GÜNDEM - 06 Mayıs 2022 Cuma 09:58

Arama kurtarma gemisi 'TCSG Güven' çalışmaları böyle görüntülendi

A
A
A
Arama kurtarma gemisi 'TCSG Güven' çalışmaları böyle görüntülendi

Salih Güvenlik Komutanlığı’nın 4 büyük arama kurtarma gemisinden biri olan TCSG Güven Gemisi’nin İstanbul Boğazı’ndaki çalışmalarını İHA görüntüledi. Bin 700 ton ağırlığında 88.60 metre uzunluğundaki dev arama kurtarma gemisinde helikopter pisti, sağlık merkezi, spor salonu yer alıyor. 104 personelin görev yaptığı gemide 2 kadın subay da çalışırken, 2 çeşit silah da yer alıyor.

Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı; Karadeniz, Marmara Denizi ve Ege Denizi'ndeki sorumluluk sahasında can ve mal emniyetinin sağlanması, her türlü yasa dışı faaliyetin önlenmesi ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir şekilde korunmasına yönelik faaliyetlerine tüm hızıyla devam ediyor.

Arama kurtarma gemisi 'TCSG Güven' çalışmaları böyle görüntülendi

Sahil Güvenlik Komutanlığı envanterinde 4 tane arama kurtarma korveti bulunuyor. Bunlardan birisi de İstanbul’da olan ve 2013 yılında göreve başlayan TCSG Güven Gemisi. 700 ton ağırlığında 88.60 metre uzunluğunda ve 12.20 metre genişliğindeki gemi hızlı manevra yeteneğine sahip. Mavi vatanı korumak için planlı plansız bir çok göreve katılan gemide, helikopter pisti, sağlık merkezi, spor salonu ve kantin, berber, çamaşırhane, ütühane ve 2 tane hızı kurtarma botu bulunuyor. Savaş gemisi olarak da geçen arama kurtarma gemisinde 2 çeşit silah bulunuyor. Bu silahlardan biri de gemin baş tarafında bulunan 40-70 milimetre çapındaki top, diğeri de köprünün üst tarafındaki 12.7 milimetre makineli tüfek.

Arama kurtarma gemisi 'TCSG Güven' çalışmaları böyle görüntülendi

Arama kurtarma sırasında ve seyir esnasında karşılaşılabilecek tüm olumsuz durumlara karşı Sağlık Bakanlığı personeli olan bir doktor da buluyor. Sağlık merkezinde EKG çekimi, ilk müdahale, gibi işlemler de yapılabiliyor. TCSG Güven Gemisinde, ikisi kadın subay olmak üzere toplam 104 personel görev yapıyor. İhtimal bir duruma karşı çelik yelek ve silahlarını giyen personeller hızlı botlarla olaya müdahale etmek için gemiden ayrıla biliyor.

Gemi Kontrol Yardımcı Subayı olarak görev yapan Yağmur İrem Baybal, bu mesleği neden tercih ettiğini anlattı. Bu mesleği küçük yaşlarda yapmaya karar verdiğini söyleyen Baybal, “Ailemin desteğiyle buralara kadar geldim. Ailem küçük yaşlardan itibaren beni destekledikleri için çok iyi bir şekilde karşıladılar. 7 aydır görev yapmaktayım. Zorlu bir eğitim sürecinden geçtik. 1 yıllık bir eğitim sürecinden geçtik. 4 ayı Foça da olmak üzere 8 ayı da Antalya’da olmak üzere eğitim sürecimizi tamamladık. Beni en etkileyen olaylardan biri ise insan hayatına dokunmak. Her görevimizi icra ederken insan hayatına dokunduğumuz için bu konu fazlasıyla etkilemekte. Her personelimiz insanlara yardım etmek için canla başla mücadele etmekte. Çoğu iş sektörü erkeklere göre daha uygun olarak görülürken, aslında kadınlarında istedikleri işi yapabildiklerini bilmelerini isterim. Kurumumuzda kadın personeli bu konuda hiçbir zaman ayrı tutmamış, aksine eşit şartlarda bizlere çalışma ortamı sağlayıp bizlere önem vererek her konuda olanak sağlamak için çabalamıştır” dedi.

Arama kurtarma gemisi 'TCSG Güven' çalışmaları böyle görüntülendi

“Birinci derece sağlık merkezi olarak tanımlanmaktadır”

Geminin özelliklerinden bahseden Güven Gemisi komutanı Kıdemli Binbaşı Akın Coşkunlar, “Genel tanımımız Arama Kurtarma faaliyetini icra etmek. Sahil Güvenlik Komutanlığı envanterinde 4 adet arama kurtarma korveti bulunmaktadır. TCSG Güven’de bu korvetlerden bir tanesi. 2013 yılında göreve başlamıştır. 700 ton ağırlığında 88. 60 metre uzunluğunda, 12. 20 metre genişliğindedir. Denizin altında 5 metre draftı bulunmaktadır. Helikopter imkanı, çevre kirliliğine müdahale imkanı yangına müdahale imkanı gibi genel ve kullanışlı imkanları bulunmaktadır. Gemimiz açık deniz arama kurtarma korveti olarak geçmekte. Açık denizde icra ettiğimiz görevlerde karşılaşabileceğimiz sorunları çözebilmek adına gemimizde revir bulunmakta. Birinci derece sağlık merkezi olarak tanımlanmaktadır. Gemimizde Sağlık Bakanlığı personeli bir doktorumuzda bulunmaktadır. Aynı zamanda gemimizin helikopter kaldırma indirme imkanı bulunmaktadır. Bu özellikle açık denizlerde icra ettiğimiz görevlerde bize büyük artı sağlamaktadır. Gemimizin yangınla mücadele için harici yangın söndürme sistemi dediğimiz bir sistemimizde mevcut. Bununla gerekli diğer gemilerdeki yangınları söndürme imkanı bulabilmekteyiz. Gerekse kolluk anlamında uyumsuz gemilere müdahalede de bu özelliğimizi kullana bilmekteyiz” diye konuştu.

