GÜNDEM - 09 Aralık 2020 Çarşamba 11:37

Bakan Varank: 'Üretimde katma değer öncülüğünde kalıcı bir dönüşümün temellerini atacağız'

A
A
A
Bakan Varank: 'Üretimde katma değer öncülüğünde kalıcı bir dönüşümün temellerini atacağız'

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Kalkınma ajansları bugüne kadar 22 bin projeye cari fiyatlarla 9,2 milyar lira mali destek sağlayıp, 15,7 milyar liralık yatırım hacmi oluşturdu. Bu projeler, bulundukları ilin altyapısını, tedarikçi profilini, insan kaynağını ve hepsinden önemlisi ekonomik gücünü bir üst seviyeye taşıdı” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Memur-SEN ve OSTİM Teknik Üniversitesi’nin düzenlediği Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi’nde konuştu.

"Önümüzdeki günlerde, diğer öncelikli sektörlerde çağrılar açarak, üretimde katma değer öncülüğünde kalıcı bir dönüşümün temellerini atacağız"

Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu kritik ürünlerin, yerli imkanlarla üretilmesini sağlayacak fikirden ürüne kadar uçtan uca bir destek mekanizması olan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programını hayata geçirdiklerini kaydeden Bakan Varank, "Makine sektörü çağrılarımızı tamamladık. Önümüzdeki günlerde, diğer öncelikli sektörlerde çağrılar açarak, üretimde katma değer öncülüğünde kalıcı bir dönüşümün temellerini atacağız. Yurt içi sanayinin gelecek dönem rotasını belirlemek üzere, Sanayileşme İcra Komitesini kurduk.
Bu Komite, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde toplanacak ve sanayimize ölçek kazandıracak politikalarda yönlendirici olacak.

Savunma sanayinde gösterdiğimiz başarının bir benzerini, pekâlâ imalat sanayinin pek çok alt sektöründe gerçekleştirebiliriz.
Salgınla birlikte dijital dönüşümün önemini, hatta daha da mühimi bu teknolojilere hızla adapte olabildiğimizi gördük.

Üretimin bel kemiği olan KOBİ’lerin dijital dönüşümünü hızlandırmak üzere Model Fabrikalar kuruyor; teknoloji tedarikçilerine de çok çeşitli destekler sağlıyoruz" dedi.

"Ülkemizi çığır açıcı kritik teknolojilerde öncü ülkelerden biri yapmak istiyoruz"

Üretim öncesi ve sonrası süreçlerde, teknoloji kullanımının rekabet gücü ve verimliliğini doğrudan etkileyen en önemli unsurlar arasında yer aldığını bildiren Varank, "Buradan hareketle uluslararası işbirliklerinden de en iyi şekilde faydalanmaya çalışıyoruz. Dünya Ekonomik Forumu ile iş birliği halinde 4'üncü Sanayi Devrimi Merkezini ülkemize kazandırdık. Ülkemizi biyoteknoloji, kuantum hesaplama, hızlandırıcılar ve yeni nesil nükleer reaktörler gibi çığır açıcı kritik teknolojilerde öncü ülkelerden biri yapmak istiyoruz.

Kalkınmada insan kaynağının ve girişimciliğin üstlendiği dönüştürücü rolün fazlasıyla farkındayız. Bu noktada; tersine beyin göçünü teşvik eden politikalar uyguluyor, gençlerdeki teknoloji geliştirme farkındalığını erken yaşlarda ortaya çıkarmayı teşvik ediyor, ve sanayide doktoralı istihdamını destekliyoruz. Erken aşama girişimlerin güçlenmelerini teminen, finansmana erişimlerini çeşitlendiren ve kolaylaştıran yeni mekanizmaları hayata geçiriyoruz" diye konuştu.

"Kalkınma Ajanları 15,7 milyar liralık yatırım hacmi oluşturdu"

Türkiye'nin Ak Parti iktidarıyla kalkınma anlayışında önemli bir paradigma değişikliğine imza attığını söyleyen Bakan Varank,"Biz sadece görece geri kalmış bölgelere odaklanmadık. Ülkemizin her bölgesine yayılan ve yerelin potansiyelini harekete geçiren bütüncül bir anlayışla hareket ettik. Kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleriyle, şehirlerimizin kabiliyetlerini açığa çıkarıyoruz.
Yürüttüğümüz somut projeler ve işbirlikleri, her şehrin ve bölgenin kendine has yönleriyle kalkınmasına katkı sağlıyor.

