GÜNDEM - 27 Kasım 2022 Pazar 13:36

Bakan Dönmez: 'Doğal gazda dışa bağımlılığımız yüzde 70’e inecek'

A
A
A
Bakan Dönmez: 'Doğal gazda dışa bağımlılığımız yüzde 70’e inecek'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Neredeyse tamamında dışa bağımlı olduğumuz bir üründe Karadeniz gazı devreye girdiği zaman ve tam üretime geçtiğimizde toplam tüketimin yüzde 25-30’luk kısmını artık kendi gazımızı kullanıyor olacağız. Doğal gazda dışa bağımlılığımız yüzde 70’e inecek“ dedi.

Bakan Dönmez, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Türkiye’nin birçok yerden gaz tedarik edebilen nadir ülkelerden birisi olduğunu belirten Dönmez, “Gaz tedariki konusunda cazibe merkezi haline geldik. ABD’den Körfez ülkelerine, hatta nadir olmakla birlikte Asya Pasifik kaynak noktalarına varıncaya kadar tedarik edebiliyoruz. Böyle baktığımızda yaklaşık 15 farklı ülkeden gaz tedarik ediyoruz. Bu bir dağıtım merkezi ve ticaret merkezi olmak için yeterli bir kaynak dağılımını içeriyor” ifadelerini kullandı.

Yaklaşık, 6 milyar metreküplük doğal gaz deposu olduğunun bilgisini veren Bakan Dönmez, 2 yıl içerisinde bu rakamın 10 milyar metreküpe çıkacağını söyledi. Gaz merkezi olduktan sonra başka ülkelerin boru hatlarıyla gazlarını Türkiye’ye göndermek isteyeceklerinin altını çizen Dönmez, bu yönde istek olduğunu dile getirdi.
“Bulunduğumuz bölgede bir enerji krizi de yaşanıyor, aslında Türkiye burada önemli bir aktör olabilir”
Şubat ayının başında İstanbul’da bir uluslararası gaz konferansı düzenlemeyi düşündüklerini vurgulayan Bakan Dönmez, “Hem kaynak ülkelerin, tedarikçilerin bakanları ve önemli temsilcileri olacak hem de talep tarafının temsilcileri. Bütün konuları enine-boyuna tartışmış olacağız. Türkiye, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaştan kaynaklı olarak son derece dengeli bir politika yürütüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, meselelerin çözümü için her iki tarafla da rahatlıkla görüşebiliyor. Biz sadece kendi tedarikimiz için değil Afrika’da, Avrupa’da, Asya’da birçok ülkenin gıdaya erişimi açısından da önemli bir rol üstlenmiş olduk. Bunu niçin enerji için de yapmayalım? Çünkü bugün içinde bulunduğumuz bölgede bir enerji krizi de yaşanıyor, aslında Türkiye burada önemli bir aktör olabilir” dedi.

Doğu Akdeniz’de keşif yapan İsrail ve Mısır gibi ülkelere gaz merkezi projesinin hayata geçirildikten sonra gazlarını Türkiye’ye getirip burada pazarlayabileceklerini ilettiklerini bildiren Bakan Dönmez, “Bu pazar şeffaf ve güvenilir olacak. Hem arz tarafının hem de talep tarafının haklarını koruyacak şekilde bir piyasanın oluşması için elimizdeki tüm enstrümanları sonuna kadar kullanacağız” diye konuştu.

“Doğal gazda dışa bağımlılığımız yüzde 70’e inecek”

Bakan Dönmez, Karadeniz gazında işlerin plana uygun olarak gittiğine dikkati çekerek şunları söyledi:
“İnşallah, bir aksilik olmazsa da Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ilk gazı vatandaşlarımıza götüreceğiz, tüm hedefimiz, gayretimiz o yönde çalışıyor. Bakalım inşallah gazımızı sisteme bağladığımızda bununla alakalı maliyetlerimizde netleşmiş olacak Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz. Yapılabilecek bir şey varsa bugüne kadar hükümetimiz bu konularda nasıl destek olduysa bundan sonra da elbette olacak. Doğal gazda biz tükettiğimiz gazın yüzde 99’unu ithal ediyoruz. Yani neredeyse tamamında dışa bağımlı olduğumuz bir üründe Karadeniz gazı devreye girdiği zaman ve tam üretime geçtiğimizde toplam tüketimin yüzde 25-30’luk kısmını artık kendi gazımızı kullanıyor olacağız. Doğal gazda dışa bağımlılığımız yüzde 70’e inecek. Ama yeni araştırmalar sonucu keşifler gelirse tabi bu oran daha da azalacak inşallah.”

