GÜNDEM - 24 Şubat 2023 Cuma 17:36

Bakan Koca: 'Görev yeri deprem bölgesi olan ve tayin isteyen sağlık personeli için düzenleme yaptık'

A
A
A
Bakan Koca: 'Görev yeri deprem bölgesi olan ve tayin isteyen sağlık personeli için düzenleme yaptık'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta incelemelerde bulundu. Bakan Koca, incelemelerin ardından Kahramanmaraş İl Sağlık Müdürlüğü’nde yaptığı basın açıklamasında, “Görev yeri deprem bölgesi olan ve tayin isteyen sağlık personeli için düzenleme yaptık” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kahramanmaraş İl Sağlık Müdürü Ali Nuri Öksüz ve beraberindeki heyet ile Karacasu Konteynerkent, MSB Sahra Hastanesi, Necip Fazıl Şehir Hastanesi’ni ziyaret ederek, Cuma namazını hastanede kıldı. Namazın ardından Bakan Koca ve beraberindeki heyet, Azerbaycan Sahra Hastanesi’ni ve KAFUM Çadırkent ziyaretinin ardından İl Sağlık Müdürlüğü’ne gelerek basın açıklaması düzenledi.

Bölgedeki mobil eczaneler sayesinde ilaç sıkıntısının bulunmadığını söyleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “6 Şubatta yaşanan Kahramanmaraş merkezli 2 deprem ve devamındaki depremlerin yol açtığı ıstıraplardan hem kendi payımıza düşeni yaşıyor, hem de hepsini bir bütün olarak hissediyoruz. 19 gündür deprem bölgesindeyim. İnsanın umudunun ve ıstırabının daha büyüğüne tanık olduğunu sanırım kimse söyleyemez. Arama ve kurtarma çalışmalarını, yardım için milletçe kenetlenmeyi gördükten sonra kimse, “Gerçekten de birimiz hepimiz içinmişiz” demekten kendini alıkoyamaz. Söylenecek çok şey var ama şu gerçek de göz ardı edilebilir mi? Felaketi yaşamayan, onu yaşayan gibi anlayamaz. Deprem şehirlerini çıplak gözle görmemiş olan, onu gören gibi hissedemez. Bölge insanının duyguları karşısında Devletin taşıdığımı, büyük ve hiçbir duyguyla kıyaslanamayacak duygu “görev” duygusudur. Kahramanmaraş’ta 13 devlet hastanesi, 1 üniversite hastanesi, 7 sahra hastanesi, 8 toplum sağlığı merkezi, 77 aile sağlığı merkezi, sayısı 40 olan 112 istasyonu, 101 sağlık evi ile hizmet veriyoruz. İkinci basamak sağlık hizmeti veren tesislerimizden Türk Oğlu Devlet hastanemiz ve Nurhak Devlet Hastanemiz ağır hasarlı durumda. Necip Fazıl Şehir Hastanemiz hizmet vermeye devam etmektedir. Elbistan Devlet Hastanemiz hasara uğramamıştır. Kahramanmaraş’ta 120 eczanemiz hizmete devam ediyor. Ayrıca sahra hastanelerimizin eczaneleri ve 14 ayrı noktada mobil eczanelerimiz bulunmaktadır. Tüm bölgede ilaç temini ile ilgili sorun bulunmamaktadır” dedi.

