli başarılara imza attığını belirtti. Öğrencilerin projesine verilen desteğin bölgedeki girişimcilik ekosistemine büyük katkı sağlayacağına değinen Rektör Uslu; "Öğrencilerimizin başarısı, sadece üniversitemiz için değil, ülkemiz için de gurur verici. Üstelik bu projeyle ikinci Mükemmeliyet Mührü aldık. Projenin ülkemize, şehrimize ve üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerine yer verdi.