“Fiyatlar bu şekilde yüksek seyrettiği müddetçe bu destekleme mekanizmasına devam edeceğiz”

Bakan Dönmez, ilk 6 aya bakıldığında doğal gazda sübvansiyon miktarının 150 milyar lira olduğunun altını çizerek, “Elektrik tarafındaki sübvansiyon miktarı yaklaşık 20-25 milyar lira civarında. Yılsonuna doğru tabi bu rakam muhtemelen ikisini topladığımızda 200’ü aşacak, belki 250 milyar lira civarlarına gelecek. Önümüzdeki yıl da fiyatlar bu şekilde yüksek seyrettiği müddetçe bu destekleme mekanizmasına devam edeceğiz. Bundan vatandaşımızın bir endişesi olmasın” şeklinde konuştu.

“Çaycuma -1 adını verdiğimiz kuyuda, ilk veriler pozitif geliyor”

Gazda yeni keşiflere ilişkin gelen soruyu yanıtlayan Dönmez, şunları kaydetti:

“Sakarya gaz sahası içerisinde bir komşu alanda yeni keşif amaçlı bir sondajımız daha yapılıyor. Çaycuma -1 adını verdiğimiz kuyuda. İlk veriler pozitif geliyor, arkadaşlar çalışmalarını sürdürüyor. Orada da netice alınca da tabi ki bunu vatandaşımızla paylaşacağız. Karadeniz bizim için gelecek vaat ediyor, daha çok müjde verebileceğimiz bir saha olarak görüyor ve değerlendiriyoruz, biraz sabırlı olursak inşallah o da olacak. Mevcut Sakarya gaz sahasında rezerv değerlendirme çalışmalarımız da tamamlanmak üzere. Bu çalışmaları uluslararası ekspertiz yapma kabiliyetine, imkanına sahip şirketlere de değerlendiriyoruz. İlk gelen veriler de bizim 540 milyar metreküplük doğal gaz verisini belki yukarı yönlü güncelleme ihtiyacını da doğurabileceği yönünde. Manifold dediğimiz 280 tonluk dağıtıcı merkezi geldi yurt dışından, gemiye yüklendi, yerine götürüldü. 280 tonluk bir ekipmanı suyun altına robotlarla gidiyoruz ve o kuyulardan gelen bağlantı borularıyla onu birleştiriyoruz. Artık orada toplanan gazı karaya çıkartacak ana iletim hattına bağlanmış olacak.”

“Su seviyesinden petrol keşfettik”

Çukurova bölgesinde şu anda 3’üncü kuyunun açıldığını yaklaşık 8-10 milyon varillik bir rezervin var olduğunu dile getiren Dönmez, “Yaklaşık 350-400 metrelik sığdan petrol üretiyoruz. Ki o bölgede yaşayanlar bilir, yani sulamak için kuyu açsanız artezyen yine o kadar inmeniz lazım. Biz neredeyse su seviyesinden petrol bulduk, bu büyük bir nimet. Kaliteli bir petrol, yaklaşık 800 milyon dolarlık bir değeri var. Orada 10 kuyuya kadar çıkacağız ve toplamda da belki günlük üretimimiz işte bin varile kadar çıkmış olacak” dedi.
2002’de maden ihracatının yaklaşık 700 milyon dolarken geçen yıl 5,90 milyar dolar olduğunu anlatan Dönmez, “Bu sene de herhalde 6’yı geçeğiz, bir rekor kıracağız, çünkü Ekim ayı son itibarıyla 5,4 milyar dolar ihracatımız oldu” ifadelerini kullandı.

