YEREL HABERLER - 10 Ocak 2012 Salı 11:32

ARÜ İLK YÜKSEK LİSANS MEZUNLARINI VERDİ

A
A
A
ARÜ İLK YÜKSEK LİSANS MEZUNLARINI VERDİ

Ardahan Üniversitesi (ARÜ), 2008 yılındaki kuruluşunun ardından Yüksek Lisans programlarına başlayan öğrencilerinden ilk mezunlarını, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi’nde yapılan başarılı tez savunmalarının ardından verdi.
“Işığa Karışın” sloganıyla 2008 yılındaki kuruluşunun ardından belirlemiş olduğu hedeflere emin adımlarla ilerleyen, ulusal ve uluslararası alanlarda önemli çalışmalara imza atan Ardahan Üniversitesi’nde Yüksek Lisans programlarına başlayan ilk öğrencilerin tez savunmaları yapıldı. Yüksek Lisans Tez Savunma Jürisi’nde Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Yrd. Doç. Dr. Fatih Kanter ve Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Durmuş yer aldı. Jürinin büyük titizlikle dinlediği ve değerlendirmeye aldığı savunma başarıyla sonuçlandı.
Tez Danışmanlığını Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’ın yaptığı Yüksek Lisans öğrencilerinden Aysel Aslanboğa “Dursun Akçam’ın Romanlarında Yapı ve İzlek’’, Arif Özgen ise “Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Öykülerinde Konu / Tema ve Yapı’’ adlı tez konularıyla jüri karşısında savunmalarını yaparak Ardahan Üniversitesi’nin ilk Yüksek Lisans mezunları oldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Afyon Jandarma Eber Gölü’nü havadan ve karadan koruyor Eber Gölü’nde kaçak avcılığının önüne geçilmesi amacıyla Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığı tarafından göl ve çevresinde havadan ve karadan alınan güvenlik önlemleri devam ederken, ekipler ayrıca 635 vatandaşa asayiş konusunda eğitim verdi. Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığınca, Merkez Av Komisyonu Kararları ile avlanmaya yasak bölge olarak ilan edilen Eber Gölü ve çevresinde kaçak avcılık faaliyetlerinin engellenmesi, doğal yaşamın korunması ve toplumsal farkındalığın artırılması maksadıyla gerçekleştirdiği denetim ve bilgilendirme çalışmalarına devam ediyor. Bölgede 9 jandarma asayiş timi, 3 jandarma komando timi, 1 çevre ve doğa koruma timi olmak üzere 72 personel, 12 araç, dron ve fotokapanlarla havadan ve karadan denetim ve kontrollerin devam ettiği kaydedildi. Gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili Afyonkarahisar Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada ise "Eber Gölüne kıyısı olan belde ve köylerde ikamet eden toplam 635 vatandaşa yönelik ‘Kaçak Avcılığın Önlenmesi, Toplumsal Farkındalığın Artırılması, Adli ve İdari Yaptırımlar’ konularında bilgilendirme yapılmıştır. Eğitim faaliyetlerinin yanı sıra toplam 21 saat dron ile havadan kontrol faaliyeti gerçekleşmiştir. Yapılan denetimler sonucunda, yasakları ihlal eden 3 şüpheli şahıs hakkında 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununa Muhalefetten toplam 94 bin 158 TL idari para cezası uygulanarak yasadışı avcılıkta kullanılan malzemeler ele geçirilmiş, 3 keklik muhafaza altına alınarak Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliğine teslim edilmiştir. Kaçak avcılığı organize eden ve dışarıdan gelen avcılara gölde avlanmaya yer ve imkân sağlayan şahısların tespitine yönelik çalışmalar devam etmektedir" ifadelerine yer verildi.
