EKONOMİ - 16 Mart 2021 Salı 11:51

1 milyon patent hedefinin yeni durağı Aksaray oldu

A
A
A
1 milyon patent hedefinin yeni durağı Aksaray oldu

Tarım, sanayi, turizm ve eğitim alanlarında bütünleşik bir yapı kurma yolunda ilerleyen Aksaray, marka şehir olmanın formülünü de tanıtım, sınai mülkiyet hakları ve ticarileşmede arıyor. Yapılan bilgilendirmede, 1 milyon patent hedefinde üzerine düşeni yapmak isteyen kent, OSB’ler ve üniversitelerin katkısıyla sınai mülkiyet haklarında da sinerji yakalamak istiyor.

Türkiye’nin 1 Milyon Patent hedefine ulaşması adına Adres Patent tarafında gerçekleştirilen Marka Şehir etkinliklerinin yeni durağı Aksaray oldu. Adres Patent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ali Yüksel’in moderatörlüğünde ‘Aksaray’ın Markalaşması-Aksaray Sanayisinin Türkiye Ekonomisine ve İhracata Katkısı’ etkinliği kamu, üniversite ve reel sektördeki birçok katılımcıyla düzenlendi. Online olarak gerçekleştirilen etkinliğe, Aksaray Vali Yardımcısı Yasin Ardıç, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Aksaray İl Müdürü Refik Tezcan, Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Ahmet Kulak, Aksaray Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Özkök, Aksaray Üniversitesi Rektörü Yusuf Şahin, Aksaray Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Mahmut Akkuş, Türkiye Patent Hareketi Derneği Başkanı Av. Ali Çavuşoğlu, Aemot Elektrik Motorları Genel Müdürü Sami Akdoğan ve Mysilo Tahıl Depolama Sistemleri Ar-Ge Müdürü Mücahit Ferah katıldı.

"Sadece proje yapmak yetmiyor"
Aksaray Vali Yardımcısı Yasin Ardıç, kentin ‘nasıl markalaşacağı’ konusu kendilerini mutlu eden bir başlık olduğunu söyleyerek, "Kentte tarım, sanayi, eğitim konuları başta olmak üzere güzel projelere imza atmaya çalışıyoruz. Markalaşmak için sadece proje yapmak yetmiyor. Algıyı yönetebilmek bu bağlamda markalaşma konusunda önemli bir yere sahip, markalaşmada kritik bir yere sahip olan diğer bir olgu ise sınai mülkiyet haklarıdır. Bu iki kavramın iyi bir şekilde benimsenmesi marka şehir olmanın yolunu açacaktır. Buna ilave olarak Aksaray Belediyesi’yle birlikte ele aldığımız projeler var. Bunlar tarım, sanayi, eğitim ve turizm üçgeninde şekilleniyor. Yapacağımı bu çalışmalarla kentimizin marka şehir olmasını hedefliyoruz" dedi.

"İlimiz cazibesini daha fazla artıracak"
Aksaray Belediye Başkan Yardımcısı Tayfun Çelik, nüfus artış hızı bakımından kentin son yıllarda önemli bir ivme yakaladığını belirterek, "Yıllık bazda ortalama 8 bin ila 9 bin civarında bir artış söz konusu. Jeopolitik konumu itibariyle de önemli bir potansiyele sahip. Şehrin tarım altyapısının oluşması, ham madde kaynağına rahatlıkla ulaşılabilmesi gibi etmenler Aksaray’ın hızlı bir şekilde yol almasında etkili olacak. Kentimize uluslararası platformda alanın en iyi oyuncuları yatırım yapıyor. Buna bağlı olarak ilimiz cazibesini daha fazla artıracak" ifadelerini kullandı.

