POLİTİKA - 17 Eylül 2015 Perşembe 20:51

Abdullah Gül: 'Benim yapabileceğim bir şey olursa...'

A
A
A
Abdullah Gül: 'Benim yapabileceğim bir şey olursa...'

Abdullah Gül, aktif siyasette yer alır mısınız sorusuna, 'Siyaseti bir hırs ve makam mevki içerisinde yapmadım. Benim yapabileceğim bir şey olursa ona bakarım' dedi.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Doğrusu güçlü bir hükümetin kurulmasını çok faydalı görmüştüm. İki büyük partinin bir araya gelmesi çok önemliydi” dedi.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NTV'de konuk olduğu programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Gül’e ilk olarak Cumhurbaşkanlığından sonra geçen 1 yılı soruldu. Uzun bir siyasi hayatı olduğunu aktaran Gül, “Siyasi hayatım Meclis'e girmemle başlamaz. Hayatımın neredeyse tamamı bu işlerle geçen bir insanım. Hayatın neredeyse tamamı bu işlerle geçen bir insanın her şeyi kapattım, siyaset, dünya meseleleri ile uğraşmıyorum demesi mümkün değil. Belki aktif olarak kamuoyunun önünde olmadım ama bazen içeride bazen dışarıda, dışarıda toplantılara katıldım. İçeride de yeni ofisimizi kurmak gibi çalışmalar, misafirlerimizle devlet millet meselelerini konuşmaya devam ettik” dedi.

AK Parti'nin kuruluşundaki yenilikçi farklılıkların sorulması üzerine Gül, “O zamanın siyasi atmosferinde çok tıkanıklar olmuştu. Partimiz kapatıldıktan sonra yeni AK Parti politikalarımız da farklıydı. Neticede biz o tip bir siyaset tarzının kendimize de, partimize de, davamıza da fayda getirmediğini görüp daha geniş bir şekilde insanları kucaklamak istedik. Aynı şekilde ilkeli, karakterli insanlarla bir araya gelmek istedik. Bizim çizgimizin dışındaki prestijli, saygılı isimler de katılmıştı” şeklinde konuştu.

“GÜÇLÜ BİR HÜKÜMETİN KURULMASINI ÇOK FAYDALI GÖRMÜŞTÜM”

7 Haziran seçimlerinden sonra hükümetin kurulamaması ve koalisyona ilişkin görüşleri sorulan 11. Cumhurbaşkanı Gül, “Ben güçlü bir hükümetin kurulmasını bugünkü şartlarda çok faydalı görmüştüm. Güçlü bir hükümet için güçlü iki partinin bir araya gelmesi çok önemliydi. Bakanlar eğer çok partizan olursa koalisyon hükümetleri yürümez. Riyakat sahibi insanlardan seçilseydi çok faydalı olurdu. Polemik konusu olan konular polemik olmaktan çıkardı. Güzel hizmetler yapılabilirdi. Ama neler görüşüldü, neler oldu bilmiyorum” dedi. 

TERÖRLE MÜCADELE

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Terörle mücadele eninde sonunda kazanılır ama burada dikkat edilmesi gereken bir şey: Halk. Kürt vatandaşlarımızı devlete ve millete aidiyetini zayıflatmamalıyız. Bütün vatandaşlarımızın devlete bağlılığını güçlendirmeliyiz. O zaman terörü izole ederiz” dedi.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül NTV ekranlarında yayınlanan bir programda 7 Haziran sonrasında başlayan terör olaylarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“SADECE TÜRK AİLELERİ AĞLAMIYOR, KÜRT AİLELERİ DE AĞLIYOR”

Türkiye'de terörle ilgili hiçbir haklı gerekçe gösterilemez. Şiddetle terörün karşısında durmalı ve reddetmeliyiz. Üzülerek görüyorum. 'Az gittik dere tepe düz gittik' diye bir söz vardır. Bir de bakmışız ki 'arpa boyu yol gittik' derler. Üzüntüyle karşılıyorum. Bugün buna bir gerekçe yok. Terör örgütünün, PKK'nın, ne yaptığının farkında mı değil mi, kim tarafından kullanılıyor, bunlar sorgulanmalı. Sadece Türk aileleri ağlamıyor, Kürt aileleri de ağlıyor. Görüyorsunuz cenazelerde. Bu asla kabul edilemez. Buna herkesin taviz vermeden karşı durması gerekiyor”

“HALKI, TÜRKİYE'DE HİÇBİR ŞEKİLDE UZAKLAŞTIRMAMALIYIZ”