Ajanslarımız; ar-ge, yenilikçilik, girişimcilik, turizm, kırsal kalkınma ve sosyal inovasyon gibi çok çeşitli alanlarda çalışmalar yürütüyor.

Kalkınma ajansları bugüne kadar 22 bin projeye cari fiyatlarla 9,2 milyar lira mali destek sağlayıp, 15,7 milyar liralık yatırım hacmi oluşturdu. Bu projeler; bulundukları ilin altyapısını, tedarikçi profilini, insan kaynağını ve hepsinden önemlisi ekonomik gücünü bir üst seviyeye taşıdı" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Arel Üniversitesi’nden küresel muhasebe kurumuyla iş birliği İstanbul Arel Üniversitesi, ACCA Danışmanlık AŞ ile muhasebe, finans ve denetim alanında iş birliği sözleşmesi imzaladı. İş birliği sözleşmesi kapsamında öğrencilerin nezdinde farkındalığın artması, finansal okuryazarlığının arttırılması, muhasebe, denetim, mali müşavirlik ve finansa yönelik bilgi ve ilgilerinin geliştirilmesi adına taraflarca müfredat, proje, organizasyon, tanıtım çalışmaları yapılabilecek. Ayrıca ACCA sertifikasyon sürecinde akredite olan müfredattaki bazı derslerden İstanbul Arel Üniversitesi öğrencileri muaf sayılacaklar. Küreseldeki ACCA sertifikasyon süreçlerindeki ders ve sınav aşamalarından muafiyet ile öğrenciler süreçteki bazı aşamaları daha hızlı geçmiş olacaklar. İstanbul Arel Üniversitesi Muhasebe ve Finans Bölümü öğrencileri CESIM İş Oyunları, Luca Muhasebe Programı, ve Trademaster Kampüs projesi ile muhasebe paket programlarını, şirket yönetimini ve finansallarını, portföy yönetimini ve yatırım uygulamalarını simülasyon ortamında deneyimleyebiliyor, piyasaları ve ekonomiye dair haberleri canlı takip edebiliyorlar. İş dünyası ile iş birliği kapsamında markalı ders olarak bağımsız denetim şirketi ortaklığında sektör profesyonellerinden dersler alıyorlar. Ayrıca Sermaye Piyasası Lisanslama, Sicil ve Eğitim Kuruluşu işbirliği sözleşmesi kapsamında, İstanbul Arel Üniversitesi öğrencileri SPL lisanslama sınavlarına giriş ücretinde indirim avantajı imkânına sahipler. Muhasebe ve Finans Bölümü Başkanı Dr. Yasemin Acar Uğurlu "Öğrencilerimizin muhasebe, finans ve denetim alanında gelişimi adına sanayi ve iş dünyası ile iş birliklerini arttırmak için sürekli çalışıyoruz" dedi. Muhasebe ve Finans Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Cüneyt Dirican ise "Finans merkezinin kalifiye işgücünü ve entelektüel sermayesini yapay zekâ ile rekabet edebilecek müfredatla geliştirmek öncelikli amacımız" dedi. 120 yılı aşkın süredir muhasebe, finans ve denetim alanlarında profesyoneller yetiştiren ve 750 binden fazla öğrenci ve üyesi bulunan ACCA’nın Türkiye Ülke Müdürü Seval Sir, "1904 yılından beri dünyanın en büyük muhasebe topluluğu olan ACCA’nın küresel birikimini Türk Akademisi ile entegre etmek amacı ile çalışmalarını sürdürdüklerini" ifade etti. İstanbul Arel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Muhasebe ve Finans Bölümü girişimi ile yapılan iş birliği sözleşmesinde, üniversitenin tüm öğrencileri okudukları bölümden bağımsız olarak ACCA’nın sertifikasyon süreçlerinde gerekli olan web sitesi kayıt ücretinde indirim avantajı imkânına sahip olabilecekler.
