GÜNDEM - 19 Ocak 2017 Perşembe 11:35

30 yıldır bırakamadığı alkolü el sanatı ile bıraktı

A
A
A
30 yıldır bırakamadığı alkolü el sanatı ile bıraktı

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan işadamı 30 yıldır hayatında olan alkolü, maket gemi yaparak bıraktı. Beach ve eğlence mekanı işleten işadamı, alkolle ilgili tüm işleri de bırakınca yeniden hayata merhaba dedi.

30 yıl boyunca alkol kullandıktan sonra tedavi olan Ertun Uran, hiçbir eğitimini görmediği halde yaptığı ahşap tekne maketleriyle ustalara taş çıkartıyor. Bodrum’a bağlı Göltürkbükü Mahallesi’nde uzun yıllar otel ve eğlence mekanı işleten Ertun Uran aradan geçen zaman içinde alkol bağımlısı oldu. Tam 30 yıl boyunca alkol kullanan Uran, aldığı anlık bir karar ile alkolden kurtulmak için tedavi gördü. Gördüğü tedavinin yanı sıra çocukluktan beri hayali olan maket gemi yapmaya başlayan Uran, alkolü bırakıp minyatür gemi yapmaya başladı. Alkolü bıraktıktan sonra Beach ve eğlence mekanını işletmeyi de bırakan Ural alkolle alakalı tüm işlerden de uzaklaşarak yeni bir hayata başladı. Eşinin ve yakınlarının da desteği ile tedavisini de tamamlayan Uran tüm kötü alışkanlıklarından vaz geçti. Yaklaşık bir buçuk yıldır ahşap tekne maketleri yapan Uran yaptığı maketlerle ve yeni yaşantısıyla daha huzurlu olduğunu açıkladı. Tarihte yeri olan teknelerin çizimleri ve fotoğraflarından yola çıkarak bire bir maketini yapan Uran, alkol bağımlılığından kurtulmanın ve üretmenin keyfini çıkarıyor. Uran’ın en zor günlerinde yanında olan eşi ise desteğini hiç eksik etmiyor..

Maket teknelerin ahşap bölümlerini en ince ayrıntısına kadar kendi atölyesinde yapan Uran bir maketi tamamlamak için en az bir ay uğraşıyor. Bu uğraş sayesinde alkol bağımlılığından tamamen kurtulan Uran “Ben 49 yaşındayım ama benim 20-30 yılım bu eğlence sektöründe geçti. Sonradan bıraktım bir şekilde alkolü. Bir tedavi gördüm bıraktım. Tedavi sonrası doktorum bana bir şeyler yapmamı önerdi. Ben de hep hayalimde vardı böyle bir şeyler yapmak. Araştırdım ve bu işi yapmaya karar verdim. Şuanda da memnunum. Hayata yeniden bağlandım yani öteki türlü hiçbir şeyin anlamı önemi yoktu benim için. Şimdi hayatımın içinde bunlar var, tekneler var ve hayatım daha kaliteli bir hayat olmaya başladı”şeklinde konuştu.

El titremesi geçti
Alkol kullandığı dönem içerisinde ellerinin çok titrediğini söyleyen Uran, “Eskiden iki tane bir şeyi elimde tutamıyordum elim ayağım sallanıyordu. Şimdi çok ince milimlik şeyleri artık algılarımla çok rahat hareket ederek yapabiliyorum. Zaten en önemli konu yani beyne verdiği zarar o beyni önledikten sonra her şeyi yapabiliyorsunuz”dedi.

Alkolü bıraktıktan sonra hayatın tadına vardığını da açıklayan Uran, “Önceki hayatımda, her şey çok güzel görünüyordu. Sanki çok paralar kazanıyormuşuz çok iyi yaşıyormuşuz gibi görünüyordu ama hiçte baktığımda, şimdi hiçte öyle değil. Tamamen bir karmaşa içerisinde her şey yaşanıyor ve gidiyor. O hayatımın içinden alacağınız hiçbir şey yok. Tamamen bir rüya gibi gelmiş geçmiş bir hayat ama şimdi ben 49 yaşından sonra ilk defa yaşadığımı görüyorum. Bir şeyler yaptığımı görüyorum ve kendimle övünüyorum. Bu her inan için her insanın yapması gereken bir şey bence”ifadelerini kullandı.

