DÜNYA - 01 Aralık 2011 Perşembe 00:09

BAYDEMİR DEPREMZEDELERİ ZİYARET ETTİ

A
A
A
BAYDEMİR DEPREMZEDELERİ ZİYARET ETTİ

Sakarya`nın Adapazarı ilçesinde yol verme meselesi yüzünden çıkan silahlı kavgada 1 kişi ağır yaralandı.
Edinilen bilgilere göre, Yeni Camii mevkiinde meydana gelen olayda 07 BKA 83 plakalı cipiyle ışıklarda duran ve Toyota-Sa Travmatoloji ve İlkyardım Hastanesinde Anestezi Uzmanı olduğu öğrenilen Gökhan Bölükbaşı (32), plakası alınamayan bir otomobil içerisindeki şahıslar tarafından iddiaya göre yol verme meselesi yüzünden darp edilmeye çalışıldı. Olayın büyümesiyle birlikte kimliği belirsiz saldırganlardan biri yanında getirdiği silahla Gökhan Bölükbaşı`na ateş etti. Göğsünden yaralanan Gökhan Bölükbaşı olay yerine gelen 112 ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi`ne kaldırılarak ameliyata alındı.
Olay yerinden plakası alınamayan bir araçla kaçan şahıslar Sakarya Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen çalışma sonucu Erenler ilçesi Yıldız Caddesinde olayda kullandıkları silahla birlikte yakalanırken, saldırıda ağır yaralanan ve ameliyata alınan Gökhan Bölükbaşı`nın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sırrı Süreyya Önder’i ameliyat eden Prof. Dr. Sağbaş: "Uzun zamandır gördüğüm en komplike disseksiyonlardan biriydi" TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in yaklaşık 12 saat süren ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesindeki tedavisine devam ediliyor. Ameliyatı gerçekleştiren Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ertan Sağbaş, "Çok ağır patolojiydi. Biz daha önce bu tür disseksiyon ameliyatları çok yaptık. Sırrı Bey’inki benim uzun zamandır gördüğüm en komplike disseksiyonlardan biriydi" dedi. Prof. Dr. Sağbaş ayrıca sonraki sürecin belirsizliğini koruduğuna işaret ederek, "Hastamız gerçekten çok kritik bir pozisyonda. Uzun vadeli de konuşamayız, bir şey dememiz de mümkün değil" ifadelerini kullandı. TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp krizi sonrası yaklaşık 12 saat süren ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesine sevk edildi. Önder’in tedavisine devam edilirken, hastane Başhekimi Prof. Dr. Çavlan Çiftçi ile ameliyatı gerçekleştiren doktorlardan Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ertan Sağbaş Önder’in ameliyatına ve son durumuna ilişkin açıklama yaptı. "Sırrı Süreyya Önder nabızsız, entübe ve kalp, akciğer masajı eşliğinde getirilmiştir" Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu hakkında bilgi veren Başhekim Prof. Dr. Çavlan Çiftçi, "Sayın Sırrı Süreyya Önder, 112 ambulans ekipleri tarafından nabızsız, entübe ve kalp, akciğer masajı eşliğinde dün gece saat 22.41 sıralarında hastanemiz acil ünitesine ulaştırılmıştır. Acil servisimizde yaklaşık 10 dakika süren kalp, akciğer masajı sonrası spontan dolaşım sağlanmış, nabız alınmış, yapılan acil ekokardiyografi sonucunda Tip 1 Aort Disseksiyonu tanısı konulmuştur. Tip 1 Aort Disseksiyonu kalpten çıkan ana aorta, arkus aorta ve inen aortayı içeren tüm aort ataklarının içerisine kanamadır. Takiben 23.05’de hastamızda yeniden ritim bozukluğu olup, nabız ve dolaşım durmuştur. Kalp masajı yapılarak hastamız acilen ameliyathaneye alınıp, saat 23.35’de operasyon başlamıştır. Operasyonumuz 12 saat sürmüştür. Ameliyatta aort disseksiyonunun sağ koronerden başlayıp tüm aortayı kapsadığı tespit edilmiştir. Sırasıyla sağ koroner damara koroner by-pass yapılmış, aort kapağı değiştirilmiş ve tüm aorta boyunca greftleme ve anastomoz işlemleri tamamlanmıştır. Ne yazık ki sağ koronerden başlayan disseksiyon orada bir miktar küçük bir kopmaya ve delinmeye neden olmuştur. Tüm aortayı etkileyen bizim Tip 1 dediğimiz bu disseksiyon, bizim en büyük kalp cerrahisi operasyonlarından biridir. Aslında mortalitesi son derece yüksek olan, ölüm riski yüksek olan bir ameliyattır. Bu disseksiyon gerek büyük olması, gerek kalbi besleyen sağ koroneri içermesi nedeniyle ameliyat esnasında hastaya takılmış olan EKMO, ameliyat sonucunda hastada sol ventrikülde kasılma varken, hastanın sağ ventrikülünde hala bir kasılma bulunmamaktadır. Sağ ventrikülde kasılmanın olmayışının nedeni, hastanın sağ koroneri disseksiyonun başlangıç noktası olması ve hastanın sağ ventrikül infarktüsü geçirmesidir. 