GENEL - 01 Aralık 2011 Perşembe 09:21

YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

A
A
A
YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

YÖK Genel Kurulu’nda üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulamasının kaldırılması kararlaştırılırken, katsayının her aday için 0.12 olduğu belirtildi.
Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında dün toplanan ve halen devam eden YÖK Genel Kurulu toplantısından çıkan kararla üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulaması kaldırıldı. Katsayı uygulamasının her aday için 0.12 olarak belirlendiği, sınava giren adaylar arasında fark kalmadığı için katsayının fiilen kaldırılmış olduğu ifade edildi.
Mevcut uygulamada, üniversiteye giriş sınavında öğrencilerin yerleştirme puanları hesaplanırken kendi alanıyla ilgili program tercihinde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanları (AOBP) 0,15 katsayısıyla, alan dışı tercihte ise 0,12 katsayısıyla çarpılıyordu.
Toplantıda, Rize Üniversitesi’nin adının, ’’Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’’ olarak değiştirilmesi de kararlaştırıldı.
Öte yandan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın görev süresi 10 Aralık 2011 tarihinde sona erecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’daki Narin duruşması Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin dava, ikinci gününde devam ediyor. Mahkemede savunmasını yapan tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, Narin’i kendisinin öldürmediğini sadece taşıdığını savundu. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile cesedi taşıdığı tespit edilen komşu Nevzat Bahtiyar, davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde adliyeye getirildi. Mahkemede savunması istenen tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, ‘’Narini kesinlikle ben öldürmedim sadece taşıdım. Taşıma cezam ne ise razıyım. Cesedi Salim elleriyle bana verdi, şu anda yüzüne de söylüyorum. Kendisi bana işaret etti. Bunu parça parça yok et dedi. Şimdi bütün suçu üstüme yüklüyorlar. Herkes kendini savunmak için mücadele ediyor. Salimin avukatı hoş kelimeler söylemedi. Papağan, vahşi dedi. Papağan değilim, dağda olurdum papağan olsaydım. Vahşi de değilim. Ölü bir insanı vahşice niye aşağı atayım. Arka tarafta yer vardı oradan bıraktım. Susmam, ailem güvence olmadığı için sustum. Ailem cezaevine görüşmeye geldi güvence oldu. Emniyet, jandarma güvence altına aldı. Ne gördüysen söyleyeceksin dediler tamam dedim. Savcılığa gittim hepsini izah ettim. Papağan değilim, sen papağan gibi 2 saat konuştun. Cezaevine televizyon yok. 3 ay sigara içmedim, saçımı bile kesmedim. Ailem geldi hesabıma para attılar. Tıraşa da gittim, ihtiyaçlarımı aldım. Patlıcanı espri olsun diye dün söyledim. Ben devletten büyük değilim. Devlet yakalamıyor dedi. Haşa devletten büyük değilim. Kardeşim ne konuştuğunu bilmiyorsun. Yukarıda Allah var aşağıda devlet var. Benim gibi zavallı bir insan nasıl devletten büyük olur. Gazeteciler hiç kimse müdahale etmedi. Onları tanımıyorum ki onlarda beni doğru düzgün görmemişler. Yakalandığım gün ifadeye götürdüler. Tanıdığım hiç kimse yoktu sadece komutanlar vardı. Gazetecileri tanımıyorum. Aile güvencem olmadığı için yalana söylemek zorunda kaldım. Salim Güran bir şey söyledi. Araba konusunda Atakan konuştu. Arabayı vadeli verdim. 