Alkol kullanan gençlere mesaj veren Uran, “Alkol kullanan insanlar şöyle düşünsünler, kendilerini bir ağaç gibi görürlerse, madde bağımlılığı alkol sadece bir dalı ortaya çıkartıyor eğer öteki türlü olurlarsa bütün dallarını ortaya çıkartabilir insanoğlu. Yani tek bir şeyin üstüne kalmaktansa birçok hayatta birçok görülecek, gezilecek, yapılacak şeyler var. Alkol, tamamen insanın beynini bir yönde bırakıp geçiyor ama zihniniz açılırsa birçok ufuklara da açılır bu zihin. Yani maket tekne yapmazsınız da başka bir uğraş yaparsınız ama her şeyde bir şeyler üretmek ortaya koymak çok güzel tabi ki. İnşallah gençlerde bu şekilde bir şeyler yapabilirler yani tüketmek değil de üretmekte çok önemli birazda üretmeye bakmak lazım” dedi.

Hayatları değişti
Ural’ın eşi Gülbin Uran hayatlarının tamamen değiştiğini belirterek, “Eşim benim çocukluk arkadaşım. Aynı mahallede büyüdük, aynı okullarda okuduk, ortaokul, lise. İşte sonrasında bir alkol sıkıntımız vardı ciddi bir şekilde. Bir buçuk sene önce bunun tedavisini olma kararı aldı. Ondada çok büyük azim gösterdi. Tedavisini olduktan sonra doktorumuz bir iş yapmamasını, mevcutta yaptığı bir iş varsa birazcık askıya almasını istedi ama bu arada da bir şeyle uğraşması gerekiyordu. Ne olabilir, ne olabilir derken kendisi karar verdi, ben tekne yapacağım dedi, maket tekne yapacağım dedi. Öncelikle ben çok umutlu değildim ama yaptığı işleri gördükçe, ortaya çıktıkça çok heyecanlandım. Yaptığı şeyleri herkeste beğenmeye başlayınca ne diyeyim artık, biz çok mutluyuz. Herkese tavsiye ediyoruz. Bu yani insanlar kafalarındaki bazı kötü alışkanlıkları atmak istiyorlarsa illaki kendi işlerinin dışında bir şeylerle uğraşmaları gerektiğine inanıyorum”dedi  

