EKONOMİ - 02 Nisan 2021 Cuma 20:47

Bakan Dönmez: 'Bu yıl içerisinde Türkiye’nin hidrojen stratejisini yayınlamış olacağız'

A
A
A
Bakan Dönmez: 'Bu yıl içerisinde Türkiye’nin hidrojen stratejisini yayınlamış olacağız'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yıl içerisinde Türkiye’nin hidrojen stratejisini yayınlayacaklarını ve ülkede ilk defa doğal gazla hidrojenin karıştırılarak evsel cihazların beslenmesi projesinin hayata geçirildiğini belirtti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Konya’da GAZBİR-GAZMER Temiz Enerji Teknolojileri Merkezi Açılış Töreni’ne katıldı. Açılış öncesi konuşan Bakan Fatih Dönmez, 2020 yılında 5 farklı konuda gerçekleştirdikleri ‘Enerjide Arama Buluşmaları’ kapsamında hidrojen üzerine gerçekleştirdikleri toplantıda yarını kodlayan bir anlayışla hareket edeceklerini söyledi.

Hidrojen başta olmak üzere tüm dünyada alternatif enerji kaynakları üzerine yoğun bir Ar-Ge faaliyeti sürdürüldüğünü ifade eden Bakan Dönmez, “Pek çok çalışma henüz emekleme döneminde olsa da uzmanlar hidrojeni “geleceğin enerji taşıyıcısı” olarak nitelendiriyor. Hidrojenin adını gelecekte daha fazla duyacağız ancak kullanımının hangi ölçekte olacağı yapılan bu çalışmalardan çıkacak sonuçlara bağlı. Biz de bu süreçte temkinli fakat istekli ve azimli bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bugün burada hem atılan başarılı adımları takdir etmek hem de yeni adımları sizlerle paylaşmak üzere bir araya geldik. Müvellidülma, yani su doğuran, yabancı dilden aldığımız adıyla hidrojen Türkiye’nin enerji stratejilerinin geleceğinde yer almasını istediğimiz bir kaynak. Geçen yıl düzenlediğimiz hidrojen toplantısında da belirttik. Bakanlık olarak yaklaşımımız hidrojeni 4 ana fayda üzerinden elde etmek. Bunlar, daha fazla yenilenebilir enerjiyi sisteme dâhil etmek, ısı sektörünü karbon emisyonsuz bir hale getirmek, yerli kömürden hidrojen üretimi gerçekleştirmek ve hidrojen depolama ve tutucusu olarak borun kullanımını artırmak” ifadelerini kullandı.

Bakan Dönmez: 'Bu yıl içerisinde Türkiye’nin hidrojen stratejisini yayınlamış olacağız'

"Türkiye’de ilk defa doğal gazla hidrojenin karıştırılarak evsel cihazların beslenmesi projesi hayata geçirildi"

Türkiye’nin yerli kaynaklarını sayarken artık rengine bakmadan hidrojeni de yerli kaynaklarımız arasında sayması gerektiğini anlatan Bakan Fatih Dönmez, “Fakat hidrojenin tüm bir enerji sisteminin tek oyuncusu olacağını düşünmüyoruz. Gelecekteki enerji portföyümüzde bir yere sahip olacak ancak şu an bunun büyük bir oran olacağını tahmin etmiyoruz. Avrupa’nın bir kez daha canlandırmaya çalıştığı hidrojen pazarında, Türkiye hem kendi tecrübesini kullanarak hem de ihracat imkanlarını araştırarak çalışmalarına devam ediyor. Hidrojen konusunda stratejimizin temelinde blending, yani mevcut doğal gaz şebekesine hidrojen karıştırma var. Türkiye’nin doğal gaz altyapısı çok yeni. Hidrojen için bu şebekeyi kullanmak, milli servetin korumasını da sağlayacak. Ayrı ayrı bölgelerde kısa-orta mesafe hidrojen hatları düşünülebilir ama referans senaryomuz mevcut gaz sisteminin aşamalı ve öğrenilen bir süreçle hidrojen karışımlarıyla işletilmesidir” dedi.