90 bin liraya vadeye verdim. Adam uğraştı satamadı. Salim’e söyledim al kendine para kazan. Bu para konusu da çıktı. Ev konusu çıktı. Bana evi kaça yapacaksın dedi. Bakmadan bir şey söyleyemem dedim. Sonra onu aradım. Hakkı 170 bin liradır, arkadaş ve akrabayız en son 150 bin yaparım dedim. Bana biri 140 bin lira teklif ettiğini söyledi. Bende beni kurtaramaz dedim. Yalan söylüyorlar. Ne demişsem odur. Sen beni çağırdın Narin’i teslim ettin, birde inkar ediyorsun. Ben inkar etmiyorum başkanım. Taşıma cezam ne ise razıyım. Suçumu kabul ediyorum. Onlarında mecburen kabul etmesi lazım. Suçu üstüme atıyorlar. Öldürmediğim suçu niye üstüme alayım’’ ifadelerini kullandı. (YRT
İstanbul Al-Shabab ile anlaşan Fatih Terim, Doha’ya gitti Suudi Arabistan ekiplerinden Al-Shabab ile anlaşan Teknik Direktör Fatih Terim, takımın kamp yaptığı Doha’ya gitti. Kendisini iyi ve hazır hissettiğini söyleyen Terim, tüm konsantrasyonunu kupaya, lige ve takıma çevirmek istediğini dile getirdi. Suudi Arabistan ekiplerinden Al-Shabab ile anlaşan Teknik Direktörü Fatih Terim, İstanbul Havalimanı VIP Terminali’nden Katar’ın başkenti Doha’ya gitti. Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Fatih Terim, "Birçok teklif alıyoruz. Özellikle son aylarda gerek Avrupa’dan gerek Asya’dan çeşitli coğrafyalardan. Birkaç gündür Al-Shabab ile devam eden görüşmelerimiz dün sonuçlandı. Çok güzel ve nazik bir şekilde süreç geçti. Şimdi Doha’ya gidiyorum. Takım Doha’da kampta. Son 2-3 günü hazırlık maçı ile tamamlanacak. Orada arkadaşlarımla beraber Doha’ya geçiyorum, oradan da Riyad’a geçeceğiz. Çünkü ayın 6’sında Kral Kupası ile başlayan bir süreç var. Baktığımız zaman ligde biraz geride görünüyoruz, devre arasında birkaç maç kala. Bu herhangi bir şeyi kabulleneceğiz anlamına gelmez. Daha yukarılara tırmanmak için elimizden geleni yapacağız. Ama kupanın önemi bir başka görünüyor. Bundan evvelki dışarıda gittiğim ülkelerde kazanılan kupalarda her ne kadar Fiorentina’da da, Panathinaikos’ta da son maç oynamadıysam, bütün zorlukları ben çektiğim için bir tarafta Olympiakos’u, PAOK’u ele gel, daha kolay bir takım olan Aris ile oyna. Bir tarafta Milan’ı ele gel. Onun için kupanın önemini de biliyorum. Allah’a şükür gittiğimiz yerlerde de bir kupa benli ve bensiz katkılarım olarak, benim her zaman kalbimde yaşayacaktır. Sonuna kadar gitmeyi deneyeceğiz. Bugün akşam diğer arkadaşlarım gelecek. Yardımcılarım Hamza Hamzaoğlu ile Levent Şahin. Mert var, Eray var, analistimiz Metin, kaleci antrenörümüz Ozan ve atletik performansta Yasin var. Dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir lig. Gerek çok büyük oyuncularıyla gerek çok şöhretli oyuncularıyla ve 2034 Dünya Kupası’nı düzenleyecek bir ülkeye gidiyoruz. Ben de birçok şeyi merak ediyorum. Birkaç ay önce de Doha’daydım. Geçen sene 27 Aralık’ta gitmiştim. Demek ki aralık aylarında dikkat etmemiz gerekecek, bir yerlere gidebiliriz. Sezon sonunda otururuz, memnunsak devam edilir, memnun değilsek başka bir şey düşünülür. O yüzden sadece tüm konsantrasyonumuzu kupaya, lige ve takıma çevirmek istiyorum. Şu andan itibaren de o durumdayım" şeklinde konuştu. "Türk oyuncusunun dünyada oynamayacağı herhangi takım yok" Takıma Türk oyuncu transfer edip etmeyeceğiyle ilgili bir soruya Terim, "Hatırlarsak koyduğumuz 14 Türk mecburi kuralı, 14 yabancı değil. Hala bilmeyen yöneticilerimiz