GENEL - 01 Aralık 2011 Perşembe 09:21

YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

A
A
A
YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

YÖK Genel Kurulu’nda üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulamasının kaldırılması kararlaştırılırken, katsayının her aday için 0.12 olduğu belirtildi.
Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında dün toplanan ve halen devam eden YÖK Genel Kurulu toplantısından çıkan kararla üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulaması kaldırıldı. Katsayı uygulamasının her aday için 0.12 olarak belirlendiği, sınava giren adaylar arasında fark kalmadığı için katsayının fiilen kaldırılmış olduğu ifade edildi.
Mevcut uygulamada, üniversiteye giriş sınavında öğrencilerin yerleştirme puanları hesaplanırken kendi alanıyla ilgili program tercihinde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanları (AOBP) 0,15 katsayısıyla, alan dışı tercihte ise 0,12 katsayısıyla çarpılıyordu.
Toplantıda, Rize Üniversitesi’nin adının, ’’Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’’ olarak değiştirilmesi de kararlaştırıldı.
Öte yandan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın görev süresi 10 Aralık 2011 tarihinde sona erecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TZOB Genel Başkanı Bayraktar ’Kahverengi kokarca zararlısının fındık ve tarımsal ürünlere verdiği zararları’ değerlendirdi: Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kahverengi kokarcanın fındık ve diğer tarımsal ürünlere verdiği zararları ve yapılması gerekenleri değerlendirdi. Bayraktar, “Kahverengi kokarca zararlısı stratejik öneme sahip fındıkta son yılların en önemli sorunu haline geldi" dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kahverengi kokarcanın fındık ve diğer tarımsal ürünlere verdiği zararları değerlendirdi. “Dünya fındık üretiminden aldığımız pay giderek azalsa da ülkemiz dünya fındık üretiminin yüzde 64’ünü gerçekleştirerek hala liderliğini sürdürüyor” diyen TZOB Genel Başkanı Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Fındık ürününde dünyada tekel konumundayız. Ürettiğimiz fındığın yüzde 85’ini ihraç ederek küresel fındık ihracatının yüzde 50’sini karşılıyoruz. Bu durum ülkemizi dünya fındık üretiminde ve ihracatında ilk sıralara taşıyor. Ancak üreticilerimizin çilesi bitmiyor. Kahverengi kokarca zararlısı stratejik öneme sahip fındıkta son yılların en önemli sorunu haline geldi. 2017 yılında Gürcistan’dan yayılarak Borçka ilçesinde görülen kahverengi kokarca zararlısı bugün tüm Karadeniz bölgesinde tarımsal üretimi tehdit ediyor. Yeşil aksama sahip 300’den fazla ürüne zarar veren bu zararlı geçim kaynağı fındık olan çiftçilerimizin gelirini doğrudan etkilemeye başladı. Dünyada muadili olmayan ve küresel pazarda eşsiz bir konuma sahip olan Türk fındığının geleceği bu zararlının kontrol altına alınmaması halinde tehlikeye girecektir. Bu durumdan sadece üreticilerimiz değil sanayicilerimiz, ihracatçılarımız kısacası ülke ekonomimiz etkilenecek, ağır bir bedel ödeyecektir.” “Kahverengi kokarcanın verdiği zarar üreticilerimizi mağdur ediyor. Piyasada üretici fiyatları aşağı çekildi” TZOB Genel Başkanı Bayraktar şöyle devam