GENEL - 01 Aralık 2011 Perşembe 00:39

YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

A
A
A
YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Genel Kurulu’nda, üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulamasının kaldırılması kararlaştırıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da kayısı üreticilerine doludan korunma yöntemleri uyarısı Malatya İl Tarım ve Orman Müdürü Osman Akar, kayısı üreticilerini dolu yağışına karşı alması gereken önlemler konusunda bilgilendirdi. Malatya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde bazı ilçelerde etkili olan dolu yağışı ile zarar gören kayısıya karşı üreticileri bundan sonra benzeri durumlarda alması gereken önlemler konusunda bilgiler verdi. Tarımsal üretimde atmosfer şartlarının belirleyici rol oynadığına dikkat çekilen açıklamada, dolunun özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ciddi ürün kayıplarına yol açtığı vurgulandı. Malatya İl Tarım ve Orman Müdürü Osman Akar imzasıyla yapılan açıklamada, "Tarım, gıda arzı, sanayiye ham madde temini, ihracat ve kırsal nüfusun geçim kaynağı olması yönüyle büyük öneme sahiptir. Ancak, tarımsal üretim atmosfer şartlarına doğrudan bağlıdır ve dolu gibi meteorolojik afetler ciddi ekonomik kayıplara yol açmaktadır" denildi. Dolu yağışının, özellikle kayısı üretiminde çiçeklenme ve meyve tutum dönemine denk geldiğinde verim ve kaliteyi önemli ölçüde düşürdüğü ifade edilen açıklamada, üreticilere üç temel korunma yöntemi önerildi. Dolu ağlarının maliyetli olması nedeniyle büyük arazilerde sınırlı kullanıldığı belirtilirken, küçük ve orta ölçekli meyve bahçelerinde etkili sonuçlar verdiği vurgulandı. Bu ağların doluya karşı fiziksel korumanın yanı sıra güneş yanıklığı ve kuş zararlarına karşı da fayda sağladığı ifade edildi. Açıklamada, mevcut teknolojik imkânlarla dolunun tamamen önlenmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, dolu zararının ekonomik etkilerini azaltmanın en etkili yolunun tarım sigortası olduğu bildirildi. Dolu hasarı sonrası meyve ağaçlarında mantar oluşumu, kalite ve miktar kayıpları gibi olumsuzlukların önüne geçilmesi için onarıcı uygulamaların büyük önem taşıdığı vurgulanırken aşırı azotlu gübrelemeden kaçınılması ve dengeli besleme yapılması gerektiği da dile getirildi. Açıklamada son olarak, "Meyvedeki dayanıklılık, doğrudan ağacın genel sağlığıyla ilgilidir. Sağlıklı ağaç, zarara karşı daha dirençlidir" ifadelerine yer verildi.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP demokratik zeminde siyaset yapan bir parti gibi değil, marjinal bir örgüt gibi hareket etmektedir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP demokratik zeminde siyaset yapan bir parti gibi değil, marjinal bir örgüt gibi hareket etmektedir" dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu’nda düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuştu. Erdoğan, geçen hafta İslam alemi olarak tek yürek halinde Ramazan Bayramını idrak ettiklerini anımsatarak, tüm teşkilatın bayramını bir kez daha tebrik etti. Bir önceki genişletilmiş il başkanları toplantısında AK Parti olarak Ramazan’ı nasıl ihya edeceklerine dair yol haritasını paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, "Özellikle belediyelerimizden beklentilerimizin büyük olduğunu ifade etmiş, bu mübarek günlerin hakkını vermemiz gerektiğini önemle vurgulamıştık. Maşallah teşkilatımız yine bizi mahcup etmedi. AK Parti