GÜNDEM - 02 Ocak 2023 Pazartesi 21:09

AK Parti Sözcüsü Çelik seçim tarihini açıkladı

A
A
A
AK Parti Sözcüsü Çelik seçim tarihini açıkladı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, seçim takvimine ilişkin, “Bu seçim takvimiyle ilgili gündem, seçimin 18 Haziran'da yapılması yönünde irademiz var. Çıkabilecek bazı sıkıntılar, vatandaşlarımızın yurt dışına seyahat dönemi olması, çeşitli şekillerde ülkemizde hareketliliğin yaşandığı dönem olması sebebiyle değerlendirme yapılıyor” dedi.

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sözcü Çelik, Türkiye, Suriye ve Rusya Savunma Bakanları arasında yapılan toplantıya ilişkin soru üzerine, “Suriye meselesiyle ilgili olarak bütün dünyanın önemli devletleri karşı çıksa da Türkiye, Suriye halkının faydasına olacak şekilde Suriye'nin reformlar yapması, dünyayla entegre olması için güçlü bir irade ortaya koydu. Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye, Şam, Halep'e gidiş gelişlerinde yanındaydık. Kendi siyasetimiz açısından Arap Baharı ile ortaya çıkan dalganın bölge ülkelerini sarsacağını gördük ve değerlendirdik. O zaman bu ülkelerin birtakım reformlar yaparak bu dalgalar karşısında daha kapsayıcı yaklaşım üretmesiydi. Bu aslında iyi gidiyordu. Bir dönem bazı bürokratlar oraya gidip gelmeye başlamışlardı. Biz bunları yaparken, dünyanın önemli ülkeleri Suriye'ye tırnak içinde 'haydut devlet' muamelesi yapıyordu. En son bütün süreci reddeden ABD bile Şam'la temas kurdu. Daha sonra katliamlar, öldürmeler, kötü görüntüler bu ilişkilerin kopmasına yol açtı. Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olmuştur. Bizim tutumumuz devlet yapılarının korunmasıydı. Etrafımızdaki sorunlu bir coğrafya. Herkes güvende olmadan toplam güvenlik üretilmesi mümkün değildir. Komşularımızın güvensizliğe ve yoksulluğa sürüklenmesinden siyasi bir çıkar üretmemiz mümkün değildir. İç savaşın ortaya çıkmasından sonra ilişkiler kesildi. Her zaman Astana, Cenevre sürecinde sorunun siyaset ve diplomasi yoluyla çözülmesi yönünde altını çizdik. Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, Suriye halkının ortak yararının gözetilmesi. Suriye'deki olaylar bizi tehdit etmeye başlayınca müdahale ettik. Zeytindalı, Fırat Kalkanı gibi harekatlar olmasaydı orada birtakım devletçik yapıları kurulacaktı” diye konuştu.

Astana ile Cenevre süreçlerinin birbirini tamamlayan süreçler olduğunu ifade eden Çelik, “Gelinen bu noktada oturup konuşmamız lazım. Bu terörist yapılara petrolü satan ilişkiler ağı, birtakım devletler tarafından sunulmuştur. Bunlar artık orada Suriye'nin kaynaklarını sömürerek kendi terör faaliyetleri için para kazanmaya başladılar. Ortadaki tablo birileri bunları orada kalıcı kılmaya ve tırnak içinde devletimsi yapılar hale getirmeye çalışıyorlar. Defalarca söyledik, sınırımızın dibinde bir Afganistan istemiyoruz. Bu terörist yapılara petrolü satan ilişkiler ağı, birtakım devletler tarafından sunulmuştur. Bunlar artık orada Suriye'nin kaynaklarını sömürerek kendi terör faaliyetleri için para kazanmaya başladılar. Ortadaki tablo birileri bunları orada kalıcı kılmaya ve tırnak içinde devletimsi yapılar hale getirmeye çalışıyorlar. Burada Cumhurbaşkanımız net bir irade koydu. İstihbarat teşkilatlarımız arasında görüşme, Milli Savunma Bakanlıklarının arasında görüşmeye evrilmiştir. Bundan sonra en üst seviyede görüşmenin ajandası oluşturulacaktır. Gelinen noktadan memnunuz. Diplomasi, müzakere, konuşma sorunu çözmek için üretilmiştir. Burada köprü kurma zamanıdır. Bu köprüler kurularak bu yola devam edilecektir” açıklamasında bulundu.

