GÜNDEM - 05 Eylül 2015 Cumartesi 20:05

14 ilde savaş karşıtı eylem

A
A
A
14 ilde savaş karşıtı eylem

Kendilerine “Barış İçin Kadın Girişimi” adını veren bir grup, İstanbul ile birlikte 14 ilde eş zamanlı eylem yaptı.

“Barış İçin Kadın Girişimi” sosyal medya üzerinden çağrıda bulunarak saat 17.00’de Kadıköy Boğa Meydanı’nda “Barış” için bir araya geldi. Yaklaşık 100 kadın, üzerinde “Aşiti=Barış” yazan pankart açtı. Ellerinde “Savaş hükümeti istemiyoruz”, “Suruç’ta katliam var”, “Silahlar sussun”, “İyi değilim, iyi olmayacağım, iyi olmayın” yazılı dövizler taşıdı. Burada yapılan açıklamada; “Kadınlar, artık gençler ölmesin taleplerini her koşulda dile getiriyorlar. Bu bizim savaşımız değil. Neden bizim çocuklarımız ölüyor. Her ne kesimden olursa olsun kadınlar savaşa karşı gelebilmek için bir araya gelebiliyorlar. Savaşın kadınlar üzerindeki geri dönülmez hasarına karşı durabiliyorlar. Biz tüm ayrıştırmalara, kutuplaştırmalara, nefret diline karşı buradayız ve sesimizi yükselteceğiz” denildi.

Açıklamanın ardından yaklaşık 100 kişilik kadın grubu, Bahariye Caddesi’ne doğru ellerindeki aletlerle ses çıkartarak yürüyüşe geçti. Kadınlar buradan İskele Meydanı’na ulaştı. Burada oturma eylemi yapan kadınlar barış istediklerini tekrarladıktan sonra olaysız şekilde dağıldı. 

