ÇEVRE - 15 Haziran 2021 Salı 19:22

Bakan Kurum, Marmara Denizi Koruma Eylem Planı'nı açıkladı

A
A
A
Bakan Kurum, Marmara Denizi Koruma Eylem Planı'nı açıkladı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi Koruma Eylem Planı Koordinasyon Kurulu Üyeleriyle gerçekleştirdiği toplantının ardından yaptığı açıklamada, eylem planı kapsamında alınan kararları açıkladı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde, Marmara Deniz Koruma Eylem Planı Koordinasyon toplantısına katıldı. Toplantının ardından kameraların karşısına geçen Bakan Kurum, yaptığı açıklamada Marmara Denizi'nde düne göre iyiye gidişin olduğunu ve 169 bölgede 7 gün içerisinde 2 bin 684 metreküp müsilajı toplandığını ifade etti. Yapılan ilk incelemeler neticesinde müsilajın tehlikeli atık olmadığı veya toksit özellik göstermediğinin tespit edildiğini söyleyen Bakan Kurum, konuşmasının devamında Marmara Denizi Koruma Eylem Planı'nı açıkladı.

“Marmara’da düne göre bugün iyiye gidiş var”

Marmara Denizi Koruma Eylem Planı Koordinasyon Kurulu Üyeleriyle yapılan toplantının ardından acıkmalarda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “İstanbul’umuz; binlerce yıldır dünyanın en nadide doğal güzellikleri, boğazı ve deniziyle bütün bir insanlığı, bizleri kendisine sevdalandıran, hepimizi mest eden bir şehir. Fakat aynı İstanbul; bugün, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, çevre kirliliği ve deniz kirliliği nedeniyle, denizleri, kıyıları tehdit altında olan bir şehir. Üzülerek görüyoruz ki; Marmara Bölgesi; mevsim normallerine göre aşırı yağış alıyor; sel ve su baskınları sonucu yaşam durma noktasına geliyor. Son yüzyılın en yüksek sıcaklıklarına ulaşan, maalesef her yaz yeni sıcaklık rekorları beklenen bir Marmara gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Üstelik bu sorunlar; sadece İstanbul’da ve Marmara’da değil; ülkemizin hemen hemen her yerinde yaşanıyor. Her gün daha önce hiç tecrübe etmediğimiz sorunlarla karşılaşıyoruz. Aşırı hava olaylarıyla, sel, heyelan, hortum, kuraklık ve son olarak da müsilaj gibi sorunlarla birlikte yaşıyoruz. Bir çırpıda saydığımız bu olaylar; çevre sorunu olmasının yanında çok daha büyük bir anlam taşımakta; birer sağlık, ekonomi ve kalkınma sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte bugün Marmara’da yaşadığımız en güncel sorun olan müsilaj probleminin, çıkış sebeplerine ve sonuçlarına baktığımızda da aynı gerçekle bir kez daha yüzleşiyoruz. Fakat mutlulukla ifade etmek isterim ki; birlik ve beraberlik içerisinde yürütülen çok büyük bir gayret var, Marmara’da düne göre bugün iyiye gidiş var.

Bakan Kurum, Marmara Denizi Koruma Eylem Planı'nı açıkladı

Şunu da gururla söylüyorum. Ülkemizde, yaklaşık 30 yıldır; iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum noktasında, yaşanan afetlere müdahale noktasında, çok büyük bir müktesebat var. Dahası, çok güçlü bir devlet iradesi var, millet desteği var, ülke çapında bir seferberlik şuuru var. Ortak duygu, ortak şuur, ortak mücadele burada da en büyük şiarımız. Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’de nasıl seferber olduysak; Giresun’da Trabzon’da, Rize’de, Düzce’de sellerde, heyelanlarda nasıl bir ve beraber olduysak; burada da Marmara Denizi’mizi kurtarma noktasında aynı birlik ve beraberlik şuuru içerisindeyiz. Bu mücadeleyi insani bir ödev ve doğaya saygı, doğaya sevda olarak ifade edip, hemen harekete geçen çevreye sevdalı bir Cumhurbaşkanımız var, liderimiz var” dedi.

