ASAYİŞ - 28 Ekim 2015 Çarşamba 17:52

Askerin dikkati faciayı önledi

A
A
A
Askerin dikkati faciayı önledi

Tunceli’de, güvenlik güçleri tarafından yapılan arama tarama faaliyetinde bulunan 100 kilo patlayıcı kontrollü şekilde imha edildi.

Tunceli-Pertek kara yolunda güvenlik güçleri tarafından yapılan mayın ve el yapımı patlayıcı arama faaliyeti esnasında merkeze bağlı Yolkonak köyü yakınlarında asfalt zemine gömülü 2 adet 12 kiloluk tüp ve tüplere kablo düzeneğiyle bağlı 100 kilo patlayıcı tespit edildi. Patlayıcı güvenlik güçleri tarafından gerekli önlem alınarak olay yerinde imha edildi. 

ERCAN TOPAÇ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir (Özel Haber) Türk araştırma firmasından Amerika’ya yangınla mücadele teklifi Balıkesir’de üretilen ve dünyanın en güçlü orman yangın söndürücüsü olarak ifade edilen ’Taş Suyu’, çevre dostu yapısı ve etkinliğiyle dikkat çekiyor. Taş Suyu’nun en önemli özelliği, uygulandığı yerlerde tekrar yangın çıkmasını önlemesi. Taş Suyu’nu icad eden ve üreten AR-GE Firması Sahibi Faruk Durukan “Eğer Amerika isterse biz yardıma gitmeye hazırız” dedi Bilimsel çalışmalara göre, 1 ton Taş Suyu, 200 ton suya eşdeğer bir yangın söndürme kapasitesine sahip olarak değerlendiriliyor. Bu etkileyici özellik, Taş Suyu’nun literatüre geçmesine ve çevre dostu, insan ve hayvan sağlığına zararsız bir çözüm olarak bilimsel literatürde kabul edilmesine yol açtı. 2000 yılında Yunanistan’da çıkan büyük orman yangınında da kullanılan Taş Suyu, yangını başarıyla durdurmaya yardımcı olmuş ve etkisini kanıtlamıştı. ODTÜ (Ortadoğu Teknik Üniversitesi), 2013 yılında Taş Suyu’na en iyi AR-GE ödülünü vererek bu başarıyı taçlandırdı. Taş Suyu’nun geliştiricisi Faruk Durukan, 200’e yakın bilimsel literatürde adının geçtiğini belirterek, "Biz aslında bir ar-ge şirketiyiz. 25 yıl önce taşları suya çevirmiştik. Bu taşların en büyük özelliği orman yangınları veya başka yanıcı malzeme üzerine atıldığı zaman bir daha yanmamasıdır bunun en büyük özelliği.” dedi. Taş Suyu’nun 2000 yılında Yunanistan yangınlarında kullanıldığına dikkatleri çeken Durukan “Hatta 2000 yılındaki Yunanistan’daki büyük orman yangınında da kullanılmıştı taş suyu ve anında orman yangınları kesmişti ve durdurmuştu. Görüyoruz ki Amerika çaresizlik içerisinde yüzlerce uçağı uçuruyor helikopterler ama yangını söndüremiyor.” dedi. Amerika’daki yangınların söndürülmesinde Taş Suyu’nun başarılı olacağına inandığını ifade eden Faruk Durukan “Bizim elimizde bu yangını söndürecek taş suyumuz mevcuttur. Bu ürün bilimsel literatürüne de girmiştir. Taş suyunu da dünyada sadece biz üretiyoruz. Amerika da üretemiyor. Bununla ben daha evvelden ODTÜ Yılım Bilim Adamı ödülünü almıştım.” diye konuştu Talep gelirse Amerika’ya yardım edebileceğini ifade eden AR-GE Firması Sahibi Faruk Durukan ”Eğer Amerika isterse biz yardıma gitmeye hazırız. Malzemeyi de göndermeye hazırız. Amerika teknolojiyi sadece kendilerinde var olduğunu sanmasın. Biraz dünyaya bakmaları yeterli. Boşu boşuna da ormanlar, bir sürü canlılar yanıyor, gidiyor. Biz sadece problemleri çözmeye uğraşıyoruz ve çözmeye de devam edeceğiz. ”dedi.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi kavşakları güzelleştiriyor Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Onikişubat’ta Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi önündeki kavşağın görsel cazibesini artırmak ve bölgeye estetik bir dokunuş kazandırmak için peyzaj ve çevre düzenlemelerini sürdürüyor. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, kent estetiğini sağlamak için şehrin çeşitli noktalarında yaz kış demeden çevre düzenleme, peyzaj ve bitkilendirme uygulamalarına devam ediyor. Bu kapsamda, araç ve yaya trafiğinin yoğun olduğu Alparslan Türkeş Bulvarı’nda, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi önündeki kavşak, kapsamlı bir peyzaj düzenlemesiyle yenileniyor. Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yürütülen çalışmalar, kavşağın görsel cazibesini artırmayı ve bölgeye estetik bir dokunuş kazandırmayı amaçlıyor. Çalışmalar çerçevesinde kavşakta farklı bitkilendirme uygulamaları, yeşil alan düzenlemeleri ve genel peyzaj iyileştirmeleri gerçekleştiriliyor. Çalışmaların kısa süre içerisinde tamamlanarak bölgenin modern bir görünüme kavuşturulması hedefleniyor. Peyzaj uygulamaları kapsamında çeşitli mevsimlik bitkilerin yanı sıra kent dokusuyla uyumlu çiçekler de toprakla buluşturuluyor. Bu düzenlemelerle sadece kavşağın estetik görünümü değil, aynı zamanda çevrenin doğal dokusunun korunması ve geliştirilmesi de sağlanacak. Alparslan Türkeş Bulvarı’nın önemli kavşaklarından biri olan bu noktada yürütülen peyzaj çalışmaları, hem çevrede yaşayan vatandaşlar hem de bu güzergâhı kullanan sürücüler için daha keyifli bir ortam oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul Arnavutköy’de yaşlı adama, servis minibüsü çarptı İstanbul’un Arnavutköy’de sabah namazı sonrasında camiden çıkarak evine yürüyen 2 kişiye servis minibüsü çarptı. Bir kişi kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Olay, 14 Ocak 2025 Salı günü sabah saatlerinde gerçekleşti. Mehmet Gümüşay ve Talat Selvili iki kişi sabah namazından çıkıp camiinin karşısında bulunan sitedeki evlerine doğru yürüdüğü esnada, kavşaktan dönüş yapan servis minibüsünün altında kaldı. Servis minibüsü önce yol kenarındaki demir korumalıklara çarptı daha sonra ise refüje çıkarak durabildi. Kazada yaralanan 2 kişi hastaneye kaldırıldı. Hastanede tedavileri devam eden 2 kişiden Mehmet Gümüşay isimli şahıs yaşamını yitirdi. Polis ekipleri kazayla alakalı çalışmasına devam ederken servis sürücüsü gözaltına alındı. Yaralı Talat Selvili’nin ise sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazadan hemen sonra yaşanan panik anları ve olaya karışan servis aracı cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Kaza gerçekleştiği esnada aynı camiden çıkan ve olayı gören Birol Özgenç isimli vatandaş, “Biz camiden çıktık oda bizimle beraberdi biz karşıya geçtik onlarda hemen arkamızdan geçiyorlardı. Sesi duyunca baktık minibüs onlara çarptı ve sürükledi. Biz koştuk baktık Mehmet yerde yatıyor, biz buraya geçtiğimizde onlarda yolun ortasındaydı. Biz geçtik onlara çarptı minibüs” ifadelerini kullandı. “Hastaneye gittiğinde vefat etmiş” Yine olayla alakalı konuşan Aykut Aktaş, “Sabah erken saatlerinde hava hala karanlık olduğu için büyük ihtimalle göremediği için iki kişiye çarpıyor. Burada yaşıyordu, ambulans ile hastaneye gittiğinde vefat etmiş. Bu yol gerçekten çok tehlikeli bir yol biz dilekçeler verdik ve bu yolun değişmesini istiyoruz buradan öğrencilerde gelip geçiyor ama bu üzücü yol oldu. İşyeri servisiydi çarpan camii cemaati olarak bu durumdan çok muzdaribiz çözülmesini talep ediyoruz.” Şeklinde konuştu.
