EKONOMİ - 15 Haziran 2021 Salı 19:53

10 babadan 9’u 'Konuşalım Artık' diyor

A
A
A
10 babadan 9’u 'Konuşalım Artık' diyor

Konuşalım Artık çalışmaları ile üç yıldır çay eşliğinde kaliteli iletişimin önemine dikkat çeken Lipton, Babalar Günü öncesinde yürüttüğü araştırmada Türkiye’de babalar ile çocukların iletişimini inceledi. Araştırma sonuçları, 10 babadan 9’unun, 10 çocuktan 8’inin birbirleriyle daha sıcak bir iletişim kurmak istediğini gösterdi.

Dünya çapında gerçekleştirdiği iletişim çalışmalarıyla çay eşliğinde kaliteli iletişimin önemine dikkat çeken Lipton, çayın sosyalleştirme gücüne odaklanan ‘Konuşalım Artık’ çalışmalarına Babalar Günü’ne özel bir araştırma ile devam ediyor. Marka bu kapsamda Babalar Günü’nde “Babalarımız ve Çocuklarımız için #KonuşalımArtık” diyerek babalar ve çocukları arasındaki iletişimin dinamiklerini mercek altına aldığı bir araştırma gerçekleştirdi.

Araştırmanın sonuçları arasında babaların hissettiği iletişimsizlik hissi dikkat çekiyor. Babaların yüzde 88’i çocukların anne ile iletişimi daha iyi derken yüzde 70’i “En son babalar duyar” diyor. Oysa araştırmaya katılan babalar da çocuklar da birbirleriyle iletişim kurmanın kendilerine aslında çok iyi geldiğini belirtiyor. Özellikle babalar çocuklarıyla sohbet etmekten büyük keyif alıyor. Fakat araştırma sonuçları Türkiye’de hem babalar hem de çocuklar için kurulan kaliteli iletişimin henüz yeterli boyutta olmadığını ortaya koyuyor. Babaların yüzde 87’si çocuğu ile daha açık ve sıcak bir iletişim kurmak istediğini belirtirken bu oran çocuklarda yüzde 78.

Çocuklar anlayış bekliyor, babalar yabancılık hissediyor
Baba-çocuk arasında açık ve sıcak bir iletişim kurulmasının önündeki en büyük bariyeri karşılanmayan beklentiler oluşturuyor. Öncelikle hem babalar hem de çocuklar birbirinden sevgi bekliyor. Babaların ise çocuklarından sevgi beklentisi çocukların babalarından bekledikleri sevgiden daha fazla. Çocukların odaklarında ise daha çok babaları tarafından anlaşılmak ve kabul görmek yer alıyor. Çocukların yaklaşık yüzde 78’i hayalleri ve hedeflerinin babaları tarafından desteklenmesini bekliyor. Benzer şekilde yüzde 73’lük bir kesim babalarının onları değiştirmeye çalışmak yerine onlardaki olumlu özellikleri görmesini istiyor. Babaların yarısından fazlası ise çocuklarının kullandıkları kelimeleri ya da hakkında konuştukları şeyleri anlamakta zorlanıyor ve bazen aynı dünyadan değillermişçesine yabancı hissediyor. Bu hisleri çocuklarda da karşılık buluyor, çocukların babalarının kendilerini ne kadar tanıdıklarına ilişkin notları babalarına göre daha düşük. Bu doğrultuda çocukların neredeyse yarısı hayallerinden babalarının bihaber olduğunu ifade ediyor. Babaların ve çocukların birbirinden bekledikleri şeyler aslında sıcak bir iletişim kurulması için ipucu niteliğinde. Babalar çocuklarına yabancı hissediyor ve sevgi bekliyor. Çocuklar ise anlaşılmak, kabullenilmek ve desteklenmek istiyor.

10 babadan 9’u 'Konuşalım Artık' diyor

Baba-çocuk iletişimi belgesel izlemek gibi
Taraflar kurdukları iletişimin ne kadar farkında? Araştırma sonuçları babalarının çocuklarını zannettiklerinden daha iyi tanıdığını düşündüklerini gösteriyor. Babaların yüzde 80’i konuşmadan bakışarak bile anlaşabileceklerini düşünürken çocukların yüzde 41’i buna katılmıyor.