“169 bölgede 7 gün boyunca yaptığımız çalışmalarla toplam 2 bin 684 metreküp müsilajı topladık”

“Geçmişe baktığımız zaman, müsilaj sorununu; Avustralya, Yeni Zelanda’da, Baltık, Adriyatik, Tiren ve Alboran denizlerinde de görüyoruz” diyerek konuşmasını sürdüren Bakan Kurum, “Biz de aynı sorunla mücadele eden diğer ülkeler gibi; ortak bir irade ortaya koyduk, hep birlikte hareket ettik. Hamdolsun aldığımız hızlı aksiyonla, ortaya koyduğumuz çalışmalarla sonuç almaya başladık. Şu anda Marmara Denizi’ni ve kıyılarımızı; denizden, havadan, karadan 7/24 yürüttüğümüz çalışmalarla anlık takip ediyoruz, temizliyoruz. Yaptığımız günlük uçuşlarla, İHA’larla, uydu takip sistemleriyle; havadan tespit ettiğimiz değişimlere karadan ekiplerimizle anında müdahale ediyoruz. 8 Haziran’da başlattığımız Türkiye’nin en büyük deniz temizliği seferberliğimiz ilk günkü hızla ve azimle devam ediyor. Bin 550 personelimiz, 46 tekne ve çok sayıda karadan temizleme ekipmanıyla çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.

Bugün itibariyle; İstanbul, Balıkesir, Kocaeli, Yalova, Bursa, Çanakkale, Tekirdağ’da 169 bölgede 7 gün boyunca yaptığımız çalışmalarla toplam 2 bin 684 metreküp müsilajı topladık. Toplanan müsilajı, Bakanlığımız tarafından izin verilmiş, özel geçirimsizliğe sahip düzenli depolama alanlarına götürerek bertaraf ettik. Tabi bir yandan da aralıksız olarak denetimlerimiz devam ediyor. Bugün itibariyle 7 ilde, bakanlığımız, belediyelerimiz ve İçişleri Bakanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığımızla birlikte toplam 2 bin 942 denetim gerçekleştirdik. Farklı noktalardan 550 numune aldık. Denetimlerimiz neticesinde, Balıkesir’de bir gübre fabrikası, bir termal tesisi; yine Yalova’da 3 tersane işletmesini kapattık. 55 tesis, 9 gemiye, 10 milyon lira idari para cezası uyguladık, denetimlerimize gece gündüz aralıksız olarak devam ediyoruz” diye konuştu.

“Müsilajın tehlikeli atık olmadığı veya toksik özellik göstermediğini tespit ettik”

Marmara Denizi’nde belirlenen bölgelerde sürekli ölçümlerin yapıldığını belirten Bakan Kurum, “Marmara Denizi’nde belirlediğimiz bölgelerde, hem su altından hem de su üstünden aldığımız örneklerle sürekli ölçümler yapıyoruz. Bu noktaların her birinde denizdeki oksijen, azot ve fosfor seviyelerindeki değişimleri de an be an takip ediyoruz. Bu noktada şu iyi haberi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Müsilajın tehlikeli atık olup olmadığını gösteren 5 metal elementi var. Müsilaj örneklerini, her birinin üzerinden ayrı ayrı test ettik. Yaptığımız ilk çalışmalar neticesinde; bugün itibariyle müsilajın tehlikeli atık olmadığı veya toksik özellik göstermediğini tespit ettik.

Bu çalışmalar ilk test sonuçlarımız. Sağlık Bakanlığımız, ODTÜ, TÜBİTAK ve bilim insanlarımızla yürüttüğümüz ileri analiz ve test çalışmalarımız devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ hocamızın, ‘Marmara Denizi’nden izole edilen bakterilerle’ yaptığı çalışmayı takip ediyoruz. Çeşitli kuruluşlar tarafından ‘deniz ortamı dışında üretilen mikroorganizmalar’ vasıtasıyla müsilajın giderilmesine dair çalışmaları izliyoruz. Şunu çok rahat söyleyebilirim ki; yaptığımız bu çalışmalarla Marmara Denizimiz bugün, dünden, bir hafta öncesinden çok daha temiz durumda. Tabi, Marmara Denizi’nin su kalitesini artırmak, denizdeki canlı yaşamını korumak için daha büyük, sürdürülebilir ve kalıcı tedbirler almamız gerekiyor. Bu tedbirleri almak için yapmamız gerekenleri 22 eylem planımızla ortaya koyduk. İnşallah kısa ve uzun vadeli eylemlerimizi hep birlikte, el ve gönül birliğiyle hayata geçireceğiz” şeklinde konuştu.

