ASAYİŞ - 01 Aralık 2011 Perşembe 00:28

BİNGÖL`DEKİ TERÖR OPERASYONU

A
A
A
BİNGÖL`DEKİ TERÖR OPERASYONU

Bingöl’de düzenlenen operasyonda eylem hazırlığında olan 2 terörist ile bu teröristlere yardım ve yataklık yaptığı değerlendirilen 2 kişi gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre, saat 23.00 sıralarında bir ticari taksi ile şehre giriş yapan 2 terörist ile onlara yardım ve yataklık yaptığı değerlendirilen 2 kişi, polisin takibi sonucu yakalandı. Saray Mahallesi Seyran Sokak’ta ticari taksiye düzenlenen operasyonda, biri yabancı uyruklu 2 terörist ile onlara yardım ve yataklık yaptıkları değerlendirilen 2 kişi, sağ olarak ele geçirildi. Daha önce keşif yaptıkları bölgeye eylem yapmak için geldikleri öğrenilen teröristlerin sırt çantasında yapılan aramada, 2
adet kaleşnikof, 1 adet uzi silah, 2 adet tabanca, 6 adet el bombası, A-4 patlayıcıyla güçlendirilmiş patlatılmaya hazır bomba düzeneği ve 1 adet telsiz ele geçirildi.
Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bölgede yaklaşık 2 saat süren çalışmaların ardından hayat normale döndü.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 19-27 Mart tarihleri arasında 27 ilde siber suçlara yönelik düzenlenen operasyonlarda 237 şüpheli yakalandı, 118’i tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 19-27 Mart tarihleri arasında 27 ilde siber suç ve suçlulara yönelik düzenlenen operasyonlarda 237 şüphelinin yakalandığını, 118’inin ise tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, 19-27 Mart tarihleri arasında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıkları koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri ve İl Jandarma Komutanlıklarınca yapılan çalışmalar sonucu; Karabük, Ankara, Muğla, Denizli, Afyonkarahisar, Bayburt, Zonguldak, Sivas, Bolu, Adana, Adıyaman, Bursa, İstanbul, Kırşehir, Kayseri, Tekirdağ, Kütahya, Bingöl, Hatay, Tokat, Çanakkale, Erzurum, Mersin, Antalya, Kocaeli, Nevşehir ve Şanlıurfa olmak üzere 27 ilde siber suçlara yönelik operasyonlar düzenlendi. Operasyonlar sonucu 237 şüpheli yakalanırken şüphelilerden 118’i tutuklandı, 34 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı verildi. Diğer şüphelilerin işlemleri devam ediyor. Yakalanan şüphelilerin; bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık, yasa dışı bahis, çevrimiçi çocuk müstehcenliği, nitelikli hırsızlık suçlarından savcılıklarca haklarında soruşturma başlatıldı. Operasyonlar sonucu çok sayıda cep telefonu, bilgisayar ve dijital materyale el konuldu.
Ağrı Tekstilkent’te kadın istihdamı yükseliyor, ekonomiye katkı artıyor Ağrı’da üretimden yönetime kadar kadınların aktif olarak yer aldığı ALDERS Tekstil, bölge ekonomisine katkı sağlarken, kadınlara mesleki eğitim ve ekonomik özgürlük kazandıran projelerle Tekstilkent’te sosyal dönüşümün öncüsü oluyor. 2019 yılından bu yana Ağrı’da Tekstilkent bölgesinde üretim yapan ALDERS Tekstil, 330 kişilik çalışan kadrosunun büyük çoğunluğunu kadınlardan oluşturuyor. Firma, kadınlara sadece üretimde değil, yönetimde de fırsat tanıyarak, bölge istihdamına önemli bir katkı sağlıyor. Yıllık 1 milyon adet üretim kapasitesine sahip olan ALDERS, Avrupa’nın önde gelen markalarına ihracat gerçekleştiriyor ve ürünlerini Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarına gönderiyor. Kadın istihdamına verdiği önemin altını çizen ALDERS, İŞKUR iş birliğiyle yürüttüğü projelerle bölgeye yeni iş gücü kazandırıyor. Firma, devlet teşviklerinden yararlanarak sanayileşme sürecine katkı sağlıyor ve yılda yaklaşık 10 milyon TL’lik ekonomik katkı sağlıyor. "Kadınların yönetimdeki teri bizim için çok değerli" ALDERS Tekstil Fabrika Müdürü Nevin Topçu, firmanın kadın istihdamına verdiği önemi vurguladı. 