ailesi gerçekten olağanüstü bir gayret içinde oldu. Dayanışma, kucaklaşma ve helalleşme ayı olan Ramazan’ı ruhuna ve manasına uygun şekilde idrak etmeye çalıştık. Sahur sofralarıyla, iftar sofralarıyla, yardım çalışmalarıyla hep beraber bu mübarek günlerin hakkını vermeye gayret ettik. Şov veya reklam için değil. Bir gönle daha girmek bir ihtiyaç sahibinin daha elinden tutmak için gece gündüz demeden koşturduk. Bilhassa muhalefete geçen belediyelerde Ramazan coşkusunun eksik olmaması için teşkilatımızın her zamankinden daha fazla çaba harcadığını gördük. Muhalefet belediyelerinin yapmadıklarını bizim teşkilatımız yaptı. Gençlerimiz gözümüzü kabartan programlara imza attı. Bayramda da aynı tempoyla çalışmalarımızı sürdürdük. Fakir fukaranın kapısını çaldık. Yetimin öksüzün başını okşadık. Büyüklerimizi ziyaret ettik küçüklerimizi sevindirdik. İhtiyaç sahiplerinin elinden tuttuk. Kimsesizlerin kimsesi olmaya özellikle ihtimam gösterdik. Kendi vatandaşlarımızla birlikte yurt dışındaki kardeşlerimize de el uzattık. Millet ve teşkilat olarak bizi diğerlerinden ayıran güzel hasretlerimizi azami derecede yaşama ve yaşatma fırsatı yakaladık" diye konuştu. "Gazze’dekiler olmak üzere tüm mazlumlar için imkanları zorlayarak her türlü yolu deneyerek girişimlerde bulunduk" Bayram sevincini gölgeleyen en büyük üzüntü kaynağının Gazze’deki saldırılar olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Gazze halkı İsrail’in yeniden başlayan katliamları sebebiyle bir bayramı daha bombaların altında geçirdi. Tüm dünyanın gözleri önünde Gazzeli masum çocuklar, kadınlar, siviller hunharca katledildi. Yaralı taşıyan ambulanslara bile kurşun sıkan, sağlık görevlilerinin infaz edildiği apaçık savaş suçu işleyen haydutluğa tanık olduk. Bu tablo karşısında başta Gazze’dekiler olmak üzere tüm mazlumlar için imkanları zorlayarak her türlü yolu deneyerek girişimlerde bulunduk. Liderlerle bayram vesilesiyle yaptığımız telefon görüşmelerinde Gazze’deki insanlık dışı durumu özellikle ele aldık. Hafta sonu 4.’sü düzenlenecek Antalya Diplomasi Forumu’nda da devlet ve hükümet başkanlarıyla Gazze soykırımını görüşecek, zulmü durdurmak için daha fazla neler yapabiliriz sorusuna cevap arayacağız" ifadelerini kullandı. "Hakkı ve mazlumu savunma noktasında kimse bize sınır çizemez" Gazze’de insanlık onuru İsrail tarafından açıkça çiğnenirken Gazzeli kardeşlere sırtlarını hiçbir zaman dönmeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Hakkı ve mazlumu savunma noktasında kimse bize sınır çizemez. Küresel siyonist lobinin baskıları karşısında bugüne kadar nasıl diklenmeden dik durduysak bundan sonra da zalimlerin karşısında eğilmeyecek, bükülmeyecek hakkı haykırmaya devam edeceğiz" dedi. "Gerilimi körüklemenin, ateşi büyütmenin, yayılmacı niyetlerle yeni haritalar peşinde koşmanın kimseye bir faydasının olmayacağına inanıyoruz" Gazze’deki katliamların bir an evvel son bulması, ateşkesin tekrar sağlanması ve barışa giden yolun açılması için ellerinden geleni yaptıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerilimi körüklemenin, ateşi büyütmenin, yayılmacı niyetlerle yeni haritalar peşinde koşmanın kimseye bir faydasının olmayacağına inanıyoruz. Biz kendi ülkemizde nasıl barış ve huzur istiyorsak Gazze’de, Suriye’de, Lübnan’da da aynı şekilde barış istikrar ve huzur ortamı istiyoruz. Türkiye olarak biz ne hak yeriz ne de hakkımızın yenilmesine göz yumarız. Gazzeli