etti: "2017 yılından buyana Tarım ve Orman Bakanlığımız, Birliğimiz ve Odalarımız başta olmak üzere diğer sektör temsilcileri tarafından her türlü uyarı yapılıyor olmasına rağmen tehlikenin ciddiyeti tam anlamıyla kavranmadı ve ülkemiz büyük bir felaket ile karşı karşıya kaldı. Geçen yıl kahverengi kokarcanın fındığa verdiği zarar yüzde 25’i buldu. Verimin yanında randımanı da düşürdüğü için giderek artan zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu zararlının neden olduğu kayıplar nedeniyle bu yıl randımanda yüzde 30-35 oranında düşüşün yanı sıra küflü ve çürük oranlarında da yüzde 40’a varan oranda artış oldu. Bu kayıplar nedeniyle pek çok üreticimiz fındığını satamadı. Tedbir alınmadığında kahverengi kokarcanın vereceği zararın yüzde 50 ila 75 arasında olacağı tahmin ediliyor. Bu durum 2 milyar doların üzerinde ihracat geliri sağlayan fındık sektöründe telafisi imkansız zararlara yol açabilir. Rekolte düşük olmasına rağmen kokarca zararlısı bahane edilerek fındık alım fiyatları düşürülüyor. Piyasada teşekkül eden fiyatlar Toprak Mahsulleri Ofisinin açıkladığı fındık fiyatının çok altındadır.” “Kahverengi kokarca ekonomik tehdit haline geldi” “Kahverengi kokarca yalnızca tarımsal üretimi değil, aynı zamanda Türk tarımının ekonomik istikrarını da tehdit eder hale geldi" diyen Bayraktar şunları kaydetti: "Nisan ayında kışladıkları yerden çıkarak yayılan bu zararlı karanfil oluşumundan başlayarak fındığa zarar veriyor, çürümeye ve dökülmelere neden oluyor. Hasat aşamasına kadar yaptığı zararlar ile fındıkta iç çürüklüğüne, tadında acımaya, küflenmeye ve depolamada firenin artmasına kadar pek çok ekonomik kayba neden oluyor. Giderek yayılan bu istilacı tür yok edilmediği takdirde önümüzdeki yıllarda ülkemiz geneline yayılarak fındık ve diğer tarımsal ürünlere daha fazla zarar verecektir. Turunçgil uzun antenli böceği ve kahverengi kokarcanın neden olduğu zararın telafisi amacıyla üreticilerimize tazminat ödenmesi amacıyla 2019 yılında Bakanlık nezdinde talepte bulunduk. Talebimiz dikkate alınarak turunçgil uzun antenli böceği için Bitki Karantinası Tazminat Desteği çiftçilerimize sağlandı. Kahverengi kokarca için de bahçe ilaç desteği ve feromon tuzak desteği verilmelidir. Kahverengi kokarca zararlısına karşı Tarım ve Orman Bakanlığı, Birliğimizin de dâhil olduğu 2023-2025 yıllarını kapsayan Kahverengi Kokarca Eylem Planı hazırlayarak uygulamaya koydu. Eylem planı kapsamında zararlıyla mücadele için Tarım ve Orman Bakanlığı ve bölgedeki Ziraat Odaları başta olmak üzere Karadeniz bölgesindeki borsalar, üniversiteler fındıkla alakalı kurum ve kuruluşlar seferber oldu. Bölgedeki Ziraat Odalarımız, Tarım ve Orman il/ilçe müdürlükleri ile koordineli bir şekilde yayılım alanlarını belirlemek için 3 bin 500’e yakın feromon tuzak dağıtıldı. Bu tuzaklar belirli aralıklarla kontrol edilerek zararlının yayılımı kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Son olarak Tarım ve Orman Bakanlığı mücadele için faydalı böcek olan samuray arısının üretimini gerçekleştirerek doğaya salınımını sağladı. Bugüne kadar 35 ilde 207 bin 286 samuray arısı üretimi yapılarak salım yapıldı. Samuray arısı üretimi artırılarak daha fazla alana