EKONOMİ - 27 Nisan 2022 Çarşamba 21:30

Bakan Nebati: "KKMH ile dövizdeki oynaklıklar ülke gündeminden çıktı"

A
A
A
Bakan Nebati: "KKMH ile dövizdeki oynaklıklar ülke gündeminden çıktı"

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "İnovatif yaklaşımlarla ihtiyaçların giderilmesine yönelik çalışmalar yürüyoruz. KKMH uygulamamız bunlardan bir tanesi. Bu enstrüman ile döviz kurundaki oynaklığı durdurmuş olduk. Dövizdeki oynaklıklar ülkenin gündeminden çıktı. Önümüzü görerek hareket edebiliyoruz" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin Nisan ayı olağan toplantısına katıldı. İSO’nun olağan toplantısının bu ayki ana gündemi “Katma Değerli Yenilikçi Üretim ile Küresel Değer Zincirlerinde Üst Sıralara Çıkmak İçin Yatırım, Üretim ve İhracat Odaklı Ekonominin Türkiye İçin Önemi” oldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan sanayicilerin karşılaştığı sorunlardan bahsederek taleplerini dile getirdi.

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Nebati, "Yatırımları artırmak önceliğimizdir, yatırım yapan ve istihdam oluşturana kaynaklarımızı etkin ve verimli bir şekilde kullandırıyoruz" diye konuştu.

"Sanayicilerimizin ve vatandaşlarımızın karşılaştığı maliyetleri önemli ölçüde sübvanse ediyoruz"

Dünya ekonomisinin zorlu bir dönemden geçtiğini vurgulayan Bakan Nebati, "Küresel salgının etkilerinden kurtulmaya başlamışken Rusya-Ukrayna savaşı durumları sıkıntıya soktu. Başta emtia ve gıda fiyatlarında artışlara neden oldu. Petrol fiyatları geçen yıl ortalamasına göre yüzde 50 arttı. Doğalgaz fiyatları geçtiğimiz yıl ortalamasının 2 katına geldi. Kaynaklarımızı çözüm odaklı kullanmaya gayret gösteriyoruz. Sanayicilerimizin ve vatandaşlarımızın karşılaştığı maliyetleri önemli ölçüde sübvanse ediyoruz" dedi.

"KKMH ile dövizdeki oynaklıklar ülke gündeminden çıktı"

İnovatif çözümlerle ihtiyaçların giderilmesine yönelik çalışmalar yaptıklarını söyleyen Nebati, "Ocak-Mart döneminde sanayicilerimizin kullandığı doğalgazda yüzde 28 sübvanse sağladık. Hane halkı doğalgazını destekleme oranımız yüzde 78 oranında devam ediyor. İnovatif yaklaşımlarla ihtiyaçların giderilmesine yönelik çalışmalar yürüyoruz. KKMH uygulamamız bunlardan bir tanesi. Bu enstrüman ile döviz kurundaki oynaklığı durdurmuş olduk. KKMH enstrümanı ile dövizdeki oynaklıklar ülkenin gündeminden çıktı. Önümüzü görerek hareket edebiliyoruz" şeklinde konuştu.

Nebati, "Dün Devrim Arabaları’na engel olanlar bugün elektrikli TOGG’a engel olamayacaklar. Tıpkı vaktiyle Nuri Demirağ’a, Vecihi Hürkuş’a yan gözle bakanların bugün dünya savaş stratejilerini değiştiren SİHA’larımıza engel olamadıkları gibi" dedi.

"Uzun vadeli sürdürülebilir ekonomik büyüme önceliklerimizdendir"

Türkiye’de uygulanan ekonomi modeliyle ilgili de konuşan Nebati, "Uzun vadeli ekonomik büyüme önceliklerimizdendir. Türkiye ekonomi modelinde önceliğimiz yatırımı artırmaktır. Yatırımların artması için tedbirleri almak önceliğimizdir. İstihdam oluşturan yatırım yapanlara devletimizin kaynaklarını kullandırtıyoruz" ifadelerini kullandı.