"12 patent başvurusu yapıldı"
Aksaray Üniversitesi Rektörü Yusuf Şahin, üniversitelerin ticari kurum olmadığı için ortaya çıkan faydanın sağlamış olduğu avantajın niteliksel bir diğere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Diğer yandan üniversite olarak laboratuvar konusunda önemli yatırımlar yaptık. Kentimizin ve sanayicilerimizin bu anlamda üniversitemizin potansiyelinden daha fazla yararlanmasını istiyoruz. Bunun dışında okulumuzda teknoloji transfer ofislerimiz var son iki yılda üniversitemiz tarafından 12 patent başvurusu yapıldı ve bu süreçlerin takibi üniversitemiz tarafından yapılıyor. Türk Patent ve Marka Kurumu ile bilgi ve dokümantasyon alanında bir protokol imzaladık. Buna bağlı olarak dokümantasyon birimini kurduk. Tekno kent kurulumuyla ilgili süreçlerimiz de başladı. Bu hususta dosyamız Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Kurul sürecinde yer alıyor. Bunun dışında eğitim sisteminde 3+1 modeline geçen ilk devlet üniversitesiyiz. Mühendislik fakültesine geçen bir öğrencimiz 2,5 ortalamaya sahip ve alttan dersi yoksa son sınıfta anlaşmalı olduğumuz firmalarda son senesini çalışarak okuyor" diye konuştu.

"Şehrimizin marka değerini artırmak adına bir strateji oluşturmalıyız"
Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Ahmet Kulak, "Biz Aksaray iş dünyası olarak üyelerimizin markalaşması, Aksaray ekonomisinin Türkiye ihracatına katkısına artırmak amacıyla çalışmalar yapıyoruz. Üyelerimizi sınai mülkiyet hakları konusunda bilgilendirerek Ar-Ge çalışmaları neticesinde patent, faydalı model ve tasarım çalışmalarında kendilerine yardımcı oluyoruz. Şehrimizin marka değerini artırmak adına bir strateji oluşturmalıyız. Buna ilave kentimizin markalaşması hususunda bilinirlik çalışmaları yapıyoruz. Buna bağlı olarak Ihlara Vadisi'nin tanıtımı konusunda odaklanarak ilimizin değerlerini öne çıkarmaya çalışıyoruz" dedi.

"8 ürünümüzün coğrafi işaret başvurusunu yaptık"
Aksaray Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Özkök, "Aksaray tarih, tarım ve sanayisiyle önemli bir yerde. Biz Aksaray Ticaret Borsası olarak 8 tane ürünümüzün coğrafi işaret başvurusunu yaptık. Geçtiğimiz günlerde Aksaray Kabak Çekirdeği’nin coğrafi işaretle tescilini yaptırdık. 4 projemiz de ilana çıktı. Bunları da en kısa zamanda paylaşacağız. 1 milyon 100 bin tonluk şeker pancarı üretimiyle ülkemizin şeker ihtiyacının yüzde 9’unu karşılıyoruz. Arap ve buğday üretiminde önemli bir yere sahibiz. Ayrıca yonca ihraç ederek kentimizin markalaşma konusuna da katkıda bulunuyoruz" açıklamalarında bulundu.

"Ülkemizin 2029 yılına kadar 1 milyon patent hedefine ulaşmasını istiyoruz"
Türkiye Patent Hareketi Derneği Başkanı Av. Ali Çavuşoğlu, "Bir şirketin toplam değeri içerisinde sınai mülkiyet haklarının değeri yüzde 90 civarında bu rakam her geçen gün artış gösteriyor. Özellikle patent sayısı arttıkça ülkemizin oluşturduğu katma değer de artacak. Patent sayılarının artması sanayi, bilimin gelişmesine katkıda bulunurken aynı zamanda katma değerli ihracatın da artmasına zemin hazırlıyor. Ayrıca patent sayılarının fazla olması ülkelerdeki lisans gelirlerinin de artması anlamına geliyor. Hedefimiz farkındalık çalışmaları yaparak ülkemizin 2029 yılına kadar 1 milyon patent hedefine ulaşmasını sağlamak. Bunun dışında patentin firmaların da karlılıklarına olumlu yönde yansıdığını ifade edebilir. 2020 yılında Aksaray’ın patent karnesine baktığımız zaman 13 patent, 4 faydalı model, 292 marka, 25 tasarım başvurusunun yapıldığını görüyoruz. Bölgede geçtiğimiz yıl 500 şirketin kurulduğunu düşünürsek bu rakamın kentin potansiyelini yansıtmadığını söyleyebiliriz" dedi.