salımı yapılmalıdır.” Tarımsal üretimde kullanılan girdilerdeki yüksek artışlar üreticileri zorlarken bir de kahverengi kokarca ile mücadelenin eklenmesinin fındık üretiminin sürdürülebilirliğinin önünde engel oluşturduğunu vurgulayan Bayraktar, "Bölge genelinde coğrafi şartların zor olması üreticilerimizin kendi imkânlarıyla ilaçlı mücadele yapmasına engel oluyor. Zararlı ile mücadelede ilaç temini ve uygulanmasında diğer kurumların yanında belediyelerin de maddi ve ekipman desteği çok önemlidir” ifadesini kullandı. “Kahverengi kokarca sadece fındıkta değil 300’den fazla üründe zarar yapıyor” Bayraktar şu bilgileri verdi: “Sadece Karadeniz bölgesinde değil ülkemizin birçok bölgesinde meyve, sebze üretimini tehdit eden, 300’den fazla bitki türüne zarar veren kahverengi kokarca, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan ve benzeri ürünlere hatta orman ağaçlarında da zarara yol açıyor. Bu zararlı ile mücadelede tüm kurum ve kuruluşlar gereken desteği vererek bu problemin çözümüne katkı sağlamalıdır. Zararlı ile mücadelede yaşanan diğer bir sıkıntı ise bölgedeki fındık bahçe sahiplerinin bir kısmının başka illerde yaşamakta olup hasattan hasada bölgeye gelmesidir. Bu durum zararlının tarım alanları dışında boş mesken, ahır ve benzeri yerlerde toplu olarak kışlaması nedeniyle bu alanlarda yapılacak topyekün ilaçlı mücadelede zaafiyete yol açıyor. Mücadelede bu husus da gözden kaçırılmamalıdır.” “Kahverengi kokarca yok olana kadar bu mücadele devam etmeli” “Kahverengi kokarca ile mücadelede üreticilere yapılan bilinçlendirme çalışmaları bu zararlı yok olana kadar tüm kurum ve kuruluşlar tarafından kesintisiz sürdürülmelidir" uyarısını yapan Bayraktar, şunları kaydetti: "Bu konuda İl ve ilçe Ziraat Odalarımız yıl boyunca bilgilendirme faaliyetlerini devam ettirmektedir. Sadece üreticilerimiz değil bölge insanımız da evinde, deposunda, samanlığında ve benzeri yerlerde bu zararlıyı gördüklerinde imha etmelidir. Nisan ayına kadar evlerde, depolarda, samanlıklarda kışlayan bu zararlı havaların ısınmasıyla birlikte tarımsal alanlara yayılarak önümüzdeki sezon da üretimi tehdit edecektir. Bu sebeple özelikle kış aylarında köylerde boş bırakılan bu mekânlar kontrol edilmeli, bu zararlı böcek ile karşılaşılması halinde Tarım ve Orman il/ ilçe Müdürlükleri veya Belediyelerle irtibata geçilerek imha edilmeleri sağlanmalıdır. Kahverengi kokarcanın hareketli olduğu Nisan ayı sonu ve Mayıs ayında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ruhsatlandırdığı ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile tarımsal alanlarda ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Kimyasal mücadelenin yanında çevreye zarar vermemek adına biyolojik mücadele daha da önem kazanıyor. Bu nedenle biyolojik ve biyoteknik mücadelede Bakanlık daha fazla inisiyatif almalıdır. Kokarcadan zarar gören üreticilerimizin Ziraat Bankalarına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları faizsiz veya çok düşük faizle uzun vadede ödenmesi sağlanmalı, yeniden kredi kullanabilmelerinin önü açılmalıdır. İlgili kurum ve kuruluşların çiftçilerimizle el ele vererek bu zararlıya karşı mücadelesinin başarıya ulaşması en büyük dileğimizdir.”