mazlumlar gibi ihtiyaç duydukları her aşamada Suriyeli kardeşlerimizin de daima yanlarında olacak, komşumuz Suriye’nin istikrara kavuşması için üzerimize düşen sorumlulukları inşallah kararlılıkla yerine getireceğiz" ifadelerini kullandı. Şimdiye kadar milletin ve mazlumların duasıyla yol aldıklarını aktaran Erdoğan, "Bizi son 23 yılda karşılaştığımız onca saldırıdan, onca ihanetten, onca kem gözden koruyan yetimin, öksüzün, düşkünün hayır duasıdır. Şimdiye kadar milletin ve mazlumların duasıyla yol yürüdük. Tüm badireleri onların samimi duasıyla atlattık. Bugün de yola dualarla devam ediyoruz. Buradan birbirinden anlamlı programla Ramazan-ı Şerif’i ve Ramazan Bayramını layıkıyla değerlendiren rahmet ve bereket iklimini 81 ilimizde adeta bir kardeşlik seferberliğine dönüştüren teşkilatımızın bütün mensuplarını ayrı ayrı tebrik ediyorum. İl ve ilçe başkanı arkadaşlarımı, il yönetimlerimizi aynı zamanda kadın kollarımızı, gençlik kollarımızı elbette belediye başkanı arkadaşlarımı canı gönülden tebrik ediyorum. Yoksullara, kimsesizlere, mağdurlara özellikle sahip çıkan tüm kardeşlerimle genel başkanları olarak gurur duyduğumu tekrar ifade etmek istiyorum. Şehrinin, ilçesinin, mahallesinin, köyünün derdiyle dertlenen her bir yol arkadaşımdan Allah razı olsun diyorum" açıklamalarında bulundu. Ramazan boyunca bir taraftan iç dünyalarında bir yolculuğa çıkarken diğer taraftan da siyasi polemiklerden uzak durmaya hassasiyet gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan şunları kaydetti: "Ana muhalefetin çiğ ve çirkin söylemlerine kulak asmadık. Kabalıklarını, nobranlıklarını haddi aşan küstahlıklarını çoğu zaman ya sabır diyerek duymazdan, görmezden geldik. Bunu da had bildirmekten çekindiğimiz için değil Ramazan’ın manevi atmosferine hürmeten yaptık. Milletimizin kardeşliğine leke sürdürmemek için yaptık. Ama biz büyüklük sergiledikçe onlar seviyeyi daha da düşürdüler. Biz sabrettikçe onlar iftiranın ve hakaretin dozunu biraz daha arttırdılar. Biz sorumlu davrandıkça onlar daha kışkırtıcı bir söyleme sarıldılar. Bizim edebimizi bizim vakarımızı bizim soğukkanlı tutumumuzu zayıflık işareti olarak algıladılar." "CHP demokratik zeminde siyaset yapan bir parti gibi değil, marjinal bir örgüt gibi hareket etmektedir" "Siyasette düşman yoktur, rakip vardır, siyasette husumet değil, rekabet vardır" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Siyaset medeniyetin, siyaset tekamülün olgunlaşmanın göstergesidir. Kavga, kargaşa, gerilim, siyasetin değil barbarlığın ilkelliğin sembolüdür. Siyasette hakarete, sokak terörüne, vandallığa, şiddete yakıp yıkmaya özellikle de küfre yer yoktur ve olamaz. Her kim siyasetin meşru kanalları ardına kadar açıkken sokaktan medet umuyor, sokağı adres gösteriyorsa kendini inkar ediyor demektir. CHP’nin içinde bulunduğu durum tam olarak da budur. Cumhuriyet Halk Partisi demokratik zeminde siyaset yapan bir parti gibi değil, marjinal bir örgüt gibi hareket etmektedir." "Linç listelerinde hedef gösterilen yerli ve milli işletmeler ana muhalefetin kara gömleklilerine dönüşen marjinal sol örgütler tarafından taciz ve tehdit edilmiştir" Türkiye’nin son 3 haftada CHP’nin faşizan yüzünü bir kez daha gördüğünü belirten Erdoğan, "Protesto bahanesiyle başlayan sokak eylemleri CHP Genel Başkanı’nın şuursuz açıklamalarıyla milletimizin huzurunu ve Türk ekonomisini kazanımlarını hedef alan topyekun bir saldırıya evrilmiştir. Kapsamı