“Teröristin silahı ne kadar güçlü olursa olsun, Devletin silahı daha güçlü olur” diyen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Terörle mücadele eninde sonunda kazanılır ama burada dikkat edilmesi gereken bir şey: Halk. Şunu açıklıkla söylemeliyim ki vatandaşlarımız içerisinde Kürt vatandaşlarımızı devlete ve millete aidiyetini zayıflatmamalıyız. Eğer Kürt vatandaşlarımızı rencide edecek herhangi bir şekilde aidiyetini zayıflatacak bir şey olursa esas tehlikeli orada görürüm. Bütün siyasi partilerin bölgede aktif olmasını, aktif liderler çıkarmalarını görmek isteriz. Silahlı adamla sonuna kadar mücadele edilir. Devletin bir hukuk yüzü vardır. Terörle mücadele etmek en haklı görevdir. Halkı, Türkiye'de hiçbir şekilde uzaklaştırmamalıyız. Bütün vatandaşlarımızın devlete bağlılığını güçlendirmeliyiz. O zaman terörü izole ederiz” şeklinde konuştu.

“YANIMIZDA IRAK VE SURİYE GİBİ İKİ KIRILMIŞ ÜLKE VAR”

Her gün şehitler verildiğine dikkat çeken Gül, şöyle konuştu; “Bu şaka olan bir şey değil. Buna yürek dayanmaz. Ateş düştüğü yeri yakar. Bu bölgesel bir mesele hatta uluslararası bir mesele haline geldi. Tabi ki dış politikanın neticeleri de terörün bu hale gelmesinde etkileri olabilir. Biliyoruz ki vekalet savaşları her zaman vardır. Türkiye'yi bir şekilde rahatsız etmek isteyenlerin terör örgütünü nasıl kullandıkları bilinen gerçeklerdir. Çok dikkatli olmalıyız. Yanımızda Irak ve Suriye gibi iki kırılmış ülke var. Bunun oralara yayılmasına fırsat veriliyor. Siyasi partilerin, herkesin büyük bir dayanışma içerisinde çok sağlam durmalı. Farklı düşünceleri bir kenara bırakmalıyız.” 

TÜRKİYE'YE ÇOK MALİYETLİ OLUR

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Stres halinin devam etmesi Türkiye'ye çok maliyetli olur. Türkiye'yi bir an önce bundan çıkarmak gerekir” dedi. Dünyada başarılı bir Müslüman ülkeye ihtiyaç olduğunu belirten Gül, “Bu Türkiye olmuştu, herkes takdir etmişti. Bunu hep beraber yaptık. Tekrar bu politikalarla dönülebilir” diye konuştu.

NTV'de katıldığı programda gazetecilerin sorularını yanıtlayan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Türkiye nasıl yönetiliyor, nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki soruya, “Bütün siyasi ve devlet hayatımdaki tecrübemle içerideki ve dışarıdaki temaslarım çerçevesi durumunda baktığımda bu stres halinin devam etmesi Türkiye'ye çok maliyetli olur. Kısa süreli 3-6 aylık gerginlikler olabilir ama birkaç sene olamaz. Bundan Türkiye'yi bir an önce çıkarmak gerekir. Bu kutuplaşma gazetelere, yazarlara, çizerlere, herkese dağılıyor. Gazeteler gazetelikten çıkıp PR organı haline geliyor. Türkiye'nin böyle olmaması gerekiyor. Türkiye'nin kendini konsole etmesi gerekiyor. Bunun böyle devam etmemesi gerekiyor. Ülkeyi yönetenler bunu yapacaktır ve yapılabilir. 2000'li yıllarda tarihin en büyük krizlerini geçirdi Türkiye. O zaman da büyük kutuplaşmalar vardı. Ama ondan sonra doğru bir söylem ve politikalar ile bütün o problemlerden çıktı ve parlak bir 10 seneyi yaşadı Türkiye” cevabını verdi.

“DÜNYADA BAŞARILI BİR MÜSLÜMAN ÜLKEYE İHTİYAÇ VAR, BU TÜRKİYE OLMUŞTU”

“Bu noktaya içerideki sorunlardan mı, AK Parti'deki yönetim tarzından mı geldik?” sorusu üzerine Gül, “İçeride muhakkak buna gerekçeler olabilir, söylenebilir, vardır. 3. dünya ülkesi gibi görmem Türkiye'yi. Türkiye büyük bir ülke. Türkiye, İslam, Müslüman, Türk düşmanı çevreler vardır. Bunları biliriz ama siz fırsat verirseniz onlar harekete geçer. Türkiye'yi yönetenlerin bunun farkında olarak buradan çıkartmaları lazım. Nasıl bu 10 sene yapıldı, içeride köklü reformlar yapıldı, ekonomik reformlar yapıldı. Dünyanın her tarafında büyük itibar kazandı Türkiye. Mısır'a, Afrika'ya kadar çok açık kimliğimizle gittik ve takiye yapmadık. Herkes şunu çok istedi; dünyada başarılı bir Müslüman ülkeye ihtiyaç var. Bu Türkiye olmuştu, herkes takdir etmişti. Bunu hep beraber yaptık. Tekrar bu politikalarla süratle dönülebilir” dedi.