Gemide 2 çeşit silah bulunduğunun belirten Coşkunlar, “Gemimizde çeşitli ebatlarda silahlarımız bulunmakta. Bu silahlarımızla genel kolluk görevlerinin icrası sırasında ihtiyaç olması durumunda kullanmaktayız. Bu silahlardan bir tanesi baş tarafında bulunan 40- 70 milimetre oto bir adet toptur. Bu topla her sene düzenli olarak atışlarımızı icra etmekteyiz. Bunun yanı sıra köprünün üst tarafında 12.7 milimetre makineli tüfek dediğimiz 2 adet silahımız daha mevcuttur. Bunun da yakın savunma atışları yapmaktayız” ifadelerini kullandı.

Arama kurtarma gemisi 'TCSG Güven' çalışmaları böyle görüntülendi

“Gemimizde 2 tane kadın Subayımız bulunmaktadır”

Geminin manevra yeteneğinin güçlü olduğunu söyleyen Çoşkunlar, “Gemimizde 104 adet personel bulunmakta. 103 tanesi Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın rütbeli personeli, bir tanesi de Sağlık Bakanlığı’na bağlı doktorumuzdur. Gemimizde 2 tane kadın Subayımız bulunmakta. Ana görev konseptimiz gereği arama kurtarma görevlerine müdahale etmek. Bunun yanı sıra denizlerde karşılaştığımız diğer vakalarda da her türlü müdahaleyi yapmaktayız. Gemimiz büyük tonajlı bir gemi dışarıdan büyük gözükmesine rağmen özellikle baş tarafında bulunan pervanesi sayesinde çok kolay manevra yapabilmekte. Manevra yeteneği anlamında güçlü ve kuvvetli bir gemidir. Her türlü limanda, her türlü hareketi icra edebilecek seviyededir. Bu gemiler genellikle ana limanlarından uzakta görev yapmaktadır. Gittiğimiz limanlarda personelin moral motivasyonunu geliştirmek açısından helikopter hangarına helikopter konuşlandırmadığımız zamanlarda burayı spor salonu olarak kullanmaktayız. Personelimiz açısından zevkli ve faydalı olduğunu değerlendiriyoruz” dedi.

Zöhre Alagöz - Emre Baba
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eray Yazgan: "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var" Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, kulüpten kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi olmadığını, bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanına geldiğini belirterek, "Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık" dedi. Yazgan ayrıca tutuklu bulunan sarı-kırmızılı futbolcu Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktıklarıyla ilgili algı yapıldığını ifade ederek, "Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz" şeklinde konuştu. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Kemerburgaz Metin Oktay Tesisleri’nde sarı-kırmızılıları takip eden muhabirlerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Toplantıda Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdullah Kavukcu ve Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan da yer aldı. Galatasaray’ın daha önce sponsorluk sözleşmesi imzaladığı ve yasadışı bahisle ilişkilendirildiği için iptal ettiği sponsorluk konusuna açıklık getiren Eray Yazgan, "Bizim kulübümüzden kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi yok. Bir ajans vasıtasıyla bize geliyorlar. Benim veya bizden herhangi bir yöneticinin böyle bir görüşme yapması söz konusu değil. Söz konusu firmanın ismini ilk defa konu yönetime geldiği gün öğrendim. Bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanımıza gelmişler. Bu firma bizimle anlaşmadan önce firmanın boy boy başka statlarda reklamları dönüyordu. Başka kulüpler de bu firmayla anlaşma yapmış. Bunun bir haber sitesi olduğu söylendi. O dönemde Taksi vs. bir çok farklı mecraya reklam vermişler. Bu site, baktığınız zaman bir spor haber web sitesi. Fakat bu sitenin farklı bir siteye yönlendirme yaptığı söyleniyor. Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık. Ben sadece imza yetkilisi olduğum için suçlanıyorum. Bu sözleşmenin imzalandığı gün farklı bir imza yetkilisi arkadaşımız bunu imzalamış olsa idi, şu an o benim durumumda olacaktı. Dolayısıyla aldığımız bir yönetim kurulu kararı çerçevesinde yapılmış bir işlem var" ifadelerini kullandı. "Metehan’ın duruşmasına yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi" Bahis soruşturması kapsamında tutuklanan Galatasaraylı futbolcu Metehan Baltacı’yı bu süreçte yalnız bıraktıklarına yönelik algı yapıldığını söyleyen Yazgan, "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var. Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Kendi avukatı da orada hazır bulundu. Yönetici arkadaşlarımız, kendilerini ziyaret etti. Sportif direktörümüz de kendisini ziyaret etti. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. 18 bin TL’lik bir tutardan bahsediyoruz. Kiralık oynadığı dönemdeki süreçle alakalı bir durum. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz. Dönem dönem tutukluluğa itiraz oluyor. O itirazı yaptık" şeklinde konuştu.
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."