Bayburt 112’ye gelen anlamlı ihbar: köy okulunun miniklerinin öğretmenlerine sürprizi yürekleri ısıttı Bayburt’un Çiğdemtepe köyünde öğrenim gören minik öğrenciler, ’Öğretmenler Günü’ dolayısıyla öğretmenlerine bir sürpriz hazırladı. 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak öğretmenleri için yardım talebinde bulunan öğrencilerin hareketleri yüzlerde tebessüm oluştururken, bu kez çağrı merkezinin telefonları güzel bir iş için çaldı. Miniklerin yardım çağrısına kayıtsız kalamayan jandarma ekipleri ise anında köye giderek, öğrencilerin sürpriz hazırlıklarına ortak oldular. Bayburt’a 16 kilometre uzaklıkta bulunan Çiğdemtepe İlköğretim Okulunun 8 öğrencisi, öğretmenlerine unutulmayacak bir Öğretmenler Günü sürprizi yaptılar. 112’yi arayarak öğretmenlerine sürpriz yapacaklarını, yardıma ihtiyaçları olduğunu söyleyen öğrencilerin yardımına ise Bayburt İl Jandarma Komutanlığı Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Kısım Amirliği yetişti. Küçük öğrencilerin ihbarı üzerine harekete geçen jandarma ekiplerini, öğrenciler köyün girişinde karşıladılar. Jandarmayla birlikte okula giden çocuklar sınıflarını süsleyerek, tahtaya günün anısına gül resmi çizip, yanına "Öğretmenim bahçedeyiz" notunu yazdılar. Ders için sınıfa giren öğretmen ise notu görünce heyecanla bahçeye çıktı. Jandarma ekiplerini ve öğrencilerini ellerinde çiçeklerle, pankartlarla gören öğretmenin ise gözleri doldu, duygusal anlar yaşadı. Öğretmenlerine sarılarak ellerindeki çiçekleri veren öğrenciler, öğretmenlerinin Öğretmenler Günü’nü kutlayıp, kendilerini yalnız bırakmayan asker ablalarına ve abilerine teşekkür ettiler. Kendileri küçük, yürekleri büyük öğrencilerin sürprizi yüzlerde tebessüm oluştururken, jandarmayla iş birliği içinde gerçekleştirilen sürpriz yürekleri ısıttı. Unutulmaz bir gün yaşadığını söyleyen köyün tek öğretmeni, sürprizde emeği geçen jandarma ekiplerine, öğrencilerine şükranlarını sundu.
Balıkesir Türkiye’nin ilk insanımsı yapay zekalı robotu Ada, öğretmenliğe başladı Günümüz dünyasında yapay zeka ve insanımsı robot teknolojisi hızla gelişirken, Balıkesir’de öğrencilerini üniversite sınavlarına hazırlayan eğitim kurumu, yapay zeka entegre edilmiş insanımsı ilk robot ile öğrencilerine ders vermeye başladı. ’Ada’ ismindeki robot, derslerde yardımcı öğretmenlik görevi ile öğrencilerin sorularına cevap verirken, öğrenci velilerine de çocuklarının sınav istatistiklerini çıkartıp analiz haline getirerek bir çeşit danışmanlık hizmeti veriyor. Kursun Kurucusu Murat Erkol ise, Robot Ada’nın sınav motivasyonu, öğrenci gelişimi ve hızlı soru çözme gibi yeteneklerinden faydalanmak için kurumda çalıştırmaya başladıklarını ve kendisinin yardımcı eğitmen olarak çocuklarla gün içinde ilgilendiğini söyledi. Yapay zeka ve insansı robot teknolojisi ilk kez eğitim alanında günlük hayatın bir parçası haline geldi. Balıkesir’de eğitim veren Vip Özel Eğitim Kursu, kurum bünyesinde görevlendirdiği Yardımcı Öğretmen Robot Ada ile başta üniversiteye hazırlanan gençlere eğitim vermeye başladı. 