GÜNDEM - 14 Şubat 2022 Pazartesi 10:45

1915 Çanakkale Köprüsü’nde asfaltlama çalışmaları tamamlandı

A
A
A
1915 Çanakkale Köprüsü’nde asfaltlama çalışmaları tamamlandı

Dünyanın en büyük orta açıklığına sahip asma köprüsü unvanına sahip olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nde asfaltlama çalışmaları bitti. Son dokunuşlar yapılırken, köprünün 26 Şubat’ta açılması bekleniyor. Asya ile Avrupa yakalarını birbirine bağlayacak olan boğaz köprüsünde karşıdan karşıya geçiş süresi 6 dakikaya inecek.

Nüfusa paralel olarak artan araç sayısıyla birlikte Çanakkale Boğazı, özellikle bayram tatillerinin yanı sıra yaz aylarında yaşanan yoğunluğa bağlı olarak uzun bekleme süresiyle geçilebilirken, kış aylarında olumsuz hava koşullarının etkili olduğu günlerde ulaşımda aksamalar yaşanıyor. Tüm bu problemlere kalıcı çözüm üretecek ve boğazda kesintisiz ulaşım sağlayacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün hizmete açılması için geri sayım başladı.

26 Şubat’ta açılması bekleniyor

Asya ile Avrupa kıtalarını Çanakkale Boğazı'nda ilk kez birbirine bağlayacak 1915 Çanakkale Köprüsü'nün temeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 18 Mart 2017'de atılmıştı. Dünyada etkisini sürdüren Covid-19 salgınına rağmen şantiyede çalışmalar aksamazken, açılışı 18 Mart 2023’te açılması beklenen köprünün de hizmete girme tarihi bir yıl erkene alınarak 18 Mart 2022 olarak açıklanmıştı. Son gelişmelerle birlikte hava şartlarının iyi olması durumunda köprünün 26 Şubat’ta hizmete açılması bekleniyor. Aradan geçen 5 yıllık süre sonunda Malkara ile Çanakkale arasında 1915 Çanakkale Köprüsü’nü de içeren 88 kilometre otoyol ve 13 kilometre bağlantı yolundan oluşuyor.

3.1 milyar Euro’ya mal oldu

3.1 milyar Euro’ya mal olan proje yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirildi. 11 yıl sonra devlete iade edilecek köprünün yapımı boyunca pandemi koşullarında da en yüksek güvenlik önlemleriyle birlikte 12 bin kişi çalışıyor.

Her biri 45 metre genişliğinde, 48 metre uzunluğunda ve 700 ton ağırlığındaki tabliye bloklarının bağlanacağı askı halatlarının ana halatlara montaj işlemi 6 Temmuz 2021’de başlamıştı. 12 Aralık 2021’de de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla, Asya ve Avrupa’daki kule ayaklarının orta açıklığına son tabliye bloğu yerleştirildi.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’ni simgeleyecek

Dünyanın en büyük asma köprüsü unvanına da sahip olan köprünün ayakları 318 metrelik yüksekliğiyle 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’ni simgeliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 18 Mart 2017’de temeli atılan ve Çanakkale’nin Lapseki ilçesine bağlı Şekerkaya ile Gelibolu’nun Sütlüce mevkii arasında yapımı süren 1915 Çanakkale Köprüsü’nün ayakları 16 Mayıs Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferansla katıldığı törenle tamamlanmış ve 32 bloktan oluşan köprünün ayak yüksekliği 318 metreye ulaşmıştı.

Köprüde Seyit Onbaşı tasviri yer alacak

Kulelerin en ucunda ise Çanakkale Savaşlarının unutulmaz kahramanı Seyit Onbaşı’nın sırtlayarak namluya sürdüğü top mermisi tasviri yer alacak. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün Cumhuriyet’in kuruluşunun 100’üncü yılını temsilen orta açıklığının 2023 metre olması planlanıyor. Bu açıklık, dünyanın en yüksek kuleler arası açıklığa sahip asma köprü olması özelliğini taşıyor. Köprü hizmete açıldıktan sonra iki yaka arasındaki ulaşım mesafesi 6 dakikaya inecek. Köprünün bölgeye de ciddi faydalar sağlayacağı ve özellikle Lapseki’ye yatırımcı talebinin artacağı öngörülüyor.

Dev proje erken hizmete açılacak

1 asma köprü, 2 yaklaşım viyadüğü, 4 betonarme viyadük, 6 alt geçit köprüsü, 38 üst geçit köprüsü, 5 köprü, 43 alt geçit, 115 çeşitli ebatlarda menfez, 12 kavşak, 4 otoyol hizmet tesisi, 2 bakım işletme merkezi, 6 ücret toplama istasyonu inşa edilecek. Projeyi üstlenen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 1915 Çanakkale Köprüsü’nün, 18 Mart 2022’de tamamlanarak hizmete açılacağını bildirmişti. Ancak bu tarih Şubat ayının son haftasına çekilerek, köprünün hizmete erken girmesi bekleniyor.