Bakan Kurum, Eylem Planı kapsamında alınan kararları açıkladı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, konuşmasının devamında Eylem Planı kapsamında alınan kararları açıkladı. Eylem planında şunlar yer aldı;

- Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edeceğimiz Marmara Denizi için başlattığımız bilimsel çalışmaları 2021 yılı Temmuz ayının sonuna kadar tamamlayacağız. Koruma bölgesi ilan etme kararımız; buradaki biyoçeşitliliği korumak ve geleceğe aktarmak için, Akdeniz ve Karadeniz’in korunmasına katkı sağlamak için çok önemli bir karardı ve biz bu kararı hep birlikte aldık. Marmara Denizi Koruma Alanımız; Türkiye'nin en büyük denizel koruma alanı, yine dünyada sayılı büyüklükte ve etrafında 7 şehrin olduğu ilk koruma alanı olacak.

- Koordinasyon Kurulu içinde 14 alt çalışma grubu kuruyoruz. Bunlar; Noktasal Kaynaklı Kirliliğin Tespiti, Yeni Yapılacak Kentsel Atıksu Arıtma Tesisleri, Yeni Yapılacak Endüstriyel Atıksu Arıtma Tesisleri, Yayılı Kaynaklı Kirliliğin Tespiti, Teknolojik ve Biyolojik Mücadele, Balıkçılık Faaliyetlerinin Kontrolü; Müsilajın Çevre ve İnsan Sağlığına Etkilerinin Belirlenmesi, Müsilaj Temizleme Çalışmalarının Düzenlenmesi, Gemi Kaynaklı Kirliliğin Önlenmesi, Deniz İzleme, Denetim, Özel Çevre Koruma, Bilgilendirme ve Farkındalık, İletişim alt çalışma gruplarımızla eylemlerimizin çok daha etkin, verimli ve hızlı bir şekilde hayata geçmesini amaçlıyoruz. Valiliklerimiz, belediyelerimiz de bu alt çalışma gruplarımızın çalışmalarına destek verecek.

-3 hafta içerisinde, Marmara Denizi Havzası’nda yer alan tüm evsel/kentsel/endüstriyel atıksu arıtma tesislerini yerinde inceleyeceğiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla birlikte özellikle OSB’lerdeki arıtma tesislerin mevcut durumunu ve iyileştirme kapsamında yapılması gerekenleri belirleyeceğiz. Bu kirletici kaynaklardan Marmara Denizi’ne yapılan deşarjlara ilişkin kirlilik yüklerini tespit edecek ve iş planımızı buna göre oluşturacağız.

- Bakanlık olarak 15 gün içerisinde yayımlayacağımız mevzuatla, Marmara Denizi Havzası’nda yer alan atıksu arıtma tesislerinin kimyasal oksijen ihtiyacı ve deşarj standartlarına yeni kısıtlamalar getiriyoruz.

- Marmara Denizi’ne kirlilik taşıyan kaynakların tamamını kontrol altına almak için, tüm arıtma tesislerine Sürekli Atıksu İzleme Sistemi getiriyoruz. Tesisleri online olarak izleyeceğimiz bu sistemi kurmak için yaptığımız yeni mevzuat düzenlemesini 1 ay içinde yayınlayacak ve tesislerde sistemin hızlı bir şekilde kurulmasını sağlayacağız.

- Marmara Denizi’nde deniz suyu kalitesi izleme nokta sayısını 150’ye çıkarılması için ODTÜ ve TÜBİTAK MAM ile ortak çalışmalar yürüteceğiz.