Bakan Koca, bugüne kadar 68 binden fazla afetzedenin hastaneden taburcu olduğunu söyleyerek, “Bugüne kadar 68 binden fazla afetzede hastamızı taburcu ettik. İlimizin sağlık tesislerinde tedavisi devam eden depremzede hastamız kalmamıştır. Sevk edildikleri illerde tedavileri süren hastalarımıza acil şifalar dilerim. İlimizde görevli sağlık personeli sayısı 3.747’dir. İl dışından görevlendirilmiş olup, görevine halen devam eden bin 505 çalışma arkadaşımız var. Kahramanmaraş’ta afetten kaynaklanan sebeplerle bin 789 ameliyat yapıldı. Sağlık tesislerine toplam başvuru sayısı, 48 bin 223’ü acil olmak üzere, 54 bin 018’dir. İl genelinde servis yatak doluluk oranımız yüzde 23, yoğun bakım yatak doluluk oranımız yüzde 28. Yeterli kapasitemiz mevcut. 9 hastanemiz evde sağlık hizmeti vermeye devam etmektedir. Afetin ilk gününden bu yana 559 hastamıza evde sağlık hizmeti verilmiştir. Gün aşırı köylerimize ambulans gönderilmekte, sağlık taraması ve kronik hasta takibi yapılmaktadır. 61 gezici sağlık ekibi 473 köye gün aşırı ziyaret yapmaktadır. Bu güne kadar 65 bin 942 hastaya birinci basamak sağlık hizmeti ulaşmış, 145 bin 540 hastamız sağlık hizmeti almıştır. Çadır kentlerde kurulan toplam 15 acil müdahale ünitesinde yapılan muayene sayısı 24 bin 501’dir. Alo 184 Sağlık hizmeti çağrı sistemimiz devreye alınmıştır. Deprem bölgesinde, evde sağlık hizmeti, ilaç ve bakım ihtiyacı olan vatandaşlarımız 184 numaralı telefonu arayarak sağlık hizmeti talebinde bulunabilirler. Acil sağlık hizmeti dışında kalan evde bakım, ilaç, pansuman, hastaneye sevk talebi gibi ihtiyaçlar, Alo 184 çağrı sistemiz ile merkezi olarak karşılanmaktadır. Bildiğiniz gibi 75 yaş üzeri vatandaşlarımızı yakından takip ediyoruz. Şuana kadar 75 yaş üzeri hastalarımızın yüzde 78’ine ulaştık. Bunların yarısı il içinde ulaşılarak kronik hastalık ilaç talepleri yerinde karşılandı. Kalan yarısının il dışında olduğu tespit edildi. Bulundukları ilde hizmet verildi. Bir afetin akabinde yaşanan acıları artırabilecek risk, muhtemel halk sağlığı sorunlarıdır. Bu riskin önlenmesi birlikte hareket etmekle mümkündür. Böylesi durumlarda tehlike daha çok, sağlıksız veya tehlikeli atıkların karıştığı sulardan kaynaklıdır” ifadelerini kullandı.

“Açıklama yapılana kadar şebeke suyu içilmemeli”

Bakan Koca, yetkili kurumlardan açıklama yapılana kadar şebeke suyunun içme suyu olarak kullanılmamasını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Depremin ilk günlerinden itibaren su klorlama çalışmalarını, bakiye klor ölçümlerini düzenli olarak yapıyoruz. Aldığımız bin 533 su numunesinden bin 354’ünde klor oranının yeterli olduğu, 179 numunede ise yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Su numunelerinin mikrobiyolojik ve kimyasal analizleri burada, Kahramanmaraş Merkez Halk Sağlığı Laboratuvarımızda yapılmaktadır. Bu analizler, şebeke suyunun içme suyu olarak kullanılmasının riskli olduğunu ortaya koymaktadır. Alınan su örneklerinden 176’sı uygunsuz bulunmuştur. Bir kısmı mikrobiyolojik veya kimyasal uygunsuzluktur. Bilimsel tespitlerden hareketle gerekli önlemler alınmaktadır. Israrlı uyarımı burada da tekrarlamak istiyorum. Valilik ve kaymakamlıklar açıklama yapana kadar, şebeke suyunu içme suyu olarak kullanmayalım. Su hayattır, hep öyle kalsın ve hastalık sebebi olmasın. Daha önce yaptığım açıklamalarda belirttiğim gibi, mevcut şartlar itibarıyla halk sağlığını tehdit edici bir durum şuana kadar yoktur. Şartların gerektirdiği tedbirlere uymak bunun güvencelerinden biridir.”