12 saate yaklaşan bu ameliyat sonrası yapılan tüm bu işlemlerden sonra kalp dolaşım mekanik destek cihazıyla yoğun bakım ünitemize alınmıştır. Hala kendisi hayati riskini korumaktadır ve yoğun bakımda kendisinin tedavisi verilmeye devam edilmektedir" ifadelerini kullandı. "En çok nörolojik tablosunu merak ediyoruz, çünkü hastamızın geldiğinden beri şuuru kapalıdır" Önder’in hastaneye geldiği andan bu yana şuurunun kapalı olduğunu belirten Prof. Dr. Çiftçi, "Hastamız zaten arrest olarak gelmiş olduğu için asigozu en başından beri var. Biz bu asigozla yapmış olduğumuz daha ambulansla başlamış olan kalp masajı nedeniyle bizde de bu masaj yapıldı ve direkt ameliyathaneye alındığı için asigozla yoğun bakımda başa çıkabileceğimizi düşünüyoruz. Şu dakika itibarıyla en çok nörolojik tablosunu merak ediyoruz. Çünkü hastamızın geldiğinden beri şuuru kapalıydı. Hastamız EKMO desteği altında olduğu için nörolojik değerlendirmesini şu an gerçekçi bir şekilde yapamıyoruz. Umarım bunun önümüzdeki günler içerisinde daha somut bir şekilde açıklamasını yapacağız. Bu durum birkaç gün daha sürecektir. Bunun için 3-5 gün dememiz yanlış olur ama klasik bilgilerimize göre her zaman için sağ ventrikülün düzelmesi daha yavaş olur. Hepimiz sabırla bekleyeceğiz" şeklinde konuştu. "Çok ağır patolojiydi" Ameliyatı gerçekleştiren doktorlardan Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ertan Sağbaş ise, aort disseksiyonunun başlı başına kalp damar cerrahisinin en önemli, en ileri patolojilerinden ve en zor tedavi edilenlerinden biri olduğunu belirterek, "Ama bir şeyi ilave etmek istiyorum. Burada disseksiyon ana atar damarı kalpten çıktığı yerden başlayıp aşağı kadar devam ediyor. Geriye doğru da aort köküne kadar yani aort kapağı kadar da geri gelmiş durumdaydı. Ve sağ koroner disseksiyonun içinde kalmış. Ve aynı zamanda sağ koronerin ağzında daha hafif bir yırtık da vardı. Ve bu disseksiyon sağ koroner ağzını kapatmış. Muhtemelen Sırrı Bey’in 112 acile geldiğinde şikayetini söyleyip yere yığılmasının sebeplerinden bir tanesi, bence en önemlisi buydu. Yani sağ koroner damarda, orada beslenme bozukluğundan dolayı disseksiyona bir de sağ koronerin etkilenmesinden dolayı kalp krizi de eklenmiş. Yani hem disseksiyon vardı hem de kalbin sağ tarafını etkileyen bir kriz de vardı. Dolayısıyla ağır bir patolojiydi. Biz bunu fark ettik. Ve hemen by-passını yaptık ve aort disseksiyonunu da düzelttik. Anevrizmayı da düzelttik. Hepsini düzelttik. Fakat kalp çok hırpalandığından, çok darbe yediğinden biraz dinlendirdik. Aslında bizim yaptığımız işler gece 04.00’de bitti ama kalbi dinlendirdik. Kanama kontrolü yaptık. Evet ameliyat 11-12 saati buldu. Çok ağır patolojiydi. Biz daha önce bu tür disseksiyon ameliyatları çok yaptık. Sırrı Bey’inki benim uzun zamandır gördüğüm en komplike disseksiyonlardan biriydi" dedi. Sırrı Önder’in teşhisi konmuş bir aort anevrizma hastalığı olduğunu ifada eden Sağbaş, "Yani aort damarında bir genişlemenin olduğu bir teşhisi var. Birkaç merkezde de bu teyit edilmiş, takip edilmiş. Ama bu müdahale sınırında olmayan bir anevrizma. Onun için ilaç tedavisiyle takip edilmiş. Bizim bildiğimiz bu" ifadelerini kullandı. "Kalbi durmuştu" Sırrı Süreyya Önder’in ameliyathaneye kalp masajıyla girdiğini söyleyen Sağbaş, "Biz ameliyata aldığımızda, ameliyathaneye girdiğimizde masajla girdi. Masajla ameliyat masasına aldık. Masajla kasık damarlarına, kalp, akciğer makinesine geçtik. Ondan sonra masajı bıraktık. Vücut dolaşımını rahatlatınca masajı bıraktık. Tabii yani kalbi durmuştu" ifadelerini kullandı. "Hastamız gerçekten çok kritik bir pozisyonda, uzun vadeli konuşamayız" Sonraki süreçle ilgili uzun vadeli konuşamayacaklarını belirten Sağdaş, "EKMO beklediğimiz bir durum mu? EKMO her zaman bu tür ameliyatlarda bizim aklımızın bir kenarındadır yani. İhtiyaç olduğunda da bizim sistemler hazır olarak bekler ve EKMO’ya da hastayı sokarız. Bundan sonra ne olacak? Bundan sonrası için bu şekilde yüksek doz kalbi destekleyici ilaç alan bir hastada uzun vadeli konuşmak doğru değildir. Şu saatte bu olur. Bunu size söylememiz mümkün değil. Çünkü anlık verileri değerlendirerek biz bu hastanın takibini yapıyoruz. Ona göre tedavisini düzenliyoruz. Elbette şu var hani EKMO ile birlikte bazı parametrelerde kısmi düzelmeler gördük. Ama hastamız gerçekten çok kritik bir pozisyonda. Uzun vadeli de konuşamayız, bir şey dememiz de mümkün değil" dedi.