var. Oradan itibaren Türk futbolcuların, Avrupa’da çok daha fazla süre aldığını, çok daha önemli liglerde oynadıklarını görüyoruz. Bu beni en çok sevindiren taraf. Biz de artık milli takımımızı açıklarken, dünyanın en önemli kulüplerinden oyuncularımızı çağırıyoruz. Bu benim için çok büyük bir onur ve mutluluk. O yüzden Türk futbolcuları her yerde var, orada da var, Merih var. Bizden giden birçok yabancı oyuncu var. Bu çok doğal bir şey ama şu anda bununla ilgili herhangi bir şey konuşamam. Olabilir, niye olmasın. Türk oyuncuları dünyada kabul görmüştür. 1990’larda Şenes Erzik federasyonunda, Piontek ile çalışırken, ilk Avrupa ofisleri kurulduğu dönemde o zaman söylemiştim, ’Allah inşallah bir gün beni de İsviçre gibi 23 oyuncunun 18’ini, 20’sini Avrupa’dan çağıran bir teknik direktör olmayı nasip etsin’ demiştim. Şimdi oldu. O yüzden Türk oyuncusunun dünyada oynamayacağı herhangi takım yok" diye cevap verdi. "Hazırım, iyiyim" Deneyimli teknik adam, çok iyi hissettiğini belirterek, "O hırsta, azimde, konsantrasyonda olmazsam zaten kendim söylerim. Ben de sizin gibi her tarafı takip ediyorum, okuyorum. Sağ olsunlar beni çok güzel yerlerde görmek isteyenler de var. Her şeyin bir zamanı var. Onun için hazırım, iyiyim. Çünkü eşimin bana çok güzel bir söylediği cümle var, ’Futbol aklını sakin emekli etme’ diye. Yanımda çalışan arkadaşlarım hepsi birbirinden branşlarında önemli insanlar. Ben hayatımda birçok insanla çalıştım. Birçok insanın hayatına dokundum, dokunmaya da devam edeceğim. Çalıştığımız arkadaşlarım hepsi çok değerli. O yüzden bu arkadaşlarımın çok başarılı olmak için son iki günde olağanüstü bir çalışma azmini görüyorum, kulüple ilgili bilgiler, antrenman hazırlığı" ifadelerini kullandı. "Pavel Nedved ile olacağım için de çok mutluyum" Pavel Nedved ile birlikte çalışacaklarının hatırlatılması üzerine Fatih Terim, "Görüşmemizde o da vardı. Pavel benim için çok daha başka bir anlam taşıyor. Ben Fiorentina’dayken, o Juventus’taydı. O günleri de yad edeceğiz. Ondan bahsettik. Gelmiş, geçmiş çok büyük bir oyuncu. Juventus’ta oyunculuktan sonra sportif direktör tarafında da çok büyük emekleri oldu. Onunla beraber olacağım için de çok mutluyum. Çünkü hem büyük bir futbolcu hem de önemli bir sembol. Kulüpler, sembolleriyle büyürler. Doğru bir seçim diye düşünüyorum" dedi. "Kabullenmeyeceğiz" Yeni takımı için transfer çalışmasına henüz başlamadığını da dile getiren Terim, "Önümüzdeki 4 takımın bizden daha önemli kadroları olduğu söyleniyor. Bunu ben de biliyorum. Herhangi bir transfer görüşmesi yapmadım. Yönetime veya başkana herhangi bir isim söylemedim. Çünkü ne olursa olsun bir defa çok çabuk hareket etmemiz gereken bir dönem. 6’sında maçımız var. Tanıdığım oyuncular var ama tanımadığım oyuncularla ilgili bilgi almaya çalışıyorum. Geldiğim takımlarda, mevcut takımda gelmeden hiç kimseyi göndermedim, görmek istedim. Uzun yıllar içerisinde yönetimlerin göndermesini istediği oyuncular bizle çalışınca o takımın en önemli oyuncuları oldular. O yüzden burada çok kısa sürede arkadaşlarımla beraber bazı tespitler yapıp, eğer söylerlerse biz de ihtiyaç olan yerleri söyleriz. O 4 takımın daha ileride olduğu, güçlü olduğu kesin. Kabullenmeyeceğiz. Dokunuşlarımızı en kısa sürede yapmak zorundayız. Yapacağız inşallah" değerlendirmesinde bulundu. Fatih Terim son olarak herkesin yeni yılını kutladı.