2019 yılından bu yana Ağrı’da faaliyet gösteren ALDERS, toplam 330 çalışanının 168’inin kadın olduğunu belirten Topçu, "Ağrı bölgesinde firmamız 2019 yılından bu yana faaliyet göstermektedir. Toplamda 330 çalışanımız bulunuyor; bunların 168’i kadın, 159’u ise erkek. Kadın istihdamına biraz daha önem veriyoruz. Bunun sebebi, bu coğrafyada sanayileşmenin yeterince gelişmemiş olması. Erkekler bir şekilde göç ederek, turizm, inşaat gibi farklı sektörlerde iş bulabiliyor. Ancak kadınlar için iş olanakları oldukça sınırlı. Tekstil sektörü kadınlara daha uygun bir alan olduğundan, pozitif ayrımcılık yaparak kadın istihdamına öncelik veriyoruz. Kadın çalışanlarımız bu durumdan oldukça memnun. İşe girdiklerinde hem sürdürülebilir bir gelir elde ediyorlar hem de meslek edinebilecekleri bir alanda çalışıyorlar. Bu onlar için büyük bir şans. Kendileri de sık sık bu memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Üstelik bizim işimiz mesleki beceri gerektirdiği için burada terzilik öğreniyorlar. Bu da onlar için önemli bir fırsat. Kadının yönetimdeki yerini de çok önemsiyoruz. Bu nedenle şu anda dokuz kadın liderimiz var. Ayrıca dört kadın çalışanımızı liderlik için yetiştiriyoruz. Onları hem üretimde hem de yönetimde görmek istiyoruz. Bu doğrultuda salon eğitimleri ve pratik uygulamalarla liderlik becerilerini geliştiriyoruz. Yıllık ortalama 1 milyon dolar civarında ihracat yapan bir firmayız. Dünyaca ünlü global markalara üretim yapıyoruz ve ürünlerimizi Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarına gönderiyoruz. Çalışanlarımızın hak edişlerinin yanı sıra diğer iş ortaklarımızın katkılarını da hesaba kattığımızda, yaklaşık 10 milyon liralık sıcak para Ağrı ekonomisine kazandırılıyor. Yatırımlarımızı, Bakanlıktan aldığımız teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirdik. Altıncı bölge teşviklerinden yararlanarak vergi muafiyetinden de faydalandık. Şu anda iki tane İŞKUR projemiz var. Bu kapsamda 76 kursiyerimiz eğitim alıyor. İŞKUR destekli bu süreçte önce kursiyerlere makine bilgisi veriyoruz, ardından el becerilerini geliştiriyoruz. Daha sonra müşteri ürünlerine geçiş sağlanıyor. Eğitim sürecinin sonunda başarılı olan kursiyerleri üretime dahil ediyoruz. İstihdamı sürekli artırmayı ve sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. Yeni kurslarla sürekli olarak ekibimize yeni çalışanlar katıyor, diğer yatırımcılara da örnek olarak Ağrı’da sanayileşmeyi teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Kadın hazır giyim ürünleri üretiyoruz. Ürün yelpazemiz içinde pantolon, tulum, gömlek, şort gibi parçalar yer alıyor. Ben Bursa’da yaşıyorum ve 30 yıllık tekstil tecrübem var. Meslek hayatıma Bursa’da başladım. Metot mühendisliği, modernizasyon, teknik mühendislik ve üretimin tüm süreçlerinde uzun yıllar çalıştım. Tüm bu tecrübelerin ardından kariyerime