“Türkiye’nin dış politikasını gözden mi geçirmeli diyorsunuz? Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘sıfır sorun’ anlayışı” sorusu üzerine 11. Cumhurbaşkanı Gül, “Ahmet Bey'i ben siyasete soktum. Benimle beraber 5 sene yanımda oldu. Türkiye tüm bu ülkerde soft-power'ıyla, hard-power'ıyla çok etkili olur. Hepsi Türkiye'yi överler ve Türkiye'nin propagandasını bizden daha iyi yaparlar. Biz onların iç siyasetine girmeye çalışırsak kötü hatıralar öne çıkar, kötü hatıralardan bahsederler. Bu ikili ilişkilerde buna dikkat etmeliyiz. En çok zaman harcadığım iş dış politikaydı. Bugünkü anayasaya göre nihai kararı hükümetler verir ve uygular. Sorumluluk onların üzerinedir” diye konuştu.

“SURİYE’DEKİ OLAYLAR BAŞLADIĞINDA ULUSLARARASI CAMİA HAMASET YAPTI”

Gül, dış politika ve Suriye’ye ilişkin sorular üzerine, “Suriye'deki rejimden hepimiz nefret etmişizdir. Suriye'nin Akdeniz kıyısında tek parti iktidarının devam etmesi mümkün değildi. Ne zaman olaylar, silahlı mücadeleler başladı, o zaman ilişkilerimiz çok değişti. O süre içerisinde maalesef dış dünya diyalogla etki etmemize fırsat vermedi ve ilişkiler koptu. Uluslararası camiayı suçlarım. Olaylar başladığında uluslararası camia hamaset yaptı. Uluslararası camianın oluşturduğu bu iklimde ortaya çıkanlar sürpriz değil. Irak aynı şekilde olmadı mı? O zaman ben başbakandım. Suriye meselesinde siyasi bir çözümden başka bir yol yok. Yoksa 2 milyon insan Türkiye'ye gelir, 1 milyon insan da başka yerde. Ne Ürdün, ne Suudi Arabistan ne de başka ülkeler bir araya gelip de bu ateş bize de sıçrıyor deyip bir şey yapmıyor, buna hayret ediyorum” dedi.  

“İHTİRASLI BİR SİYASETÇİ OLMADIM”