Açılışını gerçekleştirilen tesisin toplamda 6 milyon TL yatırım bedeliyle hayata geçirildiğini anlatan Bakan Dönmez, “Ocak 2020’de temelleri atıldı ve Ekim 2020’de, yani 10 ay gibi kısa bir sürede ilk testler başladı. Burada Türkiye’de ilk defa doğal gazla hidrojenin karıştırılarak evsel cihazların beslenmesi projesi hayata geçirildi. Laboratuvarda test amaçlı olarak ortalama yüzde 5 ila yüzde 20’ye kadar hidrojen ile yüzden 95 ila yüzde 80’e kadar doğal gaz karıştırıldı ve elde edilen karışım test amaçlı yakıldı. İlk testlerin sonuçları olumlu oldu ve sonraki aşamalar için önemli bir başarı elde edildi. Tüm bir doğal gaz şebekesinin hidrojen karışımlarını yakmaya hazır olup olmadığını bu testler ve mühendislik çalışmaları zaman içerisinde gösterecek. Az önce de bahsettiğim gibi bunlar daha ilk adımlar. İnşallah sonuçlara göre devamının da geleceğini düşünüyorum” diye konuştu.

“Hidrojenin doğal gaz hattına enjeksiyonu hedefleniyor”

Temiz enerjide iki önemli amaçları olduğunu kaydeden Dönmez, “Birisi çevrenin korunması diğeri de karbon emisyonunun azaltılması. Bu projeyle hem çevresel etkilerin azaltıldığı hem de karbonsuzlaştırma çabalarımıza katkı sağlayan bir çözüm geliştirilmesi hedefleniyor. Tesisimizin adı Temiz Enerji Merkezi Laboratuvarı. Böyle bir tesisin de elbette tüm enerjisini yenilenebilir kaynaklardan karşılaması beklenir. Güneş panelleri, rüzgar türbini ve yakıt hücresiyle enerji ihtiyacının tamamı yenilenebilir kaynaklardan karşılanıyor. Buradaki temel amaç tabi ki tesisin tüm elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerjiden karşılamak değil. Asıl amacımız, yeşil hidrojen dediğimiz, yenilenebilir kaynaklardan hidrojen elde etmek. Akabinde, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen hidrojenin doğal gaz hattına enjeksiyonu hedefleniyor” şeklinde konuştu.

Bakan Dönmez: 'Bu yıl içerisinde Türkiye’nin hidrojen stratejisini yayınlamış olacağız'

“Dizel trenleri hidrojene çevirme fikirlerini gündemimizde tutmaya devam edeceğiz”

Birçok ülkede hidrojenin renklerinden söz edildiğini aktaran Bakan Dönmez, “Çünkü hidrojen birçok kaynaktan üretilebiliyor. Türkiye’de daha çok gri dediğimiz, doğal gazdan hidrojen üretimi rafinerilerde sürekli kullanılıyor. Bizim için daha çok hidrojenin yerli kaynaklardan üretilmesi önemli. Yerli kömürümüzden hidrojen üretimini, gelecek dönemde karbondioksitin depolanması-ayrıştırılması açısından da düşünmemiz gerekir. Bu sebeple hidrojen kullanımının artırılmasında birçok kurumun yapması gereken öncü çalışmalar var. Ulaştırma konusunda mesela, Türkiye’de daha çok LNG ve CNG’li kamyonları gördük. Bizim ulaştırmada hidrojene en çok şans verdiğimiz alan trenler ve ağır taşımacılık alanı. Bu konuyla ilgili büyük tren üreticilerinin de dizel trenleri hidrojene çevirme fikirlerini görüyoruz. Bunu da gündemimizde tutmaya devam edeceğiz” dedi.

“Bu yıl içerisinde Türkiye’nin hidrojen stratejisini yayınlamış olacağız”

Hidrojen konusunda paydaşlarıyla sürekli koordinasyon halinde olduğunu ifade eden Dönmez, şunları söyledi:
“Bilgi ve tecrübe paylaşımının yanı sıra kendilerine birtakım sorumluluklar verdik. Tüm paydaşların çalışmaları geldikten sonra bizler de bu yıl içerisinde Türkiye’nin hidrojen stratejisini yayınlamış olacağız. Beklentimiz bu stratejinin tüm adımlarının tartışılarak olgunlaştırılması. Bizim ekiplerimiz hızlı bir şekilde hidrojen stratejisi ve hedefleri belirleyebilir. Bakanlık olarak çalıştığımız hedeflerimiz var. Ancak Türkiye 1970’lerin Türkiye’si değil. Özel sektörün rekabetçi Ar-Ge ve teknoloji gelişiminin ana oyuncusu olduğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Kamunun başı çektiği ya da direktiflerle istediğini dikte ettirdiği bir dönemde değiliz. Konuşarak, tartışarak, müzakere ederek, hatalarımızdan ders çıkararak ama en önemlisi pozitif bir gündemle ilerleyerek bu işi nihayete erdireceğimize inanıyorum. Az önce ifade ettiğim yol haritasındaki kurumlarımızın ve özel sektörün yapacağı tüm çalışmalar kamuoyuyla paylaşılarak tartışılacak. Bu tartışmalardan beslenerek de Türkiye’nin hidrojen stratejisini hep birlikte oluşturacağız.”

