ASAYİŞ - 01 Aralık 2011 Perşembe 09:28

HAVAALANINA OĞLUNU KARŞILAMAYA GİDERKEN KAZADA ÖLDÜ

A
A
A
HAVAALANINA OĞLUNU KARŞILAMAYA GİDERKEN KAZADA ÖLDÜ

Samsun’da oğlunu karşılamak için havaalanına giden bir baba, geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.
Edinilen bilgiye göre, Samsun-Çarşamba Havaalanı’na oğlunu karşılamak üzere giden Ali Çamurcu (60), kullandığı 55 PM 545 plakalı kapalı kasa kamyonetiyle havaalanına dönmek üzereyken arkadan gelen ve İstanbul’dan Gürcistan’a gittiği belirlenen Nugzar Kurkhuli (36) idaresindeki TL T 297 yabancı plakalı yolcu otobüsünün çarpmasıyla aracıyla birlikte savruldu. Otobüsün arkadan çarptığı kapalı kasa kamyonetin içerisinde bulunan Ali Çamurcu, olay yerinde hayatını kaybetti. Havaalanında babasının gelmesini
bekleyen ve avukat olduğu öğrenilen Faik Çamurcu, babası gelmeyince servis otobüsüne bindi. Servis otobüsü ile giderken havaalanı kavşağında babasının aracının kaza yaptığı gören Faik Çamurcu, babasının cansız bedenine uzun süre sarılarak ağladı. Ali Çamurcu’nun cesedi kaza yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından sıkıştığı yerden çıkartıldı.
Gürcistan’a giden otobüsün içinde bulunan 27 yolcu herhangi bir yara almazken, otobüs sürücüsü Kurkhuli gözaltına alındı. Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Altın Flama 2025 SUBÜ ev sahipliğinde tamamlandı SUBÜ, ‘Altın Flama 2025-1. Ulusal Turizm Rehberliği Lisans Öğrencileri Yarışması’ finaline ev sahipliği yaptı. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Altın Flama 2025 - 1. Ulusal Turizm Rehberliği Lisans Öğrencileri Yarışması’, Turizm Fakültesi Konferans Salonu’ndaki finalle sona erdi. Türkiye’nin dört bir yanından üniversite öğrencilerinin bilgi ve yeteneklerini sergilediği yarışma, turizm rehberliği alanında bir ilk olma özelliği taşıdı. Yarışmanın ilerleyen yıllarda geleneksel hale getirilmesi hedefleniyor. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, bu tür ulusal organizasyonların öğrencilerin mesleki gelişimi açısından büyük önem taşıdığını kaydetti ve SUBÜ olarak benzer etkinlikleri desteklemeye devam edeceklerini söyledi. Turist Rehberleri Odaları Birliği (TUREB) Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Tanrıdağlı ise birlik olarak destekçileri oldukları yarışmanın bu alanda eğitim gören gençlerde farkındalık oluşturduğunu ve ‘Turizm Rehberliği’ mesleğinin geleceğine ışık tutuğunu belirtti. "Katılımcılar ağ kurma, deneyim paylaşma ve yeni fikirler üretme imkanı elde etti" Altın Flama 2025’in yarışma olmanın ötesine geçerek turizm rehberi adayı gençlere profesyonel alanda kendilerini ifade etmek fırsatı sunduğunu kaydeden SUBÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıışık, "Ayrıca katılımcılar ağ kurma, deneyim paylaşma ve yeni fikirler üretme imkanı elde etti. Yarışmanın başarısında emeği geçen akademik ve idari personele, jüri üyelerine ve tüm öğrencilere teşekkür ediyorum. Bu başarı hepimizin" dedi.
