GENEL - 01 Aralık 2011 Perşembe 00:39

YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

A
A
A
YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Genel Kurulu’nda, üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulamasının kaldırılması kararlaştırıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya On günde geçmeyen bel ağrısına dikkat Son zamanlarda en sık yakınılan rahatsızlıklar arasında yer alan bel ağrısı hakkında uyarılarda bulunan uzmanlar, medikal tedaviye rağmen yaklaşık 10 günde bel ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda olduğunu belirtiyor. Geçmeyen bel ağrıları çoğu zaman hayatımızı etkileyen problemler arasında ön sıralarda yer alabiliyor. Kas ve bağların zorlanması, bel fıtığı, kireçlenme, omur kayması, omurilik kanalının daralması ve omurga eğrilmesi uzun süreli ya da geçmeyen bel ağrısı sebepleri arasında yer alıyor. Yaşam kalitesini oldukça düşüren bu sorunun çaresini vatandaşların farklı yöntemlerde aradığına dikkat çeken Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bel ağrısı en basit kas spazmı, bel fıtığı, kanal daralması gibi sebeplerle görülebilir. Yine az da olsa tümörel nedenlerden romatizmal hastalıklara bağlı bel ağrısı oluşabilir. Burada öncelikle detaylı muayene yapılıp şikayetler dinlenmeli. Yapılan tetkikler sonrasında ağrının kaynağı tespit edilebilir. Eğer bu ağrının kaynağı bel fıtığı, kanal daralması ise ona göre önlemlerimizi alıyoruz” dedi. “Her bel fıtığını ameliyat etmiyoruz” En çok merak edilen soruların başında gelen ‘her bel fıtığı ameliyat edilir mi, riskli mi’ sorusunun cevabını veren Dr. Öğr.Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bu sorunun cevabı ’hayır değil’, biz her bel fıtığını ameliyat etmiyoruz. Genel itibariyle hastalar ilaçlar ve iyi bir istirahatle kendine dikkat ederek rahatlayabiliyor. Ama bazı hastalara da ekseri olarak fizik tedavi öneriyoruz. Fizik tedaviyle geçen hastalar oluyor. Biz kimlere ameliyat öneriyoruz dersek; hastanın bel ağrısı var, altta yatan nedenler bel fıtığı, bel kayması, kanal daralması olabilir ama hastanın şikayetlerini biz dinliyoruz. Burada eğer hastanın kalçasından topuğuna, başparmağına kadar inen siyatalji dediğimiz bir siyatik ağrı var ise bu bizim için önemli bir kriter. Muayenelerinde bir güç kaybı tespit edersek MR’la da uyumlu ise onlara ameliyat önerebiliyoruz. Tabii burada ameliyattan önce hastayla iyi bir iletişim kurmakta fayda var. Çünkü hastaların korkuları oluyor; bel fıtığı ameliyatlarından sonra eski hayatıma dönebilir miyim, her işi yapabilir miyim. Yahut işte bel fıtığı ameliyatlarında hep halk arasında platin mi konuluyor -vida dediğimiz uygulama- hayır, biz her bel ameliyatında vida uygulaması yapmıyoruz ve şu an dünyada altın standart mikrocerrahi dediğimiz ameliyat. Bu ameliyatların ardından hasta istirahatten sonra özellikle 2-3 ay sonra normal hayatına dönebiliyor. Zaten ameliyatlardan sonra ertesi gün mobilize olabiliyorlar. Günümüzde yine gelişmekte olan full endoskopik tam kapalı bel ameliyatları da artık altın standart kabul edilmekte. Bu ameliyat sonrasında hasta 4 saat sonra taburcu olabiliyor. Bu da günümüz açısından çok mutlu edici bir gelişme bizim açımızdan" ifadelerini kullandı. “Ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var” Vatandaşların merdiven altı yöntemlerini kullanması durumunda daha fazla sağlık problemlerinin ortaya çıkabileceğine değinen Dr. Öğr.Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bel çektirme yöntemini kullanan merdivenaltı diye tabir ettiğimiz bel çekenlere yönelimler mevcut. Sonrasında ise maalesef tarafımıza ilerlemiş bel fıtığıyla başvuran, sedyede gelen hastalarımız oldu. Bunun için öncelikle şikayetleri devam ediyorsa, medikal tedaviyle geçmiyorsa, bir uzmana başvurmaları, en azından bir MR tetkikiyle bel fıtığının olup olmadığı veya ileri evre mi değil mi bunu öğrenmesi gerekiyor. Çünkü ileri evre bel fıtıklarında bu yapılan ters hareketler fıtığın daha da ilerlemesine yol açabilir. Bu da bacakta, ayaklarda güç kaybı, yine fıtığın olduğu seviyeye göre idrar tutamama, büyük abdestini yapamama, bacaklarda güç kaybı gibi durumlara yol açabilir. Bundan dolayı öncelikle bir doktor muayenesi gerekir. Tetkiklerden sonra zaten hasta uygunsa biz fizik tedaviye, fizyoterapistlere yönlendiriyoruz. Her bel ağrısı tehlikeli değildir ama geçmeyen, 1 hafta, 10 gün veyahut yaklaşık 2 hafta medikal tedaviye rağmen herhangi bel ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var. Sonuç olarak kas spazmı, basit ağrılar kendiliğinden süreçte geçmekle beraber inat eden, sebat eden ağrılarda doktora başvurulmasını öneririz” diye konuştu. (İY-FM-
İstanbul Yenidoğan Çetesi’ne yeni soruşturma: 14 şüpheli gözaltına alındı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yenidoğan Çetesi’ne yönelik yürütülen yeni bir soruşturma kapsamında aralarında doktor ve sağlık çalışanlarının yer aldığı 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Operasyonlar sonucu 2 şüphelinin ise firari olduğu belirlendi. Firari şüphelilerden birinin dün Yenidoğan Çetesi’ne yönelik görülen davada savcı tarafından tutuklanması talep edilen sanık hemşire Serenay Şenkalaycı olduğu da ortaya çıktı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği tespit edilen 16 şüphelinin daha suç eylemlerine dahil oldukları belirlendi. Yapılan çalışmalar kapsamında Yenidoğan Çetesi davasında örgüt lideri ve örgüt yöneticisi olarak yargılanan doktorlar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek bebek acil hastaları önceden anlaşmış oldukları hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sevk etmeleri karşılığında haksız kazanç elde ettikleri yönünde iddiaların yer alması üzerine çalışma başlatıldı. Sarı ve Gönen’in irtibatlı oldukları 112 çalışanlarıyla birlikte hareket ettiği, özel hastanelerin yöneticileriyle irtibat kurup yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin tam kapasite çalışabileceği sayıda bebek yönlendirmesi karşılığında yüklü miktarda maddi menfaat temin ettikleri, yenidoğan yoğun bakımlarında kalan her bebek hasta için SGK Başkanlığı tarafından o özel hastaneye günlük 8 bin TL ödeme yapıldığı, bu sebeple özel hastanelerin 112 acil servisten kasıtlı olarak yönlendirdiği bebekleri iyileşmiş olsalar dahi SGK’nın ödeme yaptığı, maksimum gün süresince hastanenin yoğun bakım ünitesinde tutmaya devam ettiği belirlendi. Şüphelilerin, yoğun bakım ünitelerinde 7/24 bulunması zorunlu doktor personeli masraflardan kaçınmak için yoğun bakım ünitesinde bulundurmadığı, yalnızca resmi kayıtlarda isminin görünmesi için kimliğini kiraladığı, doktorların evrakta ismini gösterdiği, ancak evrakta yoğun bakım ünitesinde görevli görünen doktorların HTS kayıtları incelendiğinde özellikle bebek hastaların durumları ağırlaştığı günlerde görev listesinde görünen doktorların bambaşka noktalarda baz verdikleri de belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde mütemadiyen