Siyasi kariyerini nasıl planladığı, AK Parti'nin başına gelip gelmeyeceği soruları üzerine Gül, “Cumhurbaşkanlığı'ndan öte bir kariyer yok. Siyasetle geçti hayatım. Cumhurbaşkanlığı'ndan sonra o günkü şartlara baktım. İhtiraslı bir siyasetçi olmadım hiç. Her şeyi 'muhakkak ben olayım' diye bir düşüncem olmadı. İhtiras benim motivasyonum olmadı. Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra bu şartlar içinde olmamın doğru olmadığını söyledim. Tabi ki benim de gecem gündüzüm bunlarla geçiyor. Ben burada oturmuyorum. Ben dışarıda ve içeride birçok toplantılara katılıyor ve fikirlerimi söylüyorum. Açık fikirlerimi söylemeye devam edeceğim. Birikimlerim bana ait kalamaz. Bunları samimi bir şekilde paylaşmam bir vazife. İleride ne gözükür ona bakmak lazım. Siyaseti bir hırs ve makam mevki içerisinde yapmadım. Benim yapabileceğim bir şey olursa ona bakarım. Kariyer açısından değil bu şüphesiz. Doymamış gibi bir siyasi merak içerisinde olamam. Bir ihtiyaç söz konusu olursa o ayrı bir konu. Tek arzum arkadaşlarımın başarılı olması. Büyük sorumluluk taşıyanlar on kez düşünerek hareket eder” yanıtını verdi. 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın yeni spor vadisi, sosyal merkez olarak planlandı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığı iş birliğiyle 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde başlatılan kapsamlı dönüşüm çalışmasında sona gelindi. Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, "Burayı yalnızca bir spor alanı olarak değil ailelerin huzurla vakit geçirebileceği, gençlerimizin enerjilerini doğru alanlara yönlendirebileceği, doğayla iç içe bir sosyal merkez olarak planladık" dedi. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Başkan Fırat Görgel öncülüğünde şehri sporla bütünleştiren vizyon projelerini bir bir hayata geçirmeye devam ettiği bildirildi. "Spor Şehri Kahramanmaraş" hedefi doğrultusunda yatırımlarını artırarak sürdüren büyükşehir belediyesinin, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı iş birliğiyle 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde başlattığı kapsamlı dönüşümde sona yaklaştığı ifade edildi. 30 bin metrekarelik alan üzerinde hayata geçirilen projeyle, şehre modern standartlarda donatılmış yeni bir spor vadisi kazandırıldığına dikkat çekildi. Dönüşüm kapsamında alanda; 4 tenis kortu, 3 basketbol sahası, 2 açık fitness alanı, kaykay pisti, satranç üniteleri, masa tenisi alanları ve bocce sahaları yer alıyor. Spor Vadisi’nde spor alanları ve çocuk oyun gruplarının imalatı büyük ölçüde tamamlanırken, ekipler eş zamanlı olarak çevre düzenleme ve peyzaj uygulamalarını sürdürüyor. Yeşil alan düzenlemeleri, yürüyüş yolları ve dinlenme alanlarıyla birlikte proje, çok yönlü bir yaşam merkezi olarak planlandı. Son hazırlıkların da tamamlanmasının ardından 15 Temmuz Spor Vadisi, Kahramanmaraşlıların hizmetine sunulacak. Tesisin yalnızca spor tutkunlarının değil, doğayla iç içe vakit geçirmek isteyen ailelerin, gençlerin ve çocukların da yeni buluşma noktası olması bekleniyor. Her yaştan vatandaşa hitap eden yapısıyla spor kültürünü güçlendirmeyi, gençlerin spora erişimini artırmayı ve güvenli, nitelikli sosyal alanlar oluşturmayı amaçlayan projenin, Kahramanmaraş’ın spor altyapısına uzun yıllar katkı sağlaması hedefleniyor. "Bir sosyal merkez olarak planladık" Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, "Kahramanmaraş’ı sporla büyüyen, sporla güçlenen bir şehir haline getirme hedefiyle çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Spor Toto Teşkilat Başkanlığımızın destekleriyle hayata geçirdiğimiz 15 Temmuz Spor Vadisi, bu vizyonun en somut örneklerinden biri. 30 bin metrekarelik bu alanda tenis kortlarından basketbol sahalarına, kaykay pistinden açık fitness alanlarına kadar her yaştan vatandaşımıza hitap eden, modern ve nitelikli bir spor yaşam alanı oluşturduk. Burayı yalnızca bir spor alanı olarak değil ailelerin huzurla vakit geçirebileceği, gençlerimizin enerjilerini doğru alanlara yönlendirebileceği, doğayla iç içe bir sosyal merkez olarak planladık. İnşallah son hazırlıkların tamamlanmasıyla birlikte Spor Vadimizi hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız" ifadelerini kullandı.
İstanbul Reel Kesim Güven Endeksi Aralık ayında 0,5 puan arttı Aralık ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 103,7 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Aralık ayı İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) verilerini paylaştı. Aralık ayında İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, imalat sanayinde faaliyet gösteren 1799 iş yerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edildi. 2025 yılı Aralık ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 103,7 seviyesinde gerçekleşti. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki üretim hacmi, mevcut mamul mal stoku, genel gidişat ve gelecek üç aydaki toplam istihdama ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması ve son üç aydaki toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi. Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre değişmeyerek 100,8 seviyesinde gerçekleşti. Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde artış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, ihracat sipariş miktarında ve iç piyasa sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise azalış bildirenler lehine döndüğü görüldü. Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğunu bildirenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı gözlendi. Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği, ihracat sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki istihdama ilişkin azalış yönlü beklentilerin artış bekleyenler lehine döndüğü, gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise bir önceki aya göre zayıfladığı gözlendi. Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ile son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise güçlendiği gözlenmektedir. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 0,5 puan azalarak yüzde 33,0 seviyesinde gerçekleşti. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha kötümser olduğunu belirtenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü.
Adana Halk korosu ilk konserini verdi Adana’nın Kozan ilçesinde oluşturulan halk korosu, ilk konserini verdi. Kozan Belediyesi Ebulfez Elçibey Kültür ve Sanat Merkezi bünyesinde bir araya gelen sanatseverlerden halk korosu oluşturuldu. Koro, ilk halk konserini verdi. Ömürlük şarkılar konserinde nostalji rüzgarı esti. Yerel halktan oluşan halk korusu izleyicilerden tam not aldı. Kozan Belediye sinemasında düzenlenen konserde Türk sanat müziği, Türk halk müziği ve 90’lı yılların pop müzikleri sahnede seslendirildi. Konserde halktan oluşan halk korusu birbirinden güzel eserleri izleyicilere seslendirirken izleyiciler konsere tam not verdi. Kozan Belediye Başkanı Mustafa Atlı, ilçede bu kez siyasetin sustuğu ve sanatın konuşulduğunu ifade etti. Başkan Atlı," Kozan tarihimizde Dadaloğlu, Karacaoğlan’ın izinde ilerleyen Adana’da sanatın kültürün izlerini geleceğe taşıyan bir öncü ilçe olsun istiyoruz. ilçede ilimle bilimle gençlerimizi Nihat Atlı Eğitim Tesisleri’nde geleceğe hazırlarken, kültür sanat merkezinde bale, resim, gitar, saz ve ritim, değerler eğitimi kursu ile gençlerimizin önünü açıyoruz. Koza sokaklarında sadece tarih, siyaset değil sanat konuşulsun istiyoruz. Merkezimin oluşturduğu halk korosu ile unutulmaz bir konser izledik. emeği geçenleri kutluyoruz" dedi. Kozan Belediye Başkan Yardımcısı Alev Ataş’ta 645 kursiyere sanat merkezinde eğitim verildiğini kaydetti. Ataş, ayrıca sanat, eğitim ve kültür alanında ön plana çıktığı bir Kozan inşa etmek için çalışmaların hızla sürdüğünü sözlerine ekledi.
Adana Tarımda ’B-Reçete’ aşırı ilaç kullanımını önleyecek Tarımsal üretimde zirai ilaç kullanımının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerek, bilinçsiz ve aşırı kullanımın insan sağlığı ve çevre açısından ciddi riskler taşıdığını vurgulayan Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, "B-Reçete Sistemi, bilinçsiz ve aşırı ilaç kullanımının önüne geçecek" dedi. Bitki koruma ürünlerinin doğru kullanımı ve izlenebilirliğinin sağlanması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek B-Reçete Sistemi hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı. Sarıçam ilçesi Evliya Çelebi Uygulama Oteli Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, tarımsal üretimde zirai ilaç kullanımının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. Bilinçsiz ve aşırı kullanımın insan sağlığı ve çevre açısından ciddi riskler taşıdığını vurgulayan Bayazıt, "Bakanlığımız tarafından uygulamaya alınacak B-Reçete Sistemi, bilinçsiz ve aşırı ilaç kullanımının önüne geçerek bitki koruma ürünlerinin doğru, kontrollü ve izlenebilir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır" diye konuştu. "B-Reçete Sistemi Türkiye’de bir ilk" Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Bayram ise Türkiye’nin yıllık bitkisel üretiminin 130-135 milyon ton olduğunu, bunun yaklaşık 50-55 milyon tonunu yaş meyve ve sebze üretiminin oluşturduğunu belirtti. Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin toplam yaş meyve sebze üretiminin 80-85 milyon ton civarında olduğunu ifade eden Bayram, "Türkiye tek başına AB’nin üretiminin yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştirmektedir. Bu veriler, yapılan çalışmanın ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı. Türkiye’de 669 kayıtlı zararlı organizma ile mücadele edildiğini hatırlatan Bayram, bu mücadelenin doğru yönetilmemesi halinde hem ürün kayıplarının hem de insan ve hayvan sağlığına yönelik risklerin arttığını söyledi. B-Reçete Sisteminin Türkiye’de bir ilk olduğuna dikkat çeken Bayram, "Bu sistem bir milat, adeta bir devrimdir. Bayiden üreticiye, reçete yazandan müdürlüklere kadar herkes bu sistemin bir paydaşıdır. Sistem sayesinde hangi tarlada, hangi ürüne, ne kadar bitki koruma ürünü kullanıldığı il, ilçe ve parsel bazında izlenebilecektir" şeklinde konuştu. Sistemin hâlen geliştirme aşamasında olduğunu belirten Bayram, ÇKS ve TÜKAS gibi mevcut sistemlerle entegre şekilde çalışacağını, kullanıcıların katkı ve önerileriyle zaman içerisinde daha da güçleneceğini de kaydetti. Bayram, amaçlarının üreticiyi zorlamak değil, tarımsal üretimde ihtiyaç kadar, doğru dozda ve doğru zamanda ilaç kullanımını sağlamak olduğunu sözlerine ekledi.