İsrail ile karşılıklı büyükelçi atanmasına ilişkin soruya ise Çelik, “İsrail'le de ilişkilerin büyükelçiliklere çekilme sebepleri belli. Hassasiyetlerimizi koruyarak müzakere etmeliyiz ve bunları konuşarak çözmeliyiz. İsrail'de birtakım basın yayın organlarında nitelendiriliyor. Aşırı sağ hükümet işbaşına geldi. Kudüs, yasa dışı yerleşimler, iki devletli çözüm konusunda hassasiyetlerimizi koruyoruz. Mescid-i Aksa'nın statüsü konusuna hassasiyetimiz açıktır. Bütün bunları konuşmaya devam edeceğiz. Sorunlar, gerilimler ortaya çıkacak ama her halükarda müzakere diplomasisini sürdüreceğiz. Karşılıklı büyükelçilerin atanması da hayırlı olsun” dedi.
Seçim takvimine ilişkin soru üzerine Çelik, “Bu seçim takvimiyle ilgili gündem, seçimin 18 Haziran'da yapılması yönünde irademiz var. Çıkabilecek bazı sıkıntılar, vatandaşlarımızın yurt dışında seyahat dönemi olması, çeşitli şekillerde ülkemizde hareketliliğin yaşandığı dönem olması sebebiyle değerlendirme yapılıyor. Bu tabii ki bir erken seçim düzeyinde tarih değerlendirmesi olmayacak. Bununla ilgili kesin bir karar yoktur, olunca sizinle paylaşacağım. Kişiler çeşitli ortamlarda son aldıkları pozisyona göre geçmişi yeniden yapılandırabiliyorlar. Ben geçmişte şöyle yapmıştım, yeterince destek verilmedi gibisinden” değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek Partisi ve Deva Partisi'nden AK Parti'ye gelen eleştirilere ilişkin soruya Çelik, “Cumhurbaşkanımızın eski başbakanlık binasında yaptığı toplantılara bakın, fotoğraflar, çekimler ortada. 6'lı masa seçmenlerine bir profil göstermek için birileri de yeni profil tarihselliği üretiyorlar. 'Ben o zaman şunu demiştim, o yüzden işler iyi oldu.' Seçmen kitlesini kandırmış oluyorsunuz. O dönemde beraber siyaset yapan pek çok kişi AK Parti yönetiminde, Bakanlar Kurulu'nda. Büyük demokrasi kahramanları, terörle mücadele kahramanları şekilde yapılan konuşmaları da dinliyoruz. Saygınlık; geçmişte bir şey yapmışsanız, bir yolu beraber yürümüşsünüz, o zamanın hatıralarına, yaşanmışlıklarına saygı duymakla olunur. Ben sayın Cumhurbaşkanına o zaman şu şekilde davranmıştım, o da bana şunu şunu demişti diyorlar. 6'lı masadakilerin bunlara dikkat etmesi lazım. Bu şekilde bir siyasi tutum ortaya koyanların aynı şeyi burada yapacağı açıktır. Siyaset gelecekle ilgili olarak toplumun önüne vizyon koymak sanatıdır. Bu bütün partiler için geçerli. Bir şekilde geçmişte ortak zeminlerde buluşulmuş, hele de birilerinin kendilerini demokrat göstermek için Cumhurbaşkanımızla ilgili olarak otoriterdir gibisinden tutum ortaya koymasının hiçbir ahlaki temeli yoktur” diye konuştu.
Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

“O zamanlar kamuoyunun bilip bilmediği bir sürü siyasi krizi, devlet içerisinde siyasetin konsolide olmadığı dönemde bu iradeleri hayata geçirmek Sayın Cumhurbaşkanımızın döneminde ortaya konulmuştur. Bazıları o toplantılarda yoktu. Hatta bugün bakıyorum, güneydoğu ile ilgili, Kürt vatandaşlarımızla ilgili çokça mesaj veren birileri, biz Türkiye'de Kürt vatandaşlarımızın üzerindeki onların dilleri, yaşadıkları ortam üzerindeki yasakları kaldırırken bu toplantılardan uzak duruyorlardı. Alevi meselesiyle ilgili atılan adımlar da aynı şey söz konusuydu.”