her gün genişleyen linç listelerinde hedef gösterilen yerli ve milli işletmeler ana muhalefetin kara gömleklilerine dönüşen marjinal sol örgütler tarafından taciz ve tehdit edilmiştir. CHP Genel Başkanı sorumlu davranmak, sağduyulu davranmak, yargının görevinin yapmasına yardımcı olmak yerine yüzlerce milyar lirayı aşan yolsuzluk soruşturmasını engelleme yoluna gitmiştir. Yolsuzluğu ortaya çıkaran MASAK gibi devlet kurumlarına iftira atarak, bu kurumlarda çalışan kamu görevlilerini itham ederek, yargı mensuplarımıza parmak sallayarak İstanbul’a çöreklenen suç örgütlerinin hırsızlıklarının üzerine örtmeye çalışmıştır. Oysa yaşananlar üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü Türkiye’de artık egemen olduğunun en somut göstergesidir. Yaşananlar milletin malına, mülküne kaynaklarına çöken yankesicilerin adalete hesap vermesinden ibarettir" ifadelerine yer verdi. "İstanbul’un nasıl talan edildiğini rüşvet çarkının nasıl işletildiğini bundan kimlerin nemalandığını CHP yönetimi bal gibi biliyor" "Aslında CHP yönetimi de bağırarak üstünü kapayamayacakları büyük bir yolsuzluk olduğunun farkında" diyen Erdoğan, "Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyanların buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu bakın onlar da çok iyi biliyor. İstanbul’un nasıl talan edildiğini rüşvet çarkının nasıl işletildiğini bundan kimlerin nemalandığını CHP yönetimi bal gibi biliyor. Suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığını aynı şekilde CHP Genel Başkanı ve şürekası çok ama çok iyi biliyor. Paniklemelerinin arkasında yatan esas sebep budur. Telaşla suç bastırma yoluna gitmelerinin nedeni de işte budur. Bu ucuz siyasettir değerli arkadaşlarım. Şimdi bunu kullanıyorlar. Bunun adı milletin aklıyla, izanıyla, irfanıyla alay etmektir" dedi. "Beytülmale uzatılan o kirli elleri kırmak Türk milleti adına yargının boynunun borcudur" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Korkunun, paniğin, telaşın, ecele faydası yoktur. Görünen köy kılavuz istemez zaten buna ihtiyaç da duymaz. Ortaya çıkanlar ortaya çıkacakların habercisidir. Ne yaparsanız yapın. Adaletin tecellisine engel olamazsınız. Sahibinin kim olduğuna bakmadan Beytülmale uzatılan o kirli elleri kırmak Türk milleti adına yargının boynunun borcudur. Büyükşehir’i ve bazı ilçe belediyeleriyle İstanbul’u sarmaşık misali saran bu şebekenin kollarının nerelere uzandığı zamanla daha net görülecektir. Biz de hukuki sürecin selameti açısından anayasamızın bize verdiği yetki sorumluluk ve görevleri harfiyen yerine getirmekten çekinmeyeceğiz" diye konuştu. "Sırf yolsuzluklarını savunmak için kendi ülkesini Batı’ya şikayet edenler, pisliklerinin üzerini örtmek için ülke ekonomisini batırmakla tehdit edenler, tarih boyunca defalarca olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğramıştır" diyen Erdoğan, "Nitekim süklüm püklüm yardım istedikleri Batı’dan destek göremediklerini bizzat genel başkan düzeyinde kendileri de kabul etmek zorunda kaldı. Yolsuzluklarına batıdaki dostlarını da ortak etme çabaları bu sefer boşa düştü. Medet umdukları tüm odaklar onları yüzüstü bıraktı. Ya Allah aşkına şu tutarsızlığa, şu ilkesizliğe bakar mısınız? Başı her sıkıştığında ’Atatürk’ün kurduğu partiyiz’ diyen lafa gelince ’Kuvayi Milliyeciyiz’ diye ahkam kesen, sürekli cumhuriyetle yaşıt olmakla övünen bir siyasi parti gidiyor, yıllardır savuna geldiği ne kadar argüman varsa