GÜNDEM - 08 Eylül 2022 Perşembe 12:16

Avrupa’da doğalgaz sıkıntısı sonrası yabancılar Türkiye’den yer ayırtmaya başladı

A
A
A
Avrupa’da doğalgaz sıkıntısı sonrası yabancılar Türkiye’den yer ayırtmaya başladı

Rusya’nın Avrupa’ya uyguladığı doğalgaz ambargosu nedeniyle pek çok Avrupa ülkesi, doğalgaz zamları ve kesintileri ile karşı karşıya kalacak. Bu durumdan rahatsız olan ve kışı rahat geçirmek isteyen Avrupalılar da çareyi Türkiye’ye gelmekte buldu. Avrupalılar, Türkiye’de bulunan otel ve kiralık evler için rezervasyon yapmaya başladı.

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşın ardından birçok Avrupa ülkesi Rusya’ya karşı yaptırım kararı aldı. Bunun üzerine Rusya da kendisine yaptırım uygulayan Avrupa ülkelerine karşı tepki göstermek amacıyla çareyi doğalgaz akışını durdurmakta buldu. Alınan bu karardan sonra Avrupa’da birçok ülke doğalgaz ücretlerine çok ciddi zamlar yaparak kısmi kesintilere gitmeye başladı. Kış aylarında bu kesintilerin fazla olacağı endişesi duyan birçok Avrupalı vatandaş ise kışı rahat geçirmek için Türkiye’ye gelmeye karar verdi. Çok sayıda Avrupalı, Türkiye’de bulunan otellere ve evlere kış aylarında kalmak için rezervasyon yaptırmaya başladı.

Kış aylarında birçok Avrupalı turistin ülkeye geleceğini ve otellerin açık kalması gerektiğini belirten Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği yönetim kurulu üyesi Ferhan Ademhan, “Üzülerek izlediğimiz bir savaştan dolayı Rusya Avrupa’nın gaz vanalarını kapattı. Avrupa’da yüksek gaz maliyetlerinden dolayı şu anda rezervasyonlar başladı. Ülkemize kışın 3 ay 5 yıldızlı otellerde kalacak, birçok Avrupalı gelecek. Ülkemiz bu kış çok karlı bir sezon geçirecek. Rezervasyonlar ve oteller açık olsun. Avrupalılarla İngilizler ev kiralamaya ve otellerde 3 aylık rezervasyon yapmaya başladı. Rusya gazı vermediği için gaz çok tüketilecek ve gaza ödeyeceği rakamla ülkemizde rahatlıkla tatil yapacak. Ülkemiz bu krizi fırsata çevirecek” dedi.

“Pandemi nedeniyle iki senedir sıkıntılı günler geçiren turizm sektörü 2022 yılını çok mutlu kapatacak”

Yaşanan korona virüs salgını nedeniyle son 2 yıldır turizm sektörünün sıkıntılı günler geçirdiğini ancak 2022 yılı itibariyle bir toparlanma sürecine girildiğini belirten Ademhan, “Pandemiden dolayı dünyamız ve ülkemizin turizmi gerçekten çok sıkıntılı günler yaşadı. Bilhassa ülkemizde çoğu arkadaşlarımız ve dostlarımız bu yüzden intihara kadar sürüklendi. Son 2 yıldır toparladı ve toparlanmaya devam ediyor. 2022’yi çok mutlu bir şekilde kapatacağız. Telafi ede ede yürüyoruz ama turizmde maliyetler çok arttı. Türkiye turizmle ilgili hak ettiği yerde değil. Turizm Geliştirme Ajansı (TGA) kuruluşuyla beraber Türkiye’deki bakış açısı ve dünyadaki yeri değişti ve değişmeye devam edecek. Bizde o nedenle sektörün içinden gelen biri olarak TGA’nın yönetim kurulu üyeliğine adayız. Turizm bakanı ve bakan yardımcılarımızla beraber ülke turizminin tanıtımı gelişimi noktasında elimizden geleni yapacağız. Ülke turizminde bacasız sanayiyi geliştirmeye devam edeceğiz. Deniz ve otellerin yanındaki otellerin haricinde kültür turizmini de geliştirmemiz gerekiyor.