- Arıtılan atık suyun yeniden kullanımı için gereken ilave yatırım ihtiyaçlarını Bakanlık olarak destekleyeceğiz. Biliyorsunuz arıtılmış atık suların kullanımında Türkiye geneli için hedefler belirledik. Şu an hâlihazırda yüzde 3,2 olan arıtılarak yeniden kullanılan atık su oranımızı 2023 yılında yüzde 5’e, 2030 yılında ise yüzde 15’e çıkarma hedefimiz var. Marmara, kapalı bir deniz olduğu için hem daha hızlı hareket etmemiz hem de daha çok atık suyun yeniden kullanımını sağlamamız gerekiyor. Bu kapsamda; hedeflerimizi Marmara Bölgemiz için 2023 yılında yüzde 10’a, 2030 yılında ise yüzde 20’ye çıkaracak şekilde büyüttük.

- Tarım ve Orman Bakanlığı’mızla, Marmara Denizi’ndeki hayalet ağları 1 yıl içerisinde çıkaracağız. Toplanan hayalet ağları, geri kazanım tesislerine göndererek yeni ürünlere dönüştüreceğiz.

- Marmara Denizi’nde gemilerin atık sularının boşaltılmasını önlemek amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız Liman Başkanlığı tarafından denetimler artarak sürdürülecek.

- 3 ay içerisinde yayımlayacağımız bir mevzuatla tersanelerde temiz üretim tekniklerini yaygınlaştıracağız.

- Tarım ve Orman Bakanlığı’mızla, küçük balık avının kısıtlanması, gerektiği yerde denize balık bırakılması, deniz çiftçiliği, deniz tarımı gibi hususların yer alacağı bir uygulama programını hazırlayıp 1 ay içinde hayata geçireceğiz.

- Deniz çöpleri ile mücadele kapsamında; Marmara Denizi’ni esas alan ve karasal kaynaklı kirliliği engelleyecek bütüncül bir uygulama başlatıyoruz. Bu kapsamda; bölgesel atık yönetimi ve deniz çöpleri eylem planı oluşturulmasına yönelik çalışmalara başladık. Dere ve nehirlerde; ilgili idarelerce deniz çöplerinin denize ulaşmasını önleyici tedbirler alınacak. Belediyelerimiz; deniz kirliliği ile mücadelede ihtiyaç duydukları araç ve gereç ihtiyaçlarını 15 gün içerisinde Valiliklerimize bildirecekler.

- Yine Sıfır Atık Marmara diyoruz. Buna göre; bütün belediyeler, 1 ay içerisinde sıfır atık daire başkanlıklarını ve şube müdürlüklerini kuracaklar. Bu noktada Marmara Bölgesine sıfır atık konusunda öncelik veriyoruz. Kamu, özel hiçbir ayrım gözetmeden bütün binalarda sıfır atık sistemlerini kuracağız. 7 ilimizin tamamında, özellikle kıyı kesimlerde mahalle mahalle, sokak sokak, cadde cadde atık ayırma sistemlerini kuracağız. Kompost, atık getirme merkezlerini yaygınlaştıracağız. Bunun için yerel yönetimlerimize yüzde 50 hibe desteği vereceğiz. Araç gereç eksikleri varsa yardım edeceğiz.

- Bakanlık olarak getireceğimiz eko-etiket sistemi ile fosfat ve petrol türevi içermeyen temizlik ürünlerinin satışına yönelik destek sağlayacağız. Ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarında da fosfat ve petrol türevi içermeyen temizlik ürünleri kullanımını zorunlu hale getiriyoruz.

- Havzada yer alan zeytinyağı işletmelerinin üretim teknolojilerini dönüştürmenin maliyetini Valiliklerimiz 15 gün içerisinde belirleyecek ve iyileştirme çalışmaları takip edilecek. Bakanlık olarak biz de bu işletmelere teknik ve maddi destek vereceğiz.

- Tarım ve Orman Bakanlığı’mız 3 fazlı zeytinyağı işletme sistemlerine destek ve hibe verilmesini durduracaklar.

Soğutma suları ve termal suların Marmara Denizi’ne etkisinin belirlenmesine yönelik olarak araştırma projesi başlatıyoruz. Ayrıca soğutma sularının tesislerin girişinde de sürekli olarak izlenmesine yönelik mevzuat değişikliğini 1 ay içinde yapacağız.