rüşveti aklamak, yolsuzlukları meşrulaştırmak, hırsızları korumak için bizzat kendisi itibarsız hale geliyor" açıklamalarında bulundu. "Gazi’nin partisini aldılar, Batılı güçlerden 3-5 destek cümlesi koparmak uğruna onun bunun ayağına paspas ettiler" "Seneler geçiyor ama CHP genel başkanları ’dayan Yorgo’ ile ’yetiş Yorgo’ ikileminden kendilerini bir türlü kurtaramıyor" ifadesini kullanan Erdoğan, "CHP’de gelenin gideni aratma geleneği bir türlü bozulmuyor. Gazi’nin partisini aldılar, Batılı güçlerden 3-5 destek cümlesi koparmak uğruna onun bunun ayağına paspas ettiler. Kimse kusura bakmasın. Ama CHP Genel Başkanının tutumu bu milletin binlerce yıllık şerefli mazisine yakışmayan küçültücü bir tutumdur. Bakın bu rezillik sadece demokrasimize değil, Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren vatandaşlarımıza da büyük bir haksızlıktır, hürmetsizliktir. Çünkü CHP Genel Başkanı ülkesini yabancılara şikayet ederek sadece CHP’yi küçük düşürmemiş CHP seçmeninin de başını yere eğdirmiştir. Açık söylüyorum biz rakibimiz bile olsa bu ülkedeki hiçbir siyasi partinin hiçbir genel başkanının böyle acziyet içinde olmasını istemeyiz. Tüm bu yaşananların CHP’li seçmenin de içine sinmediğine inanıyorum. Burada şunu da açık açık ifade etmek durumundayım. Milletine karşı kibirli, Batı karşısında aciz böyle bir şahıs CHP’nin başında olduğu müddetçe evelallah biz başarılarımıza yenilerini eklemeye devam ederiz. CHP’nin ve genel başkanının bu savrulmalarından biz partimiz adına asla rahatsız değiliz. Bizim üzüntümüz sadece milletimiz ve demokrasimiz içindir" şeklinde konuştu. "85 yıla rağmen CHP’nin faşist zihniyetinde hiçbir değişikliğin olmadığını maalesef gördük" Son 3 haftada şahit olduklarının 1940’ların Halk Partisi neyse 2025’in Cumhuriyet Halk Partisi’nin de aynı olduğunu kendilerine yeniden hatırlattığını belirten Erdoğan, "Aradan geçen 85 yıla rağmen CHP’nin faşist zihniyetinde millete tepeden bakan kibirli siyasetinde hiçbir değişikliğin olmadığını maalesef gördük. Bunlar hiç değişmedi. Bunlar milli iradenin egemenliğini hiçbir zaman içlerine sindiremedi. Bunlar çok partili demokrasiyi serbest seçimleri asla kabullenemedi. Bunlar sadece rol yaptı, takiye yaptı. Oyun oynadı. Mış mış mış gibi davrandı. Son şu üç haftada uyguladıkları faşizme baskıya dayatmalara bakın. Ellerine biraz daha güç geçtiğinde neler yapacaklarını artık siz tahayyül edin. Yıllardır dillerine doladıkları mahalle baskısının ne demek olduğunu 19 Mart’tan bu yana bizzat kendileri gösterdiler. Tek parti döneminde büyüklerimizin nasıl bir zihniyetle mücadele ettiğini üç haftada bize örnekleriyle tekrar hatırlattılar. Rabbim milletimizi bunların insafına bırakmasın diyorum" ifadelerini kullandı. "CHP’nin ikiyüzlü siyaseti karşısında Anadolu irfanı her seferinde galip geldi" Teşkilatına ve özellikle gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefetin çirkefleşmesi sizleri asla yanıltmasın. Muhalefetin kabalaşması sizleri asla yıldırmasın. Muhalefetin saldırganlaşması sizleri asla öfkelendirmesin. Sorumsuzca, edepsizce, tehdit ve tahrik edici bir dille ortalığı velveleye verenler hiç endişeniz olmasın yine kaybedecek son 23 yılda defalarca tekerrür ettiği üzere yine bunlar avuçlarını yalayacaklardır. Aziz milletimiz son 80 yılda darbe ve cunta dönemleri hariç bunlara iktidar yüzü göstermedi. Geleceğini bunlara emanet etmedi, bunlara güvenmedi. Hiçbir zaman bunlara itimat