İstanbul “Aile Yılı destekleri, 10 yıl içinde sonuçlarını verecektir” 2025 Aile Yılı kapsamında açıklanan destekler ile doğum oranlarının artmasının Türkiye için önemini vurgulayan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Şahin, ekonominin ve demografik yapının geleceğine dikkat çekti. Şahin, genç nüfusa ihtiyaç olduğunu belirterek önümüzdeki 10 yılda hedefe ulaşılması gerektiğini belirtti. 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kurmak isteyen gençlere yapılacak teşvikleri açıkladı. Alınan bu kararın ekonomik ve toplumsal yönden Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine yönelik değerlendirmelerde bulunan İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Şahin, genç nüfusun önemini vurguladı. “4 çalışanın bir emekliyi finanse etmesi gerekirken, bizde oran 1,63” “2025 yılının ilk Kabine Toplantısı’nda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan etti. Bunu ilan etmesindeki temel gösterge Birleşmiş Milletler nüfus verileri. Nüfus verilerimizde doğum ve doğurganlık oranı çok düştü. 2001 yılında 2.38 olan oran 2023 sonu itibariyle 1.51’lere düştü” diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğum oranlarının düşmesi ve bunun süreç olarak devam etmesi, genç nüfusun azalmasına, yaşlı nüfusun artmasına neden olur. Sosyal güvenliğin finansmanı ve istihdam anlamında bir takım olumsuz etkileri olmakla birlikte ekonomik potansiyel açısından da ciddi sıkıntılar doğurur. Özellikle SGK sisteminin sürdürülebilirliği açısından dünyada kabul görmüş oran şudur: Emeklilerin finanse edilmesi noktasında 4 çalışan 1 emekliyi finanse ederken, Türkiye’de bu oran 1,63’e düştü. Bu, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği anlamında bir problem olmakla birlikte, Avrupa’da olduğu gibi nüfusun yaşlanmasına ve demografik yapının bozulmasına da neden olur. İş gücüne katılım ve ekonominin büyümesi noktasında domino etkisi yaparak olumsuz bir etkiye neden olur.” “Ekonomi iyi olursa doğurganlık hızı da yükselir” Destek ve teşviklerin doğurganlık oranı üzerinde olumlu etkisi olacağını belirten Şahin, “Genel kanı, kentleşme, sanayileşme ve de buna bağlı olarak boşanma oranlarının ve evlenme yaşının yükselmesinin doğurganlık oranını olumsuz yönde etkilediği. Yine, ekonomik durum da nedenlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ekonominiz iyi olursa çocuk doğurganlık hızı yükselebilir. Baktığınız zaman aileler çocukları bir maliyet unsuru olarak görmeye başladılar. Aileler şunu düşünüyor; bir bebeğin, çocuğun bakımını, eğitimini, kreş masraflarını anne-baba çalışarak karşılamaya çalışıyor. Babaannenin, anneannenin çocuklara baktığı bir ortam maalesef ki kalmadı. Kentleşme, sanayileşme ve hızlı bir demografik değişim, bütün bu unsurlar çocuk doğurganlığı üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor” dedi. “2030 ve 2050 hedeflerini tutturmalıyız” Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfusa rağmen göçmenler vasıtasıyla istihdam oluşturulduğunu belirten Şahin, Türkiye’nin ise demografik unsurlarını etkin çalıştırarak üretim ve istihdam odaklı olması gerektiğinin altını çizdi. Evlilik öncesi maddi destek gibi psikolojik destek de sağlanması gerektiğini belirten Dr. Şahin, “Günümüzde bu destek rakamları düşük görünmekle birlikte ekonomik kriterlerimiz göz önüne alındığında doğum artışını makul seviyede destekler diye düşünüyoruz. Ekonomimiz biraz daha ivme kazanıp bölgesel anlamda da güçlülüğümüz artarsa kısa sürede bu problemi aşabiliriz. Birleşmiş Milletler’in nüfus verilerine göre 2030’da ve 2050’de Türkiye’nin tahminlerini tutturması gerekiyor” diye konuştu. 24 yıllık süreçte doğum oranında ciddi düşüş yaşandığını belirten Şahin, Aile Yılı kapsamında sağlanacak teşviklerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde olumlu yönde etkisini göstereceğini belirtti.