Bakan Dönmez, konuşmalarının ardından tesisi gezerek gazetecilere hidrojen ve doğalgaz karışımı ile üretilen çayı ikram etti.

Ramazan Çetin - Enver Furkan Çelebioğlu

 

 

 

 

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Siverek’te yürek burkan protesto: Eşimin acısı son olsun, bu yolu kaldırın! Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, sık sık ölümle sonuçlanan trafik kazalarıyla gündeme gelen şehir içi çevre yolunun, ilçe dışına taşınması talebiyle protesto eylemi düzenlendi. Geçtiğimiz gün aynı yolda eşini kaybeden ve taziyesini yarıda bırakıp eyleme katılan Ömer Gül’ün feryadı yürekleri dağladı: "Bu yol buradan kalksın, başka çocuklar yetim kalmasın!" İlçenin Şirinkuyu ışıklarında Siverek Kent Konseyi öncülüğünde toplanan siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş, artan trafik kazalarına ve can kayıplarına tepki gösterdi. Kalabalık adına basın açıklamasını okuyan Siverek Kent Konseyi Başkanı Adnan Uğur Tamses, "Siverek’in içinden geçen Şanlıurfa-Diyarbakır karayolunun şehir dışına çıkarılması gerektiğini" vurguladı. "Geçici Önlemler Yetersiz Kalıyor, Artık Ertelenemez" Tamses, açıklamasında, "Geçmişte şehir dışında planlanan bu yol, Siverek’in hızlı ve plansız büyümesi nedeniyle bugün yerleşim alanlarının tam ortasında kalmıştır. Bu durum, ağır tonajlı araçların şehir içi trafikle iç içe seyretmesine, özellikle yayalar, öğrenciler ve bölge sakinleri için ciddi bir can güvenliği tehdidi oluşturmasına neden olmaktadır. Alınan geçici önlemler ve uyarı levhaları, sorunun köklü çözümü için yeterli olmamaktadır. Bu sorun artık ertelenemez bir noktaya gelmiştir" dedi. Basın açıklamasında yetkililere 4 maddelik acil çağrı yapıldı. Bu maddeler," Mevcut çevre yolunun ivedilikle şehir dışına alınması. Yeni çevre yolunun uzun vadeli şehir planlamasına uygun şekilde projelendirilmesi. Mevcut yol üzerinde, çözüm sağlanana kadar acil ve etkili trafik güvenliği önlemlerinin artırılması ve yetkili kurumların, yerel dinamikleri ve halkın taleplerini dikkate alarak süreci şeffaf bir şekilde yürütmesi. Tamses, bu çağrının tamamen insani ve vicdani bir talep olduğunu belirterek, yetkilileri sorumluluk almaya davet etti ve sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı. Eşini Kaybeden Ömer Gül: "Benim Acım Son Olsun, Bu İhmalkârlıktır" Basın açıklamasına, geçtiğimiz gün aynı yol üzerinde meydana gelen trafik kazasında 15 günlük bebeğinin annesi olan eşi Canan Erçek Gül’ü kaybeden Ömer Gül de katıldı. Taziyesini yarıda bırakarak eyleme destek veren acılı eş, şunları söyledi: "Dün bu yolda, karşıya geçerken eşimi kaybettim. Yeni ölümlerin yaşanmaması için taziyemi yarıda bırakıp bu eyleme katıldım. İnşallah benim acım son olur, bu yolda ki ölümler benim acımla son bulsun. Şehir içinden 170 kilometre ile arabalar gidiyor, benim eşime de çarpan sürücü 170 kilometreyle hızla gidiyordu. Bu ihmalkârlıktır. Eşim 3 çocuğu yetim bıraktı, biri henüz 15 günlük. Bunun vebali kime? Ben bunun peşinde değilim, yalnızca bundan sonra gerekli önlemlerin alınmasını istiyorum. Cumhurbaşkanıma buradan sesleniyorum, rica ediyorum bu benim acım son olsun, hiç kimsenin bir daha böyle bir acı yaşamasını istemiyorum. Rica ediyorum yetkililer kimse bu yolu buradan kaldırsınlar, başka çocuklar yetim kalmasın." Ömer Gül’ün feryadı, eyleme katılan vatandaşları derinden etkiledi. Basın açıklamasının ardından vatandaşlar 5 dakikalık oturma eylemi yaptıktan sonra, olaysız dağıldı.