Bursa Bursa’da dişi çekildikten sonra vefat eden minik Deniz’in ölümüyle ilgili davada mütalaa açıklandı Bursa’da 19 ay önce diş çekimi için gittiği özel diş kliniğinde narkoz verilip sedasyon (anestezi) yapıldığı sırada fenalaşıp kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden 5 yaşındaki Deniz’in şüpheli ölümüyle ilgili görülen davada cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Tüm sanıkların 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 11. Maddesi’ne muhalefet suçundan, sanıklar Aleyna S. ve Levent O’nun "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan, Kerem Gökay Y.’nin ise "taksirle ölüme neden olma" suçundan cezalandırılması istendi. Öte yandan, minik Deniz’in ailesiyle birlikte oyun oynarken görüntüleri de ortaya çıktı. Bursa’nın Osmangazi ilçesinde 19 ay önce 5 yaşındaki çocuğu Deniz Sönmez’i diş ağrısı şikayetiyle bir diş kliniği zincirinin Hürriyet şubesine götüren Sönmez ailesi, minik Deniz’in tedavi sonrası fenalaştığını fark etti. Küçük çocuğa 4 dolgu ve 1 diş çekimi için narkoz verilerek genel anestezi yapıldı. Anestezi sonrası odaya alınan minik Deniz’in ateşi yükseldi. Su isteyen Deniz’e verilen su sonrasında küçük çocuk içtiği suyu geri çıkarttı. Annenin iddiasına göre 3 kez doktor çağrılmasına rağmen doktor ’ateş düşürücü ilaç yazalım’ dedi. Annenin ambulans çağırma talebine de olumsuz cevap veren doktorlar durumun ’normal’ olduğunu söyleyerek Deniz ve annesini evine yolladı. Kısa bir süre sonra baba Aydın Sönmez eve geldiğinde oğlunun yarı baygın inleme sesleri çıkarttığını duydu. Bunun ardından baba Aydın çocuklarını Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne götürdü. Doktorların çabasına rağmen Deniz’in durumu ciddileşti. Entübe edilen minik Deniz’in organlarının iflas ettiği öğrenildi. 3 gün boyunca yoğun bakımda kalan Deniz, organ yetmezliğine bağlı olarak hayatını kaybetti. Bursa 44. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada hakim karşısına çıkan tutuksuz sanıklar Aleyna S., Kerem Gökay Y., Levent O., Deniz Sönmez’in ailesi ve taraf avukatları katıldı. "Geleceğimizi çaldılar" Olay günü yaşananları anlatan baba Aydın Sönmez, olayın başından sonuna ihmaller zinciri bulunduğunu ifade etti. İşlemden sonra eve geldiğinde oğlunu yatakta inlerken baygın halde gördüğünü anlatan Sönmez, kliniği aradıklarında çocuğu hastaneye götürebileceklerinin söylendiğini dile getirdi. İşlem sırası ve sonrasında çocuklarıyla ilgilenilmediğini savunan Sönmez, "Eğer Levent bey orada olsa bir terslik olduğunu anlardı. Ben uyuyamıyorum, bu yaşta tansiyon hastası oldum. Eşim kadın hastalıklarına yakalandı. Sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de çaldılar. En ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum" dedi. Anne Elena Sönmez ise olay günü işlem başladıktan bir süre sonra anestezi uzmanı Levent O.’nun odadan çıktığını ve geri dönmediğini belirtti. İşlemden sonra odada sadece asistanın bulunduğunu ve oğlunun titreyerek ateşinin yükseldiğini anlatan Sönmez, kendilerine bu durumun normal olduğunun söylendiğini ancak oğlunun uzun süre kendine gelemediğini ifade etti. Bir ara oğlunun bilincinin geldiğini ve kendisine, "Anne ben ölüyorum" dediğini aktaran Sönmez, "Sadece uyuyordun. İlacın etkisi geçecek, her şey yoluna girecek" şeklinde cevap verdiğini ağlayarak anlattı. Klinikte oğluyla ilgilenilmediğini ve muhatap bulamadıklarını dile getiren Sönmez, "O benim tek çocuğumdu. Türkiye Cumhuriyeti adaletine güveniyorum ve gereken cezayı alacaklarına inanıyorum" diye