İstanbul Penta Teknoloji’den, Penta Dijital Platformu ile iş ortaklarına güçlü destek Dünyanın önde gelen teknoloji markalarını Türkiye ile buluşturan Penta Teknoloji, Türkiye’nin ilk B2B e-ticaret sitesi Bayinet üzerinden iş ortaklarına sunduğu katma değerli hizmetleri Penta Dijital’e taşıdı. Türkiye’yi 40’ı aşkın küresel markayla buluşturan ve teknoloji ürünlerinin dağıtımında öncü bir rol üstlenen Penta Teknoloji, dijitalleşme yolculuğunda önemli bir adım daha atarak Penta Dijital (pentadijital.com.tr) platformunu hayata geçirdi. Bu yeni platform, iş ortaklarının dijital dönüşüm süreçlerini daha etkili bir şekilde yönetmelerine ve müşterilerine daha iyi bir deneyim sunmalarına imkan tanıyor. Penta Dijital: Güvenli, kesintisiz ve yüksek performanslı bir deneyim Penta Dijital, kullanıcılarına güvenli ve kesintisiz erişim sunarken, yüksek performansı ve esnek yapısıyla iş ortaklarının en sık kullandıkları uygulamalara hızlı bir şekilde erişmelerini sağlıyor. Bu platform, iş ortaklarının operasyonlarını daha etkin bir şekilde yönetmelerine ve optimize etmelerine katkıda bulunurken, aynı zamanda dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırmalarına da yardımcı oluyor. Bayinet’ten Penta Dijital’e: Katma değerli hizmetlerde yeni bir dönem Penta Teknoloji, Türkiye’nin ilk B2B e-ticaret platformu olan bayinet.com.tr üzerinden sunduğu ve yeni dönemde Penta Dijital platformuna taşıdığı Penta Abonelik Yönetimi, Penta Depom, Penta Entegrasyon Servisi, Penta Config Master gibi katma değerli hizmetleri ile iş ortaklarının iş süreçlerini kolaylaştırmaya ve verimliliklerini artırmaya devam ediyor. Bu hizmetler, Penta Dijital’in güçlü altyapısıyla birleşerek iş ortaklarına daha kapsamlı bir destek sunuyor. 2025 yılına dijitalleşme yolculuğunda önemli adımlar atarak başlayan ve Penta Dijital platformu ile sektördeki yenilikçi yaklaşımını bir kez daha ortaya koyan Penta Teknoloji, bu platform ile iş ortaklarının dijital dönüşüm süreçlerini daha etkili bir şekilde yönetmelerine ve kendi müşterilerine daha iyi bir deneyim sunmalarına imkan tanıyor. "Dijitalleşmeye odaklanan yatırımlarımızla sektörü ileri taşıyoruz" Penta Teknoloji Genel Müdürü Fatih Erünsal, sektördeki 35 yıllık tecrübeleri ile 9 bini aşkın iş ortağının satış verimliliğini ve rekabet gücünü artırdıklarını, dağıtımını üstlendikleri markaların pazar paylarını genişlettiklerini belirterek, "Dijitalleşmeye odaklanan yatırımlarımız, iş ortaklarımızın memnuniyetini önceliklendiren hizmet anlayışımız ve uzman kadromuzla paydaşlarımızı ve sektörü ileri taşıyoruz. Bayinet’ten sonraki en büyük projemiz Penta Dijital, operasyonel mükemmelliği hedefleyerek geliştirdiğimiz güvenli altyapısıyla, dijital verimliliği en üst seviyeye çıkardığımız bir platform olarak hizmet verecek. İş ortaklarımıza yönelik sürekli geliştirdiğimiz ve güncellediğimiz katma değerli hizmetlerimizden Penta Dijital, ‘dijital liderlik’ vizyonuyla büyüyerek sektörün öncü uygulamaları arasındaki yerini alacak. Dijitalleşmeye verdiğimiz önemle iş ortaklarımız için değer meydana getirmeye ve güçlü finansal yapımızla Türkiye’nin dijital dönüşümüne katkı sunmaya devam edeceğiz" dedi.