- Marmara Denizi’ne ve deniz temizliğine dair eğitimleri, farkındalık çalışmalarını arttıracağız. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarıyla, Milli Eğitim Bakanlığımızla ve yine üniversitelerimizle işbirliğine gidiyoruz.

Milletimiz müsterih olsun. Çanakkale ve İstanbul Boğazı’nı beslemiş, Mavi Vatan’ın kolyesi, Karadeniz, Akdeniz ve Ege’nin küçük kardeşi Marmara Denizi’ni kurtaracağız, Marmara Denizi’ni kaderine terk etmeyeceğiz.

Yunus Emre Şeker
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İlhan Palut: “Deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz” Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, Eyüpspor galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, iyi bir takıma karşı oynadıklarını söyleyerek, “Deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Çaykur Rizespor, deplasmanda karşılaştığı Eyüpspor’u 2-1 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, “Maç öncesi değerlendirmelerimde de bu maçın seyirciler için keyifli bir mücadele olacağı yönündeydi. Pozitif futbol oynayan iki takımın mücadelesiydi. 3. bölgeye biz de rakibimiz de çok gitti. Maç içinde kıran kırana bir mücadele vardı. Biz, tüm oyuncularımızdan defansa katkı istedik. Önde baskı yaptık etkili olduk. Çok fazla toplar kazandık. Negatif olan yanlarımız da vardı ve bazı pozisyonlarda rakibimize pozisyonlar verdik. Eyüpspor iyi bir takım ve ne yapmak istediğini bilen bir takım. Arda Hoca’yı da kutluyorum. Böyle bir takıma karşı deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz. Rakibimizi de sergiledikleri mücadeleden dolayı tebrik ediyorum” diye konuştu. "Yönetim kurulumuz bize her zaman destek verdi" Son haftalarda yakaladıkları başarılı grafik hakkında da konuşan İlhan Palut, “Fenerbahçe maçında yediğimiz gole kadar çok iyi bir Rizespor vardı. Sonrasında Galatasaray maçında, bunu takip eden ve sahadan mağlup olduğumuz maçlarda yeterince iyi değildik. Bu dönemde evet yıprandık. Rizespor camiasına zarar mı veriyoruz diye düşündüm. Bu süreçte başkanımız ve yönetim kurulumuz bize her zaman destek verdi. Çalışmaya ve çabalamaya devam ettik. Ve bugün iyi bir istatistik yakaladık diyebiliriz” şeklinde konuştu. Çaykur Rizespor’un bu süreçte kendine güvenmesini doğru bulduğunu aktaran Palut, “Ben de bu tarz süreçlerde antrenöre güvenip devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Belki de çok uzun süreli iyi performanslar gelecekken bazen 1-2 haftalık kötü sonuçlar sebebiyle kulüpler, teknik adamlarla yollarını ayırıyor. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Ardahan Kadın futbolunda Gürcistan ile dostluk maçı Kadınlar 3. Lig’de mücadele eden Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı, sınır komşusu Gürcistan’ın 2. Lig takımlarından Akhalgori Kadın Futbol Takımı ile dostluk maçı yaptı. Bayram havasında geçen futbol maçını konuk ekip 5-2 kazandı. Gürcistan temsilcisinin teklifiyle düzenlenen bu özel karşılaşmayla iki ülkenin futbol takımları arasında dostluk bağlarının güçlendirilmesi amaçlandı. Yeni sezon hazırlıklarına hız kesmeden devam eden Kura Gençlik Spor, bu maçla hem takımın performansını değerlendirme hem de genç oyuncularını uluslararası bir rakiple sahada görme fırsatı buldu. Gürcü Takımı ile birlikte Ardahan’a gelen Türkiye-Gürcistan Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği Başkanı Mikail Geliaşvili, ’’İki ülke arasında ilk defa kadın futbol takımları dostluk maçında karşılaştı. Bu karşılaşma ile dostluk köprüsü kurmak istiyoruz. Biz dünyada barış ve kardeşlik istiyoruz. Savaş istemiyoruz ve bu müsabaka tüm dünya barışı için bir adım olur" dedi. Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı Başkanı Ümit Sarıkaya ise dostluk maçında karşılaştıklarını söyleyerek, "Gürcistan 2. Ligi’nde mücadele eden Akhalgori Kadın Futbol Takımı’nın bizimle bir dostluk maçı talebi oldu. Biz de federasyon yetkilileri ile yaptığımız görüşmeler sonucunda bu karşılaşmanın oynanmasına karar verdik. Burada amaç dostluk ve kardeşlik, sonuç önemli değil" diye konuştu. 80. Yıl Şehir Stadyumu’nda Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı ile Akhalgori Kadın Futbol Takımı arasında oynanan dostluk maçını konuk ekip 5-2’lik skorla kazandı.
İstanbul Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin karma sergisinin açılışını yaptı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin Dolmabahçe Galeri Salonu’nda düzenlenen karma sergisinin açılış programına katıldı. Emine Erdoğan, bugün büyük insani krizlerle mücadele ederken sanatın umut ve direnç kaynağı olma gücünün yeniden keşfedildiğini belirterek, "Gazze’nin acılarını anlatan bir tuval, kaybettiklerimizin hatırası işlenmiş bir el işi, duygularımıza tercüman olan bir şiir, binlerce sözden ve eylemden daha etkili olabiliyor. Unutmayalım ki bugün biz, İspanya iç savaşını çıkaranları değil, bu savaşın trajedisini en etkili şekilde gözler önüne seren Guernika tablosunu hatırlıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin Dolmabahçe Galeri Salonu’nda düzenlenen karma sergisinin açılış programına katıldı. Burada konuşan Erdoğan, resimden müziğe, edebiyattan tiyatroya kadar sanatın her dalının, insanın yüce duygularının gün yüzüne çıkmasını sağladığını söyledi. Sanatın, herkesi aynı duygularda buluşturduğunu kaydeden Erdoğan, "Sanat, insanı önyargı ve nefret zincirlerinden kurtararak diğer insanlarla yakınlaştırır. Kültür ve sanatla derinleşen farkındalık ve duyarlılığı artan toplumlar, hayata gönül penceresinden bakmaya başlar. Dolayısıyla her sanatçı aslında eserleriyle kendi medeniyetini de inşa eder" diye konuştu. "Kültürümüz, tüm zanaatkarlar için eşsiz bir ilham kaynağıdır" Erdoğan, hem içinde bulunulan zamanda var olmanın hem de gelecekte devam etmenin yolunun estetik üretimden geçtiğini belirterek, "Biz bu anlamda dolu dolu bir geçmişe sahibiz. Tarih boyu geniş coğrafyalarda farklı medeniyetlerle temasın zenginleştirdiği kültürümüz, tüm zanaatkarlar için eşsiz bir ilham kaynağıdır" ifadelerini kullandı. Osmanlı döneminde sanatın, hayatın her alanına işleyip, yaşamla iç içe olduğunu dile getiren Erdoğan, "Estetik algı, en üst düzeyde tecrübe edilmiştir. Ruhun ilacı olarak görülen müzik, şifahanelerde tedavi olarak uygulanmıştır. Keza çini, ebru, tezhip, hattatlık gibi nice sanat dalı, zevk-i selimin ve ince fikrin zirvesidir. Kağıda, cama, taşa kumaşa işlenen desenler; neyden bağlamaya, uddan kanuna uzanan nağmeler, ruhumuzu incelikle besler. Bu derin kültürel birikim sahip olduğumuz en değerli hazinelerimizdendir" şeklinde konuştu. Erdoğan, bugünkü karma sergi gibi medeniyet mirasına sahip çıkan ve modern sanatla arasında köprüler kuran etkinliklerin kıymetli olduğunu vurgulayarak, Çınar Derneği’ni ve eser sahiplerini çalışmaları dolayısıyla tebrik etti. "Dernek her yaştan katılımcıyı içindeki cevheri keşfetmeye çağırıyor" Derneğin adını çınardan almasını anlamlı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aile yapısını güçlendirmek ve gençlerin kültürel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek amacıyla düzenlediği kurslar, bu misyonun somut birer yansıması. Dernek, sağladığı çeşitli sanat atölyeleri ile her yaştan katılımcıyı içindeki cevheri keşfetmeye çağırıyor. Resim, seramik, kara