etmedi. Bunların yalanlarına bunların iki yüzlü tavırlarına asla kanmadı. CHP’nin ikiyüzlü siyaseti karşısında Anadolu irfanı her seferinde galip geldi. Milletimiz Allah’ın izniyle bundan sonra da meydanı CHP faşizmine terk etmeyecektir. Dolayısıyla bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de AK Parti teşkilatı yine sağduyulu olacak, yine aklı selimle hareket edecektir. Muhalefetin nefret diline rağmen birleştirici olmaya, bütünleştirici olmaya, milletimizin kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz. Üstat ne diyor? ’Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın, Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın.’ Biz husumetin ve öfkenin diliyle değil 23 senedir olduğu gibi yine gönül diliyle konuşacağız. 85 milyonun kardeşliğini çok daha ileriye taşımanın samimi gayreti içinde olacağız. Bilhassa istikbalimizin teminatı olan gençlerimize yani kendi geleceğimize sahip çıkacağız" ifadelerine yer verdi. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak daha yapacak çok işleri olduğuna değinen Erdoğan, "Karşımdaki şu kadronun AK Parti hareketinin Türkiye’ye kazandıracağı daha çok hizmet daha çok eser var. Millete hizmet mücadelemiz hiçbir zaman kolay olmadı. Nice badirelerle karşılaştık. Nice zorluklara göğüs geldik. Nice kumpaslara maruz kaldık. Nice kirli ve sinsi senaryolara muhatap olduk. Ama 23 yıl boyunca Allah’a sonsuz hamdolsun bu aziz millete hayal kırıklığı yaşatmadık. Bundan sonra da inşallah yaşatmayacağız. Ülkenin ve milletin meselelerini çözerek bugünlere geldik. Bundan sonra da sorunların üzerine öz güvenle gideceğiz" dedi. "Terörsüz Türkiye hedefimiz başta olmak üzere açacak 85 milyon olarak kardeşliğimizi güçlendirecek hususlara odaklanmanızı bekliyorum" Teşkilatın her bir mensubundan bize gönül vermiş her bir kardeşinden her zamankinden daha fazla çalışmasını rica eden Erdoğan, "Sizlerden terörsüz Türkiye hedefimiz başta olmak üzere ülkemize özellikle katkısı olacak ve ufkunu açacak 85 milyon olarak kardeşliğimizi güçlendirecek hususlara odaklanmanızı bekliyorum" dedi. "AK Parti’nin yönettiği belediyeler çocuklarımızın kendilerini en güvende hissettikleri iller ve ilçeler olmalıdır" Belediye başkanlarından, çetin mücadeleler neticesinde Ağustos ayında yürürlüğe giren Sokak Hayvanları Düzenlemesi çerçevesinde sokakları güvenli hale getirmelerini beklediğini özellikle hatırlatan Erdoğan, "AK Parti’nin yönettiği belediyeler çocuklarımızın kendilerini en güvende hissettikleri iller ve ilçeler olmalıdır. Bu meselede evlatlarımızın kanı ve canı pahasına para kazanan ceplerini dolduran çeteleşmiş lobilerin ortalığı velveleye vermelerine kesinlikle aldırmayacağız. Kanunun sağladığı bütün imkanları kullanarak daha fazla kötüleşmeden daha fazla can yanmadan daha fazla annenin, babanın yüreğine evlat acısı düşmeden, hepimizi yaralayan yeni trajediler yaşanmadan, bu sorunu inşallah bir hal yoluna koyacağız. Tarım ve İçişleri Bakanlıklarına talimatları çok net bir şekilde verdik. Bu bakanlıklarımız kanunun uygulanıp uygulanmadığını denetimini titizlikle yapacak, ihmali, kusuru veya kastı olanlarla ilgili gerekli cezai müeyyidelerde bulunulacaktır. Yasalaşma aşamasında olduğu gibi uygulamada da direnç gösteren muhalefet eninde sonunda milletin feryadına kulak verecek, kanunu tıpış tıpış uygulamak mecburiyetinde kalacaktır. Milletle inatlaşmanın sonu Allah’ın izniyle hüsran olacaktır" şeklinde konuştu.