Araştırmadan çıkan iyi bir haber ise babaların da çocukların da birbirini anlamak için hevesli olması. Babalar ve çocuklar arası gerçekleşen sohbetler iki taraf için de hem keyifli hem öğretici nitelikte. Babaların yüzde 75’i çocukların ise yüzde 69’u birbirleriyle konuşmayı belgesel izlemeye benzetiyor. Ayrıca babalar ve çocuklar iletişim kurduklarında çoğunlukla hayatlarına dair kişisel konulardan konuşuyor. Sohbetleri gündelik konularla sınırlı kalmıyor ve iletişimin derinliği karşılıklı olarak aynı noktada yakalanabiliyor.

Kaliteli iletişim her zaman kurallardan daha önemli
Lipton’un baba-çocuk iletişimine dair gerçekleştirdiği araştırmayı değerlendiren Klinik psikolog Beyhan Budak, “Şirketin araştırması babaların çocuklarını anlamamasının; çocukların ise babalarının duygusal ihtiyaçlarının yeterince farkında olmamasının iletişimde kopukluklar oluşturduğunu gösteriyor. Hem bir psikolog hem de bir baba olarak araştırma sonuçlarına baktığımda şunu net olarak fark ettim, kaliteli iletişim her zaman kurallardan önemli. O sebeple her şeyden önce iletişimi güçlendirmek için baba ve çocuğun beraber ekip olarak bir şeyleri telafi etmek için çaba sarf etmesi çok faydalı olabilir. Bir taraf anlayış; diğeri ise sevgi bekliyor. Bu beklentileri ilk etapta anlamanın daha sonra ise karşılamanın tek yolu ise kaliteli iletişimden geçiyor” sözleriyle yorumluyor.