Eren Ayhan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Bu işletmenin kazanları kuru fasulye, duvarları tarih kokuyor Türkiye’nin siyasi ve sanat dünyasının önemli isimlerinin fotoğrafları Rize’de 1958 yılından bu yana hizmet veren kuru fasulyesi ile meşhur işletmenin duvarlarında sergileniyor. Rize’nin Çayeli ilçesinde kuru fasulyesi ile meşhur işletmesinde hizmet veren Selahattin Hüsrev, babadan kalma işletmesinde babadan kalma geleneği sürdürmeye devam ediyor. Baba Hacı Fahri Hüsrev 40 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Başbakan olduğu dönemde kuru fasulyesi ile meşhur işletmesinde çektirdiği fotoğrafı duvarına asmasıyla bir gelenek başlattı. 40 yıldır kuru fasulye yemeye gelen siyasetçi, sanatçı, sporcu gibi tanınmış kişilerin fotoğrafları işletmenin duvarlarını süslerken, kendisinden işi devralan Selahattin Hüsrev de babadan kalma geleneği hiç bozmadı. 40 yıldır süre gelen gelenek şimdilerde ise ilçeye giden herkesin dikkatini çekmesine ve tarihi duvarların önünde fotoğraf çektirmesine sebep oldu. 40 yıldır çekilen bütün fotoğrafları işletmelerinin duvarına astıklarını ifade eden Hüsrev “Fotoğraf olayına 1983 yılında başladık. İlk fotoğrafımıza rahmetli Turgut Özal ile başladık. Daha eski tarihten başlasaydık bir sürü fotoğraf olurdu burada. İşletmemizde yemek yiyen devlet büyüklerimiz, sanatçılarımız hepsinin fotoğrafı var” dedi. Demirel ile güldüren anı Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) merhum lideri Alparslan Türkeş’ten tutun Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e kadar rahmetli olmuş birçok siyasinin fotoğrafını duvarlarında sergileyen Hüsrev, Demirel ile yaşadıkları anıyı “Demirel ile bir anımız var. Böyle fotoğraf çektirirken resimde babam sağına geçti, ben soluna. O sırada babama dedi ki ‘Sen soluma geç’ bana ‘Sen sağıma geç’ dedi. Sonra ‘Ben gençleri sağıma, yaşlıları soluma alırım’ dedi. Bizim için güzel bir anı oldu” ifadeleriyle anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeri ayrı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da birden fazla fotoğrafı olduğuna dikkat çeken Hüsrev, Erdoğan’ın fotoğraflarının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden başladığını dile getirerek “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da devamlı geliyor. Hatta Belediye Başkanı olduğu dönemde geldiği zamandan bile resmi var. Cumhurbaşkanı olduktan sonra da valilikte birkaç kez yemek verdik kendisine. Her geldiğinde yine bizden yemek alır. Onun yeri bizde ayrı” diye konuştu. “Türkiye’nin yakın tarihinin siyasi ve sanat dünyasını biz bu köşemizde yaşatıyoruz” Türkiye’nin siyasi ve sanat tarihini duvarında barındırarak insanlarında dikkatlerini çektiklerinin altını çizen Hüsrev “Türkiye’nin yakın tarihinin siyasi ve sanat dünyasını biz bu köşemizde yaşatıyoruz. Burada birçok hatıramız var. Hepsinin ayrı ayrı anısı var. Rahmetli Erbakan’ın hocamız da, var Deniz Baykal da var. Güzel bir hatıra hepsi. Müşteriler bakıyor seviniyor devlet sanatçılarımız devlet adamlarımız var mesela. Elimizden geldiği kadar devam ettirmeye çalışıyoruz. Güzel bir hatıra. Gelen müşterilerimizde bakıyor çektiğimiz fotoğraflara. Siyaset ve sanat dünyasının bir tarihini burada yaşatıyoruz. Hatta işletmenin fotoğrafların asılı oluğu kısmını hiç bozmadık. Otantik havasını bu şekilde tutuyoruz” şeklinde konuştu.
Aydın Dikenlerin arasında zahmetle toplanan kuşburnu, tezgahlarda yerini aldı Aydın’ın dağlarından bin bir zahmetli toplanan, kış aylarında tercih edilen kuşburnuna rağbet artarken pazar tezgahlarındaki yerini aldı. Ülke genelinde birçok dağ kesiminde yetişen ve zengin C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiren kuşburnu bitkisi semt pazarlarını süslerken, vatandaşların da talebi arttı. Aydın’ın dağlarından binbir zahmetle toplanarak pazar tezgahlarına getirilen kuşburnu özellikle kış aylarında en büyük şifa kaynağı olarak gösteriliyor. Daha çok vatandaşlar tarafından kış aylarında bağışıklık sisteminin güçlenmesi için bitkisel çaylar başta olmak üzere marmelat ve reçel yapımında da kullanılan kuşburnu, semt pazarlarında kilosu 120 TL’ye satılıyor. Havaların soğumasıyla birlikte vatandaşların doğada yetişen doğal ürünlere yöneldiğini söyleyen pazarcı esnafı Leyla Bilir; “Kuşburnu mükemmel bir koruyucu ve şifa kaynağı. Kuşburnunun insan vücuduna çeşitli faydaları var. Bizler de dağlardan toplayarak vatandaşların hizmetine sunuyoruz. Kuşburnunu toplamak çok zahmetli. Kuşburnun fiyatı mevsimine göre değişiyor. Dağlardan dikenlerin içerisinde toplanıyor. Zahmetle topladığımız ürünleri de burada satıyoruz. Kilosu 120 TL’ye satılıyor. Vatandaşlarımız da doğal ürünlere rağbet gösteriyor. Hem çay olarak hem de reçeli yapılarak tüketiliyor” dedi.