konuştu. Aileye başsağlığı dileyen diş hekimi Aleyna S. ise olayın herkesi çok üzdüğünü ifade etti. Olaydan önce çocuğun diş ağrısı ile kendisine geldiğini ancak korktuğu için tedavisinin sedasyonla yapılmasını kararlaştırdıklarını dile getiren sanık, işlem günü için tarih verdiklerini anlattı. Olay günü yaptığı diş çekimi ve dolgu işlemlerinin son derece basit olduğunu savunan Aleyna S., "İşlemden sonra anormal bir duruma rastlamadık. Bilincinin yerine geldiğini gördük" dedi. Sanık, klinikte çalışmaya başladığında halihazırda sedasyon işlemi yapıldığını da sözlerine ekledi. Anestezi uzmanı Levent O. da sedasyon işlemi başladıktan sonra aileye bilgi verdiğini ve içeri girdiğini, dolgu işlemleri bittikten sonra ise dışarı çıktığını anlattı. Sanık, içeride teknisyeninin kaldığını ve kendi direktifleri doğrultusunda hareket ettiğini ileri sürdü. Polikliniğin mesul müdürü Kerem Gökay Y. ise olay günü öğleden sonra diş hekimi Aleyna S.’nin telaşlı bir şekilde kendisini aradığını ve işlem yapılan çocuğun fenalaştığını söylediğini dile getirdi. Diş hekiminin, tedavi ve sonrasında aksi bir durum olmadığını bildirdiğini aktaran sanık, hemen hastaneye gittiklerini anlattı. Sanık, yaşanan olayda sorumlu olmadığını düşündüğünü belirterek beraatini istedi. Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, tüm sanıkların 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 11. Maddesi’ne muhalefet suçundan, sanıklar Aleyna S. ve Levent O.’nun "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan, Kerem Gökay Y.’nin ise "taksirle ölüme neden olma" suçundan cezalandırılmasını istedi. Avukatların süre talebini kabul eden mahkeme hakimi duruşmayı erteledi.
Kayseri Talas’ta patili dostlara 5 yıldızlı barınma imkanı Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ın vizyonuyla yaklaşık 5,5 yıl önce hizmete açılan Talas Pati Evi Doğal Yaşam Merkezi, can dostlara yuva sıcaklığı sağlamaya devam ediyor. Türkiye’de sokak köpeklerinin durumu gündemdeki yerini korumaya devam ederken Başakpınar yolu üzerinde 15 bin metrekare alana kurulan Talas Belediyesi Pati Evi Doğal Yaşam Alanında hem hasta ve bakıma muhtaç patiler tedavi ediliyor, hem de başıboş köpekler rehabilite ediliyor. Başkan Mustafa Yalçın’ın göreve gelmesinin hemen ardından 26 Ekim 2019’da hizmete açılan Talas Pati Evi, yüzlerce patiye ev sahipliği yapıyor. Merkezde halen, 73’ü yavru olmak üzere toplam 211 pati barınıyor. Türkiye’de doğal ortama sahip en uygun barınma evi olan ve 15 ayrı bölümün bulunduğu pati evinde yavrulara, yaralılara ve yaşlı patilere veteriner hekim tarafından doğal ortamda özel bakım veriliyor. 1 veteriner hekim, 1 veteriner teknikeri, 4 bakıcı personel ve 1 klinik ile hizmet verilen barınma merkezi, açıldığı günden bu yana 10 binin üzerinde patiye ev sahipliği yaptı ve bunlardan 1.487’si hayvanseverler tarafından sahiplenildi. İsteyen vatandaşların ziyaret edip can dostları sevebildiği Talas Pati Evi, haftanın 7 günü mesai saatleri içerisinde ziyaretçiler tarafından da gezilebiliyor. Türkiye’deki 3 doğal yaşam alanından birisi Hayvanseverler ve benzeri dernekler tarafından da takdirle karşılanan Talas Pati Evi Doğal Yaşam Alanı, geçtiğimiz yıl İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden ruhsat alarak Türkiye’deki 3 doğal yaşam alanından birisi olarak tescillenmişti. Talas Belediyesi, Pati Evi Doğal Yaşam Alanını, nüfusu 75 binden fazla olan belediyelerin geçici barınma merkezi yapma zorunluluğundan yaklaşık 4 yıl önce hayata geçirerek örnek bir uygulamaya imza atmıştı.