ASAYİŞ - 25 Haziran 2017 Pazar 09:52

12 yaşındaki Rus çocuğa yaya geçidinde kamyonet çarptı

A
A
A
12 yaşındaki Rus çocuğa yaya geçidinde kamyonet çarptı

Antalya’nın Kemer ilçesinde yaya geçinde bir kamyonet 12 yaşındaki Rus çocuğa çarptı.

Edinilen bilgiye göre, Kemer’e bağlı Kiriş Mahallesi’ndeki 5 yıldızlı otelde ailesiyle birlikte tatil yapan 12 yaşındaki Rus çocuk Veronika Peretiagina, Sahil Caddesi üzerinde bulunan yaya geçidinden karşıya geçmek istedi. Trafik akışında yaya geçidine yaklaşan araçların yavaşlamadığı yaya geçidinden koşarak karşıya geçmeye çalışan Veronika Peretiagina, sürücü Hüsamettin Ö. idaresindeki 07 KBR 98 plakalı kamyonetin çarpması sonucunda 10 metre ileriye fırladı. Başını kamyonetin camına çarptığı belirlenen Veronika Peretiagina, olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Kazanın meydana geldiği çevredeki vatandaşlar sürücülerin yaya geçitlerine yaklaşırken yavaşlamamasına tepki gösterdi. Vatandaşlar bölgeye Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden bölgede hız kesiciler yapmasını istedi. Otel Genel Müdürü Dinçer Sarıkaya da, Kemer’de trafikte yaya öncelikli trafik konusunda kampanyalar düzenlendiğini hatırlatarak, buna rağmen vatandaşların beklenen hassasiyeti göstermemesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. 


Hanım Türk
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Sıla Bebeğin iddianamesinde şok detaylar ve ihmaller zinciri: Anne kanlı bezi çöpe atmış Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde annesi tarafından komşusuna bırakıldıktan sonra cinsel istismar ve şiddet mağduru 2 yaşındaki Sıla Bebeğin hayatını kaybetmesi ile ilgili iddianamenin detayları ortaya çıktı. Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde 8 Eylül 2024 tarihinde 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri bebeğin hayatını kaybetmesiyle ilgili yürütülen soruşturmanın iddianamesi tamamlandı. Olay, çocuk istismarı ve şiddet vakası olarak kayıtlara geçti. Hazırlanan İddianamede şüphelilerden anne Bakiye Yeniçeri, komşu Kani A. ve sevgilisi Sanlı Ö’nün ihmalleri ve eylemleri dolayısıyla Sıla bebeğin ölümüne neden oldukları ileri sürülüyor. Kanlı bezi yok etmiş Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli anne Bakiye Yeniçeri’nin Sıla Yeniçeri’nin koruma ve bakımından sorumlu olduğu belirtilerek, velayetin kapsamı ve anne-babanın yükümülülklerini yerine getirmediği, buna rağmen şüphelinin çocuğunu defalarca istismar ve şiddete maruz kalacağı bilinen bir ortama bırakmış olduğu, cinsel istismara dair delil niteliği taşıyan kanlı bezi yok ederek suç delillerini gizleme ve bildirim yapmama suçlarını işlediği ifade edildi. Bakiye Yeniçeri’nin ayrıca 8 Eylül 2024 tarihinde Sıla bebekte meydana gelen künt travma nedeniyle ölümüne neden olan olaylarda ihmali davranışıyla kasten adam öldürme suçunu işlediği iddia edildi. Komşu Kani A’nın, Sıla Yeniçeri’ye yönelik cinsel istismar suçlarına karışması ve çocuğu cebir kullanarak hürriyetinden yoksun bırakma eylemleriyle itham edildiği iddianamede ayrıca, DNA incelemeleri ve adli tıp raporlarıyla bu suçlamaların desteklendiği belirtildi. Olayda Kani A’ın oğlu K.A.’nın ve Komşu çocuğu G.K.’ni de da istismar eylemlerine dahil olduğu ancak onun ayrı bir soruşturmayla ele alındığı bilgisi yer aldı. Sanlı Ö. ise Sıla bebeğin cinsel istismara maruz kaldığını bilmesine rağmen yetkililere bildirimde bulunmamakla suçlandı. İddianamede, Sanlı Ö.’nün olayla ilgili gerekli sorgulamaları yapmamasının sorumluluğu arttırdığı belirtilerek “Suçu Bildirmeme” suçundan cezalandırılması istendi. Ölüm sebebi kafaya darbe sonucu gelişen beyin