“Depremde yaralanan vatandaşlar tetanos aşısı olmalı”

Hassas olunması gereken konulardan birinin de tetanos olduğunu ve depremde yaralanan vatandaşların mutlaka tetanos aşısı olması gerektiğini söyleyen Bakan Koca, “Bugünlerde hassas olunması gereken bazı sağlık konuları var. Bunlardan biri tetanostur. Tetanosa neden olan mikrop, paslı çivi, bıçak veya metal kesikleri ile kolayca bulaşabilir. Vücuttaki yaralar, cilt enfeksiyonları mikrobun bulaşmasına fırsat tanır. Tedbire büyük önem veriyoruz. Deprem bölgesinde, enkazda çalışan görevlilerin tetanos aşılarını yaptık. Öncelikle yaralılar olmak üzere, depremzedelerin tetanos aşıları da yapılmış durumdadır. Sizlerden, çok hafif de olsa depremde yara almışsanız, tetanos aşınızı hiç ihmal etmemenizi istiyorum. Lütfen en yakın görevlimize başvurun. Arama kurtarma çalışmaları sırasında ortaya çıkan toz da sağlık açısından risk taşıyordu. Bu tehdidi önlemek için çalışanlara ve yakın yerlerde bulunanlara 2 milyondan fazla N95 maske dağıtmıştık. Benzer şekilde halen enkaz kaldırma çalışmalarında da maske kullanımı asla ihmal edilmemelidir. N95 maske ekiplerimizden temin edilebilir. Bölgede görevli sağlık çalışanları için yeni bir düzenleme yapıyoruz. Bu düzenlemede, öncelikli olarak, gönüllülüğü kolaylaştırıyor, bir sisteme kavuşturuyoruz. Afet Bölgesinde gönüllü olarak çalışmak isteyen hekimlerin, hemşirelerin, tüm sağlık çalışanı arkadaşlarımızın bu taleplerini iletebilmesi için Ekip Portal Uygulaması üzerinden başvuru formu oluşturulmuştur. Gönüllülük başvuruları ilgili il sağlık müdürlüğünce görüntülenebilecek, Bakanlığımızca ihtiyaç doğrultusunda görevlendirme yapılacak. Başvuracak tüm arkadaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum” dedi.

Görev yeri deprem bölgesi olan ve tayin isteyen personel için de düzenleme yaptıklarını söyleyen Fahrettin Koca, “Bir diğer düzenlemeyi, görev yeri halen deprem bölgesi olup, başka bir ile atanmak isteyen sağlık çalışanlarının başvuruları için yaptık. Bu arkadaşlarımızın görevlendirme ve tayin talebi başvuruları Personel Bilgi Sistemi üzerinden alınacaktır. 1966’da yaşanan Varto Depremi üzerine kaleme aldığı yazıda üstat Sezai Karakoç, ebedi âleme uğurlanan insanların dilinden şöyle demişti: “Biz, dağılan kitabın uçuşan yapraklarıysak, siz de ortada kalan yapraklarısınız. Yaprakların toplanıp kitabın yine kitap yapılacağı gün gelecektir.” Her birinize saygılarımı sunuyorum. Sağ olun. Başımız eğilmeyecek, devlet ve millet gücüyle şehirler ayağa kalkacak” ifadelerini kullandı.