hemşirelerin çalıştırıldığı, acil durumlarda telefonla hemşirelerin birbirlerine hangi müdahalede bulunmaları gerektiğini telkin ettikleri, yapılan denetimler esnasında veya hasta yakınları doktorla görüşmek istediğinde hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttıkları da soruşturma kapsamında tespit edildi. Yürütülen yeni soruşturma kapsamında bebek ölümlerinde ihmali bulunduğu ve suç eyleminde yer aldığı müfettiş raporları ile tespit edilen 5 doktor, 10 sağlık çalışanı ve 1 sivil olmak üzere toplamda 16 şüpheliye yönelik "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ,"nitelikli dolandırıcılık", "rüşvet", "resmi belgede sahtecilik" ve "kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesi" suçlarından İstanbul ve Tekirdağ’da eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında 4 doktor, 9 sağlık çalışanı ve 1 sivil olmak üzere toplamda 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Öte yandan 2 şüphelinin ise firari olduğu bilgisine ulaşıldı. Firari sanıklardan birinin dün Yenidoğan Çetesi davasının duruşmasında tutuklanması talep edilen tutuksuz sanıklardan hemşire Serenay Şenkalaycı olduğu da ortaya çıktı. Diğer firari şüpheli kadın doğum doktoru Songül Kaloğlu’nun ise İngiltere’de olduğu öğrenildi.
Ordu Kent lokantası değil ’gönül sofrası’ Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler tarafından 5 yıl önce kurulan ve Ordu’nun manevi önderlerinden Buharalı Şakir Efendi’nin adının verildiği aşevinden her gün yüzlerce insanın kapısına sıcak yemek bırakılıyor. Her gün özenle pişirilen yemekler sadece şehir merkezlerine değil, ulaşımın en zorlu olduğu bölgelere ulaştırılarak sofraları bereketlendiriyor. Üstelik bu hizmet ihtiyaç sahibi bireylere tamamen ücretsiz veriliyor. Özellikle evinde yemek yapamayacak durumda olan yaşlı ve hasta vatandaşlar yaz kış demeden kapılarına gelen bu hizmetten ise oldukça memnuniyet duyuyorlar. “Yemekleri ailemize yapıyormuş gibi özenle hazırlıyoruz” Aşevinde gece 01.00 sıralarında başlayan yemek mesaisi sabahın ilk ışıkları ile birlikte sona eriyor. Aşevi aşçısı Oğuzhan Tekneci, her gün 1000 kişiye yemek pişirdiklerini belirterek, “Burada her gün bu işi yapıyoruz ama sanki tanımadığımız insanlara değil de ailemizden birilerine yapıyormuşçasına bir özveri ile yapıyoruz. Bazen oluyor ki bizden istekleri menülerde oluyor, onlara özel yemekler de çıkardığımız oluyor. Biz o zaman daha çok mutlu oluyoruz” dedi. Gıda güvenliği ve hijyen kuralları ön plandı Gıda Mühendisi Elif Duru Türk, aşevinde gıda güvenliğine ve hijyen kurallarına uygun üretim yaptıklarını kaydederek, “Yemek gönderdiğimiz vatandaşlarımızın sağlığına dikkat ederek daha az yağlı zaman zaman daha az tuzlu yemekler yapıyoruz. Yemeklerimiz yapıldıktan sonra da uygun şekilde paketlemelerini yapıyoruz. Aynı zamanda yemeklerin sıcaklıklarını düşürmemek için terboxlarla yemeklerimizi gönderiyoruz” diye konuştu. 19 ilçede günlük 1000 kişiye yemek ulaşıyor Günlük 1000 vatandaşa yemek ulaştıklarını söyleyen Ordu Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler ve Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Emine Ela Karabulut, ihtiyaç sahibi vatandaşların sofraları boş bırakmadıklarını ifade ederek, ”19 ilçede günde 1000 vatandaşımıza yemek dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Yemeklerimiz kapı kapı dağıtılıyor. Şu anada kadar 5 yılda 800 bin yemek dağıtımı gerçekleştirdik. Yemeklerimizle ilgili dönüşler bizim için çok önemli. Sürekli