Verilen bilgiye göre, 2018 yılından bu yana farklı platformlarda herkesi bir çay eşliğinde bir araya gelmeye ve derinlemesine sohbetler ile duyguları paylaşmaya çağıran Lipton, Babalar Günü öncesinde yayınladığı araştırma sonuçlarıyla Türkiye’de babalarla çocukları arasında kurulan iletişimde iyileştirilebilecek noktaları açığa çıkartıyor. Böylece en zahmetli konuların bile bir bardak çayın eşliğinde rahatça konuşulabildiğini ve bu iletişim deneyiminin güçlü bağlar kurduğunu gösteriyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın yeni spor vadisi, sosyal merkez olarak planlandı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığı iş birliğiyle 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde başlatılan kapsamlı dönüşüm çalışmasında sona gelindi. Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, "Burayı yalnızca bir spor alanı olarak değil ailelerin huzurla vakit geçirebileceği, gençlerimizin enerjilerini doğru alanlara yönlendirebileceği, doğayla iç içe bir sosyal merkez olarak planladık" dedi. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Başkan Fırat Görgel öncülüğünde şehri sporla bütünleştiren vizyon projelerini bir bir hayata geçirmeye devam ettiği bildirildi. "Spor Şehri Kahramanmaraş" hedefi doğrultusunda yatırımlarını artırarak sürdüren büyükşehir belediyesinin, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı iş birliğiyle 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde başlattığı kapsamlı dönüşümde sona yaklaştığı ifade edildi. 30 bin metrekarelik alan üzerinde hayata geçirilen projeyle, şehre modern standartlarda donatılmış yeni bir spor vadisi kazandırıldığına dikkat çekildi. Dönüşüm kapsamında alanda; 4 tenis kortu, 3 basketbol sahası, 2 açık fitness alanı, kaykay pisti, satranç üniteleri, masa tenisi alanları ve bocce sahaları yer alıyor. Spor Vadisi’nde spor alanları ve çocuk oyun gruplarının imalatı büyük ölçüde tamamlanırken, ekipler eş zamanlı olarak çevre düzenleme ve peyzaj uygulamalarını sürdürüyor. Yeşil alan düzenlemeleri, yürüyüş yolları ve dinlenme alanlarıyla birlikte proje, çok yönlü bir yaşam merkezi olarak planlandı. Son hazırlıkların da tamamlanmasının ardından 15 Temmuz Spor Vadisi, Kahramanmaraşlıların hizmetine sunulacak. Tesisin yalnızca spor tutkunlarının değil, doğayla iç içe vakit geçirmek isteyen ailelerin, gençlerin ve çocukların da yeni buluşma noktası olması bekleniyor. Her yaştan vatandaşa hitap eden yapısıyla spor kültürünü güçlendirmeyi, gençlerin spora erişimini artırmayı ve güvenli, nitelikli sosyal alanlar oluşturmayı amaçlayan projenin, Kahramanmaraş’ın spor altyapısına uzun yıllar katkı sağlaması hedefleniyor. "Bir sosyal merkez olarak planladık" Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, "Kahramanmaraş’ı sporla büyüyen, sporla güçlenen bir şehir haline getirme hedefiyle çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Spor Toto Teşkilat Başkanlığımızın destekleriyle hayata geçirdiğimiz 15 Temmuz Spor Vadisi, bu vizyonun en somut örneklerinden biri. 30 bin metrekarelik bu alanda tenis kortlarından basketbol sahalarına, kaykay pistinden açık fitness alanlarına kadar her yaştan vatandaşımıza hitap eden, modern ve nitelikli bir spor yaşam alanı oluşturduk. Burayı yalnızca bir spor alanı olarak değil ailelerin huzurla vakit geçirebileceği, gençlerimizin enerjilerini doğru alanlara yönlendirebileceği, doğayla iç içe bir sosyal merkez olarak planladık. İnşallah son hazırlıkların tamamlanmasıyla birlikte Spor Vadimizi hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız" ifadelerini kullandı.
İstanbul Reel Kesim Güven Endeksi Aralık ayında 0,5 puan arttı Aralık ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 103,7 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Aralık ayı İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) verilerini paylaştı. Aralık ayında İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, imalat sanayinde faaliyet gösteren 1799 iş yerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edildi. 2025 yılı Aralık ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 103,7 seviyesinde gerçekleşti. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki üretim hacmi, mevcut mamul mal stoku, genel gidişat ve gelecek üç aydaki toplam istihdama ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması ve son üç aydaki toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi. Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre değişmeyerek 100,8 seviyesinde gerçekleşti. Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde artış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, ihracat sipariş miktarında ve iç piyasa sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise azalış bildirenler lehine döndüğü görüldü. Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğunu bildirenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı gözlendi. Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği, ihracat sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki istihdama ilişkin azalış yönlü beklentilerin artış bekleyenler lehine döndüğü, gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise bir önceki aya göre zayıfladığı gözlendi. Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ile son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise güçlendiği gözlenmektedir. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 0,5 puan azalarak yüzde 33,0 seviyesinde gerçekleşti. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha kötümser olduğunu belirtenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü.