kanaması Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda, Sıla Yeniçeri’nin ölüm nedeninin kafasına alınan darbe sonucu gelişen beyin kanaması olduğu belirtilirken, olayla ilgili moleküler genetik incelemelerde de suçun failine yönelik delillerin bulunduğu açıklandı. Raporda ayrıca Sıla bebeğin anal bölgesinde travma bulguları tespit edildiği yer aldı. Anne Bakiye delilleri yok etmiş Şüpheli Bakiye Yeniçerinin Malkara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 2 ayrı ifadesinde “Sanlı Ö. ile dini nikahlı evli olduğunu, kendisi ile 2 senedir tanıştığını, iki hafta kendi rızası ile Sanlının ikametine geldiğini, Kani’nin yakın komşusu olduğunu, işi olduğu zamanlar kendi çocuklarını Kani ve çocuklarına bıraktığını, 02 Eylül 2024 tarihinde Sıla’nın darp edilmesi sebebi ile G.K.’den şikayetçi olduğunu, 05Eylül 2024 tarihinde çocuklarını makarna yemeleri için K.A.’ya teslim ettiği, akşam çocuklarını geri aldığında Sıla’nın bezinde kan gördüğünü, kimse görmesin diye bezi çöpe attığını, kızına zarar verildiğini anladığını ancak kimsenin bilgisi olmasın diye örtbas ettiğini, sonra Sanlı’ya anlattığını, Sanlı’nın da ‘Çocuk onlar ya’ dediğini, kendisinin herhangi bir şey yapmadığını, 08 Eylül 2024 tarihinde çocuklarını K.A.’ya verdiğini, çocukların o evde oynadıklarını, orada uyudukları için almadığını ancak R’nin kendisine Sılanın kustuğunu söylemesi üzerine Sılanın yanına gittiği ve hastaneye götürdüğünü” ifade ederken Şüpheli Bakiye Yeniçerinin Malkara Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğu ikinci ifadesinde ise, “Sanlı ile iki haftadır birlikte yaşadığını, kendisinin ondan misafir olmayı talep ettiğini, aralarında dini nikahı olmadığını, çocuklarını Sanlı ile hiç tek başlarına bırakmadığını, Kani’nin kendisine kızması sebebi ile çocuklarını Kani yokken onun evine bıraktığını, 06 Eylül 2024 tarihinde Sıla’nın bezinde kan gördüğünü ve bezi çöpe attığını, daha sonra Sıla’nın durumu kötü olur ve ailesinin kendisine kızmasından korktuğundan bezi başka bir yerdeki çöp konteynerine attığını, Sanlı’ya Sıla’nın bezinde kan gördüğünü, cinsel bir şey olabilir mi diye sorduğunu, Sanlı’nın da kendisine ‘Çocuk onlar yaa’ dediğini, (Komşu çocukları) K.A ve G.K’den şüphelendiğini ancak onlarında annesiz büyüdüğünü bilmesi sebebi ile acıdığını, G.K’ye acımadığını, daha sonra olayı G.K’ye sorduğunda G’nin kendisine K. ve Kani’den şüphelen dediğini, 08 Eylül 2024 tarihinde Sıla’nın düştüğünü kendisine söylendiğini, çocuklarının bakımını ihlal ettiğini, kimsesi olmadığı için onları Kani’lere bıraktığını belirttiği” ifade edildi. Şüpheli Bakiye Yeniçeri’nin Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğu ifadesinde ise, “Sanlı’nın kendisini zorla Malkara’ya götürdüğünü, zorla konsmatris olarak çalıştırdığını, çalışma saatlerinin 16.00-02.00 arası olduğunu, kendisinin barda bulunduğu sıralarda çocuklarını Kani’nin ikametine bıraktığını, 08 Eylül 2024 tarihinde barda bulunduğu sırada Sıla’nın düştüğünü kendisine bildirdiklerini, 05 Eylül 2024 tarihinde Sıla’nın bezinde kan görmediğini ve bezi çöpe atmadığını, önceki beyanlarında psikolojisi bozuk olduğundan o şekilde beyanda bulunduğunu, Sıla’nın darp edilmesi ve istismara uğraması neticesinde tekrar darp edilip, istismara uğrayabileceğini ve hatta ölebileceğini düşündüğünü ancak çalışmaya zorlandığı için çocuklarını Kani’lere bıraktığını belirttiği” öğrenildi. Babası olmadığını fakat 2 çocuğunda kendi üzerinde kayıtlı olduğunu iddia etti Bakiye’nin resmi nikahlı eşi Ü.Y.’nin alınan ifadesinde özetle, “Sıla bebeğin annesi Bakiye Yeniçeri’nin resmi nikahlı eşi olduğunu, kendisi ile altı yıl önce Tekirdağ ilinde