kalem, soğuk porselen gibi modern sanat eğitimleri çağın trendlerini kişisel üsluplarla birleştiriyor. Öte yandan, kadınların mesleki eğitim yoluyla iş gücüne katılımını destekleyerek, toplumsal kalkınmaya da değerli bir katkı sağlıyor" değerlendirmelerinde bulundu. Erdoğan, öğrencilerin bu eğitimlerde yalnız bir sanatı icra etmekle kalmayıp, işledikleri her motifte, attıkları her fırça darbesinde ve öğrendikleri her yeni ritimde emeğin ve sabrın gücüne tanıklık ettiklerini söyledi. "Eserlerde ortak köklü bir mirasın kişisel özgünlükle harmanlandığı o eşsiz birlikteliği görüyorum" Bu durumun, herhangi bir sanat dalında beceri kazanmanın çok ötesinde olduğunun altını çizen Erdoğan, "Birbirinden farklı tüm bu kıymetli eserlerde, ortak köklü bir mirasın kişisel özgünlükle harmanlandığı o eşsiz birlikteliği görüyorum. Sanatla terbiye edilmiş ruhlar ve güzeli görmeye talimli gözler arttıkça, sanat müzelerin, galerilerin duvarlarını aşarak hayata karışacak. İşte o zaman sanat, insanı daha erdemli bir hale getiren ve toplumları medeniyet yolunda ileri taşıyan bir güce dönüşecek" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan şöyle devam etti: "Çini duvar panolarından, porselen tabaklardan, yağlıboya tablolardan yansıyan estetik, giyim kuşamdan ev dekorasyonuna kadar, hayatın her alanında yeniden canlandırmalıyız. Estetikle harmanlanmış bir dünya, hayal ettiğimiz daha adil ve yaşanabilir bir geleceğin de anahtarı olacaktır. Nitekim bugün, büyük insani krizlerle mücadele ederken sanatın umut ve direnç kaynağı olma gücünü yeniden keşfediyoruz. Gazze’nin acılarını anlatan bir tuval, kaybettiklerimizin hatırası işlenmiş bir el işi, duygularımıza tercüman olan bir şiir, binlerce sözden ve eylemden daha etkili olabiliyor. Unutmayalım ki, bugün biz, İspanya iç savaşını çıkaranları değil, bu savaşın trajedisini en etkili şekilde gözler önüne seren Guernika tablosunu hatırlıyoruz." Sanatın, insanlığın iyi ve güzel izler bırakma çabasının en kalıcı şahidi olması, nesiller boyunca erdemin ve hakikatin ilham kaynağı olmaya devam etmesi temennisinde bulunan Erdoğan, "Dünyayı kanla boyamak isteyenlere karşı, iyiliği, güzelliği ve erdemi çoğaltmakta yarışanlardan olabilmeyi diliyorum" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Derneğin eğitmenlerinden Nevin Şahin ve Nilüfer Kıran’ın icra ettiği müzik dinletisiyle başlayan açılış programında, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Selcen Zeliha Özkök Arda da bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Başkan Arda, Emine Erdoğan’a günün anısına Sultan Süleyman Han’ın hayatını anlatan bir kitap ile çini işlemeli porselen bir vazo hediye etti. Erdoğan, aile fotoğrafının çekilmesinin ardından, sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı. 110 elden çıkmış eserler sergilendi Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği 2020 yılında, toplumun bir ayrım gözetmeksizin tüm bireylerini kültür ve sanatın sağlam ve köklü değerlerinin gelecek nesillere aktarımında ortak ve sağlam bir payda oluşturmak üzere yola çıkmış gönüllü bir ekibinin gayretleriyle kuruldu. Görsel ve işitsel sanatlar, el sanatları alanlarında yetkin hocalarıyla her yaş grubuna yönelik atölye çalışmalarının yapıldığı sanat merkezinde hat, tezhip, minyatür, çini, Türk nakışı, sanatsal bebek yapımı, mefruşat ile ud ve piyano gibi geniş bir yelpazede sanat eğitimlerin verildiği derneğin karma sergisinde, 110 elden çıkmış Anadolu’nun sanat zenginliğini yansıtan 150 eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergi, 1 Aralık’a dek Dolmabahçe Galeri Salonu’nda ziyaret edilebilecek.