Avrupa’dan Türkiye’nin güneybatısına kesintisiz erişim

Toplam 324 kilometrelik uzunluğa sahip olan Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu Projesinin 4,6 kilometrelik kısmını 1915 Çanakkale Köprüsü, 83,4 kilometrelik kısmını ise Malkara-Çanakkale arasındaki otoyol oluşturuyor. Proje Malkara yerleşiminin güneyinden ve Şarköy ilçesinin batısından geçtikten sonra güneybatıya yönelerek Evreşe ilçesinin doğusundan Gelibolu Yarımadası’na ulaşacak. Gelibolu’nun kuzeyinden geçerek ilerleyen otoyol, Sütlüce - Şekerkaya mevkileri arasında yer alan 1915 Çanakkale Köprüsü ile Lapseki ilçesi Şekerkaya mevkiine ulaşacak. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün tamamlanmasıyla, Marmara Bölgesi ile Kuzey Ege’yi birbirine bağlayacak. Kınalı- Tekirdağ- Çanakkale- Savaştepe Otoyolu Projesi’nin bitmesiyle de Avrupa’dan Türkiye’nin Güneybatısındaki endüstriyel bölgelere kesintisiz erişim sağlanmış olacak.

İstanbul Boğazı geçişine yeni bir alternatif oluşacak

İstanbul’un, Avrupa ve Anadolu arasında üstlendiği ağır transit trafik yükü hafifleyecek. Batı Anadolu boyunca halen İstanbul merkezli Batı-Doğu aksı üzerinde yoğunlaşan trafik yükü Marmara Denizi’nin batı kıyısından güney yönüne doğru dengelenecek. Çanakkale Boğazı’nı geçmek için bayram ve tatil dönemlerinde saatlerce sürebilen feribot bekleme süreleri ile yaklaşık 1,5 saat ile 5 saat arasında süren seyahat süresi, altı dakikaya inmiş olacak.

Tatilcilerin feribot çilesi bitecek

Marmara ile Trakya’dan Çanakkale ve Ege Bölgesi'ne gelen tatilciler, yaz sezonunda her yıl uzun araç kuyruklarından şikayet ediyordu. Köprünün tamamlanmasıyla birlikte vatandaşlar kuyruk beklemeden Çanakkale Boğazı’nı 6 dakikada geçebilecek.

Asya ve Avrupa altıncı kez birleştirilmiş olacak

1915 Çanakkale Köprüsü ile Asya ve Avrupa denizin üstünden dördüncü kez, toplamda ise altıncı kez birleştirilmiş olacak. Tamamlandığında 2023 metre orta açıklığı ile dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü olacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü, 334 metrelik tepe noktası yüksekliği ile de dünyanın en yüksek kuleli asma köprüsü unvanına sahip olacak.

Taşımacılıkta süreler ve maliyetler düşecek

Proje’nin hizmete girmesiyle birlikte, taşıt işletme maliyetleri ve yolculuk süresi açısından kazanımlar sağlanacak. Yük taşıyan araçların ulaşım kısıtlamasının kalkmasıyla ithalat ve ihracattaki zaman maliyeti azalacak. Çanakkale, şanlı tarihine ve 21. Yüzyıl’a yaraşır bir eser projeye kavuşacak. Çanakkale, kentin önemi ve dinamiğine uygun, estetik ve çağdaş bir asma köprü ile taçlanacak.

Ulusal ve uluslararası turizm canlanacak

Avrupa ülkeleri, Balkanlar ve özellikle Yunanistan ve Bulgaristan ile ticari ilişkilerin yanı sıra kültürel etkileşim de olumlu etkilenecek. Kınalı - Tekirdağ - Çanakkale - Savaştepe Otoyolu’nun, Gebze-İzmir Otoyolu’na bağlanması ile İzmir, Aydın, Antalya gibi turizm merkezlerinin Avrupa ülkeleri ile arasındaki mesafe kısalacak ve turizm sektöründe gelişme sağlanacak.

Vizyon 2023, önemli hedeflerinden birine ulaşacak

Proje, Türkiye’nin ulusal kalkınma hamlesinin belgesi niteliğindeki Vizyon 2023 Master Planı’nda öngörülen yurt sathında karayollarının iyileştirilmesi hedefinde önemli bir rol oynayacak.

Tarihi İpek Yolu’nu canlandıracak

Proje, tarihi İpek Yolu’nu canlandırarak “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” kapsamında, Türkiye'nin öncülük ettiği 'Orta Koridor' girişiminin bir parçası olarak, Pekin’den Londra’ya kesintisiz bir ticaret yolu oluşturma hedefine doğrudan katkı sunacak.

 

Utku Yaşar Cüce
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.