Ankara Başkent’te çağırdıkları ’Martı Tag’ sürücüsü Özcan’ı darp eden 4 taksici hakkında karar açıklandı Ankara’da ’Martı Tag’ uygulaması üzerinden çağırdıkları araç sürücüsü Alper Özcan’ı darbettikleri gerekçesiyle yargılanan 4 sanık taksi şoförü hakkında karar açıklandı. Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Abdurrahman Akbaş, Umut Can Kurtoğlu, Ömer Berkan Altunbaş ile taraf avukatları katıldı. Diğer tutuksuz sanık Murat Akbaş ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme başkanı bu celse karar vereceklerini bildirerek, Abdurrahman Akbaş’a söz verdi. Akbaş savunmasında, "Arabanın anahtarını almaya çalışmadım. Bize vurmasın diye elinden tutmaya çalıştım. Biz de taksiciyiz yağma söz konusu olamaz. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Söz alan diğer sanıklar Umut Can Kurtoğlu ile Ömer Berkan Altunbaş da mahkeme heyetinden beraatlerini talep etti. Avukat ve sanık beyanlarının ardından mahkeme kararını açıkladı. Sanıklardan Abdurrahman Akbaş, ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçundan 7 yıl 6 ay, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 3 yıl 4 ay ve ‘Tehdit’ suçundan 1 yıl 8 ay olmak üzere toplam 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanık Ömer Berkan Altunbaş hakkında, ‘Nitelikli yağma’ suçundan beraat kararı verirken, ‘Kasten yaralama’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 3 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum etti. Sanık hakkında, ‘Tehdit’ suçundan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Sanık Murat Akbaş, ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 10 yıl 10 ay hapis cezası alırken, diğer sanık Umut Can Kurtoğlu ise tüm suçlamalardan beraat etti.
Muğla YÖK 2025 raporu açıklandı: MSKÜ 4 alanda öne çıktı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ), YÖK’ün 2025 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporunda 4 kategoride ilk 20’de yer almayı başardı. Yükseköğretim Kurulu tarafından, Türkiye’deki 201 üniversitenin 67 farklı gösterge doğrultusunda değerlendirildiği "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" kamuoyu ile paylaşıldı. Eğitim-öğretimden sürdürülebilirliğe, uluslararasılaşmadan toplumsal katkıya kadar geniş bir perspektifte hazırlanan raporda, MSKÜ, "Eğitim-Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslarasılaşma" ve "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" alanlarında çalışmalarındaki verilerle Türkiye’nin önde gelen Üniversiteleri arasında yerini aldı. Aktif öğrenci toplulukları ile sosyal Üniversite MSKÜ, öğrencilerin sadece akademik değil sosyal gelişimlerine de verdiği önemi sıralamadaki yeriyle kanıtladı. Rapordaki "Öğrenci Topluluğu Sayısı" göstergesine göre MSKÜ, bünyesindeki 218 öğrenci topluluğu ile devlet ve vakıf üniversiteleri arasında Türkiye genelinde 7. sırada yer aldı. Sanattan spora, bilimden kültüre kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren toplulukları, kampüsün yaşayan bir ekosisteme sahip olduğunu tescilledi. Bilimsel araştırmaların desteklenmesi Araştırma kültürünü teşvik eden Üniversitemiz, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları (BİDEB) kapsamında sağlanan desteklerde de üst sıralarda yer aldı. Rapora göre MSKÜ, toplam 330 BİDEB desteği (burs ve proje) ile Türkiye’nin en çok destek alan üniversiteler arasında 18. sırada yer aldı. Bu veri, öğrencilerin ve araştırmacıların proje üretme kapasitesinin ve bilimsel yetkinliğinin yüksekliğini gözler önüne serdi. Uluslararasılaşma: Akademik hareketliliğin desteklenmesi Uluslararasılaşma vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdüren MSKÜ, akademik kadrosunun küresel deneyimini artırmada önemli bir başarı elde etti. "Değişim Programları Kapsamında Giden Öğretim Elemanı Sayısı" göstergesinde 15. sırada yer alan Üniversitemiz, akademisyenlerinin yurt dışı tecrübesini artırarak evrensel bilim standartlarını kampüse taşımaya devam ediyor. Engelleri Kaldıran Kampüs: Güçlü erişilebilirlik envanteri Son olarak, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden MSKÜ, raporda yer alan Erişilebilirlik Envanteri Sayısında 200’ün üzerinde envanter kaydıyla Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında 11. sırada yer aldı.