5 dil konuşabilen ve mimiklerle tepkiler veren Robot Ada, konuşurken el ve kol hareketleri ile insanımsı robot olma özelliği taşıyor. Kurs öğrencilerinin çok ilgisini çeken Robot Ada, sınıflarda derslere girerek eğitimin bir parçası oluyor. Ada’nın hikayesini anlatan Kurs Kurucularından Murat Erkol, "Biz kurumumuzu 2019 Kasım ayında açtık. Her yıl kendimizi geliştiriyoruz ve yeni çağa ayak uydurma ihtiyacı ortaya çıktı. Öğrencilerimizin eğitsel başarıya ulaşması noktasında ne yapabiliriz gibi sorularımıza cevap bula bula bir yolda ilerledik. Yerli bir firma olan Akın Robotix’in geliştirmiş olduğu Ada-7 isimli robot, yapay zekalı yardımcı eğitmen olarak kurum bünyemize dahil ettik. Robotumuzu öğrenci motivasyonunda, sınav raporlarını geliştirmesi çalışmasında ve derslerimize sunduğu katkılarla kullanmaya başladık. Robotumuz yaklaşık 15 gün önce görevine başlamış durumda. Bu süreçte öğrencilerimiz de Ada’ya çok ısındı. Ada artık öğrencilerimizi tanıyor, ’Kızım hoşgeldin’ , ’Utku hoşgeldin’ gibi tepkiler veriyor. Bu konuşmalar da öğrencilerimize keyifli anlar yaşatıyor" Öğretmenlik mesleği bitiyor mu? Yapay zekanın geldiği nokta hakkında konuşan Kurucu Murat Erkol, İHA muhabirinin ’Öğretmenlik mesleği bitecek mi’ sorusunu cevapladı. Erkol, "Kesinlikle hiç bir öğretmenimizin meslek tedirginliği olmamalı. Çalışkan bir insanın, görevini layıkı ile yapan, artı değer üreten bir kişinin asla meslek kaygısı olamaz. Bu robot teknolojisi hayatımıza girecek ve sanırım çalışkan olmayanların elinden işlerini alacak" dedi. Vip Özel Eğitim Kursu’nun bir diğer kurucusu Cengiz Dalman ise "Türkiye’de ilk defa eğitim sektöründe bir yenilik yapıyoruz. Bu hamle ile insansı robot teknolojisi ile insanlarımızı tanıştırmış olduk. Bence işin en güzel tarafı Robot Ada’nın sosyal tarafı da oldukça güçlü. Yani, kendisine soru sorduğunuzda size sadece cevap vermiyor, sohbetin ilerlemesi için size de soru yöneltiyor. Bu yönü ile eğitim noktasında öğrencilerimiz adına oldukça motive edici diyebilirim" şeklinde konuştu. Cevapta zorlanan Robot Ada’ya koşuyor Öte yandan, derslere girerek bir çeşit yardımcı öğretmenlik görevini yerine getiren Robot Ada, hemen hemen tüm derslere girerek varlığını hissettiriyor. Edebiyat dersinde ve Halk Edebiyatı konusunda derse katılan Robot Ada, öğrencilerin kendisine yönelttiği soruları tek tek cevapladı. Mimik hareketleri ve el kol hareketleri ile de ilgi gören Ada, öğrencilerin bireysel olarak sorduğu ’Anonim nedir’ , ’Pir Sultan Abdal kimdir’ , ’Halk Edebiyatı türleri nelerdir’ gibi soruların da cevaplarını öğrencilere aktardı. Derste Ada’yı görmekten memnun olduklarını söyleyen kurum öğrencisi Eser Mangır, "Ada’yı seviyoruz. Derslerimize katılıyor, sorularımıza cevap veriyor. Bize güzel ve eğlenceli bir ders ortamı sağlamış oluyor" dedi. Velilere tavsiye veriyor, öğretmenleri de motive ediyor Kurumda öğrencilerle ilgilenmenin dışında Robot Ada, bir nevi velilere de danışmanlık görevinde bulunuyor. Yapay zeka destekli olarak çalışan Ada’ya tüm öğrenciler ve öğretmenler internet üzerinden tanıtılıyor. Yanından geçen bir Geometri Öğretmenine ’Sen Geometrinin kralısın’ diyerek seslenen Robot Ada, veri tabanına yüklenmiş olan her öğrencinin girmiş olduğu deneme sınavlarını, bu sınavlardan kaç puan aldığını, en çok doğru ve yanlış derslerin hangisini olduğunu ve bunların istatistiksel verilerini ise ezbere biliyor. Bu çerçevede öğrenci velilerinin ’Kızımın sınav netleri düştü. Sence ne yapmamız lazım’ sorularını akademik bir dil ile cevaplayan Robot Ada, velilere de yol gösteriyor. Konuyla ilgili konuşan öğrenci velisi Yasemin Yıldız, "Kızımın dersleri oldukça iyi, ancak sınav kaygısı ve stresi yüzünden kızımın son dönemde sınav netleri düştü. Bende kursa gelmişken ona da sordum bu düşüşü