EĞİTİM - 31 Mayıs 2017 Çarşamba 12:14

AÖF öğrencilerine bir müjde daha

A
A
A
AÖF öğrencilerine bir müjde daha

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sisteminde temel ders malzemesi olarak öğrencilere gönderilen ders kitaplarının kapak ve ünite tasarımlarıyla içeriği yenileniyor.

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sisteminden Sorumlu Rektör Yardımcısı ve Açıköğretim Fakültesi Dekan vekili Prof. Dr. Yücel Güney konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Açıköğretim Sistemi’nin kitap yazımı konusunda sahip olduğu büyük bir birikim var. Amacımız, bu deneyimi çağın gerektirdiği eğitim anlayışıyla birleştirerek tüm öğrencilerimizin keyifle okuyacağı, kullanacağı kitaplar ortaya çıkarmaktır. Bu doğrultuda, güncel tasarım yaklaşımlarını Açıköğretim Sistemine adapte edebileceğimizi düşünüyoruz. Yapmakta olduğumuz yeniliklerin; ÖTAG ve TAB gibi sistemin önemli paydaşlarının da daha iyi ürünler çıkarmasına hizmet edeceği inancındayız” dedi.

"Kitapların sisteme büyük bir katkı sunacağını düşünüyoruz"

Grafik Tasarım ve Yazım Koordinatörü Doç. Dr. Halit Turgay Ünalan ise bu süreci, “Kitaplarımız, sistem içerisinde öğrenciye farklı materyaller ve hizmetler sunan her birim için temel malzeme olmakla birlikte, sistemin en önemli öğretim aracıdır. Bu anlamda, çağdaş eğitim anlayışına uygun kitapların sisteme büyük bir katkı sunacağını düşünüyoruz. Kitaplarımızın gerek içerik, gerekse tasarım açısından geliştirilmesi sürecine yapacağımız AR-GE çalışmalarının da büyük katkısı olacağını belirtmek isteriz. Bir başka ifadeyle, kitap tasarımımızı aldığımız dönütler doğrultusunda sürekli olarak daha iyiye götürecek çalışmalar yapma gayretinde olacağız. Bu süreçte; dekanlığımız, dizgi ve kitap koordinasyon birimlerimiz ve matbaamız uyumlu ve fedakar bir çalışma süreci içindeler” şeklinde açıkladı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Görmediği öğrencilerinin gönlüne ’sazının teliyle’ dokunuyor Kayseri’de doğuştan görme engelli müzik öğretmeni Süleyman Ekici; hiç görmediği özel ihtiyaçlı öğrencilerinin gönlüne sazının teli dokunarak, müzik öğretiyor. Kayseri’de yaşayan 42 yaşındaki doğuştan görme engelli olan müzik öğretmeni Süleyman Ekici, monoton yapısından sıkıldığı masa başı memuriyetten ayrılarak 4 sene önce felsefe grup öğretmenliğine geçti. Ortaokulda ve lisede sanat üzerine eğitim alan Ekici, alan değişikliği ile müzik öğretmeni oldu. 2 yıldır Kocasinan ilçesinde bulunan Şehit Yiğitcan Çiga Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda görev yapan Süleyman Ekici, özel ihtiyaçlı öğrencilerine müzik öğretiyor. Çaldığı sazıyla derslerini sürdüren Ekici, müzik ile öğrencilerinin gelişimine katkıda bulunmak için çalışıyor. "Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir" Hikayesini anlatan Ekici, "Benim hikayem çetrefilli bir hikaye. Ben daha önce TÜİK de 9 sene memurluk yaptım. Aynı zamanda okuyordum. Sosyoloji mezunuyum. Felsefe grup öğretmenliği yaptım. Daha sonra alan değişikliğiyle müzik öğretmenliğine geçiş yaptım. Ortaokulum ve lise eğitimim sanat üzerineydi. Bir dönem müzik eğitiminde materyal sıkıntısı yaşadığımız için okuyamamıştım. Sonra teknolojinin ve eğitim imkanlarının değişmesiyle tekrar güzel sanatlar bölümünü okuyup, müzik öğretmenliğine geçtim. Biraz uzun sürdü ama geçiş yaptım. Öğretmenlik hayatıma 2020 yılında başladım. 2 yıldır da müzik öğretmeniyim. Her şeyden önce ben karakteristik olarak öğrenmeyi, bilgi edinmeyi ve araştırmayı çok seven bir insanım ve edinilen bilgileri paylaşmayı seven bir insanım. Sadece öğrenci ve öğretmen ilişkisinin dışında normal sosyal hayatımda da böyle bir yapım var. Sosyal ortamlarda da bilgi paylaşmayı ve bilgi edinmeyi seviyorum. Bizim önümüzde rol model hocalarımız vardı. Bizim hocalarımız hep görme engelli hocalardı. ‘Bende onlar gibi olacağım’ derdim ve muhtemelen o dönemde bir taklit gerçekleşti. Öğretmenlik mesleğini kendime yakın bir meslek olarak görüyordum. Memuriyet hayatında bir monoton yapı var. 8-5 çalışma mevcut ve bir bilgi üretme yok. Hazır bir şekilde bir işlem yapılıyor. Devletin işleriyle ilgili sürdürülebilirlik sağlanıyor. Ancak öğretmenlik öyle değil. Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir. Sürekli alıştırabilir ve yaptığı araştırmalar sonucu sürekli bir paylaşım yapabilir Öğretmenlik sürecinde sürekli bir akış var. Öğretmenlik karakterimle uyuştuğu için tercih ettiğim bir meslek oldu. Ben daha önce engelli öğrencilerin bulunmadığı bir okulda görev yapıyordum. O zaman bilgisayarımı götürüyordum ve akıllı tahtaya bilgisayarımı bağlayıp, görselleri oraya yansıtarak gösteriyordum. Özel eğitim kurumlarında ise derslere özel eğitimci öğretmenlerimiz ile giriyoruz. Dersin selametini onlarla sağlıyoruz. Biz sadece bilgiyi paylaşıyoruz ve onlarla birlikte dersi işliyoruz. Onlar bir noktada dersi asiste ediyorlar. Bu sayede iletişim sorunu yaşamıyoruz" ifadelerini kullandı. "Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz" Müzik öğretmeni Ekici, "Dünyada ve ülkemizde değişen birçok şey olabiliyor. Bizim insanlar olarak sıklıkla yaptığımız şey şikayet etmektir. Sistemi şikayet ederiz, ortamı şikayet ederiz, şartları şikayet ederiz. Şikayette kolaylıktır. Ben mesleğin yürütülebilmesi için tanık olduğum, duyduğum ve benim de birebir katıldığım birçok şikayet olabilir. Ama bunların hepsi öğrencilerle iletişim kurmaya engel değil. Evet, mesleğimiz zor. Eve iş götürülen tek meslektir. Sınav yaparsın, eve gidip kağıtları tek tek okursun. Mesleğimizi yürütmek zordur ama öğretmenlik mesleği bir kimliktir. Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz. Yeter ki arayalım. Öğrencilerim de özel öğrenciler. Bu aramızda duygusal bir bağ oluşturuyor. Bende görme engelliyim. Burada müziğe mikro düzeyde yaklaşıyoruz. Onların algılayabileceği kapıları aralamaya çalışıyorum. Sürekli araştırıyorum ve uğraşıyorum. O kapıyı bulmaya çalışıyorum" diye konuştu.