Adana Açan portakal çiçeklerinin mis kokusu Adana’yı sardı Adana’da narenciye ağaçlarının açtığı çiçeklerden yayılan güzel koku, hem Adanalıları hem de kente gelen yerli ve yabancı misafirleri mest ediyor. Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da havaların ısınması ve ilkbahar mevsiminin kendisini hissettirmesiyle portakal, mandalina ve greyfurt ağaçları çiçek açtı. Çukurova’yı saran ’portakal çiçeği’ kokusu özellikle sabahları daha yaygın hissediliyor. Kentte yaşayanlar ve geziye gelen yerli yabacı turistler de mis gibi çevreyi saran portakal çiçeği kokusunun doğal güzelliğini yaşıyor. Bu sene 4-13 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek 13. Uluslararası Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’na esin kaynağı olan narenciye çiçeklerinin kentin havasını değiştirdiği ifade edildi. "Herkesi Adana’ya bekliyoruz" Adana’da yaşayan Gökhan Karacaoğlan, portakal çiçeklerinin kokusunun şehri kapladığını belirterek, "Bu sene çok geniş kapsamlı bir festival olacak. Adana için çok iyi olacak. Adana’da cadde ve sokak aralarında bu ağaçlardan var. Çok güzel bir koku yayıyor bu ağaçlar. Ayrıca bu ağaçlardaki çiçeklerden elde edilen özlerle kolonyalar da yapılıyor. Çok güzel bir kokusu var. Herkesi Adana’yı bekliyoruz" diye konuştu. "Adana’yı çok beğendim" Hollanda’dan Adana’ya gezmeye gelen Analisa Folden, "Arkadaşım ile Adana’ya geldim ve burayı çok beğendim. Şimdi geri gideceğim ve tekrar gelmeyi istiyorum. Bir daha Adana’ya sonbaharda gelmeyi istiyorum. Yazın çok sıcak" fadelerini kullandı.
Mersin Kazada eli bileğinden koptu, hayattan kopmadı Mersin’de 17 yaşında geçirdiği talihsiz bir kaza sonucu sağ elini bilekten aşağıya kaybeden Hasan Önal, müziğe olan tutkusu sayesinde hayata sımsıkı tutundu. Engelleri aşarak sahnede yerini alan genç sanatçı, azmi ve kararlılığıyla ilham kaynağı oldu. Tarsus ilçesinde yaşayan 28 yaşındaki Hasan Önal, müziğe olan ilgisini küçük yaşlarda keşfetti. İlk sahne deneyimini ilkokulda 23 Nisan etkinliklerinde yaşayan Önal’ın o günden sonra müzik hayatının vazgeçilmezi oldu. Ortaokulda, okullar arası türkü yarışmasında birinci olarak yeteneğini sergileyen Önal, müziği bir tutku haline getirdi. Ancak 17 yaşında kasapta çalışırken talihsiz bir kaza geçiren Önal, sağ elini kıyma makinesine kaptırarak bilekten aşağısını kaybetti. Onun için bir dönüm noktası bu olay Önal’ın hayatını derinden etkiledi. O dönemde müziğin kendisi için bir anlamı kalmadığına inanan Önal’ın sevgisi ve tutkusu zamanla yeniden canlandı. Şarkılar yazmaya, besteler yapmaya, türküler söylemeye başlayan Önal, duygularını müzikle ifade etmeye başladıkça, çevresindekiler de onun şarkılarına ilgi gösterdi. Yazdığı şarkılar, kısa sürede dinleyicilerinden olumlu tepkiler almaya başlayınca, bu durum Önal’ı daha da motive etti. Tarsus Kent Orkestrası’nda solist olarak sahne almaya başlayan Önal, bugüne kadar dijital platformda yayımladığı 3 eseriyle müzikseverlerle buluştu. Önal’ın ’Aşk Dediğin’, ’Adı Sen Oldun’ ve ’Vefasız Yarim’ gibi eserleri büyük beğeni topladı. "Müziğe sarıldım ve çok güzel besteler çıktı" Müzikle ilkokulda öğretmeninin motive etmesiyle tanıştığını belirten Önal, daha sonra lise yıllarında talihsiz bir kaza sonucunda dönüm noktası yaşadığını ifade etti. Müzikle ilkokul öğretmeni sayesinde tanıştığını dile getiren Önal, "Müziğe öğretmenimin 23 Nisan etkinliklerinde beni motive etmesiyle başladım. 