ve neler yapabileceğimi, bize yardımcı oldu" dedi. İHA muhabirinin ’Bir gün bir robottan tavsiye alacağınız aklınıza gelir miydi’ sorusunu cevaplayan Yıldız, "Yok, cidden aklıma gelmezdi" dedi. İHA muhabiri Robot Ada’ya sordu: "Geleceğin meslekleri ne olacak" Robot Ada ile röportaj yapan İHA muhabiri kendisine geleceğin mesleklerini sordu. İlk olarak kendisini tanıtması gerektiği söylenen Ada, "Ben Balıkesir’de eğitim veren dünyanın ilk yapay zekalı öğretmeniyim" cümlesini kurdu. Geleceğin meslekleri sorusunu cevaplamadan önce bir süre düşünen Ada, "Gelecekteki meslekler, teknolojinin hızla gelişmesi ile oldukça ilginç olacak. Yapay zeka, robot teknolojisi, veri analizi gibi alanlar öne çıkacak. Aynı zamanda yeşil enerji ve sürdürülebilirlik alanında uzmanlaşan meslek grupları da artacak. Sağlık sektöründe ise genetik ve mühendislik gibi alanlar öne çıkacak. Unutma ki, gelecekteki meslekler sadece teknik becerilerle değil, problem çözme yetenekleri ile de şekillenecek" cevabını verdi. Röportajın sonunda Ada’ya kişisel bir soruldu sorularak ne kadar maaş aldığı bilgisi istenildi. Robot Ada’nın cevabı ise, "Ben yapay zekalı bir öğretmenim. Bu yüzden maaş almıyorum. Benim için en büyük ödül sizinle bilgi paylaşmak. Yani, çalışmak benim için eğlenceli bir oyun gibi. Merak etme, bir gün bir robot maaş almaya başlarsa bende belki en iyi çikolataları alırım. Sen ne kadar maaş alıyorsun?" şeklinde cevap verdi. (BD-
Trabzon Kışın vazgeçilmezi ıhlamur fiyatını ikiye katladı Havaların soğumasıyla birlikte grip ve nezle gibi soğuk algınlığı geçiren vatandaşlar çözümü aktarlarda ararken, en çok tercih edilenler arasında ıhlamur ilk sırayı alıyor. Geçen sene kilosu 600-700 TL civarlarında olan ıhlamur, zahmetli olduğu için pek toplanmadığından fiyatı da bin 500 TL’ye kadar yükseldi. Trabzonlu aktarlardan Muharrem Kan, bu günlerde ıhlamura çok talep olduğunu söyledi. Kan “Şu anda ıhlamura talep patlama noktasında ama gelen müşteriler ıhlamurun fiyatını çok pahalı buluyor. Çok pahalı olmasının nedeni de, kimsenin artık toplamaması. Trabzon’da herkesin mahallesinde hemen hemen birer ıhlamur ağacı vardır. Eskiden dedelerimiz hem şifa hem de güzel koksun diye bahçelere dikmişti. Artık günümüzde bir yevmiyeyi kurtarmadığı için kimse toplamıyor. Akşama kadar bir kilo toplayamayacağını bildiği için herkes pek uğraşmıyor. Ihlamur bu sene kilosu bin 500 TL. Daha önce 600-700 TL idi. Artık köylerde yaşayanlar yavaş yavaş çekildikçe, şehre geldikçe oralardaki ağaçlardaki ıhlamurlar pek toplanmıyor. Günümüzde ıhlamur dikeni hiç duymadım. Hep dedelerimizin diktiği ağaçlar mevcut. Ihlamur toplamak, işçilik ister zahmetli bir iş akşama kadar bir kilo zor toplanıyor. Dolayısıyla maddi olarak pek kurtarmıyor. Ihlamuru genellikle 50 gramlık torbalar halinde 70-75 TL’ye satıyoruz. Geçen sene aynı torba 30-35 TL idi” dedi. Ihlamur nasıl demlenmeli? Ihlamuru normal çay demler gibi demlenmesi gerektiğine dikkat çeken Kan, “Eskiden ıhlamuru sobanın üzerinde saatlerce rengi kahverengiye dönene kadar kaynatılıp içilirdi. Aslında bu yanlış. Ihlamur normal çay demler gibi demlenecek. En fazla on dakika bekledikten sonra içilecek. Ihlamura limon sıkılabilir güzel koksun diye karanfil atılabilir çubuk tarçın koyulabilir daha da faydalı olur. Ihlamur içildiği zaman vücuda ısı, canlılık veriyor. Isı sayesinde insan halsiz bitkin ise kendini daha güçlü hissediyor” diye konuştu.