Konya’mızı Adıyaman’ımızı öne çıkarıp İç Anadolu’da, Kayseri’de Sivas’ta kültür turizmini öne çıkarmalıyız. Bölgeleri öne çıkarıp kültür turizmini birleştirmemiz gerekiyor. O yüzden TGA’nın burada çok önemi var. Ülkemizde otellerimiz, uygun insan gücü, dolar ve döviz bazında uygun fiyatlarımızla turizm açısından 2023’ü şahlanma yılı olarak geçireceğimizi ümit ediyoruz. Asıl amacımız İç Anadolu’da kültür ve inanç turizmini ön plana çıkarmak. Ülkemizin sahillerini göz ardı edemeyiz ama bunun yanında sağlık turizmi, oteller, hava yolları da bir bütün halinde satılmalıdır. Ülkenin turizminin gelişmesi için bunları bir paket halinde satmak ülkenin kalkınmasına çok ciddi bir ivme katacaktır” diye konuştu.

Volkan Kayalar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eray Yazgan: "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var" Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, kulüpten kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi olmadığını, bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanına geldiğini belirterek, "Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık" dedi. Yazgan ayrıca tutuklu bulunan sarı-kırmızılı futbolcu Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktıklarıyla ilgili algı yapıldığını ifade ederek, "Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz" şeklinde konuştu. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Kemerburgaz Metin Oktay Tesisleri’nde sarı-kırmızılıları takip eden muhabirlerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Toplantıda Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdullah Kavukcu ve Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan da yer aldı. Galatasaray’ın daha önce sponsorluk sözleşmesi imzaladığı ve yasadışı bahisle ilişkilendirildiği için iptal ettiği sponsorluk konusuna açıklık getiren Eray Yazgan, "Bizim kulübümüzden kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi yok. Bir ajans vasıtasıyla bize geliyorlar. Benim veya bizden herhangi bir yöneticinin böyle bir görüşme yapması söz konusu değil. Söz konusu firmanın ismini ilk defa konu yönetime geldiği gün öğrendim. Bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanımıza gelmişler. Bu firma bizimle anlaşmadan önce firmanın boy boy başka statlarda reklamları dönüyordu. Başka kulüpler de bu firmayla anlaşma yapmış. Bunun bir haber sitesi olduğu söylendi. O dönemde Taksi vs. bir çok farklı mecraya reklam vermişler. Bu site, baktığınız zaman bir spor haber web sitesi. Fakat bu sitenin farklı bir siteye yönlendirme yaptığı söyleniyor. Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık. Ben sadece imza yetkilisi olduğum için suçlanıyorum. Bu sözleşmenin imzalandığı gün farklı bir imza yetkilisi arkadaşımız bunu imzalamış olsa idi, şu an o benim durumumda olacaktı. Dolayısıyla aldığımız bir yönetim kurulu kararı çerçevesinde yapılmış bir işlem var" ifadelerini kullandı. "Metehan’ın duruşmasına yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi" Bahis soruşturması kapsamında tutuklanan Galatasaraylı futbolcu Metehan Baltacı’yı bu süreçte yalnız bıraktıklarına yönelik algı yapıldığını söyleyen Yazgan, "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var. Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Kendi avukatı da orada hazır bulundu. Yönetici arkadaşlarımız, kendilerini ziyaret etti. Sportif direktörümüz de kendisini ziyaret etti. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. 18 bin TL’lik bir tutardan bahsediyoruz. Kiralık oynadığı dönemdeki süreçle alakalı bir durum. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz. Dönem dönem tutukluluğa itiraz oluyor. O itirazı yaptık" şeklinde konuştu.
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."