"Ticarileşme olmazsa raflarda kalan bir patentin ülkemize bir faydası olmaz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Aksaray İl Müdürü Refik Tezcan, "Patent, geliştirilen ürünlerin koruma altına alınmasında önemli bir yere sahip. Ülkemiz geçen yıl patent başvuru sayılarında 2020 önemli bir ivme yakaladı. En fazla patent başvurusu yapan ülkeler arasında yaklaşık 8 basamak birden atladı. Ancak burada en önemli konu patentlerin ticarileşmesi olgusudur. Ticarileşme olmazsa raflarda kalan bir patentin ülkemize bir faydası olmaz. Üniversitemizde tekno kent kurulmasına bağlı olarak patent konusunda da önemli bir atılım yapılacağını düşünüyoruz. Bölgemizde yeni bir OSB’nin kurulum çalışmalarına başlandı. Bu bağlamda sanayi alanındaki yatırımlarında artması Aksaray’ın patent başvurularının artmasına katkı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.

"KOBİ’lerin patente daha fazla önem vermesi gerekiyor"
Aksaray Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Mahmut Akkuş, "Kentimiz tarım, turizm ve sanayi konusunda ciddi bir potansiyele sahip. Özellikle kent, bitkisel üretimde ülke ekonomisine yıllık 6,1 milyar liralık bir katkı sağlıyor. Şeker pancarı, yonca, ayçiçeği başta olmak üzere birçok üründe ilk 10 veya ilk 20’nin içerisinde yer alıyor. Sınai mülkiyet hakları konusunda kentimizde bir bilinç oluştu. Bu sinerji katma değerli üretimlere de yansıyacak. Ulusal ve uluslararası ölçekteki firmalarımız Endüstri 4.0’a entegre bir şekilde ilerliyor. Bunun dışında KOBİ düzeyindeki firmalarımızın da patent konusunda daha fazla önem vermesi gerekiyor. Kurumsal bir yapıya kavuşulması noktasında da sınai mülkiyet hakları konusu daha fazla gündeme alınmalıdır. Kentimizde 6’ncı bölge teşviklerinin veriliyor olması hem kente hem de ülkemizdeki yatırımcılar açısından oldukça cazip bir avantaj sunuyor" dedi.

Aemot Elektrik Motorları Genel Müdürü Sami Akdoğan, "45 bin metrekare kapalı alanda, 63 tip gövdeden 400 tip gövde büyüklüğüne kadar, 0.12 kW - 500 kW güç değerleri arasında 2-4-6-8-12 kutuplu AC trifaze elektrik motorları üretimi gerçekleştiriyoruz. Biz firma olarak 2017’nin sonunda bir karar aldık ve Türkiye’de üretilmeyen orta gerilim motor, rüzgar türbini jeneratörleri ve hidro jeneratör yatırımı yapma kararı aldık ve 2018 yılında da yatırıma başladık. Sadece orta gerilim motorlarında Türkiye’de 110 milyon dolarlık bir ithalat var. Bu motorların da önemli bir kısmını kamu kurumları kullanıyor. Biz bu çıktının önüne geçme yolunda önemli bir adım attık. Ayrıca 220 tane rüzgar türbin jeneratörü yapmış bulunuyoruz ve bu ürünlerimizi de global bir firmaya teslim ettik. Yapılan bu ürünlerde de patent oldukça önemli bir yere sahip. Ancak ticarileşebilen patentler bu bağlamda reel sektöre daha fazla katkıda bulunuyor. Biz Türkiye’de ilk defa hidro jeneratör üretimine başladık. Bunu da Van Erciş barajına kuracağız ve bölgedeki enerji üretimine katkıda bulunacağız. Bizden önce Hindistan ve Çin bizim ülkemizde bu alanda önemli bir pazara sahipti" dedi.

