POLİTİKA - 19 Şubat 2017 Pazar 20:54

Başbakan Binali Yıldırım: “Bir gemide iki tane kaptan olmaz”

A
A
A
Başbakan Binali Yıldırım: “Bir gemide iki tane kaptan olmaz”

Başbakan Binali Yıldırım, “Her ülkede bir adam yönetiyor ama onun ekibi var. Ama yetkiyi vatandaş bir kişiye veriyor. Bunun için bunlar hep zırva. Milletin kafasını bulandırmak için söylenen şeyler. Bir gemide iki tane kaptan olmaz” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, temaslarda bulunmak üzere geldiği Almanya’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Anayasa değişikliği sürecine değinen Başbakan Yıldırım, “Avrupa’daki vatandaşımız da bu değişiklikte sizler de söz sahibi. Bunun tarihi 16 Nisan. 16 Nisan da bir oylama olacak değişiklikler evet ile kabul, hayır ile ret olacak. Karar tabii ki yüce milletimizin, sizlerin. Vereceğiniz karar ülkemiz, milletimizin için en güzel karar olarak. Başımız, gözümüz üstünde de yeri olacak. Biz milletin kararının üzerinde kararı bugüne kadar tanımadık. Türkiye’de millet iradesini yok etmeye çalışanlarla 15 yıldır mücadele ede ede geliyoruz” dedi.

Başbakan Yıldırım, vesayet odaklarının sürekli demokrasiyi kesintiye uğratmak, vatandaşa verilen vaatlerin yerine getirilmemesi için her şeyi yaptıklarını dile getirerek, “Biz ne yaptık? İnat da bir murattır dedik. Bize yetkiyi veren millet, milletten başla kimse bu bizden yetkiyi alamaz” dedi.

“Her derdin devası millettir”

“İşin özü 2007’de 363 milletvekili ile bu meclise siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz, 367 icadı çıkardılar” diyen Yıldırım, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Cumhuriyetin kuruluşundan beri hiç gündem olmamış öyle bir meseleyle karşı karşıya kaldık. Dedik ki her derdin devası millettir, millete soralım. Erken seçim kararı aldık. Millet oyumuzu milletvekili sayımızı da arttırdı. Sonunda dedik ki Cumhurbaşkanını biz seçemedik, millet siz seçer misiniz? Referandum yaptık. Yüzde 69 millet Cumhurbaşkanı seçmeye karar verdi. Ağustos 2014’te de partimizin kurucu lideri de Başbakanımız recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde doğrudan seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. Şimdi bu seçimle beraber halkın doğrudan yetki verdiği cumhurbaşkanına ülkeyi yönetme yolunu açıyoruz. Mevcut yapıda seçim oluyor, ülkeyi kimin yöneteceğini vatandaş seçmiyor”

“Türkiye ne kazanırsa istikrardan kazandı”

Başbakan Yıldırım, “Türkiye ne kazanırsa istikrardan kazandı. Tek parti iktidarı döneminde büyüme koalisyon dönemlerinin üzerinde, güçlü iktidarlar dönemindeki büyüme zayıf dönemle tekrar gidiyor. 50-602 arası büyümüşüz, 60-70 arası onu tüketmişiz, 70-80 arası yine tüketmişiz. Darbe olmuş, 80-90 arası tekrar hamle yapmışız 90-200 arası kazandıklarımızı tekrar kaybetmişiz. Bunu kalıcı hale getirmek lazım” dedi.

“Bir gemide iki tane kaptan olmaz”

Yapılan eleştirilere değinen Başbakan Yıldırım açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Tek adam ülkeyi yönetecek, iki tane adam yönetemiyor tabi ki tek adam yönetecek. Burada iki tane Merkel mi var. Her ülkede bir adam yönetiyor ama onun ekibi var. Ama yetkiyi vatandaş bir kişiye veriyor. Bunun için bunlar hep zırva. Milletin kafasını bulandırmak için söylenen şeyler. Bir gemide iki tane kaptan olmaz. olursa biri sancaktır, iskeledir. Gemi batar, ondan sonra ayıkla pirincin taşını.”

“Terörle ilgisi olmayan vatandaşlarımızın tercihi kararı başımız gözümüz üstünedir”

Başbakan Yıldırım PKK’nın FETÖ’nün 'hayır' dediğini dile getirerek, “CHP de onların cazibesine kapılmış o da aynı. Bizim sözümüz terör örgütlerinedir. Biz hiçbir vatansever vatandaşımızın terör örgütlerinin telkinine onların gittiği yoldan gitmeyeceğine adımız gibi inanıyoruz. Terörle ilgisi olmayan vatandaşlarımızın tercihi kararı başımız gözümüz üstüne bizim sözümüz terör örgütlerinedir. Kimse çarpıtmasın. Vatandaş en güzel kararı verecek terör örgütlerini sevindirmeyecek biz bunu biliyoruz” açıklamasını yaptı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.