17 yaşındayken kasapta çalışıyordum. Bir gün çalışırken kolumu kıyma makinesine kaptırdım. Kaza sonucunda sağ elimi bilek itibariyle kaybettim. Ondan sonra hayatın benim için bittiğini düşündüm. Müzik bile o zamanlar beni mutlu etmiyordu. Sanki her şey üst üste gelmişti. Düşünüp taşınıp bir karar vermem ve bu durumu kabullenmem gerekiyordu. Neticede müziğe sarıldım ve çok güzel besteler çıktı. Bu bestelerin ilerlemesindeki en büyük nedenlerden biri de insanlar tarafından şarkılarının sevilmesi, dinlenmesi oldu. Çünkü onlar dinledikçe, sevdikçe, ben daha çok motive oldum" dedi. "İnandıktan sonra her şeyi başarabilirsiniz" Klip çekimlerini profesyonel ortamda yapamadığını belirten Önal, "Şu ana kadar sözü ve bestesi kendime ait 3 eserim var. Dördüncüsü de çıkmak üzere. Sözü ve bestesi bitti, araştırma ve geliştirme aşamasındaydı, o da bitti. Klip çekimini de yaptık, fakat profesyonel bir ortamda yapamadık. Arkadaşımın home stüdyosu var; evinin bir odasını müzik aletleriyle çalışma odası haline getirmiş. Ama belki bundan sonraki süreçte çok daha profesyonel, güzel imkanlar gelirse, şarkılarımız çok daha güzel yerlerde seslendirilir. Bunu yürekten isterim" diye konuştu. Genç ve engelli sanatçılara seslenen Önal, "Engel yüreğinizde değilse, başarılar kaçınılmazdır. O yüzden bir şey istiyorsanız, inanın. İnandıktan sonra her şeyi başarabilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Artvin Artvin’de minikler tarih yazdı Artvin’in Hopa ilçesinde Tarih Yazan Çocuklar Projesi kapsamında, minikler sahneye çıkarak tarihî kahramanları canlandırdı. Hopa Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü öncülüğünde organize edilen Tarih Yazan Çocuklar etkinliği Atatürk Ortaokulu konferans salonunda yapıldı. Fatih Sultan Mehmet’ten Aziz Sancar’a, Yunus Emre’den Naim Süleymanoğlu’na kadar kültürel mirasımıza iz bırakan 100 isim, öğrenciler tarafından canlandırıldı. Türk medeniyetinin önemli kahramanlarını tanıyan çocuklar, aylar süren hazırlıkların ardından sahneye çıkmanın heyecanını yaşadı. Proje, çocukların tarih bilincini güçlendirmek, sanal kahramanlar yerine gerçek tarihî figürleri rol model almalarını sağlamak amacıyla hayata geçirildi. Tarih Yazan Çocuklar Projesi Bölge Koordinatörü Şaban Korkmaz, projenin amacı ile ilgili olarak "Bu proje, geçmişteki kahramanlarımızı çocuklarımıza sevdirerek onları rol model edinmelerini sağlamayı amaçlıyor. Günümüz çocukları, dijital çağın etkisiyle sanal kahramanlara ilgi duyuyor. Bu durumu nasıl değiştirebiliriz diye araştırma yaparken böyle bir boşluk olduğunu fark ettik. İlk başladığında, şimdiki Ticaret Bakanımız Sayın Ömer Bolat, projenin manevi hamisi oldu. Zamanla proje büyüdü ve şu an 9 ilde devam ediyor. Bugüne kadar yaklaşık 300 bin öğrenci projeden faydalandı. Amacımız, geleceğin kahramanlarıyla geçmişin kahramanlarını buluşturmak" ifadelerini kullandı. Etkinliğe katılan Hüsnü Ciner İlkokulu Müdürü Yaşar Kemal Üçüncü, öğrencilerin özverili çalışmalarıyla başarılı bir sahne performansı sergilediklerini belirterek "Tarih Yazan Çocuklar Projesi’ne okul olarak katıldık. Öğrencilerimizle beraber yaklaşık iki ay süren yoğun bir çalışma yaptık. Bu süreç, çocuklar için çok olumlu ve unutulmaz bir deneyim oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Bu projeyle geçmişimizi ve Türk kültürünü tanıtma fırsatı bulduk" dedi. Sahneye çıkan miniklerden Doruk Emre Karataş, Atatürk rolünü canlandırarak Kurtuluş Savaşı’nın zorluklarını anlatırken, Sütçü İmam rolünü üstlenen Sedat Ali Koyuncu, tarihî figürleri araştırmaktan büyük keyif aldığını, Seyit Onbaşı’yı canlandıran Eğmen Kaya ise Çanakkale Savaşı’ndaki unutulmaz anı sahneye taşıdıklarını söyledi.