YEREL HABERLER - 01 Aralık 2011 Perşembe 09:54

TUNCELİ`DE ARSENİKLİ SU PANİĞİ

A
A
A
TUNCELİ`DE ARSENİKLİ SU PANİĞİ

Tunceli’de bir köyün içme suyunda yüksek orandaki arsenik bulgusuna rastlanması paniğe neden oldu.
Mazgirt ilçesine bağlı Kepektaşı köyü halkının 10 yıldan beri içme suyunu temin ettiği artezyen kuyusundan alınan örnekte yapılan analiz sonucu yüksek miktarda arsenik bulunması köylülerde paniğe yol açtı. Köyün içinde bulunan artezyen kuyusunda 150 metre derinlikte elde edilen suyun 10 yıldan beri kullanılması ve köyde son günlerde çocuk ve yaşlı hasta sayısında görülen artış paniği arttırdı. Panikten dolayı köylü kadınlar içme suyu için 3 kilometre mesafedeki Kuşçu köyündeki çeşmeleri kullanmaya
başladı. Köy sakinlerinden ev hanımı Mesude Er, yaşadığı endişe ve korkudan kurtulmak istediklerini söyledi. Er, "Suyu her içtiğimizde rahatsız oluyorduk. Bu olaydan sonra korktum. Dün doktora gittim. Doktor, bu hastalığın anında kendini göstermeyeceğini belirterek, köyde kapsamlı bir sağlık taraması yapılması gerektiği söyledi. Köyde çocuklar ve yaşlılar hastalandı. Daha önce birkaç genç de öldü" dedi.
Köylü kadınların büyük bölümü arsenikli suyun kendilerini hasta ettiğini söylerken, köy gençlerinden Serdar Yıldırım, suda yüksek oranda arsenik olduğunu bir ay önce öğrendiklerini, daha önce yapılan incelemelerde kimyasal analizlerin yer almadığını söyledi. Yıldırım, "Bu suyu içtiğimde şişkinlik yapıyordu, çocuklar içtiğinde ishal ve yüksek ateş oluyordu. Önceleri bunun sudan kaynaklandığını bilmiyorduk" diye konuştu.
Uzmanların suyun içilmemesi gerektiğini söylediğini belirten Yıldırım, köylüleri tatmin edici bir açıklama beklediklerini kaydetti. Yıldırım, "Suyu hayvanlarımız içiyor. Biz de hayvanların sütünü içiyoruz ve süt işleyen firmalara satarak ildeki vatandaşların da sağlığını tehdit ediyoruz. Yetkililer gelip olayı bize kapsamlı bir şekilde açıklamalı ve köyde bir sağlık taraması başlatmalılar" ifadelerini kullandı.
Köy Muhtarı Resul Çiçek ise suda arsenik oranı yüksek çıkınca, örneklerini Erzurum Hıfzısıhha laboratuarlarına gönderip kapsamlı analiz yaptırdıktan sonra yetkililerin suyu içmelerini yasakladıklarını dile getirdi. Muhtar Çiçek, "Kaymakama durumu ilettim. Kaymakam duyarlı davrandı ve hemen teknik eleman göndererek yeni su kaynağı bulmalarını sağladı. Yarın suyun çıkarılması için ihale yapılacak. En kısa sürede sağlık taraması talebinde bulunacağım" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli’den Irak’taki nüfus sayımı hakkında açıklama Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Irak’taki nüfus sayımına yönelik yazılı açıklamada bulundu. Sözcü Keçeli yaptığı açıklamada Türkiye’nin Irak Türkmenlerinin yanında olduğunu belirterek, “Türkiye olarak, tüm kurumlarımızla, Irak Türkmenlerinin yanında duruyor, hak ve menfaatlerini gözetiyoruz. Bu çerçevede, Irak’la aramızda dostluk köprüsü teşkil eden ve Kerkük’te yoğun bir nüfusa sahip olan Türkmen soydaşlarımızın huzur ve güvenlikleri, bu ülkeyle ikili ilişkilerimizdeki temel önceliklerimizdendir. Irak’ta uzun yıllar sonra yapılmakta olan nüfus sayımı için IKB’deki Kürtlerin Kerkük’e yoğun şekilde intikallerine dair kamuoyuna da yansıyan gelişmeler yakından takip edilmiştir” ifadelerine yer verdi. Yapılan nüfus sayımının Iraklı Türkmenleri endişe sevk ettiğini belirten Keçeli, “Söz konusu nüfus sayımında etnik kökene dair veri toplanmamış olsa da yoğun nüfus hareketliliği Iraklı Türkmen ve Arap kesimleri haklı olarak endişeye sevk etmiştir. Bu usulsüzlüğün, aslında Kerküklü olmayan kitlelerin oldubittiyle Kerkük nüfusuna dahil edilmesi sonucunu doğuracağı ve bunun ileride yapılacak seçimlere de etki edeceği açıktır” ifadelerini kullandı. Iraklı Türkmenlerin mağdur edilmesine müsaade edilmemesini beklediklerinin altını çizen Keçeli, “Irak yetkili makamlarının, son yüz yıldır sayısız katliam ve zulme maruz kalmış Türkmen soydaşlarımızın, nüfus sayımı kapsamında yaşanan bu son gelişmeler nedeniyle bir kez daha mağdur edilmesine müsaade etmemesini bekliyoruz. Kerkük’teki temel beklenti ve hassasiyetimiz, vilayette tarih boyunca oluşan demografik yapıyla oynanmaması ve Kerkük halkının, vilayetin asli bileşenlerinin üzerinde mutabık kaldığı biçimde yaşamaya devam etmesidir” ifadelerine yer verdi.