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruya ise Çelik şöyle cevap verdi:

“Ailesine başsağlığı diliyoruz. Burada olay gerçekleştikten sonra yapılan yorumların çoğunu gördük. Bir ölüm üzerinden siyaset yapmaya kalkanlar var, bunların tutumu ahlaki değil. Sonuç olarak emniyet güçleri Türkiye'nin adliyesi, emniyet teşkilatı bu konunun bütün boyutlarını açığa çıkaracaktır. Bu tip meselenin örtbas edilecek gibisinden yaygınlaşma çalışmalarını tespit ettik. Bunların hepsi başka amaçlara matuf olarak gündeme getirilmiştir. Adliye ve emniyet güçleri başındadır. Olay bütünüyle aydınlatılacaktır.”
Fransa’da yaşanan olaylara ilişkin soruya Çelik şu şekilde cevap verdi:
“PKK terör örgütünü en güçlü şekilde faaliyet yürüttüğü ülkelerden bir tanesi Fransa. Fransa onların faaliyetleri himaye ediliyor. Terör örgütü bayrak ve sembolleriyle eylemler yaptılar. Gelinen noktada terörü himaye etmeyin demiştik. Cumhurbaşkanımız terör denilen yılanı kim korursa gün gelir ortaya çıkar demişti. Şimdi Paris'te yakıp yıktılar. Avrupa'yı yükselen faşizm karşısında ciddi bir şekilde uyarıyoruz. Kim terörü himaye ederse, terörist faaliyetlere müsaade ederse yarın bir gün bunlarla yüzleşmek durumunda kalır. Bunun çaresi, gelin hiçbir ayırım yapmadan terör örgütleriyle mücadelede işbirliği yapalım.”

