GÜNDEM - 25 Kasım 2015 Çarşamba 20:48

Bakan Eroğlu, 2015-2016 su yılını değerlendirdi

A
A
A
Bakan Eroğlu, 2015-2016 su yılını değerlendirdi

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2015-2016 su yılının değerlendirmesini yaparak su-tarım yılı yağışlarında normale göre yüzde 8,1 azalma gözlemlendiğini belirtti.

 Eroğlu, 26 Kasım’dan itibaren yağışların yurdun batısından başlayarak tüm yurtta etkili olacağını tahmin ettiklerini belirtti.
1 Ekim ile bir sonraki yılın 30 Eylül tarihleri arasının su/tarım yılı olarak değerlendirildiğinin altını çizen Veysel Eroğlu “1 Ekim’de başlayan 2015-2016 su yılının 23 Kasım’a kadar olan bölümünde yağışların uzun yıllar ortalaması ülkemizde 104 mm’dir. Türkiye’de bu yıl; 1 Ekim-23 Kasım tarihleri arasında düşen yağış miktarı ortalaması ise 96 mm olarak gerçekleşmiştir” diye ifade etti.
Uzun yıllar ortalamalarına göre 1 Ekim ile 23 Kasım 2015 su-tarım yılı yağışlarında normaline göre yüzde 8,1 azalma yaşandığını ifade eden Eroğlu, “Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu hariç bütün bölgelerimizde azalma söz konusudur. Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’da azalma yüzde 25 in üzerine çıkmıştır. En büyük azalma yüzde 46.6 ile Akdeniz Bölgesinde, yüzde 36 ile Ege Bölgesinde vuku bulmuştur. İç Anadolu Bölgesinde ise yüzde32.6 oranında bir azalma gerçekleşmiştir” dedi.

TÜRKİYE YAĞIŞLI HAVANIN ETKİSİNE GİRİYOR
Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesindeki çiftçilerin yağış beklentisi içinde olduğunu belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 26 Kasım’dan itibaren yağışların ülkemizin batısından başlayarak yurtta etkili olacağını tahmin ettiklerini belirtti.
Yurdumuzun, üzerinde etkili olan yağışlı sisteme ilave olarak 28 Kasım’dan itibaren yeni bir yağışlı sistemin daha etkili olacağının tahmin edildiğini vurgulayan Eroğlu, “Halen mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları yağışlı havaya rağmen hafta sonuna kadar normalleri üzerinde seyretmeye devam edecek. Ancak, son yapılan tahminlere göre önümüzdeki hafta başından itibaren yurdumuzun Karadeniz üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine gireceği öngörülüyor” diye konuştu.

“KURAK BİR YIL GEÇİRSEK DAHİ, SULAMA SUYU VEİÇMESUYU TEMİNİNDE SIKINTI YAŞAMAYIZ”
2015-2016 su yılının başında yaşanan yağışlardaki bu azalmanın önümüzdeki aylarda yaşanacak yağışlar ile aşılacağını ümit ettiğini ifade eden Eroğlu, “Biz ülkemizin her yerinde gölet ve barajları inşa ediyor ve yağışlı dönemlerdeki suları buralarda biriktiriyoruz. Biz bu depolama tesislerini yapmak zorundayız. Çünkü ülkemiz yarı kurak bir iklim bölgesinde bulunuyor ve her mevsim yağış almıyor. Yaptığımız bu tesisler sayesinde kurak bir yıl geçirsek dahi sulama suyu ve içme suyu temininde sıkıntı yaşamayız ”değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan 26 Kasım 2015 perşembe günü; yurdun iç ve batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Batı Karadeniz’in iç kesimleri ile Mersin, Çorum, Amasya, Şanlıurfa ve Adıyaman çevrelerinin yağmur ve sağanak, Kıyı Ege ile Batı Akdeniz'in yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Kıyı Ege ile Antalya ve Çanakkale çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın, Marmara, Ege, Batı Akdeniz kıyıları, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz'de güney ve güneybatı yönlerden kuvvetli (30-50 km/s), Kıyı Ege'de yer yer kısa süreli fırtına şeklinde esmesi bekleniyor. 27 Kasım 2015 Cuma günü; yurt genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu'nun batısı ile Giresun, Muş, Bitlis ve Şırnak çevrelerinin yağmur ve sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