Eskişehir Tamir edeceğim derken daha çok bozuyorlar Eskişehirli esnaf İsmail Demirkapı, insanların teknolojik cihazlarını tamir etmeye çalışırken daha da bozduklarını belirterek "İnternetteki tamir videolarından etkilenen kullanıcıların kendi işlerini yapmaya çalışmaları genellikle hüsranla sonuçlanıyor" dedi. Eskişehir’de 1996’dan beri teknoloji sektöründe faaliyet gösterdiklerini anlatan İsmail Demirkapı, bilgisayar tamiri, servis ve network hizmetleri sunuyor. Bilgisayar sektörünün doğuşundan bu yana bu işle uğraştığını belirten Demirkapı, Eskişehir ve çevre illere teknolojiyle ilgili her türlü desteği sağladıklarını ifade etti. Yılların tecrübesiyle hizmet verdiklerini vurgulayan Demirkapı, son dönemde internetteki tamir videolarından etkilenen kullanıcıların kendi işlerini yapmaya çalıştığını, ancak bu durumun genellikle hüsranla sonuçlandığını dile getirdi. "Kendi tamirini yapanlar cihazlara zarar veriyor" İsmail Demirkapı, son yıllarda sosyal medya platformlarından etkilenen kullanıcıların kendi tamir işlerini yapmaya çalıştığını belirterek, "Kendi termal macun, termal pedini, ondan sonra bakımlarını, petek aralı temizliklerini, klavye temizliğini yapalım derken, ciddi anlamda cihazlara çok zararlar veriyorlar. Bu tür açılmış cihazları almamaya çalışıyoruz" dedi. "Mühendisler bile bizden destek alıyor" Sadece normal vatandaşın değil, mühendislerin bile kendilerinden destek aldığını belirten esnaf İsmail Demirkapı; "Bilgisayar yazılım mühendisleri, sistem mühendisleri, elektronik mühendislerinin öğrencileri, akademisyen öğretmenleri dahil, meslek lisesi öğretmenleri dahil bizi tercih ediyorlar" diye konuştu. "İşlerimiz azalmıyor, bereketle devam ediyor" İnsanların kendi tamir girişimlerinin işlerini etkileyip etkilemediği sorusuna ise esnaf Demirkapı, "Kesinlikle biz bu konuda rızkımız azalacakmış, işlerimize başlayacakmış öyle bir niyette değiliz. Bize zaten Allah’ın verdiği bir rızk tecelli edecek, bir rızkımız gelecek. Ama biz bunu iyi niyet olarak, şahsım adına ve çalışanlarımız adına biz bunu yıllarca şu şekilde yaptık. İnsanlara yol gösterdik, izah ettik, anlattık. İnanın boğazlarımız gerçekten bu konuda çok çok çok yoruldu. Ama biz bu niyetteyiz. Niyetimiz halistir ki zaten bereket versin, tekerimiz fazlasıyla dönüyor" yanıtını verdi.
Kocaeli Oğlu tarafından bıçaklanan anne: "Allah herkese böyle evlat nasip etsin" Kocaeli’de şizofren hastası olduğunu iddia ettiği oğlu tarafından 12 yerinden bıçaklanan anne, "Oğlumun yaptığı eylem dışında Allah herkese böyle evlat nasip etsin. Daha önce evlat olarak bana karşı herhangi bir kusur işlememiştir. Oğlumdan şikayetçi değilim" dedi. Sanık ise "İçimdeki sesler beni bu eyleme yöneltti. Suç işleme kastım yoktur" diye savunma yaparken mahkeme heyeti sanığa 13 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Olay, 4 Nisan 2023 tarihinde Kartepe’de bulunan bir ikamette meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 41 yaşındaki S.Ç., mutfaktan aldığı bıçakla annesi F.Ç’yi bıçakladı. Böbreğinden, sırtından ve göğsünden olmak üzere çeşitli yerlerinden 12 kez bıçaklanan 61 yaşındaki kadın, kanlar içinde kaldı. Bir süre sonra S.Ç. olay yerinden ayrılırken, eve gelen F.Ç’nin kız kardeşi 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, ağır yaralanan kadını ambulansla hastaneye kaldırdı. F.Ç., yoğun bakıma alınırken olaya ilişkin S.Ç. gözaltına alındı. İfadesi alınan F.Ç. tutuklanarak cezaevine gönderildi. "İçimdeki sesler beni bu eyleme yöneltti" "Hayati tehlikeyi arz edecek şekilde üstsoya karşı kasten yaralama" suçundan açılan davanın 6. celsesi Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık S.Ç., avukatı ve müşteki anne F.Ç. katıldı. Önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyleyen S.Ç., "İçimdeki sesler beni bu eyleme yöneltti. Suç işleme kastım yoktur" diye konuştu. "Allah herkese böyle evlat nasip etsin" Şikayetçi olmadığını söyleyen müşteki F.