CENK İŞVER

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Selçuk Üniversitesinde teknoloji ve inovasyon konuşuldu Selçuk Üniversitesi ev sahipliğinde 3’üncüsü düzenlenen Uluslararası Teknoloji ve İnovasyon Öğrenci Sempozyumu, bilim insanlarını ve sektör temsilcilerini öğrencilerle buluşturdu. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği programda teknoloji ve inovasyonun sunduğu fırsatlar ve güncel gelişmelere dair önemli bilgiler paylaşıldı. Selçuk Üniversitesi ile Sinop Üniversitesi öncülüğünde Teknoloji Fakültesi, Akşehir Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Gençlik Vadisi Koordinatörlüğü, Milli ve Yerli Sancak Topluluğu, Algoritma ve Yapay Zeka Topluluğu ile Konya Büyükşehir Belediyesi Kapsül Teknoloji Platformu tarafından düzenlenen Selçuk Üniversitesi 3. Teknoloji ve İnovasyon Öğrenci Sempozyumu, Alaeddin Keykubat Yerleşkesi’ndeki Müze Binası’nda gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış konuşmasını Gençlik Vadisi Koordinatörü ve Teknoloji Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Hakan Terzioğlu yaptı. Türkiye Yüzyılı vizyonunda, mühendislerin rolünün son derece kritik olduğuna dikkat çeken Terzioğlu, “Mühendisler olarak bizler, ülkemizin uluslararası arenada daha etkili ve güçlü bir konuma gelmesi için inovasyon ve teknolojik gelişmelerin öncüsü olmalıyız” dedi. Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zeki Bayramoğlu da “Türkiye’yi dünyanın zirvesine sizler ve sizlerin bakış açısı oturtacak. Şu an itibarıyla Türkiye her alanda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri. Tarımdan sağlığa her alanda teknolojinin kullanım alanı olduğunu biliyoruz ama bunu uygulamakta zorlanıyoruz. Sizlerin sağlam temelle almış olduğunuz eğitimle ve oluşturacağınız bakış açısıyla bunu topluma yayabiliriz” diye konuştu. Programa çevrim içi katılan Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şakir Taşdemir de “Bu tarz etkinlikleri düzenlemekteki amacımız; yerli ve milli teknoloji hamlesine, ulusal teknolojik kalkınmaya katkı sunmak ve öğrencilerimizin bu alandaki kapasitelerini artırmak. Gençlerimizin hayal edebilme ve projelerini hayata geçirmelerine imkan sağlamak. Özellikle girişimcilik ve inovasyon eko sistemine dahil olmalarını sağlamak” ifadelerini kullandı. Programa konuşmacı olarak katılan ve “Liderlik + Motivasyon + Yenilikçilik = Gelecek” başlıklı sunum yapan Endüstri Yüksek Mühendisi Gökhan Taşdeviren ise Türkiye’nin dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülkelerden biri olduğunu vurguladı. Türkiye’de ilk yapay zeka yüksek lisans tezini sunan Taşdeviren, her yıl 170 mühendislik fakültesinden 30 bin mühendisin olduğunu ve bu yarışta pes etmeden mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
Antalya Antalya’nın yüksek kesimlerinde yoğun kar yağışı etkili oluyor Konyaaltı Belediyesi ekipleri, ilçenin yüksek kesimlerinde etkili olan kar yağışından dolayı karla kaplanan yollarda yaptığı çalışmalarla, vatandaşların güvenli bir şekilde ulaşım sağlayabilmesini sağlıyor. Konyaaltı’nın yüksek kesimlerinde yoğun kar yağışı etkili olurken, kar yağışı sonrası kapanan yollar Konyaaltı Belediyesi ekipleri tarafından açılıyor. Feslikan Yaylası ve Saklıkent Kayak Merkezi başta olmak üzere, ulaşımın yoğun olduğu birçok bölgede kar küreme ve yol açma çalışmaları yapan Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, yolda kalan vatandaşlara da yardımcı oluyor. Kar yağışını görmek için yüksek kesimlere giden vatandaşları da dikkatli olmaları konusunda uyaran ekipler, yolları günün 24 saati açık tutmak için 24 saat esasına göre çalışmalarını sürdürüyor. “Gece gündüz demeden çalışıyoruz” Meteorolojinin turuncu kod uyarısıyla birlikte kar yağışı ihtimaline karşı ekiplerin hazır bulunduğunu ifade eden Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, vatandaşların sağlıklı bir şekilde ulaşım yapabilmeleri için tüm önlemleri aldıklarını belirtti. Kar yağışının etkili olduğu yayla yollarında ulaşımın olumsuz etkilenmemesi için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini aktaran Başkan Kotan, "Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerimiz gece gündüz demeden kar küreme ve yol açma çalışmalarını sürdürüyor. Vatandaşlarımızın güvenli bir şekilde ulaşım sağlayabilmesi için çalışmalar aralıksız devam edecek" dedi.
Diyarbakır Arif Güran: ’’Nevzat yanımda otururken elleri hiç mi titremiyordu’’ Diyarbakır’da görülen Narin Güran davasında savcının mütalaasının ardından konuşan baba Arif Güran, ‘’Nevzat Bahtiyar kızımı ararken yanımdaydı, elleri hiç mi titremiyordu’’ dedi. Merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasından 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşması sürüyor. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmada, ’’iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacak olan Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile Narin’in cansız bedeninin bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar, yargılanıyor. Davanın ikinci duruşmasında tanıklar dinleniliyor. ’’Ben kimseyi savunmuyorum’’ Savcının mütalaasının ardından söz verilen Arif Güran, ‘’Ben olay günü Batman’daydım. Davetiye dağıtmak için gitmiştim. Akşamüstü köydeki komşum beni aradı. Nerede olduğumu sordu. Bismil’de olduğumu sordu. Narin görünmüyor dedi. Bende bu saate Narin nasıl kayıptır dedim. Bir kişi daha beni aradı ve Narin kayıp olduğunu söyledi. Köye gelinceye kadar nerdeyse 3-4 kez kaza geçiriyorduk. Kızım benim için kıymetlidir ve farklıdır. Benim için ne kadar farklı ise annesi için de farklıdır. Ben ne kadar önemsiyorsam annesi bir milyon kez önemser. Burada bir anneyi evladıyla sınıyorlar. Normal günlerde konuştuğu gibi hissetmedim. Tedirgin olduğunu hiç hissetmedim telefonda konuşurken. Köye yetiştik. Aramalara katıldım. Jandarma köpeklerle geldi. 