Cem Atakan - Eren Kan - Yasin Esen - Halil Ulubey

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İlhan Palut: “Deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz” Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, Eyüpspor galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, iyi bir takıma karşı oynadıklarını söyleyerek, “Deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Çaykur Rizespor, deplasmanda karşılaştığı Eyüpspor’u 2-1 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, “Maç öncesi değerlendirmelerimde de bu maçın seyirciler için keyifli bir mücadele olacağı yönündeydi. Pozitif futbol oynayan iki takımın mücadelesiydi. 3. bölgeye biz de rakibimiz de çok gitti. Maç içinde kıran kırana bir mücadele vardı. Biz, tüm oyuncularımızdan defansa katkı istedik. Önde baskı yaptık etkili olduk. Çok fazla toplar kazandık. Negatif olan yanlarımız da vardı ve bazı pozisyonlarda rakibimize pozisyonlar verdik. Eyüpspor iyi bir takım ve ne yapmak istediğini bilen bir takım. Arda Hoca’yı da kutluyorum. Böyle bir takıma karşı deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz. Rakibimizi de sergiledikleri mücadeleden dolayı tebrik ediyorum” diye konuştu. "Yönetim kurulumuz bize her zaman destek verdi" Son haftalarda yakaladıkları başarılı grafik hakkında da konuşan İlhan Palut, “Fenerbahçe maçında yediğimiz gole kadar çok iyi bir Rizespor vardı. Sonrasında Galatasaray maçında, bunu takip eden ve sahadan mağlup olduğumuz maçlarda yeterince iyi değildik. Bu dönemde evet yıprandık. Rizespor camiasına zarar mı veriyoruz diye düşündüm. Bu süreçte başkanımız ve yönetim kurulumuz bize her zaman destek verdi. Çalışmaya ve çabalamaya devam ettik. Ve bugün iyi bir istatistik yakaladık diyebiliriz” şeklinde konuştu. Çaykur Rizespor’un bu süreçte kendine güvenmesini doğru bulduğunu aktaran Palut, “Ben de bu tarz süreçlerde antrenöre güvenip devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Belki de çok uzun süreli iyi performanslar gelecekken bazen 1-2 haftalık kötü sonuçlar sebebiyle kulüpler, teknik adamlarla yollarını ayırıyor. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Ardahan Kadın futbolunda Gürcistan ile dostluk maçı Kadınlar 3. Lig’de mücadele eden Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı, sınır komşusu Gürcistan’ın 2. Lig takımlarından Akhalgori Kadın Futbol Takımı ile dostluk maçı yaptı. Bayram havasında geçen futbol maçını konuk ekip 5-2 kazandı. Gürcistan temsilcisinin teklifiyle düzenlenen bu özel karşılaşmayla iki ülkenin futbol takımları arasında dostluk bağlarının güçlendirilmesi amaçlandı. Yeni sezon hazırlıklarına hız kesmeden devam eden Kura Gençlik Spor, bu maçla hem takımın performansını değerlendirme hem de genç oyuncularını uluslararası bir rakiple sahada görme fırsatı buldu. Gürcü Takımı ile birlikte Ardahan’a gelen Türkiye-Gürcistan Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği Başkanı Mikail Geliaşvili, ’’İki ülke arasında ilk defa kadın futbol takımları dostluk maçında karşılaştı. Bu karşılaşma ile dostluk köprüsü kurmak istiyoruz. Biz dünyada barış ve kardeşlik istiyoruz. Savaş istemiyoruz ve bu müsabaka tüm dünya barışı için bir adım olur" dedi. Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı Başkanı Ümit Sarıkaya ise dostluk maçında karşılaştıklarını söyleyerek, "Gürcistan 2. Ligi’nde mücadele eden Akhalgori Kadın Futbol Takımı’nın bizimle bir dostluk maçı talebi oldu. Biz de federasyon yetkilileri ile yaptığımız görüşmeler sonucunda bu karşılaşmanın oynanmasına karar verdik. Burada amaç dostluk ve kardeşlik, sonuç önemli değil" diye konuştu. 80. Yıl Şehir Stadyumu’nda Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı ile Akhalgori Kadın Futbol Takımı arasında oynanan dostluk maçını konuk ekip 5-2’lik skorla kazandı.