Ağrı İçişleri Bakan Yardımcısı Turan: "Sahipsiz hayvan sorununu Türkiye’nin gündeminden çıkaracağız" İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Ağrı’da düzenlenen Sokak Hayvanları Değerlendirme Toplantısı’nda, sahipsiz hayvan sorununa kalıcı çözümler üretmek amacıyla yürürlüğe giren yeni düzenlemelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, bir dizi ziyaret kapsamında Ağrı’ya geldi. Ağrı Valiliği’nde Vali Mustafa Koç ve il protokolü tarafından karşılanan Turan, Valilik şeref defterini imzalamasının ardından, "Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği" çerçevesinde düzenlenen "Ağrı Sokak Hayvanları Değerlendirme Toplantısı"na katıldı. Vali Mustafa Koç’un da başkanlık ettiği toplantıya, ilgili kurum amirleri de katılım sağladı. Toplantıda, sahipsiz hayvanların korunması ve rehabilitasyonuna yönelik il genelinde yapılan ve yapılması planlanan çalışmalar ele alındı. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Bakan Yardımcısı Turan, sahipsiz hayvanlar konusunun yalnızca hayvan hakları açısından değil, kamu güvenliği açısından da kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. "Sokakların güvenliği esastır" Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Yardımcısı Turan, konunun yalnızca hayvan hakları açısından değil, kamu güvenliği açısından da önemli olduğunu vurguladı: "Bugün Ağrı’da olmamızın sebebi, ülkemizin önemli bir sorununu masaya yatırmamızdır. Zaman zaman çocuklarımız sahipsiz hayvanlar nedeniyle yaralanıyor, bazı durumlarda hayatlarını kaybediyorlar. Oysa sokakların güvenliği esastır. Bu güvenlik ister insandan, ister trafikten, isterse sahipsiz hayvandan kaynaklansın, hepsi önemlidir." "Bu mesele siyasetin değil, güvenliğin konusudur" Turan, 9 ay önce yürürlüğe giren yasal düzenlemeyle birlikte tüm kurumlara yeni sorumluluklar yüklendiğini belirterek, meseleyi siyasi tartışmalardan uzak tutmak gerektiğinin altını çizdi: "Kanun çıktığında gereksiz siyasi polemikler yaşandı. Oysa bu konu siyasetin değil, tamamen güvenlik meselesidir." "10 bin sahipsiz hayvan büyük bir risktir" Ağrı’daki sahipsiz hayvan sayısına dikkat çeken Turan, sayının kontrolsüz artışının ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu ifade etti: "Ağrı’da yaklaşık 10 bin sahipsiz hayvan var. Bu çok büyük bir sayı ve biz bu riskin daha da büyümesini istemiyoruz." "Katliam olmadı, çözüm insani standartlarla sağlanacak" Bazı çevrelerin "katliam olacak" söylemine sert yanıt veren Turan, düzenlemelerin tamamen insani ve uluslararası standartlara uygun olduğunu vurguladı: "Katliam olacak denildi. Peki oldu mu? Hayır. Biz bu işi uluslararası standartlarla, insani ve vicdani şekilde çözmek istiyoruz." "Geçici, doğal yaşam alanları kurulacak" Yeni süreçte barınakların doğayla uyumlu ve hızlı inşa edilebilir yapılar olacağını belirten Turan, projelerin detaylarını şöyle paylaştı: "Bahsettiğimiz barınaklar büyük, betonarme yapılar değil. Hayvanların da mutlu olabileceği, betonun bulunmadığı, yaş ve ırklarına göre ayrılmış doğal alanlardan oluşacak." "Belediyeler görevini yapmazsa denetim ve yargı devreye girer" Yeni yasayla birlikte belediyelerin sorumluluklarının arttığını hatırlatan Turan, görevini yerine getirmeyen kurumlara karşı ciddi yaptırımların uygulanacağını söyledi: "Şehrimizde bir çocuk hayatını kaybedecek ama bunun bir sorumlusu olmayacak mı? Olacak. Belediyeler görevini yapacak. Aksi takdirde denetim ve yargı süreci işletilecektir." "Hayvana zulüm günahtır, suçtur" Turan açıklamasının sonunda, hayvanlara şiddetin asla kabul edilemez olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Elbette, hayvana zulüm günahtır, haramdır ve kanunen suçtur. Kimseye zulmetmeyeceğiz. Amacımız, onları usulüne uygun şekilde barınaklarda misafir etmek."