Hülya Keklik - Mehmet Kalay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisten motosikletli gençlere abart egzoz baskını Aksaray’da egzoz patlatan motosiklet sürücüsü gençlere baskın yapan polis 3 motosikletli gence abartı egzoz ve ehliyetsiz motosiklet kullanmaktan yaklaşık 65 bin lira ceza kesti. Havaların ısınmasıyla trafikteki sayıları hızla artan motosiklet sürücülerine yönelik şehir genelinde geniş çaplı uygulama ve çalışmalar başlatan İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şubesi ekipleri gündüz olduğu kadar gece de motosiklet sürücülerinin izini sürüyor. Yaşanan kazaların önlenmesi, halkın huzur ve güvenliğinin sağlanması amacıyla çalışmalarını aralıksız sürdüren trafik ekipleri, gece de mahalle ve çarşı bekçileriyle motosiklet sürücülerine göz açtırmıyor. Mahalle aralarında "abart egzoz" diye tabir edilen aşırı yüksek ses çıkaran egzozla gürültü kirliliğine neden olan, egzoz patlatarak vatandaşları rahatsız eden ve ehliyetsiz motosiklet kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye atan sürücülerin peşine düşen bekçi ve polis ekipleri, gece yarısı Cumhuriyet Mahallesi TOKİ konutlarında bölgesinde 3 motosiklet sürücüsü gence baskın yaptı. Yapılan baskında motosikletleri inceleyen polis ekipleri 2 motosiklette abartı egzoz olduğunu tespit ederken, sürücülerin ise ehliyetsiz olduğu belirledi. 68 AFG 689, 68 AFE 699 ve 68 AEF 784 plakalı motosiklet sürücüleri M.C., F.E.F. ile M.S.’ye abartı egzoz ve ehliyetsiz motosiklet kullanmaktan yaklaşık 65 bin lira ceza kesilirken, motosikletler ehliyetli yakınlarına teslim edildi.
Ankara CHP Genel Başkanı Özel: "İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu, Rektörlük eliyle yetkisi olmadığı biçimde diplomayı iptal etti" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "(İmamoğlu’nun diploması) İstanbul Üniversitesi’nin Yönetim Kurulu, Rektörlük eliyle yetkisi olmadığı biçimde diplomayı iptal etti biraz önce. Biz buna teslim olmayız. Yargısı var, idari yargısı var, mahkemeleri var. Mutlaka yanlış hesap Bağdat’tan döner" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da Şehit Aileleri ve Gazilerle İftar Programı’na katıldı. Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen programda konuşan Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı için önseçimdeki tek adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edilmesinin hukuksuz olduğunu, bunun peşini bırakmayacaklarını ve teslim olmayacaklarını söyledi. "Hiçbir ananın yüreğine ateş düşmesin, hiçbir evlat babasız kalmasın istiyoruz" İmralı heyetinin ziyaretlerinden sonra terörist başı Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısıyla ilgili süreci değerlendiren Özel, "Sayın Bahçeli’yi duyduğum ilk gün dedim ki, o masada şehit ailelerinin, gazilerin bulunması, onların gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeyin yapılmaması mühimdir. 1,5 yıldır partimizde ilk kez Milli Savunma Politikalarından Sorumlu bir Genel Başkan Yardımcısı, Gölge Kabinemizde bir Gölge Milli Savunma Bakanımız var; Sayın Yankı Bağcıoğlu. Kendisi hem devlet protokolünün tanıdığı, gerekli ihtimamın da gösterildiği vakfımızı, derneklerimizi, üç çatı vakıf ve derneğimizi, hem de Türkiye’deki şehit aileleri ve gazilerin temsil edildiği resmi, doğru, bu derneklerin de benimsedikleri, orada temsil edildiklerini söyledikleri o yapıları defalarca ziyaret etti. Görüşler aldık, görüşler topladık. 200’ün üzerinde ziyaret yaptık. Buradaki ana yapıların üçünü ben de bizzat ziyaret ettim. O günden bugüne de nerede söz düşerse hep söylüyorum. Biz bu ülkede herkes mutlu olsun istiyoruz. Herkes zengin olsun istiyoruz. Kimsenin yüzü yere baksın istemiyoruz. Hiçbir ananın yüreğine ateş düşmesin, hiçbir evlat babasız kalmasın istiyoruz" ifadelerini kullandı. "İstanbul Üniversitesi’nin Yönetim Kurulu, Rektörlük eliyle yetkisi olmadığı biçimde diplomayı iptal etti" İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı için ön seçimdeki tek adayı Ekrem İmamoğlu’nun önünün farklı davalarla kesilmeye çalışıldığını söyleyen Özel, "Bu sefer diploma tartışmasına girip diplomasını iptal ettirmek istediler. İstanbul Üniversitesi’ne başvuru yapıldı. Daha doğrusu İstanbul Üniversitesi’ne İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazı yolladı, direktif verdi. Öğleden sonra açıklama yaptı, ‘İptal edin’ diye. İki hafta sonra bir daha yazı yazdı, ‘O işi ne yaptınız?’ diye. İstanbul Üniversitesi bunu İşletme Fakültesine yolladı dün akşam. Yarın toplanacak, çarşamba toplanacak İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu. Belli oldu ki oradakiler vicdanlı insanlar, kendi mesleki namuslarına da üniversitelerinin namusuna da bu kara lekeyi sürmek istemiyorlar. 35 yıl önce mezun olmuş, ilana uymuş, 50 kişiyle bir gitmiş başvurmuş. Diplomasını almış. Sırf onun diploması için geri kalan bütün sınıf arkadaşlarının da diplomalarını yakmaya çalışıyorlar. ‘Biz burada yokuz’ dedi işletme fakültesi. Dün iktidara yakın televizyonlar karalar bağlamıştı iptal edilmeyecek diye. Bugün akşamüstü son dakikada, işletme fakültesi yarın ‘Diploma geçerli’ demesin diye, İstanbul Üniversitesi’nin Yönetim Kurulu, Rektörlük eliyle yetkisi olmadığı biçimde diplomayı iptal etti biraz önce. Biz buna teslim olmayız. Yargısı var, idari yargısı var, mahkemeleri var. Mutlaka yanlış hesap Bağdat’tan döner" ifadelerine yer verdi.