Mevlüt İşli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin karma sergisinin açılışını yaptı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin Dolmabahçe Galeri Salonu’nda düzenlenen karma sergisinin açılış programına katıldı. Emine Erdoğan, bugün büyük insani krizlerle mücadele ederken sanatın umut ve direnç kaynağı olma gücünün yeniden keşfedildiğini belirterek, "Gazze’nin acılarını anlatan bir tuval, kaybettiklerimizin hatırası işlenmiş bir el işi, duygularımıza tercüman olan bir şiir, binlerce sözden ve eylemden daha etkili olabiliyor. Unutmayalım ki bugün biz, İspanya iç savaşını çıkaranları değil, bu savaşın trajedisini en etkili şekilde gözler önüne seren Guernika tablosunu hatırlıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği’nin Dolmabahçe Galeri Salonu’nda düzenlenen karma sergisinin açılış programına katıldı. Burada konuşan Erdoğan, resimden müziğe, edebiyattan tiyatroya kadar sanatın her dalının, insanın yüce duygularının gün yüzüne çıkmasını sağladığını söyledi. Sanatın, herkesi aynı duygularda buluşturduğunu kaydeden Erdoğan, "Sanat, insanı önyargı ve nefret zincirlerinden kurtararak diğer insanlarla yakınlaştırır. Kültür ve sanatla derinleşen farkındalık ve duyarlılığı artan toplumlar, hayata gönül penceresinden bakmaya başlar. Dolayısıyla her sanatçı aslında eserleriyle kendi medeniyetini de inşa eder" diye konuştu. "Kültürümüz, tüm zanaatkarlar için eşsiz bir ilham kaynağıdır" Erdoğan, hem içinde bulunulan zamanda var olmanın hem de gelecekte devam etmenin yolunun estetik üretimden geçtiğini belirterek, "Biz bu anlamda dolu dolu bir geçmişe sahibiz. Tarih boyu geniş coğrafyalarda farklı medeniyetlerle temasın zenginleştirdiği kültürümüz, tüm zanaatkarlar için eşsiz bir ilham kaynağıdır" ifadelerini kullandı. Osmanlı döneminde sanatın, hayatın her alanına işleyip, yaşamla iç içe olduğunu dile getiren Erdoğan, "Estetik algı, en üst düzeyde tecrübe edilmiştir. Ruhun ilacı olarak görülen müzik, şifahanelerde tedavi olarak uygulanmıştır. Keza çini, ebru, tezhip, hattatlık gibi nice sanat dalı, zevk-i selimin ve ince fikrin zirvesidir. Kağıda, cama, taşa kumaşa işlenen desenler; neyden bağlamaya, uddan kanuna uzanan nağmeler, ruhumuzu incelikle besler. Bu derin kültürel birikim sahip olduğumuz en değerli hazinelerimizdendir" şeklinde konuştu. Erdoğan, bugünkü karma sergi gibi medeniyet mirasına sahip çıkan ve modern sanatla arasında köprüler kuran etkinliklerin kıymetli olduğunu vurgulayarak, Çınar Derneği’ni ve eser sahiplerini çalışmaları dolayısıyla tebrik etti. "Dernek her yaştan katılımcıyı içindeki cevheri keşfetmeye çağırıyor" Derneğin adını çınardan almasını anlamlı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aile yapısını güçlendirmek ve gençlerin kültürel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek amacıyla düzenlediği kurslar, bu misyonun somut birer yansıması. Dernek, sağladığı çeşitli sanat atölyeleri ile her yaştan katılımcıyı içindeki cevheri keşfetmeye çağırıyor. Resim, seramik, kara kalem, soğuk porselen gibi modern sanat eğitimleri çağın trendlerini kişisel üsluplarla birleştiriyor. Öte yandan, kadınların mesleki eğitim yoluyla iş gücüne katılımını destekleyerek, toplumsal kalkınmaya da değerli bir katkı sağlıyor" değerlendirmelerinde bulundu. Erdoğan, öğrencilerin bu eğitimlerde yalnız bir sanatı icra etmekle kalmayıp, işledikleri her motifte, attıkları her fırça darbesinde ve öğrendikleri her yeni ritimde emeğin ve sabrın gücüne tanıklık ettiklerini söyledi. "Eserlerde ortak köklü bir