İstanbul Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin karma sergisinin açılışını yaptı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin Dolmabahçe Galeri Salonu’nda düzenlenen karma sergisinin açılış programına katıldı. Emine Erdoğan, bugün büyük insani krizlerle mücadele ederken sanatın umut ve direnç kaynağı olma gücünün yeniden keşfedildiğini belirterek, "Gazze’nin acılarını anlatan bir tuval, kaybettiklerimizin hatırası işlenmiş bir el işi, duygularımıza tercüman olan bir şiir, binlerce sözden ve eylemden daha etkili olabiliyor. Unutmayalım ki bugün biz, İspanya iç savaşını çıkaranları değil, bu savaşın trajedisini en etkili şekilde gözler önüne seren Guernika tablosunu hatırlıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin Dolmabahçe Galeri Salonu’nda düzenlenen karma sergisinin açılış programına katıldı. Burada konuşan Erdoğan, resimden müziğe, edebiyattan tiyatroya kadar sanatın her dalının, insanın yüce duygularının gün yüzüne çıkmasını sağladığını söyledi. Sanatın, herkesi aynı duygularda buluşturduğunu kaydeden Erdoğan, "Sanat, insanı önyargı ve nefret zincirlerinden kurtararak diğer insanlarla yakınlaştırır. Kültür ve sanatla derinleşen farkındalık ve duyarlılığı artan toplumlar, hayata gönül penceresinden bakmaya başlar. Dolayısıyla her sanatçı aslında eserleriyle kendi medeniyetini de inşa eder" diye konuştu. "Kültürümüz, tüm zanaatkarlar için eşsiz bir ilham kaynağıdır" Erdoğan, hem içinde bulunulan zamanda var olmanın hem de gelecekte devam etmenin yolunun estetik üretimden geçtiğini belirterek, "Biz bu anlamda dolu dolu bir geçmişe sahibiz. Tarih boyu geniş coğrafyalarda farklı medeniyetlerle temasın zenginleştirdiği kültürümüz, tüm zanaatkarlar için eşsiz bir ilham kaynağıdır" ifadelerini kullandı. Osmanlı döneminde sanatın, hayatın her alanına işleyip, yaşamla iç içe olduğunu dile getiren Erdoğan, "Estetik algı, en üst düzeyde tecrübe edilmiştir. Ruhun ilacı olarak görülen müzik, şifahanelerde tedavi olarak uygulanmıştır. Keza çini, ebru, tezhip, hattatlık gibi nice sanat dalı, zevk-i selimin ve ince fikrin zirvesidir. Kağıda, cama, taşa kumaşa işlenen desenler; neyden bağlamaya, uddan kanuna uzanan nağmeler, ruhumuzu incelikle besler. Bu derin kültürel birikim sahip olduğumuz en değerli hazinelerimizdendir" şeklinde konuştu. Erdoğan, bugünkü karma sergi gibi medeniyet mirasına sahip çıkan ve modern sanatla arasında köprüler kuran etkinliklerin kıymetli olduğunu vurgulayarak, Çınar Derneği’ni ve eser sahiplerini çalışmaları dolayısıyla tebrik etti. "Dernek her yaştan katılımcıyı içindeki cevheri keşfetmeye çağırıyor" Derneğin adını çınardan almasını anlamlı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aile yapısını güçlendirmek ve gençlerin kültürel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek amacıyla düzenlediği kurslar, bu misyonun somut birer yansıması. Dernek, sağladığı çeşitli sanat atölyeleri ile her yaştan katılımcıyı içindeki cevheri keşfetmeye çağırıyor. Resim, seramik, kara kalem, soğuk porselen gibi modern sanat eğitimleri çağın trendlerini kişisel üsluplarla birleştiriyor. Öte yandan, kadınların mesleki eğitim