28 Kasım 2015 Cumartesi günü; ülkemiz genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, Akdeniz, İç Anadolu'nun kuzeybatısı, Batı Karadeniz'in batısı ile Konya, Amasya, Çorum, Gaziantep ve Kilis çevrelerinin yağmur ve sağanak geçeceği tahmin ediliyor. 29 Kasım 2015 Pazar günü; ülkemiz genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın güney ve doğusu, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu’nun batısı ile Erzurum, Kars, Ardahan, Muş, Bitlis ve Şırnak çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların genellikle yağmur ve sağanak, Doğu Karadeniz'in iç kesimleri ile Doğu Anadolu'nun kuzey kesimlerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde yer yer kar şeklinde olması bekleniyor.

30 Kasım 2015 Pazartesi günü yağışların ülkemizin kuzey, iç ve doğu kesimlerinde aralıklarla devam edeceği ve hava sıcaklıklarının yer yer mevsim normallerinin altına ineceği tahmin ediliyor.
1 Aralık 2015 Salı günü ülkemizin tamamının yağışlı geçeceği tahmin edilmektedir. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Aile Yılı destekleri, 10 yıl içinde sonuçlarını verecektir” 2025 Aile Yılı kapsamında açıklanan destekler ile doğum oranlarının artmasının Türkiye için önemini vurgulayan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Şahin, ekonominin ve demografik yapının geleceğine dikkat çekti. Şahin, genç nüfusa ihtiyaç olduğunu belirterek önümüzdeki 10 yılda hedefe ulaşılması gerektiğini belirtti. 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kurmak isteyen gençlere yapılacak teşvikleri açıkladı. Alınan bu kararın ekonomik ve toplumsal yönden Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine yönelik değerlendirmelerde bulunan İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Şahin, genç nüfusun önemini vurguladı. “4 çalışanın bir emekliyi finanse etmesi gerekirken, bizde oran 1,63” “2025 yılının ilk Kabine Toplantısı’nda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan etti. Bunu ilan etmesindeki temel gösterge Birleşmiş Milletler nüfus verileri. Nüfus verilerimizde doğum ve doğurganlık oranı çok düştü. 2001 yılında 2.38 olan oran 2023 sonu itibariyle 1.51’lere düştü” diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğum oranlarının düşmesi ve bunun süreç olarak devam etmesi, genç nüfusun azalmasına, yaşlı nüfusun artmasına neden olur. Sosyal güvenliğin finansmanı ve istihdam anlamında bir takım olumsuz etkileri olmakla birlikte ekonomik potansiyel açısından da ciddi sıkıntılar doğurur. Özellikle SGK sisteminin sürdürülebilirliği açısından dünyada kabul görmüş oran şudur: Emeklilerin finanse edilmesi noktasında 4 çalışan 1 emekliyi finanse ederken, Türkiye’de bu oran 1,63’e düştü. Bu, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği anlamında bir problem olmakla birlikte, Avrupa’da olduğu gibi nüfusun yaşlanmasına ve demografik yapının bozulmasına da neden olur. İş gücüne katılım ve ekonominin büyümesi noktasında domino etkisi yaparak olumsuz bir etkiye neden olur.” “Ekonomi iyi olursa doğurganlık hızı da yükselir” Destek ve teşviklerin doğurganlık oranı üzerinde olumlu etkisi olacağını belirten Şahin, “Genel kanı, kentleşme, sanayileşme ve de buna bağlı olarak boşanma oranlarının ve evlenme yaşının yükselmesinin doğurganlık oranını olumsuz yönde etkilediği. Yine, ekonomik durum da nedenlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ekonominiz iyi olursa