mirasın kişisel özgünlükle harmanlandığı o eşsiz birlikteliği görüyorum" Bu durumun, herhangi bir sanat dalında beceri kazanmanın çok ötesinde olduğunun altını çizen Erdoğan, "Birbirinden farklı tüm bu kıymetli eserlerde, ortak köklü bir mirasın kişisel özgünlükle harmanlandığı o eşsiz birlikteliği görüyorum. Sanatla terbiye edilmiş ruhlar ve güzeli görmeye talimli gözler arttıkça, sanat müzelerin, galerilerin duvarlarını aşarak hayata karışacak. İşte o zaman sanat, insanı daha erdemli bir hale getiren ve toplumları medeniyet yolunda ileri taşıyan bir güce dönüşecek" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan şöyle devam etti: "Çini duvar panolarından, porselen tabaklardan, yağlıboya tablolardan yansıyan estetik, giyim kuşamdan ev dekorasyonuna kadar, hayatın her alanında yeniden canlandırmalıyız. Estetikle harmanlanmış bir dünya, hayal ettiğimiz daha adil ve yaşanabilir bir geleceğin de anahtarı olacaktır. Nitekim bugün, büyük insani krizlerle mücadele ederken sanatın umut ve direnç kaynağı olma gücünü yeniden keşfediyoruz. Gazze’nin acılarını anlatan bir tuval, kaybettiklerimizin hatırası işlenmiş bir el işi, duygularımıza tercüman olan bir şiir, binlerce sözden ve eylemden daha etkili olabiliyor. Unutmayalım ki, bugün biz, İspanya iç savaşını çıkaranları değil, bu savaşın trajedisini en etkili şekilde gözler önüne seren Guernika tablosunu hatırlıyoruz." Sanatın, insanlığın iyi ve güzel izler bırakma çabasının en kalıcı şahidi olması, nesiller boyunca erdemin ve hakikatin ilham kaynağı olmaya devam etmesi temennisinde bulunan Erdoğan, "Dünyayı kanla boyamak isteyenlere karşı, iyiliği, güzelliği ve erdemi çoğaltmakta yarışanlardan olabilmeyi diliyorum" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Derneğin eğitmenlerinden Nevin Şahin ve Nilüfer Kıran’ın icra ettiği müzik dinletisiyle başlayan açılış programında, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Selcen Zeliha Özkök Arda da bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Başkan Arda, Emine Erdoğan’a günün anısına Sultan Süleyman Han’ın hayatını anlatan bir kitap ile çini işlemeli porselen bir vazo hediye etti. Erdoğan, aile fotoğrafının çekilmesinin ardından, sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı. 110 elden çıkmış eserler sergilendi Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği 2020 yılında, toplumun bir ayrım gözetmeksizin tüm bireylerini kültür ve sanatın sağlam ve köklü değerlerinin gelecek nesillere aktarımında ortak ve sağlam bir payda oluşturmak üzere yola çıkmış gönüllü bir ekibinin gayretleriyle kuruldu. Görsel ve işitsel sanatlar, el sanatları alanlarında yetkin hocalarıyla her yaş grubuna yönelik atölye çalışmalarının yapıldığı sanat merkezinde hat, tezhip, minyatür, çini, Türk nakışı, sanatsal bebek yapımı, mefruşat ile ud ve piyano gibi geniş bir yelpazede sanat eğitimlerin verildiği derneğin karma sergisinde, 110 elden çıkmış Anadolu’nun sanat zenginliğini yansıtan 150 eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergi, 1 Aralık’a dek Dolmabahçe Galeri Salonu’nda ziyaret edilebilecek.