yoluyla iş gücüne katılımını destekleyerek, toplumsal kalkınmaya da değerli bir katkı sağlıyor" değerlendirmelerinde bulundu. Erdoğan, öğrencilerin bu eğitimlerde yalnız bir sanatı icra etmekle kalmayıp, işledikleri her motifte, attıkları her fırça darbesinde ve öğrendikleri her yeni ritimde emeğin ve sabrın gücüne tanıklık ettiklerini söyledi. "Eserlerde ortak köklü bir mirasın kişisel özgünlükle harmanlandığı o eşsiz birlikteliği görüyorum" Bu durumun, herhangi bir sanat dalında beceri kazanmanın çok ötesinde olduğunun altını çizen Erdoğan, "Birbirinden farklı tüm bu kıymetli eserlerde, ortak köklü bir mirasın kişisel özgünlükle harmanlandığı o eşsiz birlikteliği görüyorum. Sanatla terbiye edilmiş ruhlar ve güzeli görmeye talimli gözler arttıkça, sanat müzelerin, galerilerin duvarlarını aşarak hayata karışacak. İşte o zaman sanat, insanı daha erdemli bir hale getiren ve toplumları medeniyet yolunda ileri taşıyan bir güce dönüşecek" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan şöyle devam etti: "Çini duvar panolarından, porselen tabaklardan, yağlıboya tablolardan yansıyan estetik, giyim kuşamdan ev dekorasyonuna kadar, hayatın her alanında yeniden canlandırmalıyız. Estetikle harmanlanmış bir dünya, hayal ettiğimiz daha adil ve yaşanabilir bir geleceğin de anahtarı olacaktır. Nitekim bugün, büyük insani krizlerle mücadele ederken sanatın umut ve direnç kaynağı olma gücünü yeniden keşfediyoruz. Gazze’nin acılarını anlatan bir tuval, kaybettiklerimizin hatırası işlenmiş bir el işi, duygularımıza tercüman olan bir şiir, binlerce sözden ve eylemden daha etkili olabiliyor. Unutmayalım ki, bugün biz, İspanya iç savaşını çıkaranları değil, bu savaşın trajedisini en etkili şekilde gözler önüne seren Guernika tablosunu hatırlıyoruz." Sanatın, insanlığın iyi ve güzel izler bırakma çabasının en kalıcı şahidi olması, nesiller boyunca erdemin ve hakikatin ilham kaynağı olmaya devam etmesi temennisinde bulunan Erdoğan, "Dünyayı kanla boyamak isteyenlere karşı, iyiliği, güzelliği ve erdemi çoğaltmakta yarışanlardan olabilmeyi diliyorum" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Derneğin eğitmenlerinden Nevin Şahin ve Nilüfer Kıran’ın icra ettiği müzik dinletisiyle başlayan açılış programında, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Selcen Zeliha Özkök Arda da bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Başkan Arda, Emine Erdoğan’a günün anısına Sultan Süleyman Han’ın hayatını anlatan bir kitap ile çini işlemeli porselen bir vazo hediye etti. Erdoğan, aile fotoğrafının çekilmesinin ardından, sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı. 110 elden çıkmış eserler sergilendi Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği 2020 yılında, toplumun bir ayrım gözetmeksizin tüm bireylerini kültür ve sanatın sağlam ve köklü değerlerinin gelecek nesillere aktarımında ortak ve sağlam bir payda oluşturmak üzere yola çıkmış gönüllü bir ekibinin gayretleriyle kuruldu. Görsel ve işitsel sanatlar, el sanatları alanlarında yetkin hocalarıyla her yaş grubuna yönelik atölye çalışmalarının yapıldığı sanat merkezinde hat, tezhip, minyatür, çini, Türk nakışı, sanatsal bebek yapımı, mefruşat ile ud ve piyano gibi geniş bir yelpazede sanat eğitimlerin verildiği derneğin karma sergisinde, 110 elden çıkmış Anadolu’nun sanat zenginliğini yansıtan 150 eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergi, 1 Aralık’a dek Dolmabahçe Galeri Salonu’nda ziyaret edilebilecek.