sosyal sorumluluk perspektifiyle devam etmeye karar verdim. Sanayileşmenin yeterli olmadığı Ağrı’yı özellikle tercih ettim. Son beş yıldır meslek hayatımı Ağrı’da sürdürüyorum. Amacım, bu bölgedeki sanayileşmeye katkı sağlamak, kadın istihdamını artırmak ve benim gibi kadın liderler yetiştirmek. Kadınları hem üretimde hem de yönetimde görmek en büyük hedeflerim arasında. En çok kadınların desteğini gördüm. Beni gördüklerinde ’O yapabildiyse biz de yapabiliriz’ dediklerini duydum. Pek çok kadın, beni rol model olarak benimsedi. Hayat hikayemi merak edenler, aile hayatımı ve iş yaşamımı Ağrı’da nasıl yönettiğimi sordular. Bunları samimiyetle paylaştığımda, bunun yapılabilir olduğunu gördüler. Ve bence bu, onlara da cesaret verdi. Kadın isterse her şeyi başarır." dedi. Fabrika çalışanı Güler Oğur ise, geçmişte kadınların iş hayatına katılımının bölgede yaygın olmadığını, ancak son yıllarda bu algının kırıldığını söyleyerek, "Yaklaşık altı yıldır bu firmada çalışıyorum. Daha önce makineyle çalışmanın, iş hayatının nasıl bir şey olduğunu pek bilmiyorduk. Kadınlar için de Ağrı’da bu şekilde özgürce çalışmak pek mümkün değildi. Toplum olarak buna çok sıcak bakılmıyordu aslında. Ama biz bunu yendik. Şu an Ağrı’da evli kadınların, bekar genç kızların burada gelip çalışması herkes tarafından olumlu karşılanıyor. Bu da hepimiz için çok büyük bir gelişme. Ağrı, her anlamda güzel bir ilerleme kaydetti. Her şeyden önce birçok önyargıyı kırdık. Eskiden kadınların ya da genç kızların tek başlarına çarşıya çıkmaları, sosyalleşmeleri pek hoş karşılanmazdı. Ama bu iş yerlerinin Ağrı’da açılmasıyla birlikte bu algılar değişti. Bu da bizim için çok kıymetli bir gelişme oldu. Kendimize ve ailemize çok güzel şeyler kattık. Kadınlar bir güven kazandı. Kendi paramı kendim kazanmak kadar güzel bir şey yok. Kadınların babalarından ya da eşlerinden para istemek yerine, kendi ekonomik özgürlüklerini kazanmaları bence her şeyden daha önemli. Ayrıca evli kadınlar için çalışma saatleri de oldukça uygun. Hem evlerini geçindiriyorlar hem çocuklarına ve evlerine daha iyi bakabiliyorlar. Aynı zamanda kendilerini geliştiriyorlar. Bu yüzden kesinlikle tüm kadınlara tavsiye ediyorum. Yaklaşık altı yıldır bu firmada çalışıyorum. Daha önce makineyle çalışmanın, iş hayatının nasıl bir şey olduğunu pek bilmiyorduk. Kadınlar için de Ağrı’da bu şekilde özgürce çalışmak pek mümkün değildi. Toplum olarak buna çok sıcak bakılmıyordu aslında. Ama biz bunu yendik. Şu an Ağrı’da evli kadınların, bekar genç kızların burada gelip çalışması herkes tarafından olumlu karşılanıyor. Bu da hepimiz için çok büyük bir gelişme. Ağrı, her anlamda güzel bir ilerleme kaydetti. Her şeyden önce birçok önyargıyı kırdık." dedi. Ayrıca, kadınların ekonomik özgürlüğü kazanarak toplumsal algıları değiştirmeleri gerektiğini söyleyerek. "Kadınlar kendi paramı kazanmak kadar değerli bir şey yok. Kadınların babalarından ya da eşlerinden para istemek yerine, kendi ekonomik özgürlüklerini kazanmaları bence her şeyden daha önemli. Ayrıca evli kadınlar için çalışma saatleri de oldukça uygun. Hem evlerini geçindiriyorlar hem çocuklarına ve evlerine daha iyi bakabiliyorlar. Aynı zamanda kendilerini geliştiriyorlar. Bu yüzden kesinlikle tüm kadınlara tavsiye ediyorum." ifadelerine yer verdi.