Kastamonu Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: "Bebek katilleri, tarihin kara bir lekesi olarak kalacak" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya tutuklama kararı çıkartılmasıyla ilgili konuşarak, “Bu gecikmiş bir karar ancak o katiller için tarihin kara bir lekesi olarak kaydının düştüğünü de ifade edelim. Türkiye bu süreçte her zaman olduğu gibi mazlumların ve mağdurların yanında oldu, net tutum sergiledi ve Filistin davasına adalet ve özgürlük davası olarak baktı, destekledi” dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, AK Parti Kastamonu İl Başkanlığı tarafından düzenlenen AK Parti Azdavay 8. İlçe Kongresine katıldı. Azdavay Belediyesi Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen kongrede konuşan Bakan Yumaklı, 22 yıllık AK Parti iktidarlarında Türkiye’nin çok önemli yol kat ettiğini kaydetti. Geçmiş yıllara bakıldığında değişimin kolaylıkla görülebileceğini söyleyen Bakan Yumaklı, “Bugünden sadece 10 sene geriye doğru baksak, memlekete hizmet etmek isteyenlerle onların önüne taş koyanların farkı çok bariz şekilde görülecek. Bunların en önemlisi vesayet idi. Vesayet aslına bakarsanız sizin düşünce, fikirlerinizi hiçbir şekilde umursamayıp sadece kendisinin istediğinin olmasını ortaya koyan bir anlayış. Bu memleketin bir evladı çıktı dedi ki, ’Hayır, bu memleketin asıl sahibi benim milletimdir” dedi. Vatandaşının devletine değil, devletin vatandaşa gittiği bir devlet anlayışına kavuştuklarını belirten Bakan Yumaklı, “Hepiniz de şahitsiniz ki devlete giden, derdini devlete anlatmak isteyen bir anlayış kalmadı. Vatandaşına giden bir devlet anlayışı var. Devlet dediğim de sadece kurumlardan ibaret değil. Bunun içinde sizlere hizmet etmeye talip olan kim varsa onlardan bahsediyorum. İşte en büyük değişiklik bu oldu. Bu demokratik adımların 85 milyonu kucaklaması çok da uzun sürmedi. Bugün Türkiye’yi hem bölgesinde hem de dünyada güçlü bir konuma taşıyarak hepimizin umutlarını yeşertti” diye konuştu. İstikrar ve güvenin her şeyden önemli olduğunu işaret eden Bakan Yumaklı, “Türkiye hedeflerini bu istikrar ve güven üzerinde tutarak geliştirdi. Şimdi artık Türkiye Yüzyılı’ndayız. Cumhuriyetimizin birinci yüzyılı bitti, ikinci yüzyılını hep beraber inşa etmek zorundayız. Bu noktada önceki dönemlerden çok daha fazla çalışmamızı gerektiren bir durum söz konusu. Bunu yapabilme kapasitesine rahip tek parti AK Parti’dir. Bir diğer önemli husus ise kardeşlik, birlik, beraberliğimiz. Bunu hiçbir zaman unutmamamız lazım. Bu, kendi bulunduğumuz ilde de ülkede de geçerlidir. Kardeşlik anlayışı olmazsa olmaz bir unsur. Bunları hazmedemeyenler olacaktır. Çünkü onların kendi ezberleri, fabrika ayarlarına dönmek için gayretleri var. Vatandaşı, kendilerine hizmet etmekte yükümlü görme anlayışlarından vazgeçmeme gibi huyları var. Elbette ki bizim milletimiz onların bu düşüncesini, hedefini görecek ve bunların engelleyecek ferasete sahiptir” ifadelerini kullandı. "Türkiye her zaman olduğu gibi mazlumların ve mağdurların yanında oldu ve Filistin davasına adalet ve özgürlük davası olarak baktı" İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına tepki gösteren Bakan Yumaklı, “Büyük suçlar işleyen devlet başkanları var, biliyorsunuz. Bunlardan en önde geleni bugün için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu. Bugün itibarıyla kendisine tutuklama kararı çıkartılan bir katiller şebekesinin başı. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın o masum insanların hakkını bütün platformlarda arayacağı sözünden hareketle gerekli birimlerimizin başvuruları, takipleri ve savunmalarıyla bu noktaya gelmiş durumda. Elbette bu gecikmiş bir karar ancak o katiller için tarihin kara bir lekesi olarak kaydının düştüğünü de ifade edelim. Türkiye bu süreçte her zaman olduğu gibi mazlumların ve mağdurların yanında oldu, net tutum sergiledi ve Filistin davasına adalet ve özgürlük davası olarak baktı, destekledi. Tabii bunları hazmedemeyenler oldu, olacak. Muhalefet