evlendiklerini, evlendiklerinde eşinin Sıla bebeğin ablası olan A.Y.’ya hamile olduğunu, eşinin bebeğin babasının öldüğünü söylediğini, kendisinin de bu durumu kabul ettiğini, altı ay evli kaldığını, daha sonra ayrı yaşamaya başladıklarını ancak nafaka vermemek için boşanma davası açmadığını, Kayseri iline gittiğini, Bakiye ve başka kimse ile irtibat kurmadığını, resmi olarak boşanmadığı için eşi Bakiye Yeniçeri’nin ikinci çocuğu Sıla bebek doğduğunda kayıtlara babası olarak geçtiğini ancak bildiği kadarı ile Sıla bebeğin biyolojik babasının B.K. isimli şahıs olduğunu öğrendiğini, Bakiye’yi beş senedir görmediğini, her iki çocuğunda biyolojik babasının kendisinin olmadığını, eşinden boşanmadığı için iki çocuğunda nüfus kayıtlarında babası olarak yer aldığını, biyolojik babası olmasa da Sıla bebeğe yapılan eylemler sebebi ile davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği” öğrenildi. Şüpheli Sanlı Ö’nün alınan ifadesinde, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, “Kendisinin ikamete geldiği çoğu zamanlarda çocukların ikamette olmadığını, Kani’nin de böyle bir şey yaptığını düşünmediğini, bu eylemi yapsa yapsa Kani’nin büyük oğlu K.A. ile G.K. isimli çocukların yapmış olabileceğini, kendisine bu iftirayı Bakiye’nin babası ve ablalarının attığını, onlara para vermemesi ve Bakiye’ye de kendisinin bakması sebebi ile onu çalıştırıp para kazanamamaları sebebi ile kendisine iftira attıklarını, Bakiye’nin daha önceden bir kaç roman aileye çocuklarına bakmaları için bıraktığını bildiğini, Bakiye’nin kendisine Sıla bebeğin bezinde kan gördüğünü söylediğini ancak cinsel amaçlı gelip gelmediğini söylemediğini belirtti. Şüpheli Kani A’nın alınan ifadesinde özetle; üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, Sıla veya ablası A’ya hiç bir zaman cinsel amaçlı veya normal olarak temasta bulunmadığını, Bakiye ve çocuklarını 2-3 haftadır tanıdığını, Bakiye ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Bakiye’nin çocuklarına bakmadığını, çocuklarını sürekli olarak kendi ikametine yolladığını, sürekli çocukları oğlu K.A.’ye bıraktığını belirtti. 30 günlük yaşam savaşını kaybetmişti Gizlilik kararı alınan soruşturmada, Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü ekipleri anne Bakiye Yeniçeri, birlikte yaşadığı Sanlı Ö. (57), komşuları Kani A. (32) ve çocukları G.K. (14) ile K.A.’yı (13) gözaltına aldı. Malkara ilçesinde annesi tarafından bırakıldığı komşu çocukları tarafından gördüğü şiddet ve cinsel istismar sonucu 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri 07 Ekim 2024 hastanede gördüğü 30 günlük tedavinin ardından hayatını kaybetmişti. Anne için 67 yıl hapis cezası isteniyor Hazırlanan iddianamede, anne Bakiye Y.’nin çocuğu Sıla ile ilgili "ihmali davranışla kasten insan öldürme", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve "aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali" suçlarından toplam 67 yıl hapis cezasına çarptırılması istendi. Çocuklardan birinin babası olan komşu Kani A. için ise "çocuğun cinsel istismarı" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından toplam 28 yıl 6 ay hapisle cezalandırılması talep edilirken, annenin birlikte yaşadığı Sanlı Ö. için "suçu bildirmeme ve gizleme" suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası talep edildi. Çocuklara 66 ve 48 yıl Suça sürüklenen çocuklardan G.K.’nin, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından toplam 66 yıl, K.A.’nın ise "nitelikli cinsel istismar" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından 48 yıl, "kasten öldürme" suçundan ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Kocaeli Kaçan motosikletliyi