GÜNDEM - 22 Haziran 2022 Çarşamba 22:54

Bayraktar AKINCI’dan bir irtifa rekoru daha

A
A
A
Bayraktar AKINCI’dan bir irtifa rekoru daha

Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA, kendisine ait milli havacılık irtifa rekorunu 45 bin 118 feet’e (13 bin 716 metre) taşıyarak üçüncü kez kırdı.

Savunma Sanayii Başkanlığı liderliğinde yürütülen AKINCI Projesi kapsamında Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’nın (Taarruzi İnsansız Hava Aracı) 2 adet 750 beygir motor ile donatılan modeli Bayraktar AKINCI B, kendisine ait olan milli havacılık irtifa rekorunu daha yükseğe taşıdı.

Kendisiyle yarışıyor

Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilmek üzere Savunma Sanayii Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı heyetleri huzurunda dayanım, yüksek irtifa ve yüksek hız testleri gerçekleştirmek için 21 Haziran 2022 tarihinde saat 19:31’de havalanan Bayraktar AKINCI B, kendisine ait olan milli bir hava aracıyla ulaşılan en yüksek irtifa rekorunu yeniden kırdı. Test kapsamında 45 bin 118 feet (13 bin 716 metre) irtifaya kadar yükselen Bayraktar AKINCI B, 20 saat 23 dakikalık uçuşun ardından Çorlu Hava Meydan Komutanlığı’ndaki Bayraktar AKINCI Uçuş, Eğitim ve Test Merkezi’ne döndü.

Bayraktar AKINCI’dan bir irtifa rekoru daha

İrtifa rekorunu 3 defa kırdı

Bayraktar AKINCI TİHA’nın 2 adet 450 beygirlik motor konfigürasyonuyla görev yapan Bayraktar AKINCI A modeli, 8 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleştirilen test kapsamında 38 bin 39 feet irtifaya çıkarak rekor kırmıştı. Bayraktar AKINCI B modeli ise 11 Mart 2022 tarihinde 40 bin 170 feet irtifaya çıkarak kendine ait rekoru daha yükseğe taşıdı. 22 Haziran 2022 tarihinde ise 45 bin 118 feet irtifaya çıkan Bayraktar AKINCI B, üçüncü kez irtifa rekoru kırmış oldu.

6 bin 406 kilometre yol katetti

Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilecek Bayraktar AKINCI B’lerin kabul faaliyetleri için Bayraktar AKINCI Uçuş, Eğitim ve Test Merkezi’nde bulunan Savunma Sanayii Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı heyetleri de bu tarihi anlara tanıklık etti. AKINCI B, yüksek hız denemelerinin de gerçekleştirildiği 20 saat 23 dakika süren uçuş boyunca toplam 6 bin 406 kilometre yol katettikten sonra test faaliyetini başarıyla tamamladı.

AKINCI ilk kez Anadolu Kartalı’nda

Bayraktar AKINCI B, halihazırda devam eden test faaliyetlerinin yanı sıra eş zamanlı olarak Anadolu Kartalı Tatbikatı’nda da görev alıyor. Rekor uçuşunun gerçekleştirildiği sıralarda Doğu Akdeniz’de tatbikat kapsamındaki senaryoda görev uçuşunu gerçekleştiren Bayraktar AKINCI, böylece Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdiği 29 Ağustos 2021 tarihinden itibaren ilk kapsamlı Hava Kuvvetleri tatbikatında boy göstermiş oldu.

Batman’dan kalkıp Ege’deki hedefleri vurdu

Bayraktar AKINCI TİHA, yine Haziran ayı içerisinde İzmir Seferihisar’da icra edilen EFES-2022 Müşterek Atışlı Fiili Tatbikatı‘nda Batman’da konuşlu olduğu üsten kalkış yaparak Seferihisar’daki Doğanbey Atışlı Tatbikat Bölgesi’nde belirlenen hedeflere atışlarını başarıyla gerçekleştirmiş ve Batman’daki üssüne geri dönmüştü.

İhracat görüşmeleri sürüyor

Bayraktar AKINCI TİHA için şimdiye kadar 4 ülkeyle, Bayraktar TB2 SİHA için ise 22 ülke ile ihracat sözleşmesi imzalandı. Yapılan sözleşmeler kapsamında Bayraktar TB2 SİHA’ların teslimatları sürerken, Bayraktar AKINCI TİHA ve yer sistemlerinin 2023 yılından itibaren periyodik olarak teslim edilmesi hedefleniyor. 2021’de 664 milyon dolarlık S/İHA sistemi ihracatı gerçekleştiren Baykar, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan verilere göre savunma ve havacılık alanında en çok ihracat yapan firma oldu. Milli TİHA Bayraktar AKINCI ve Bayraktar TB2 SİHA’ya ilgi duyan birçok ülke ile görüşmeler devam ediyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."