KÜLTÜR SANAT - 23 Mayıs 2016 Pazartesi 12:05

Anadolu Rüyası Türkiye’deki 7 bölgenin kalbine dokundu

A
A
A
Anadolu Rüyası Türkiye’deki 7 bölgenin kalbine dokundu

Türkiye’nin 7 bölgesinden 250 Uğur Okulları öğrencisinin hayata geçirdiği “Anadolu Rüyası” - Kültürler Buluşması gösterisi, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek 4 farklı yaş grubunu aynı gösteride bir araya getirdi.

Öğrencilerin, kültürüne duyarlı bireyler olarak yetişmesini amaçlayan ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde eğitim gören öğrencilerin emeklerini ortaya koydukları kültür projesi “Anadolu Rüyası”, Türker İnanoğlu Maslak (TİM) Show Center’da gerçekleşti. Türkiye karması ile Türkiye’nin renklerini dünyaya tanıtmayı hedefleyen Anadolu Rüyası, Ardahan’dan Muğla yöresine, Giresun’dan Trakya’ya uzanan halay, horon, zeybek, karşılama ve daha birçok zenginliği ortaya koydu. Türkiye’nin 7 bölgesi arasında kültür köprüsü oluşturan “Anadolu Rüyası”, 250 dansçı, 40 müzisyenden oluşan Büyük Türkiye Orkestrası ve 60 kişilik sahne arkası ekibi ile izleyicilere unutulmaz bir gece yaşattı.

Büyük Türkiye Orkestrası’nın dinletisiyle başlayan “Anadolu Rüyası” gösterisi, ikinci perdede öğrencilerin halk oyunları gösterisiyle devam etti. Görsel bir şölene dönüşen gecenin sonunda en iyi 3 performans belirlendi. Bu sonuçlara göre Bornova Uğur Lisesi Muğla Yöresi ile 1’inci olurken, Gaziemir Uğur Lisesi İzmir Yöresi ile 2’inci, Giresun Uğur Lisesi ise Giresun Karşılaması ile 3’üncü oldu.

‘’ÖĞRENCİLERİMİZİN 1 YILLIK EMEKLERİ ORTAYA ÇIKACAK’’
Gösteri öncesinde konuşan ve öğrencilerin 1 yıldır verdikleri emeklerin bu gösteri ile ortaya çıkacağını ifade eden Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, ‘’Bu güzel gösteri Bahçeşehir Üniversitesi Halk Oyunları Topluluğu ile Uğur Okulları’nın Türkiye’nin her noktasına yayılmış okullarından gelen öğrencilerini bir araya getirdi. Öğrencilerimiz burada kültürümüzü, ezgilerimizi sergileyecekler. Edirne’den Hakkâri’ye, Sinop’tan Antakya’ya kadar bütün bölgelerin renklerini, çeşitlerini bir arada kutlamak için 1 yıldır çalışan öğrencilerimiz, bu etkinlikle aynı zamanda birbirleriyle kaynaşma fırsatı da buldular.’’ 

ENVER YÜCEL’DEN BİRLİK BERABERLİK MESAJI
Sözlerine, bu gösteri ile vermek istedikleri birlik beraberlik mesajını vurgulayarak devam eden Enver Yücel, ‘’Hiçbir rengi, hiçbir ezgiyi dışlamadan birlik olduğumuz zaman biz Türkiye’yiz. Biz hep beraber olduğumuz taktirde güçlüyüz. Birbirimizi ötelemeden, dışlamadan, birlikte yaşam kültürünü içselleştirip, onu şarkılarla, türkülerle, oyunlarla birleştirdiğimizde biz Türkiye’yiz. Uğurlu öğrencilerimiz de bugün yapacakları gösteri ile bu birliği sergileyecekler’’ diye konuştu. 

LİSELİ VE ÜNİVERSİTELİ ÖĞRENCİLERİ BİR ARAYA GETİREN PROJE
Etkinliğin mimarlarından Bahçeşehir Üniversitesi Halk Oyunları Topluluğu Derneği Başkanı Okan Gürbüz gösteri hakkındaki düşüncelerini şu şekilde ifade etti: ‘’Bugün bizim için bir gurur gecesi. Türk halk oyunları adına, Türk kültürü ve folkloru adına çok önemli bir etkinlik. Anadolu Rüyası, Türk eğitim kurumları içerisinde yapılmış en kapsamlı proje. Liseli ve üniversiteli öğrencilerimizin bir arada çalışması ile lisede okuyan öğrencilerimiz üniversite dünyasının, vizyonun nasıl olduğunu görme şansları buldular. Üniversiteli öğrencilerimiz için ise kendilerinden yaşça ufak arkadaşlarla çalışmak ciddi bir deneyim oldu.’’

Uzun süren bir çalışma sonucunda ortaya çıkan gösteri ile vermek istedikleri mesaja da değinen Gürbüz, ‘’Biz bu gösteri ile Türk kültürünün, Anadolu kültürünün ne olduğunu, herkes için bu kültürün var olduğunu ve dünyada böyle bir kültürün eşi benzeri olmadığını göstermek istiyoruz’’ dedi. 

Gösteriye hazırlık sürecinde önemli rol üstlenen öğrencilerden Bahçeşehir Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi Çağatay Kaan Serçiler ise duygularını şu şekilde dile getirdi: ‘’Şu anda ülkemizde özellikle terör nedeniyle yaşanan birçok sıkıntı var. Bunlar bölünmemizi isteyenler tarafından yapılıyor. Ama biz her yöresiyle, her figürüyle, bütün müzikleriyle bir bütünüz ve bu burada bu birliğin mesajını vermek istiyoruz. Çünkü bu vatan bölünemez. Yıllar öncesinden bu noktaya gelmiş bir ülke birlik içinde yoluna devam etsin istiyoruz. İnşallah bu çalışmamızla bu yolda biz de bir destek sağlamış oluruz.’’

MERVE DUNDAR - UĞUR GÜLBOY  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.