Ç., "Oğlumun yaptığı eylem dışında Allah herkese böyle evlat nasip etsin. Daha önce bana veya kardeşlerine yönelik kötü bir eylemi olmamıştır. Evlat olarak da bana karşı herhangi bir kusur işlememiştir. Oğlumdan şikayetçi değilim" şeklinde konuştu. "İçimdeki ses bana hükmetmeye başladı" Olaya ilişkin sanık ilk celse verdiği savunmada, "Olay tarihinde 05.00 civarında uyandım. Kahvaltı yapmak istedim. Evde çorba vardı. Kepçe aradım ancak bulamadım. Bunun üzerine canım sıkıldı. Mutfaktaki cam bardağı ve zeytin tabağını yere atarak kırdım. Daha sonra odama geçtim. Orada vücudumda sinirlerimi bozan bir acı hissettim. O esnada kafam gitti. İçimdeki ses bana hükmetmeye başladı. Sürekli uyku haricinde kendi kendine konuşan bir ses duymaktayım. Hissettiğim acı sonrasında içimdeki ses annemi kastederek ’Onu öldür bu acı bitecek ama önce kardeşlerinin gitmesini bekle, kararlı ol’ şeklinde seslendi" şeklinde konuştu. "Olayı ben gerçekleştirmedim, sadece yaşadım" Kardeşlerinin evden gitmesini beklediğini dile getiren S.Ç., "Kardeşlerim gittikten sonra mutfaktan bıçak aldım. Anneme vurmaya başladım. İçimdeki ses sürekli, ’Kararlı ol, kararlı ol’ diye seslenmeye devam ediyordu. Ben de bu eylemi gerçekleştirirken sürekli, ’Ne zaman bitecek bu acı’ diye söylendiğimi hatırlıyorum. Söz konusu eylemi aklımdaki sesin bana hükmetmesi sonucunda gerçekleştirdim. Ben aslında hiçbir şey bilmiyorum. Bana bir şey sormayın. Olayı ben gerçekleştirmedim, sadece yaşadım. O esnada bende bir çaresizlik vardı" ifadelerini kullandı. "Elinden kurtulamayacağımı sandım" Yaşanan olayı anlatan F.Ç, "Olay tarihinde Ramazan ayı olduğu için sahura kalkmıştık. Sahur sonrasında sabah uyandığımda mutfakta kırıklar vardı. Oğluma sorduğumda kendisinin yapmadığını söyledi. Tekrardan mutfağa gittim. Bir süre sonra oğlum S.Ç. gelerek beni bıçakladı ve ’Benden ne istiyorsunuz?’ diye sürekli söyleniyordu. Elinden kurtulamayacağımı sandım. Bir süre sonra eylemine son verdi. Salona gidip kız kardeşimi aradım. Diğer çocuklarıma ulaşamadım" dedi. "Oğluma şizofreni başlangıcı teşhisi konulmuştur" Konuşmasını sürdüren F.Ç, "Oğlum bir süre sonra yanıma geldi ve tekrar bıçakla vurdu. Daha sonra beni bıraktı ve dışarı çıktı. Ben oğlumu 17-18 yıldan beri sürekli psikiyatri uzmanlarına götürmekteyim. Askerliği sırasında psikolojisi bozuldu. Sonra bu hale geldi. Şimdiye kadar yatarak tedavi görmedi. Sürekli ilaç kullanmaktadır. Şizofreni başlangıcı teşhisi konulmuştur. Oğlundan şikayetçi değilim" diye konuştu.
İzmir Dikili’de ilkokullar arası mini voleybol şenliği İzmir’in Dikili ilçesinde ilkokullar arası mini voleybol şenliği düzenlenecek. Geleceğin sporcularını yetiştirmeyi hedeflediklerini belirten İlçe Gençlik Spor Müdürü Demir, "Bu tür etkinliklerin devam edeceğini ve çocukların sporla iç içe büyümeleri için her zaman desteklerimizi sürdüreceğiz" dedi. Dikili’de, çocuklara spor bilinci kazandırmak ve takım ruhunu pekiştirmek amacıyla İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ortak çalışması ile ilkokullar arası mini voleybol şenliği hayata geçiriliyor. Dikili Gençlik Spor İlçe Müdürlüğü Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenecek anlamlı etkinlikte, Bademli Mehmet Ertuğrul Deniz Olgun İlkokulu, Atatürk İlkokulu, Çandarlı Cumhuriyet İlkokulu ve Ali Çetinkaya İlkokulu yer alacak. Müsabakalar, tamamen dostluk ve eğlence odaklı olup kazanan ya da kaybedenin olmadığı bir formatta gerçekleşecek. Çocuklar, spor yaparak hem eğlenecek hem de takım çalışmasının önemini kavrayacak. Gençlerin spora teşvik etmek amacıyla 23 Nisan’da madalya töreni düzenleneceğini açıklayan İlçe Gençlik Spor Müdürü Yaşar Demir, bu tür etkinliklerin devam edeceğini söyleyerek, "Çocukların sporla iç içe büyümeleri için her zaman desteklerimizi sürdüreceğiz. Bu organizasyon, geleceğin sporcularını yetiştirmek ve çocuklara sağlıklı bir yaşam alışkanlığı kazandırmak için önemli bir adım olacak" ifadelerini kullandı.