vuran polise 25 yıl hapis Kocaeli’nde "dur" ihtarına uymayıp plakasız motosikletiyle kaçtığı iddia edilen şüpheliye ateş ederek ölümüne sebep olan polis memuru son kez hakim karşısına çıktı. Son sözünde, "Bu kazada taraf olmak istemezdim, pişmanım" diyen sanık, 25 yıl hapse çarptırıldı. Olay, 13 Eylül’de Gebze’deki Mimar Sinan Mahallesi Mimar Sinan Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, 21 yaşındaki Kerem Uzun, plakasız motosikletiyle seyir halindeyken polisin "dur" ihtarına uymadı. Motosikletiyle kaçmaya çalışan Uzun’a polis İ.S. tarafından ateş edildi. Kurşunun isabet ettiği Uzun motosikletinden düştü. Hastaneye kaldırılan Uzun, yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Ateş eden polis memuru İ.S. ise tutuklandı. Tutuklu sanık İ.S.’nin Gebze 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmada cumhuriyet savcısı mütalaasını sundu. Mütalaada; toplanan deliller, dinlenen müştekiler, tanıkların beyanları, CD çözüm tutanağı, ölü muayene ve otopsi tutanağı, Adli Tıp Kurumu ve kriminal raporları dikkate alındığında, sanığın "Muhtemel kastla adam öldürme" suçunu işlediğinin tespit edildiği belirtilerek, "kasten öldürme" suçundan cezalandırılması talep edildi. "Sanık kendisine verilen emir ve talimatlara uymamıştır" Müşteki avukatı, olay anında sanığın elini havaya paralel şekilde kaldırarak ateş ettiğini ifade ederek, "Olayda doğrudan kasıt vardır. Sanık bir takım düşüncelerle hareket ederek doğrudan kasıtla müteveffayı öldürmüştür. Hatta sonradan olay yerine gelen ekip arkadaşlarından motosikleti kullanan tanık beyanlarında da sanığın panik halinde olduğundan bahsetmiştir. Sanık deneyimli bir polis memurudur. Kendisi Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na (PVSK) aykırı şekilde hareket etmiştir. Kendisine verilen emir ve talimatlara uymamıştır" dedi. "Mütalaayı kabul etmiyoruz" Sanık avukatı ise mütalaayı kabul etmediklerini ve ayrıntılı şekilde savunma dilekçesi sunacaklarını belirterek, "Biz gerek iddianamedeki gerekse mütalaadaki olayın oluş şekline dair anlatımları kabul etmiyoruz. Ceza yargılaması gerçeğin ortaya çıkması için yapılan yargılamadır. Dosya içindeki kamera görüntülerini geçen celse hep beraber izledik. Siz sanığa görüntüleri sordunuz, silahın hangi anda patladığını sordunuz. Sanık da kendi durumunu ifade etti. Sanığın elini yere paralel şekilde tutmuş olması, paralel tuttuğu anda silahını ateşlediği anlamına gelmez. Silahın patladığı an muğlaktır. Olay müvekkilin söylediği şekilde gerçekleşmiştir. Elini paralel tuttuğu anda atış yapmamış, silahını dolduruş yaptığı sırada silah patlamıştır" şeklinde konuştu. Suçun kasten öldürme değil, taksir kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen sanık avukatı, "Müvekkil, ’Müteveffa ölürse ölsün’ kastıyla hareket etmemiştir. Zira silahında 13-14 adet mermi bulunmakla birlikte sadece 1 el ateş etmiştir. Öncesinde ikisi arasında husumet yoktur, karşılıklı iletişimleri de yoktur" diye konuştu. "Bu kazada taraf olmak istemezdim" Son sözü sorulan tutuklu polis memuru, "Bu kazada taraf olmak istemezdim. Olay nedeniyle pişmanım. Kerem’in ailesine başsağlığı dilerim" ifadelerini kullandı. Sanık İ.S., tutukluluk halinin kaldırılmasını da talep etti. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, İ.S.’yi "kasten öldürme" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırdı. "Kararın yanlış olduğu düşüncesindeyiz" Duruşma sonrası açıklama yapan sanık avukatı Azad Ölmez, "Duruşmada 25 yıllık bir cezaya hükmedildi. Takdir mahkemenindir ancak gerekli itirazlarımızı yapacağız ancak kararın yanlış olduğu düşüncesindeyiz. İçeride çok gergin bir ortam yoktu" dedi.