çocuk doğurganlık hızı yükselebilir. Baktığınız zaman aileler çocukları bir maliyet unsuru olarak görmeye başladılar. Aileler şunu düşünüyor; bir bebeğin, çocuğun bakımını, eğitimini, kreş masraflarını anne-baba çalışarak karşılamaya çalışıyor. Babaannenin, anneannenin çocuklara baktığı bir ortam maalesef ki kalmadı. Kentleşme, sanayileşme ve hızlı bir demografik değişim, bütün bu unsurlar çocuk doğurganlığı üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor” dedi. “2030 ve 2050 hedeflerini tutturmalıyız” Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfusa rağmen göçmenler vasıtasıyla istihdam oluşturulduğunu belirten Şahin, Türkiye’nin ise demografik unsurlarını etkin çalıştırarak üretim ve istihdam odaklı olması gerektiğinin altını çizdi. Evlilik öncesi maddi destek gibi psikolojik destek de sağlanması gerektiğini belirten Dr. Şahin, “Günümüzde bu destek rakamları düşük görünmekle birlikte ekonomik kriterlerimiz göz önüne alındığında doğum artışını makul seviyede destekler diye düşünüyoruz. Ekonomimiz biraz daha ivme kazanıp bölgesel anlamda da güçlülüğümüz artarsa kısa sürede bu problemi aşabiliriz. Birleşmiş Milletler’in nüfus verilerine göre 2030’da ve 2050’de Türkiye’nin tahminlerini tutturması gerekiyor” diye konuştu. 24 yıllık süreçte doğum oranında ciddi düşüş yaşandığını belirten Şahin, Aile Yılı kapsamında sağlanacak teşviklerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde olumlu yönde etkisini göstereceğini belirtti.
Kahramanmaraş Azerbaycan Mahallesi’nde örnek daireler ortaya çıktı Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrası Türkiye ve Azerbaycan devleti tarafından yaptırılan Azerbaycan Mahallesi’nde sona gelindi. Tamamlanan deprem bloklarında örnek daireler ortaya çıkarken ekipler peyzaj çalışmalarını sürdürüyor. Kahramanmaraş’ın Onikişubat ve Dulkadiroğlu ilçelerinin kesiştiği Azerbaycan Bulvarı’ndan esinlenerek ismi verilen ve Hayrullah Mahallesi’nde yapımına başlanan Azerbaycan Mahallesi’ndeki deprem konutlarında sona gelindi. TOKİ ve MİDA tarafından Azerbaycan Mahallesi’nde toplam bin 278 konut ve 826 iş yerinden oluşan dev bir projeyi hayata geçirdi. Azerbaycan Mahallesi’ndeki proje, hem konut sakinlerinin hem de iş yeri sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlandı. Projenin kısa sürede tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmesi hedefleniyor. Projeyle ilgili açıklama yapan TOKİ Uzmanı Mimar Hatice Ezgi Reyhanlıoğlu, çalışmaların bölgenin zemin sağlamlaştırmasıyla başladığını belirterek yaklaşık 200 kilometrelik fore kazıkların yerleştirildiğini ifade etti. Örnek dairelerin de ortaya çıktığını ifade eden Reyhanlıoğlu, “Azerbaycan Mahallemizde bin 278 adet konut, 826 adet iş yerimiz bulunuyor. Buradaki çalışma zemin sağlamlaştırma ile başladı. 200 kilometre 15 ve 10 metre uzunluğunda tam donatılı sürtünme kazıklar yaptık. Bu bölgemizde şu anda bir artı bir, iki artı bir ve üç artı bir konutlarımız var ve en kısa sürede teslim etmek için peyzaj çalışmalarına başladık. Alanda hem engellilerin düşünüldüğü, hem yeşil alan ve peyzajı ile tüm alanda sosyal faaliyetlerle beraber vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” dedi. Öte yandan, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım, Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı koordinesindeki ekipleri ise yeni konut alanlarının çevre düzenlemelerini ve ulaşım altyapısını tamamlıyor.