Ankara Ankara’da ’Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu Çalıştayı’ başladı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) himayesinde düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu Çalıştayı", kadın-erkek fırsat eşitliğinin önemine dikkat çekerek, medyanın bu mücadeledeki rolüne ışık tuttu. Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen etkinlik, medyanın kadına yönelik şiddetle mücadeledeki sorumluluğunu derinlemesine inceleyerek toplumsal farkındalığı artırmayı amaçladı. Çalıştaya, Cumhuriyet Kadınları Derneği ve RTÜK uzmanlarının yanı sıra, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından uzmanlar, kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin rol oynayan STK’lar ve çeşitli meslek grupları da katıldı. Çalıştayın katılımcılara ilham veren başlangıcı Çalıştay, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin açılış konuşmalarıyla başladı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, medyanın sadece içerik üretici bir araç olmadığını, aynı zamanda toplumsal bilinç oluşturmak için aktif bir katılımcı olması gerektiğine dikkat çekti. "Medya, toplumun kalbinde önemli bir rol oynamaktadır," diyen Şahin, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın daha duyarlı ve sorumlu bir tutum sergilemesinin zorunlu olduğunu ifade etti. Kadına yönelik şiddetle mücadelede somut adımlar Şahin, "Çalıştayımızın sonuçlarının hayırlara vesile olmasını diliyor, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Kadın, ailenin temel direğidir ve güçlü kadınlar güçlü toplumları inşa eder, ancak bu gerçeği yalnızca sözde bırakmakla yol alamayız" ifadesini kullandı. Şahin, RTÜK’ün yalnızca denetleyen değil, aynı zamanda yol gösterici ve destekleyici bir kurum olarak hareket etmeye kararlı olduğunu belirterek, "Kadına yönelik şiddetle mücadelede ve medyada doğru kadın temsili konusunda sıfır tolerans ilkesini benimsiyoruz" dedi. Şahin, özellikle medyada kadınların güçlü yönlerinin daha fazla öne çıkarılması gerektiğini belirterek, alınan sekiz etik ilke ile şiddeti özendiren yayınlara izin verilmediğinin altını çizdi. "Aldığımız sekiz etik ilke ile medyada şiddeti özendiren yayınlara izin vermiyoruz. Ayrıca, gündüz kuşağı programları için belirlediğimiz yayın etik ilkeleriyle kişisel hayata saygı, millî değerlere bağlılık ve uygun dil kullanımına özen gösterilmesini istiyoruz" diyen Şahin, RTÜK’ün yalnızca düzenlemelerle değil, doğru yayıncılık konusunda rehberlik yaparak toplumsal yaralara parmak bastığını ifade etti. Reyting değil, sorumluluk Şahin, özellikle gündüz kuşağı programlarıyla ilgili eleştirilere ilişkin ise şunları kaydetti: "RTÜK olarak, medya kuruluşlarının reyting kaygısıyla değil, sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket etmelerini teşvik etmeye çalışıyoruz. Yasak asla bir çözüm değildir. Daha önce benzer talepler evlilik programları için gelmiş ve bu programları kaldırmıştık. Yerini suç dosyalarını araştıran programlar aldı. Yasaklayınca maalesef yerine gelenler daha iyisi olmuyor." Şahin, geçtiğimiz günlerde düzenlenen "Medyada Kadın Temsili" çalıştayına da değinerek, dizi filmlerde kadına dair kalıplaşmış yargıları değiştirmeyi amaçladıklarını belirtti. Şahin, "Geçtiğimiz günlerde Medyada Kadın Temsili konulu geniş katılımlı bir çalıştay düzenledik. Amacımız, özellikle dizi filmlerde kadınların güçlü yönlerini medya içerikleriyle öne çıkarmak. Böylelikle kadındır evinde oturur, kadındır susar, kadındır elinin hamuruyla erkek işine karışmaz gibi kalıplaşmış yargıları zihinlerden silmeyi ve kadının toplumsal algısını çok daha güçlü bir zemine oturtmayı hedefliyoruz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ilan edilen Aile Yılı’na dikkat çeken Şahin, "Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde en baştan itibaren aile kurumunu güçlendirmek ve kadına yönelik şiddetle mücadele adına ciddi bir yol almış, ciddi kazanımlar elde etmiş durumda. Ama ifade etmeliyim ki, Aile Yılı bu kapsamda bizler için çok daha müstesna bir yerde. Eminim ki devletimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve milletimizin bütün kesimleri el ele vererek, ailemizi ve kadınlarımızı koruma konusunda daha güçlü bir seferberlik içinde olacak" ifadelerini kullandı.