"İhracatçılara ve turizmcilere 150 milyar liralık düşük faizli kredi imkanı sağlanacak"

Yatırımları artırmak adına kullandırılacak düşük faizli krediler sağlanacağını da söyleyen Nebati, "İhracatçılara ve turizm sektörüne uygun faizli, uzun vadeli TL cinsinden kredi imkanı sunuyoruz. Yaşanan yüksek enflasyona rağmen kullandırdığımız oranlar çok makul. TL'ye güven duymayı hedefleyen bir anlayışın ürünü. Bu çerçevede, 100 milyar lirası ihracatçılara, 50 milyar lirası ise turizmcilere olmak üzere toplamda 150 milyar liralık uzun vadeli ve düşük faizli kredi imkanı sağlanacaktır. Söz konusu krediler, ihracatı artırıcı, ithalatı azaltıcı alanlara yönelik yapılan yatırımlara aktarılacak. Bunlar arasından da yerli makine ve teçhizat yatırımları önceliklendirilecek. En az 3, en çok 10 yıl vadeli olarak kullandırılacak bu kredilerin maliyeti yüzde 9'a kadar inebiliyor. KOBİ'ler için 250 milyon lira ve KOBİ dışı firmalar için 1,5 milyar lira limit öngörülmüş durumda. Bu kredilerin anapara geri ödemesiz dönemi, kredi kullanım tarihinden itibaren 2 yıla kadar uygulanacaktır" şeklinde konuştu.

"Öncü göstergeler ilk çeyrekte büyümenin yüzde 6-7 olacağına işaret ediyor"

Bakan Nebati, "Sanayi üretimi ilk 2 ayda yıllık bazda yüzde10,7 arttı. İlk çeyrek ihracatı yıllık bazda 235,6 milyar dolara yükseldi. Şubat ayı itibariyle toplam istihdam 30 milyon kişiyi aşarak rekor kırdı. İşsizlik oranı yüzde 10,7’ye geriledi. Bu öncü göstergeler büyümenin 2022'nin ilk çeyreğinde yıllık olarak yüzde 6-7 oranında gerçekleşeceğine işaret ediyor" açıklamasında bulundu.

Bahçıvan: "150 milyar liralık kredi destek paketi, uygun maliyet avantajıyla iş dünyamız için çok sevindirici bir gelişme"

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ise "Sanayimizi nitelikli, sürdürülebilir, yüksek teknoloji odaklı ve katma değerli bir yapıya yönlendirmek için sanayi ile kamu arasındaki eş güdümün her zamankinden daha fazla önem taşıdığına inanıyoruz. Sanayicimiz yoğun rekabet ortamında faaliyetlerini sürdürmenin yanı sıra yeni yatırımlar gerçekleştirmek ve faaliyetlerini geliştirmek istediğinde giderek artan bir sermaye ihtiyacıyla karşı karşıya kalıyor. Bu çerçevede geçtiğimiz haftalarda Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan 150 milyar liralık kredi destek paketi, yüzde 9’a kadar düşmesi beklenen uygun maliyet avantajıyla iş dünyamız için çok sevindirici bir gelişme oldu" şeklinde konuştu.

KDV indirimi talebi

Bahçıvan, "Hepimizin bildiği üzere yakın zamanda pek çok ürünün KDV oranlarında değişime gidildi. KDV düzenlemeleri başta temel tüketim maddeleri olmak üzere belirli ürün gruplarında fiyat artışlarının tüketici nezdinde hafiflediği aşikar. Ancak özellikle sanayiciler açısından nihai ürün KDV’si yüzde 1’e indirilirken, hammaddelerin KDV’sinin yüzde 18’de tutulması üreticinin üzerinde zaten var olan KDV yükünün daha da artmasına neden oluyor. KDV’nin sadeleştirilerek kapsamlı bir reformdan geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Murat Ergin - Muhammed Fırat Aksoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.