Bursa Eğitim turizmine büyük katkı Tatil ve sağlık turizmiyle Türkiye her yıl milyar dolarlık gelir elde ederken, NATILLUS tarafından organize edilen eğitim turizmiyle de yılda binlerce öğrenci kültür elçisi olarak Bursa’da ağırlanıyor. Seva Holding bünyesinde faaliyet gösteren NATILLUS, kültür ve eğitim programlarıyla binlerce öğrencinin geleceğine ve eğitimine yön verirken, sadece Türkiye’de değil, dünyada fark ettirmeye devam ediyor. NATILLUS Programı, 95 ülkedeki 600 acentesiyle, her yıl 8-18 yaş arası öğrencileri Türkiye’deki yaz ve kış kamplarında ağırlayarak katma değeri yüksek bir ‘yerinde ihracat’ gerçekleştiriyor. NATILLUS’un programları kapsamında Moğolistan’dan gelen 25 öğretmeni okullarında misafir eden Seva Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Özel Şahinkaya Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzhan Şahinkaya, “NATILLUS eğitim turizmi şirketimiz, dünya üzerinde 95 ülkede 600 üzerinde acenteyle hizmet veriyor. Bu program kapsamında Moğolistan’dan gelen öğretmenlere hem eğitim sistemimizi tanıttık hem de Türkiye’nin kültürel zenginliklerini keşfetme fırsatı sunduk. Bir hafta boyunca öğretmenlerimizle eğitim çalışmaları ve kültürler arası etkileşim gerçekleştirdik” dedi. Şahinkaya, “Dünyadan Türkiye’ye eğitim turizmi kapsamında yaz okullarına ve diğer dil öğrenme programlarına öğrencilerin yanı sıra öğretmenleri de getiriyoruz. Öğretmenlerimizi Türkiye’deki eğitim faaliyetleriyle ilgili bilgilendirmek istiyoruz. Bu çerçevede Moğolistan Güney Kobi eyaletinin yetkilileri bizimle iletişime geçerek birlikte kültürler arası değişim ve eğitim çalışması yapmak istedi. NATILLUS programları ile eyaletlerinde var olan 14 okulun 25 öğretmenini Bursa’da ağırladık. Misafir öğretmenlerimiz bir hafta boyunca okullarımızdaki eğitim faaliyetlerine katıldılar. Farklı alanlarda eğitimler vermemizin yanı sıra Türkiye’nin de kültürel tanıtımına katkıda bulunacağız” dedi. Yaz ve kış kamplarının kendileri için bir ideal olduğunu ifade eden Şahinkaya, “Ülkemizden yaz veya dil okullarına İngiltere’ye, Amerika’ya çok sayıda öğrenci gidiyor. Dolayısıyla onların ekonomilerine ve sosyal hayatlarına katkıda bulunuyor. NATILLUS eğitim programlarını ilk etapta ‘Türk rüyası’ adı altında 8 yıl önce başlattık. Biz de dünyadan eğitim turizmi çerçevesinde ülkemize öğrencileri getirmeyi planladık. Ancak Türkiye’ye gelen öğrencilerin yaşları genellikle 18 yaş üzeri oluyor. 18 yaşından sonra üniversite öğretimi için gelen öğrenciler, kültür elçisi olarak farklı ülkelere dağılıyor. Bu noktada çok ciddi bir çalışma ve emek var. Ancak 18 yaşının geç olduğu iddiasıyla yola çıktık. 8-18 yaş arasındaki çocukları yaz okulları, kış okulları ve farklı kültürel eğitim programları çerçevesinde Türkiye’de ağırlıyoruz. Bu programlar2 hafta, 3 hafta veya aylık olarak değişiyor” dedi. Türkiye’ye gelen 8 ve 18 yaş arası öğrencilere sadece eğitim değil, kültürel gezilerde düzenlediklerini belirten Şahinkaya, “Gelen öğrencilere, İngilizce ve farklı yabancı dil eğitimi veriyoruz. Bu yabancı dil eğitimiyle beraber çocuklarımız ülkemizi tanıyorlar. Türkiye’ye bir bağları oluşuyor. Ondan sonraki senelerde kendileri turistlik amaçlı ya da eğitim amaçlı geliyorlar. Dolayısıyla 8-18 yaş programlarla ülkemizi, dünyadaki öğrencilere tanıtıyoruz. Peru’dan Çin’e kadar her bölgede acentemiz var. Binlerce öğrenciyi Türkiye’ye getiriyoruz” diye konuştu.