"9 tane patent başvurusu yaptı"
Mysilo Tahıl Depolama Sistemleri Ar-Ge Müdürü Mücahit Ferah, "100 bin metrekarelik üretim sahasında bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Firmamız dünya genelinde 80’den fazla ülkeye bayileriyle hizmet veriyor. 6 Şubat 2018 yılında bölgenin ilk sanayi merkezi olduk. Üç yıllık zaman zarfında üç tane Ar-Ge projesi tamamladık. Bu projelerin içerisinde 9 tane patent başvurumuz var. Bunların beş tanesi sonuçlandı, dört tanesi de inceleme sürecinde. Ar-Ge merkezinde çalışan personel sayımız ise 17 kişi. Buna ilave üniversite sanayi iş birliği çerçevesinde her yıl 20 öğrencimiz firmamızda görev alıyor" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Jose Mourinho’dan, Kayserispor maçında hücumda rotasyon Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Kayserispor karşısında hücum hattında rotasyona giderken, son oynadıkları Sivasspor maçının 11’ine göre 3 değişiklik yaptı. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Fenerbahçe, deplasmanda Kayserispor ile karşılaşıyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, milli maç arası öncesi oynanan Sivasspor karşılaşmasının 11’ine göre 5 değişikliğe yaptı. Sakatlığı bulunan Çağlar Söyüncü’nün yerine Alexander Djiku, Sebastian Szymanski’nin yerine Fred görev aldı. Hafif sakatlığı bulunan ve Kayseri’ye getirilmeyen Allan Saint-Maximin’in yerine de Oğuz Aydın’a şans verdi. Oğuz Aydın ilk kez 11’de Sezon öncesi takıma dahil olan Oğuz Aydın, sarı-lacivertli formayla ilk kez Süper Lig’de 11 başladı. Milli maç arasında Rus takımı Zenit ile oynanan hazırlık maçında sahaya 11’de çıkan Oğuz, bu sezon ligde 2, UEFA Şampiyonlar Ligi elemelerinde de 2 mücadelede süre aldı. Mert Hakan Yandaş ve Samet Akaydin, 2. kez 11’de Sarı-lacivertlilerin Sivasspor ile oynadığı maçta 11’de sahaya çıkan Mert Hakan Yandaş, üst üste 2. kez 11’de forma şansı buldu. UEFA Şampiyonlar Ligi elemeleri ve Avrupa Ligi’nde toplam 7 müsabakada forma giyen Mert Hakan, bu sezon Süper Lig’de 7. kez sarı-lacivertli formayı terletti. Savunma oyuncusu Samet Akaydin de Sivasspor mücadelesinin ardından yine 11’de başladı. 30 yaşındaki futbolcu, bu sezon ligde 3. maçında görev aldı. Fenerbahçe mücadeleye; Dominik Livakovic, Bright Osayi-Samuel, Samet Akaydin, Alexander Djiku, Filip Kostic, Sofyan Amrabat, Fred, Dusan Tadic, Mert Hakan Yandaş, Oğuz Aydın ve Youssef En Nesyri 11’i ile başladı. Yedeklerde ise, İrfan Can Eğribayat, Mert Müldür, Rodrigo Becao, İsmail Yüksek, İrfan Can Kahveci, Levent Mercan, Bartuğ Elmaz, Sebastian Szymanski, Edin Dzeko ve Cenk Tosun bekledi.
Aydın Vali Canbolat’ın 24 Kasım Öğretmenler Günü mesajı Aydın Valisi Yakup Canbolat 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Vali Canbolat mesajında, "Öğretmenler Günü sadece bir kutlama değil, aynı zamanda öğretmenlerimizin hayatlarımız üzerindeki derin etkilerini takdir etme fırsatıdır" dedi. Aydın Valisi Yakup Canbolat 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, "Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ’başöğretmenlik’ unvanının verilişinin ve millet mekteplerinin açılışının 