onlarla bir arada olmaya çalışıyoruz. Onlarla aile gibi olduk. Biz her zaman onların yanındayız. Onlara bir telefon uzağındayız. Onların bir duası, gülümsemesi bizlere çok şey ifade ediyor. Burada keyifle ve mutlulukla çalışıyoruz” şeklinde konuştu. “Hizmetten çok memnunuz” Kimi hasta kimi yaşlı kimi ise engelli. Büyükşehir Belediyesi hepsinin kapısı tek tek çalıyor. Özenle hazırlanan yemeklerle her gün belirli saatte sıcak yemekleri vatandaşlara teslim ediyorlar. Vatandaşlar aldıkları hizmetten oldukça mutlu, özellikle hasta ve yaşlı vatandaşlar yaz kış demeden kapılarını çalan Ordu Büyükşehir Belediyesine minnettarlar. Büyükşehir Belediyesinin sıcak yemekleri ile sofları bereketlenen vatandaşlar Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’e teşekkür ederek şu ifadelere yer verdiler: “Günlük yemek ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Büyükşehirden her gün sıcak yemeğimizi alıyoruz. Bu hizmetten çok memnunuz. Bu yemekler her gün kaç kişiye ulaştırılıyor. Bir kişi iki kişi değil belediyemiz kaç kişiye ulaşıyor. Allah bereketini bol versin. Büyükşehir Belediye Başkanımız Hilmi Güler’den Allah razı olsun.”
Mersin Başkan Turgut, engelli bireyler ve aileleriyle buluştu Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, ’Dünya Engelliler Günü’ dolayısıyla bir otelde gerçekleştirilen etkinliğe katılarak, engelli bireyler ve aileleriyle bir araya geldi. Etkinlikte, canlı müzik eşliğinde gönüllerince eğlenen zihinsel, görme ve yürüme engelli bireylerin mutluluğuna, Belediye Başkanı Mustafa Turgut’ta eşlik etti. ’Dünya Engelliler Günü’nde özel bireylerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu belirten Turgut, ‘En büyük engel sevgisizliktir. Engelli olmak bir engel değil. Bizim için önemli olan engelli vatandaşlarımızı oldukları gibi kabul etmek ve üreten bireyler olarak topluma kazandırmaktır. Kentimizde engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak her türlü çalışmanın içerisinde yer alıyoruz. Toplumumuzun ayrılmaz bir parçası olan engelli bireylerin yaşam şartlarını iyileştirmek, sorunlarına kalıcı çözümler üretmek ve fırsat eşitliği sağlamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Sadece 3 Aralık’ta değil her zaman engelli bireylerimizin yanında olacağız. Engelli bireylerimizin sosyal, ekonomik, politik ve kültürel hayata her anlamda sorunsuzca katılımının sağlanmasını temenni ediyorum. Birlikte daha güçlü, daha güzel bir geleceğe yürümeye devam edeceğiz" dedi. “Emeği geçen ve bizi düşünen herkese teşekkür ediyoruz” Etkinlik için engelli bireyler ile aileleri adına teşekkür eden Silifke Engelliler Derneği Başkanı Nurettin Ateş, "Böylesi güzel bir program ve etkinlik için emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Hatırlanmak ve bizleri böylesi anlamlı bir günde yalnız bırakmamak gerçekten biz özel insanları ve ailelerini çok mutlu etti. Zihinsel, görme ve yürüme engelli bireylerimiz, aileleri ile birlikte güzel bir akşam geçirdiler.?Yemekli ve canlı müzikli eğlenceye katılan engelli bireylerimizin mutluluğu görülmeye değerdi.?Geç saatlere kadar gönüllerince eğlenen bireylerimiz ve aileleri unutulmayacak bir gece yaşadılar. Birliğimiz ve beraberliğimizin daim olması dileğiyle, emeği geçen herkese yeniden teşekkür ediyoruz’ diye konuştu. İlçe Kaymakamı Abdullah Aslaner ise ’3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engelli bireyler ile ailelerini yalnız bırakmayarak, etkinliğe katıldı ve mutluluklarına ortak oldu.