Muğla ‘Okuldaki çiftlik’ proje uygulaması devam ediyor Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın iş birliğiyle başlatılan ‘Okuldaki Çiftlik’ projesi, 2024-2028 yılları arasında çocuklara tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında bilinç kazandırmayı hedefliyor. Proje, 28 ilde başlayan uygulamanın ardından tüm Türkiye’ye yayılacak şekilde 81 ilde sürdürülecek. Muğla’da Mahinur Cemal Uslu Ortaokulu’nda başlatılan proje kapsamında, öğrenciler okul bahçesinde tarım ve hayvancılıkla ilgili çeşitli eğitimler alıyor İlk olarak, okulda sera kurulumu, fidan dikimi ve kümes yapımı gibi uygulamalı çalışmalarla 5 ve 6. sınıf öğrencilerine yönelik bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirildi. Proje kapsamında ilk hasat etkinliği yapıldı İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, projenin ilk aşaması olan meyve fidanı dikimini 17 Nisan 2024’te gerçekleştirdiklerini açıkladı. Bu süreçte okul bahçesine 30 adet ve 14 çeşit meyve fidanı dikildi. Ayrıca, Bodrum’un iklim şartlarına uygun olarak, okul bahçesinde 40 m büyüklüğünde bir sera kuruldu ve içerisine 200 çilek fidesi dikildi. Çilek fidelerinin iklim değişiklikleri nedeniyle kuruma yaşanmış olsa da, sera içindeki boş alanlarda marul, brokoli, soğan ve maydanoz üretimi yapılmaya başlandığını belirten Baydar; "Bugün okulumuzda ürettiğimiz ürünlerimizi berber hasat edeceğiz ve okulumuza katkıda bulunmuş olacağız" dedi. Tarım ve hayvancılık eğitimine devam edilecek Baydar, projenin ilerleyen aşamalarında, okul bahçesinde en az 9 tavuk ve 1 horozdan oluşan bir kümes kurulduğunu belirtti. Kümesin içine temin edilen tavuklarla yumurta üretimine başlandı. Baydar, "Bu proje ile çocuklarımıza tarımı sevdirerek bilinç kazandırmayı amaçlıyoruz. Gelecek yıllarda farklı eğitimler ve tarımsal faaliyetlerle projeyi devam ettireceğiz" dedi.
Erzincan Bu çiçeği koparmanın cezası 577 bin lira... Yılda sadece 20 gün hayatta kalıyor Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde bulunan Türkiye’nin tek ters lale koleksiyon bahçesinde yılın sadece 20 günü hayatta kalan ters laleler çiçek açtı. Doğada nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan endemik çiçeği koparanlara 2025 yılı itibariyle tam 577 bin lira ceza uygulanıyor. Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde bulunan Türkiye’nin tek ters lale koleksiyon bahçesinde 34’ü ülkenin değişik bölgelerinden, 4’ü yurt dışından temin edilmek üzere 38 tür bulunuyor. Ters laleleri Türkiye’nin birçok ilinin doğasından özel izinle topladıklarını belirten Ziraat Mühendisi Meral Aslay, "Ters lalelerde kültüre alma ve ıslah çalışmaları 2006 yılından beri yapılıyor. Bu çalışmalar uzun soluklu olup bir melez birey elde etmek için 4-7 yıl gibi bir süreye ihtiyaç bulunuyor. Çalışmalarımız sonucunda 27 adet melez çeşit adayı elde edilmiştir" dedi. Ters lale türlerinin birçoğunun endemik olup koruma altına alındığını bazı türler üzerinde farklı disiplinlerce çalışmalar yürütülerek hem gelecek nesillerin kullanımına sunulduğunu hem de muhafaza altına alındığını vurgulayan Aslay, "Doğadan soğanlı bitki toplamak için Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nden (BÜGEM) izin almak suretiyle çalışma yapılabiliyor. Biz de araştırma izni aldıktan sonra 2006 yılından itibaren Erzincan, Erzurum, Bitlis, Ardahan, Kars, Van, Hakkari, Elazığ, Malatya, Ağrı, Siirt, Şırnak, Adıyaman, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Edirne, Antalya, Muğla, Bayburt, Tunceli, Gaziantep ve Hatay illerinden 34 türe ait materyal topladık. Enstitü Ters lale Koleksiyon Bahçesi’nde 34 tür ülkemize ait 4 tür ise yut dışından temin edilmiş olup toplamda 38 tür