için bu nereden baksanız bir dezenformasyon ve çarpıtma mekanizmasına dönüşmüş durumda. Onlar için hala kendi ideolojik çıkarlarını, düşüncelerini, tercihlerini öne koymak söz konusu ama burada AK Parti olarak Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde ortaya konulan o bütüncül yaklaşım, tutarlı yaklaşım bizler için normalleşme istemeyenlere, doğruya ’doğru’ diyemeyenlere çok önemli bir mesajdır. Zaten AK Parti’yi diğerlerinden ayıran en önemli husus da bu” şeklinde konuştu. Kastamonu’daki köy yangınları ile ilgili de konuşan Bakan Yumaklı, “Şu ana kadar çıkan yangınların yüzde 90’ı elektrik tesisatı kaynaklı yangınlar. Çünkü o dönemde yapılan evlerin elektrik tesisatlarında sadece televizyon belki de ufak tefek bir iki alet daha vardı. Şu anda evlerimizde çok farklı çeşitte mevcuttaki tesisatları kaldıramayacak cihazlar kullanıyoruz. Dolayısıyla elektrik tesisatı da bunları çekmediği için buna bağlı yangınlar çıkıyor. Biz, Orman Genel Müdürlüğü olarak ORKÖY kredileri kapsamında basitleştirerek örnek verecek olursam 100 liralık elektrik tesisatını kendisi yapmak isteyen ev sahibine kredi verdiğimizde bunun 20 lirasını hibe olarak vereceğiz. Geri kalan 80 lirası içinde herhangi bir şekilde faiz işletilmeden 4 yılda ve yılda bir defa ödeme şartıyla bunu geri ödemenize imkan sağlayacağız. Bunun vatandaşlarımızdan değerlendirmelerini özellikle istirham ediyorum. Çünkü herhangi bir yangında Allah göstermesin mal kayıplarının yanı sıra can kayıpları da yaşıyoruz. Bunlarda bizleri son derece üzmektedir. Bu konuya başta Kastamonu olmak üzere bu ve buna benzer yapılardaki evlerdeki sorunu bu şekilde çözmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. Azdavay ilçesine yapılan yatırımlar hakkında bilgiler veren Bakan Yumaklı, “Azdavay ilçemize gelince; son 22 yılda ilçemize 493 milyon TL tarımsal yatırım ve destek yaptık. 1 derenin ıslah çalışmasını gerçekleştirdik. 1 milli park oluşturduk. İlçemizde 3 milyon adet orman ağaçlandırması yapıldı, 1 bal ormanı, 1 mesire yeri oluşturuldu. 645 orman köylüsü ailemize 60 milyon TL ORKÖY kredisi ve hibesi verildi. AK Parti olarak, illerimizin, ilçelerimizin imkan ve ihtiyaçları doğrultusunda gereken neyse yapıyoruz. Üreticilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanında olmaya devam ediyoruz. Bizler çiftçimizin refahı, milletimizin huzur ve geleceği için varız. Bütün samimiyetimizle ve kararlılığımızla milletimizin hizmetine amadeyiz” dedi.
Hatay Sokak ortasında kurşunlanarak öldürülen teknik adam son yolculuğuna uğurlandı Tekirdağ’da sokak ortasında uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden TFF 3. Lig ekiplerinden Çorluspor 1947’nin Teknik Direktörü Ersin Aka memleketi Hatay’da toprağa verildi. Geçtiğimiz gün Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Mühittin Mahallesi’nde yaşanan olayda sokak ortasında silahlı saldırıya uğrayan Çorluspor 1947’nin Teknik Direktörü Ersin Aka hayatını kaybetmişti. Futbol tutkunlarını yasa boğan ölümde hayatını kaybeden evli, 2 çocuk babası teknik adam için memleketi Hatay’ın Erzin ilçesinde cenaze töreni düzenlendi. Aka, yoğun katılımın olduğu cenaze namazının ardından ilçe mezarlığına defnedildi. Cenaze namazına; Erzin Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu, Dörtyol Belediye Başkanı Bahadır Amaç, Teknik Adam Samet Aybaba ve çok sayıda vatandaş katıldı. Aka’nın tabutunun üzerine bir dönem çalıştırdığı Erzinspor’ın formasının konulmasıysa dikkat çekti. "Böylesi yetenekli, iyi ve karakteri de düzgün bir insan çok nadir gelir