96. yıl dönümünde, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlamanın mutluluğunu ve heyecanını bir kez daha yaşıyoruz. Öğretmenler Günü sadece bir kutlama değil, aynı zamanda öğretmenlerimizin hayatlarımız üzerindeki derin etkilerini takdir etme fırsatıdır. Dünyadaki en onurlu mesleklerin başında gelen öğretmenlik; emek, özveri, sabır ve hoşgörü isteyen, bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar değerli, saygın ve kutsal bir meslektir. Anne ve babaların en değerli varlıklarını emanet ettiği öğretmenlerimiz, bulunduğu her ortamda mum misali yanarak etrafını aydınlatan, geleceğimizin teminatı çocuklarımızı ve gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizi özümsemiş bir şekilde yetiştiren kahramanlardır. Öğretmenlerimiz tarihten bugüne dek nice bilim insanları, düşünürler, sanatçılar ve liderler yetiştirmişlerdir. Milli birlik ve bütünlüğün sağlanmasında da en önemli aktörlerden biri olan öğretmenlerimiz, her türlü takdire fazlasıyla layıktır. Atatürk, ’Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir’ sözüyle öğretmenlerin toplumun aydınlanmasında ve ilerlemesinde oynadığı kritik rolü sıkça vurgulamış, onları toplumun mimarları olarak nitelendirmiştir. Onun bu vizyonu, eğitim sistemimize ve öğretmenlerimize duyduğumuz saygının da temelini oluşturur "dedi. "Türkiye Yüzyıl’ını inşa edecek nesilleri yetiştiren günümüz öğretmenleri artık sadece bilgi veren değil, doğru bilgiye ulaşmakta rehberlik eden, öğrencilere 21.yüzyıl becerilerini edindiren, yeri geldiğinde öğrencileri gözlemleyip yol gösteren yeri geldiğinde onlara öğrenme yolculuklarında eşlik ederek destek veren konumdadır" ifadelerini kullanan Vali Canbolat mesajını şu sözlerle noktaladı; "Eğitici, öğretici, rehberlik edici kimlikleriyle toplumsal yaşantımızda saygın bir yeri olan öğretmenlerimizin, her zaman büyük ve güçlü bir Türkiye için yetiştirecekleri kuşaklar, ülkemizi gelişmiş ülkeler içerisinde söz sahibi yapacaktır. Değişimin, gelişimin, yenilenmenin ve daha ileri hedeflere doğru yürümenin anahtarıdır öğretmenlerimiz Yaydıkları ilim ışığıyla, vatanını, milletini, bayrağını, ülkesini seven; okuyan, araştıran, kendine güvenen, spor, sanat ve sosyal bilimlerde başarılı, beşerî ilişkileri güçlü bireyler yetiştirme konusunda azimle, kararlılıkla eğitim meşalesini taşıyan öğretmenlerimize müteşekkiriz. Bu duygu ve düşüncelerle; başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, görevlerini ifa ederken şehit olan öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diliyor, Ülkemizin her köşesinde fedakârca çalışarak bu ulvi görevi hakkı ile yerine getiren öğretmenlerimizin ve emekliye ayrılmış tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten duygularımla kutluyorum. İyi ki öğretmenim! dediğiniz nice günleriniz olsun."