10-15 dakika kendimden geçtim. Kalabalık oradaysa benim kızımın başına bir iş geldi dedim. Kalabalığa neden duruyorsunuz herkes aramalara katılsın dedim. O akşam hiç durmadım. Köpek nereye vuruyorsa oralara kaçarak baktım. Çocuklarım da yanımdaydı. Köyde başıboş köpekler vardı. Kızıma zarar verdiklerini düşündüm. Ben kimseyi savunmuyorum. Kızım için canımı veririm. Mısırın içinde koşarak belki 3 kez gidip geldik. Amcaoğlum bir trafik kazası var dedi. Hastaneye gittik. Fotoğrafı gördüm ona benzettim. Hastaneye önceden başkaları gidip baktılar. Onun olmadığını söylediler. Ama ben yine gözümle görmek için gittim. O olmadığını öğrendik. Telefonuma ihbarlar gelmeye başladı. Sürekli dalga geçenler bile vardı. Konuşmayıp çocuk sesi çıkaran ihbarlar vardı. Kızın yanımızda diyenlerde vardı’’ diye konuştu. ’’Her akşam kızım beni çağırıyor’’ Köyde kriz masası kurulduğunu 4-5 gün hiç uyuyamadığını kaydeden Güran, ‘’Yemek yiyemedim. Bu şekilde ifadelere de gidiyordum. Karakolda kızımın tepeye çıkmadığını iddia ettim. Narin’in görmemesi gereken bir konu için öldürüldü dediler. Sadece benim bilgimin olmadığını söylediler. Bende öyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledim. 8 yaşındaki bir kız neyi görebilir ki benim kızıma kıydılar. Benim kızım akıllı bir kızdır. Eve gidip gelme saatlerini bilir. Salim benim kızıma zarar vermez. Salim tutuklandı. Salimin tutuklama sebebi saat 18.30 civarı köyden gittiği içindir. Salim benim kızımı götürdüyse tutuklandıysa kızım nerede dedim. Bana kızını bulacağız dediler. Daha sonra ise Salim’in işçileriyle ilgili bağlantılar ortaya çıkarıldı. Karakolda komutan bana Salim’in aracını kullandı mı bindin mi dedi komutan. Bende hiç binmedim. Kapı zaten açık olduğu için herkes binmiş olabilir. Eşime daha sonra sordum. Eşim daha sonra bir nişana gittikleri zaman o araca bindiklerini söyledi. Komutan eşime ve bana kızdı. Karakoldan çıktıktan sonra ben Mersin’e daha önce gittiğim zaman eşimin Salim’in aracına bindiklerini söyledi. Sürekli karakola çağırılıyordum. Kimden şüphelendiğimi soruyorlardı. Daha sonra kızımın koşan görüntülerini bana izlettiler. Kızın koşarken arkasını baktığını ve neden kaçtığını sordular. Bende bilmediğimi söyledim. Caminin orda otururken bu vahşi (Nevzat Bahtiyar) yanımdaydı. Zoruma giden buydu. Bugün Nevzat yanıma otururken elleri hiç mi titremiyordu. O gün söyleseydi Nevzat bugün başımın tacıydı. Eğer öldürmek istiyorsan gel beni öldür. Her akşam kızım beni çağırıyor. Ben uyuyamıyorum. Beni niye öldürmediler ki iki kurşun bana sıksalar da öldürselerdi kızımın ölümüyle sınadılar. Salim senin başına silah dayadığında senin evladın evlat ise benim evladım değil miydi? Herkes oradaydı. Bin 700 tane personel vardı. Gelseydin onlara söyleseydin. Bugün ben Narin için canımı veririm. Eğer Salim ise kimse ise gelip beni öldürselerdi. Senin imanına davacıyım. Bunun üzerine Narin’in annesinin namusuyla oynadı. Tülin’imin gözü çok mükemmeldi. Rabbimin takdiri ya. Kızım gündüz uyurdu gece ağlardı. Bu anne 8 yıl o kızına bakardı. Anneyi kızıyla sınıyorlar. Allah var Allah. Bizim hayatımız dakikalara kalmış. Ben eşimin namusuna ve iffetini kefilim. Kimse kimsenin namusuna ve iffetine söz söyleyemez. Ben bugün bir ölüyorsam kızım bin kez ölüyordur. Bir caninin ve bir katilin evime girmesiyle bu hale geldik. Ben dayanamıyorum. Dünyada öyle bir şey var mıdır ya. Hem bir insanın kızını öldüreceksin hem de ailesinin namusuyla oynuyorlar. Televizyonlarda namus dersi verenler neredeler. Kimse Narin için bir şey yapmamıştır. Narin için her şeyi yapan devlettir. Kızımın mezarını yaptılar. Ben her gün her dakika her saniye ölüyorum. Benim ciğerim gitti’’ ifadelerini kullandı. Konuşma sırasında Yüksel Güran ağlayarak ‘’Allah’ım sen bize yardım et’’ dedi. Enes Güran konuşma sırasında ayağa kalkarak jandarmaya dönüp ‘’Bırak beni ben kalmak istemiyorum bırak beni’’ dedi. Amca Hüseyin Güran Nevzat Bahtiyar’a dönerek küfür edip ‘’Bize yalan söyledin. İftira attın bize’’ ifadelerini kullandı. Yaşanan kargaşanın ardından mahkeme salonu boşaltılıp duruşmaya ara verildi. (YRT
Eskişehir Prof. Dr. Akın Turgut, ESOGÜ’de son yolculuğuna uğurlandı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Akın Turgut son yolculuğuna uğurlandı. ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Turgut, geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Eskişehir’de sevilen doktor Turgut için ESOGÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı önünde tören düzenlendi. Burada meslektaşları ile öğrencileri Prof. Dr. Akın Turgut’a veda etti. Turgut’un cenazesi İlahiyat Camii’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Asri Mezarlıkta toprağa verildi. Cenaze törenine; Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Emine Gümüşsoy, Prof. Dr. Kürşat Bora Çarman, Prof. Dr. Hakan Demiral, eski ESOGÜ yöneticileri, iş ve siyaset dünyasının önde gelen isimleri, öğretim üyeleri ve idari personel ile merhumun öğrencileri ve hastaları katıldı. 1966 yılında Trabzon’un Çaykara ilçesinde dünyaya gelen Prof. Dr. Akın Turgut, 1989’da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1990 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde Ortopedi ve Travmatoloji asistanı olarak göreve başladı. 1994’te uzman, 2001’de doçent, 2006’da profesör unvanı aldı. 1996-2007 yılları arasında Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Spor Hekimliği Bilim Dalı Başkanı oldu. 1998-2001 tarihlerinde ESOGÜ Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesinde Başhekim Yardımcısı; 2011-2015 yıllarında da Başhekim olarak görev yaptı. 2009-2011, 2016 ile 2023’ten günümüze 3 dönem Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Turgut, evli ve üç çocuk babasıydı.