Malatya Malatya’da Kariyer Fuarı hazırlıkları başladı Malatya’da 17-18 Nisan tarihlerinde düzenlenecek Kariyer Fuarı hazırlıkları kapsamında, Vali Seddar Yavuz başkanlığında İpekyolu İstişare Toplantısı gerçekleştirildi. Malatya Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıya, kentteki üniversiteler ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Toplantıda, fuar hazırlık süreci, kurumlar arası iş birliği ve yürütülecek faaliyetler ele alındı. Toplantının açılışında konuşan Vali Yavuz, Kariyer Fuarı’nın Malatya için önemli bir organizasyon olduğunu belirterek, kamu kurumları arasında koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Fuarın, öğrenciler ile mezunlar ve iş dünyası arasında köprü kurmayı amaçladığını ifade eden Yavuz, "Firmaların sahip olduğu birikimin insan kaynağına aktarılması, gönüllülük esasına dayalı bir yaklaşımla teşvik edilmektedir. Bu sayede bireylerin kariyer yolculuklarına katkı sunulacak, ülkemizin geleceğine değer katılacaktır" dedi. Yavuz, organizasyonun yalnızca bir üniversite faaliyeti olarak değerlendirilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, şehirdeki tüm dinamiklerin bu sürece katkı sunmasının önemine işaret etti. Özellikle iş dünyasının desteğiyle etkinliğin daha anlamlı hale geleceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genç istihdamı ve kariyer planlamasına yönelik projelere verdiği desteği hatırlatan Yavuz, bu tür organizasyonların yaygınlaştırılmasında bunun önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu dile getirdi. Toplantı, fuar süresince yürütülecek çalışmaların eşgüdüm içinde gerçekleştirilmesi amacıyla karşılıklı görüş alışverişiyle sona erdi.
Diyarbakır Diyarbakır’da Dünya Romanlar Günü etkinliği Diyarbakır Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından 8 Nisan Dünya Romanlar Günü münasebetiyle müzik dinletisi ve etkinlikler düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan etkinlikte konuşan Domlar ve Romanlar Dernek Başkanı Mustafa Yalçın, yüz yıllardır Domların toplum ile bütünleşme, toplumla entegrasyon sağlama konusunda ciddi problemler yaşadığını, dışlandığını ve ötekileştirildiğini savundu. Yalçın, "Domlar bazı özel iş alanlarında istihdam edilmemiş, çalıştırılmamıştır. Hatta diğer topluluklarla bir arada yaşamamış, evlilikler gerçekleşmemiştir, bu da bu azınlık grubun gerek kültürel, gerek sosyal gerekse, ekonomik konularda toplumdan tamamen uzaklaşması sonucunu doğurmuştur. Bu problemler eskiye nazaran azalmış ancak hala devam etmektedir. Nitekim mevcut durumda kangrenleşmiş olan bu sorunun çözümü için harekete geçen Cumhurbaşkanımıza kalbi şükranlarımızı sunuyoruz. Devletimizin eylem planı ile sorunun çözümü için emek verip harekete geçen devletin tüm kurullarına da şükranlarımızı sunuyoruz" dedi. Diyarbakır Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Vekili Serdar Demir ise Dom ve Romanlar topluğunun dünyanın ve Türkiye’nin kültürel mozaiğinin vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyledi. Demir, "Yaşam enerjileri, sanatları müzikleri, dayanışma olaylarına toplumumuza önemli katkılar sunmaktadır. Bizler Diyarbakır Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak bu zenginliği yaşatmak, desteklemek, Dom ve Roman vatandaşlarımızın toplumsal hayata tam katılım sağlamak için çalışmanıza kararlılıkla devam etmekteyiz’’ diye konuştu. Diyarbakır Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin seslendirdikleri Türkçe ve Kürtçe türkülerle vatandaşlar eğlendi.