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında örgüt lideri Fırat Sarı: "Tıp merkezlerinden hastaların alınması gerekiyor, size gelmezse başka bir hastaneye gidiyor" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine altıncı gününde devam ediliyor. Duruşmada örgüt lideri Fırat Sarı’ya üye hakim ve cumhuriyet savcısı tarafından sorular yöneltildi. Savcının “Hasta diye bahsettiğimiz kişiler yeni doğan yoğun bakım hastaları, benim mantığımda bu artırılacak bir şey değil ki. Estetik gibi bir alan değil. Nasıl bir artırım olabilir?” sorusuna Fırat Sarı, “Tıp merkezlerinden hastaların alınması gerekiyor. Size gelmezse başka bir hastaneye gidiyor” yanıtını verdi. Sarı savunmasında, “Ben genel olarak bir ihmal eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Biz elimizden geleni yaptık. Genel olarak bir eksiklik yaşandığını söyleyemem” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava altıncı gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Medisense şirketinin sahibi olan, anlaşma yaptığı hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarını işleten, bebeklerin ihmalen ölmesine neden olan örgüt lideri Doktor Fırat Sarı’ya hakim ve Cumhuriyet savcısı soru yöneltiyor. “Tıp merkezlerinden hastaların alınması gerekiyor, size gelmezse başka bir hastaneye gidiyor” Duruşmada üye hakim tarafından, “Sizin hastaneler ile anlaşmanız tam olarak neydi?’ sorusu soruldu. Fırat Sarı soruya “Bize başvuran hastane yöneticileri oluyor. Bir aksaklık, sorun vardır bana bunun için ulaşırlar. Hemşire eksikliği vardır, doktor eksikliği vardır. Bunun için beni ararlar” dedi. Savcının “Bir konuşmanda ‘bu sistemden herkes nasipleniyor’ diyorsun, bu sistem nedir?” sorusuna ise Fırat Sarı, “Ticari bir ilişkiden bahsediyorum” diye cevap verdi. Cumhuriyet savcısı sanık Sarı’ya “Bir süre epikrizleri aynı yazacağız, ciddi zararımız var diyorsun, bu konuşman dahilinde cevap verir misin?” şeklinde soru sordu. Sanık, “Ben konuşmayı hatırlamıyorum. Ama epikrizler aynı yazılır zaten” cevabını verdi. Savcının, “Hasta diye bahsettiğimiz kişiler yeni doğan yoğun bakım hastaları, benim mantığımda bu artırılacak bir şey değil ki. Estetik gibi bir alan değil. Nasıl bir artırım olabilir?” sorusuna ise Fırat Sarı, “Tıp merkezlerinden hastaların alınması gerekiyor. Size gelmezse başka bir hastaneye gidiyor” yanıtını verdi. “Ben genel olarak bir ihmal, eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Biz elimizden geleni yaptık” Savcının “Neden çalışanlarının üzerine şirket kuruyorsun ve kurmaya çalışıyorsun? Her şeyim legal diyorsun neden başkasının üzerine şirket kuruyorsun?” sorusuna sanık Sarı, “Çalışan doktorlarımızı ortak edecektim o şirkete. Medisense benimdi, oraya ortak almak istemedim. Diğer şirkete arkadaşları alıp ortak yapmak istedim” dedi. “Sanık Hasan Basri ‘biz hocanın illegal kısmıyız’ diyor, illegal kısım nedir?” sorusuna ise Fırat Sarı, “Hasan Basri’nin değişik konuşmaları oluyordu. Bence bir anlamı yok” cevabını verdi. Cumhuriyet savcısının, “Sanık Hakan Doğukan ‘ben çocuk öldürmem Fırat Hocanın dediği gibi ilacını kesmem’ diyor açıklar mısın?” sorusuna ise örgüt lideri Sarı, “Ben çocuğun ilacını neden keseyim, kabul etmiyorum” yanıtını verdi. Fırat Sarı savunmasının devamında, “Ben genel olarak bir ihmal, eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Biz elimizden geleni yaptık. Genel olarak bir eksiklik yaşandığını söyleyemem” dedi.