bulunuyor" ifadelerini kullandı. "Gelecek nesiller için koruma altına alındı" Erzincan’da Türkiye’nin tek ters lale genetik kaynakları bahçesi oluşturulduğunu söyleyen Ziraat Mühendisi Meral Aslay, "Türkiye ters lale bahçesinde bulunan 38 türe ait 82 popülasyonun muhafazası ve devamlılığının sağlanmış olması sebebiyle doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliği ve biyoçeşitliliğimizin korunması çalışmalarına önemli katkıda bulunuldu. Öncelikle doğada gittikçe popülasyon sayıları azalan ters lale türleri gelecek nesiller için koruma altına alındı. İleride yapılacak bilimsel çalışmalara kaynak olacak. Toplumun ters lale türlerini tanımasına hizmet edilirken, geliştirilen ters lale çeşitleri süs bitkisi olarak peyzaj alanında kullanılabilecek. Aynı zamanda bu bitkilerin kültür ortamlarında üretimleri teşvik edilerek doğadan izinsiz toplamanın önüne geçilecek. Ters lale (Fritillaria) cinsi ülkemizin önemli gen kaynakları içerisinde yer alıyor. Dünyada 170 tür mevcut olup bunun 52 türü ülkemiz doğasında yer alırken bunların 29 tür endemiktir. Bu durum bizim ne kadar zengin olduğumuzun bir göstergesidir" diye konuştu. Ziraat Mühendisi Meral Aslay, Türkiye’ye ait türlerin izinsiz olarak yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğunu belirterek, "Bu türlerin doğadan izinsiz toplanması ve doğanın tahrip edilmesinin cezası 2025 yılı itibariyle tam 577 bin liradır. Kuruluş tarihi 1986 yılı olan Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı 49 araştırma enstitüsü içerisinde yer almaktadır. Enstitüde kurulmuş olan koleksiyon bahçesi 2 dönümlük bir alanda 38 türe ait 1526 adet saksı ve 22 adet yetiştirme tavası bulunmaktadır. Dünyada ters lale cinsinde çok fazla çalışma yapılmamıştır. Ülkemizde ise 2006 yılından itibaren kültüre alma ve ıslah çalışmaları Erzincan Bahçe kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde başlamıştır. Türkiye’de ters lale ıslah çalışmaları bir ilktir. Çalışmalar TAGEM tarafından desteklenmiş, seleksiyon ıslahı ve melezleme ıslahı yöntemi kullanılarak ülkemizin tamamen yerli menşeli ilk ters lale çeşitleri geliştirilerek ıslahçı hakları koruma altına alınmıştır." ifadelerini kullandı. "Amacımız yerli ve milli ters lale çeşitlerimizi artırmak" Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Samet Karataş ise Türkiye’de ters laleler konusunda ilk ve geniş kapsamlı çalışmaların, Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünde 2006 yılında başladığını söyledi. Enstitü Müdürü Karataş, "Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü olarak Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak çalışıyoruz. Çok çeşitli çalışma başlıklarımız var. Bunlardan bir tanesi de sebzecilik ve süs bitkileri. Burada da süs bitkileri özellikle ters lalelerin çalışması yapıldı. Türkiye’de de tek olan ters lale koleksiyon bahçesindeyiz. Burada 2006 yılında başlatıp yürüttüğümüz ters lale çalışmaları var. Bu proje hala devam ediyor. Buradaki asıl amacımız yerli ve milli ters lale çeşitlerimizi artırmak ve süs bitkileri sektörüne yeni kaynak sağlamak. Onun haricinde yine genetik erozyona uğrayacak çeşitlerin buraya toplanıp muhafaza edilmesi yapılıyor." dedi. İdari para cezası miktarı ise 577 bin lira Adeta güzelliğiyle dillere destan olan ters laleler yılda sadece 20 gün boyunca görülebiliyor. Doğal yetişme alanı geniş olsa da güzelliği nedeniyle en fazla zarar gören doğal türlerin başında gelen ters lalelerin korunması amacıyla bir taraftan projeler yürütülürken diğer taraftan da zarar verenlere hatırı sayılır oranda cezai müeyyideler uygulanıyor. Ters lalelere zarar verenlere uygulanacak idari para cezası miktarı ise 577 bin lira.