ve nadir yetişir" Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Hanifi Demirkıran, Ersin hocanın geride gözü yaşlı kızlarını bıraktığını belirterek, “Ersin Hocam çok değerli bir spor insanıydı, işinin ehli bir insandı. Örnek kişiliğiyle, davranışlarıyla, sporcu kişiliğiyle ve her yönüyle çok iyi bir insandı. Böylesi yetenekli, iyi ve karakteri de düzgün bir insan çok nadir gelir ve nadir yetişir. Ülkemizin spor camiamızın ve Erzin’imizin başı sağ olsun, çok değerli büyük bir hocasını kaybetti. Geride gözü yaşlı kızlarını bıraktı. Küçük yaşta babalarını kaybetmenin acısını tattılar, ileriki yaşantılarında inşallah babalarının eksikliklerini hissetmeyecekler. Allah yardımcıları olsun. Devletimize inanıyorum; Adalet Bakanlığımız, emniyetimiz ve İçişleri bakanlarımız çözecekler, kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
Osmaniye Yerfıstığının başkenti Osmaniye’de festival heyecanı başladı Yer fıstığının başkenti Osmaniye’de “Osmaniye Yerfıstığı” festivali renkli görüntülerle yerli ve yabancı ziyaretçilere kapılarını açtı. Osmaniye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü organizasyonunda gerçekleştirilen ve iki gün sürecek olan Osmaniye Fıstık Festivali programı, Atatürk Caddesi Çarşamba Pazarı girişinde toplanan protokol üyeleri ve vatandaşların eski belediye önüne kadar gerçekleştirdiği kortej yürüyüşüyle başladı.. Animasyon ve bandonun da eşlik ettiği yürüyüş sırasında renkli görüntüler oluştu. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Vali Erdinç Yılmaz, Belediye Başkanı İbrahim Çenet, Garnizon Komutanı ve 12’nci Komando Tugay Komutan Vekili Topçu Albay Hakan Kocabaş, OKÜ Rektörü Turgay Uzun, Emniyet Müdürü Mehmet Sarıbuva ve diğer protokol üyeleri tarafından kurdele kesimi yapıldı. Türkiye’nin birçok şehrinden şeflerin katıldığı, açılan stantlarda yer fıstıklı yöresel yemeklerin tanıtıldığı festivalde binlerce ziyaretçi, düzenlenen müzikli etkinliklerle eğlenme fırsatı buldu. 2003 yılında Türk Patent ve Marka Kurumundan coğrafi işaret tescil belgesi alan ve bu yıl da Avrupa Birliği (AB) nezdinde coğrafi işaret tescili alan “Osmaniye Yerfıstığı” ürününün daha geniş kitlelere tanıtımı için festival düzenlendi. Yer fıstığı festivalinin açılışında konuşan Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet, “Benden çıkan bu aziz Osmanlı’yı hemşerilerimizi bir ölçüde de olsa bakın rehabilitasyonlarına katkı savunabildiysek onlara hoşça vakit geçirebildiysek ne mutlu bize. Şimdi bizim bir ürünümüz var. Bizim stratejik bir ürünümüz var, başkanımız da söyledi bizim bir fıstığımız var. Fıstık deyip geçmeyin, bizim bütün çocukluğumuz o fıstık tarlalarında geçti ve biz Nisan ayından başlayıp Kasım ayına kadar giden o zamanda evlerimizde hep fıstığı konuştuk. Çünkü şu Osmaniye’de fıstıktan ekmeğini yemeyen bugüne kadar neredeyse kimse kalmamıştır. Yeni nesil farklı işler benimsemiş olabilir ama biz bu tescilli ürünümüze sahip çıkacağız. Osmaniye fıstığımıza hem Türkiye’mizde hem Avrupa Birliği’nde coğrafiye işaretli tescil alan ürünümüze sahip çıkacağız. Sen çocuğuna sahip çıkmazsan başkası sahip çıkmaz” dedi. Statların gezilmesinin ardından programlar, “Fıstık gibi yemekler yarışması” ile devam etti. Katılımcılara, yer fıstıklı pilav ve haşlanmış kabuklu yerfıstığı ikram edildi. Etkinlik sahnesinde ise gençlik konseri, sirk gösterisi, çocuk tiyatro oyunları ve müzikli gösteriler sunuldu. Festivale katılan vatandaşlar etkinliklerden mutlu olduklarını dile getirerek böyle etkinliklerin daha fazla yapılması gerektiğini söyledi.