Adana Halk korosu ilk konserini verdi Adana’nın Kozan ilçesinde oluşturulan halk korosu, ilk konserini verdi. Kozan Belediyesi Ebulfez Elçibey Kültür ve Sanat Merkezi bünyesinde bir araya gelen sanatseverlerden halk korosu oluşturuldu. Koro, ilk halk konserini verdi. Ömürlük şarkılar konserinde nostalji rüzgarı esti. Yerel halktan oluşan halk korusu izleyicilerden tam not aldı. Kozan Belediye sinemasında düzenlenen konserde Türk sanat müziği, Türk halk müziği ve 90’lı yılların pop müzikleri sahnede seslendirildi. Konserde halktan oluşan halk korusu birbirinden güzel eserleri izleyicilere seslendirirken izleyiciler konsere tam not verdi. Kozan Belediye Başkanı Mustafa Atlı, ilçede bu kez siyasetin sustuğu ve sanatın konuşulduğunu ifade etti. Başkan Atlı," Kozan tarihimizde Dadaloğlu, Karacaoğlan’ın izinde ilerleyen Adana’da sanatın kültürün izlerini geleceğe taşıyan bir öncü ilçe olsun istiyoruz. ilçede ilimle bilimle gençlerimizi Nihat Atlı Eğitim Tesisleri’nde geleceğe hazırlarken, kültür sanat merkezinde bale, resim, gitar, saz ve ritim, değerler eğitimi kursu ile gençlerimizin önünü açıyoruz. Koza sokaklarında sadece tarih, siyaset değil sanat konuşulsun istiyoruz. Merkezimin oluşturduğu halk korosu ile unutulmaz bir konser izledik. emeği geçenleri kutluyoruz" dedi. Kozan Belediye Başkan Yardımcısı Alev Ataş’ta 645 kursiyere sanat merkezinde eğitim verildiğini kaydetti. Ataş, ayrıca sanat, eğitim ve kültür alanında ön plana çıktığı bir Kozan inşa etmek için çalışmaların hızla sürdüğünü sözlerine ekledi.
Adana Tarımda ’B-Reçete’ aşırı ilaç kullanımını önleyecek Tarımsal üretimde zirai ilaç kullanımının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerek, bilinçsiz ve aşırı kullanımın insan sağlığı ve çevre açısından ciddi riskler taşıdığını vurgulayan Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, "B-Reçete Sistemi, bilinçsiz ve aşırı ilaç kullanımının önüne geçecek" dedi. Bitki koruma ürünlerinin doğru kullanımı ve izlenebilirliğinin sağlanması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek B-Reçete Sistemi hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı. Sarıçam ilçesi Evliya Çelebi Uygulama Oteli Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, tarımsal üretimde zirai ilaç kullanımının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. Bilinçsiz ve aşırı kullanımın insan sağlığı ve çevre açısından ciddi riskler taşıdığını vurgulayan Bayazıt, "Bakanlığımız tarafından uygulamaya alınacak B-Reçete Sistemi, bilinçsiz ve aşırı ilaç kullanımının önüne geçerek bitki koruma ürünlerinin doğru, kontrollü ve izlenebilir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır" diye konuştu. "B-Reçete Sistemi Türkiye’de bir ilk" Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Bayram ise Türkiye’nin yıllık bitkisel üretiminin 130-135 milyon ton olduğunu, bunun yaklaşık 50-55 milyon tonunu yaş meyve ve sebze üretiminin oluşturduğunu belirtti. Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin toplam yaş meyve sebze üretiminin 80-85 milyon ton civarında olduğunu ifade eden Bayram, "Türkiye tek başına AB’nin üretiminin yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştirmektedir. Bu veriler, yapılan çalışmanın ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı. Türkiye’de 669 kayıtlı zararlı organizma ile mücadele edildiğini hatırlatan Bayram, bu mücadelenin doğru yönetilmemesi halinde hem ürün kayıplarının hem de insan ve hayvan sağlığına yönelik risklerin arttığını söyledi. B-Reçete Sisteminin Türkiye’de bir ilk olduğuna dikkat çeken Bayram, "Bu sistem bir milat, adeta bir devrimdir. Bayiden üreticiye, reçete yazandan müdürlüklere kadar herkes bu sistemin bir paydaşıdır. Sistem sayesinde hangi tarlada, hangi ürüne, ne kadar bitki koruma ürünü kullanıldığı il, ilçe ve parsel bazında izlenebilecektir" şeklinde konuştu. Sistemin hâlen geliştirme aşamasında olduğunu belirten Bayram, ÇKS ve TÜKAS gibi mevcut sistemlerle entegre şekilde çalışacağını, kullanıcıların katkı ve önerileriyle zaman içerisinde daha da güçleneceğini de kaydetti. Bayram, amaçlarının üreticiyi zorlamak değil, tarımsal üretimde ihtiyaç kadar, doğru dozda ve doğru zamanda ilaç kullanımını sağlamak olduğunu sözlerine ekledi.