İzmir Üniversiteliler oynayacak, İzmir tiyatroya doyacak İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), sanat tutkunlarını 5 gün sürecek, eğlence ve coşku dolu Tiyatro Festivali’nde konuk edecek. İEÜ’nün yanı sıra Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Atılım Üniversitesi’ndeki tiyatro topluluklarının performanslarını sergileyeceği festival, 21-25 Nisan tarihlerinde halka açık ve ücretsiz gerçekleştirilecek. Festival kapsamında örnek bir sosyal sorumluluk projesine de imza atılarak 8-12 yaş arası çocuklar için kitap toplanacak. Konuklar, festivale gelirken yanlarında kitap getirerek bu güzel dayanışmanın parçası olabilecek. Konak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında toplanacak kitaplar, ihtiyaç sahibi öğrencilerin eğitimine katkı sağlamak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullara gönderilecek. İEÜ Tiyatro Kulübü, festivalin başlayacağı 21 Nisan’da, ‘Sevgili Doktor’ adlı oyunla sanatseverlerin karşısında olacak. 22 Nisan tarihinde Ege Üniversitesi Yaratıcı Drama ve Doğaçlama Tiyatro Topluluğu (EYDOT) ‘Doğaçlama Tiyatro Gösterisi’ni sergilerken, 23 Nisan’da ise Dokuz Eylül Tiyatro İşletme, ‘Grönholm Methodu’ adlı oyunda izleyicilerle buluşacak. Atılım Üniversitesi Tiyatro Kulübü, 24 Nisan tarihinde ‘Berzah’ adlı oyunlarıyla sahnede olacak. 25 Nisan’da da Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Oyuncuları, ‘Jeanna D’arc’ın Öteki Ölümü’ oyununda performansını sunacak. Oyunlar saat 20.00’de başlayacak İEÜ’nün Balçova kampüsünde düzenlenecek festivalde, tüm oyunlar saat 20.00’de başlayacak. Sanatseverler, https://docs.google.com/forms/d/1NcDCaRuotjGQ7tZJDt-Ug8cnMuX78EXVDLU3Ct6nlGY adresindeki formu doldurarak istedikleri oyun için davetiyelerini oluşturabilecek. Sürpriz workshop ve söyleşilerin de yapılacağı festivale ilişkin tüm detaylar, İEÜ’nün sosyal medya hesapları üzerinden takip edilebilecek. Perdenin açılmasını heyecanla bekliyoıruz İEÜ Sanat Koordinatörü Sinemis Eser Akaoğlu, ‘Kampüste Sanat Var’ projesi kapsamında yıl genelinde İzmirliler’i farklı etkinliklerle buluşturmayı sürdüreceklerini söyledi. Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirecekleri festival için çok özel ve keyif dolu bir program hazırladıklarını belirten Akaoğlu, daha önce olduğu gibi kitap toplamaya bu seneki festivalde de devam edeceklerini hatırlattı. Herkesi, yanlarında kitaplarını da alarak festivale konuk olmaya çağıran Akaoğlu, "Festivalimizde, öğrencilerimizin muhteşem performanslarını izleyecek, beş gün boyunca unutulmaz bir sanat serüvenine çıkacağız. Festival için tüm hazırlıklarımızı tamamladık, perdenin açılmasını heyecanla bekliyoruz. Tüm sanatseverleri, tiyatronun keyfini ve mutluluğunu birlikte yaşamak için kampüsümüze bekliyoruz" diye konuştu.
Eskişehir Fatih Mika’nın "Benim Adım Gravür" sergisi sanatseverlerle buluştu Odunpazarı Belediyesi’nin kültür ve sanata açtığı kapıların en özel duraklarından biri olan Çağdaş Sanatlar Galerisi, 35’inci sergisine ev sahipliği yapıyor. Gravür sanatının usta ismi Fatih Mika’nın eserlerinden oluşan "Benim Adım Gravür" başlıklı sergi, törenle sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Açılışa Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, sanatçı Fatih Mika’nın yanı sıra sanat dünyasından isimler, akademisyenler, öğrenciler ve sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Fatih Mika’nın Türkiye’den Balkanlar’a, İtalya’dan evrensel sanat coğrafyasına uzanan üretim serüveni, gravürün diliyle anlatılıyor. Kumlama tekniğinin ince dokunuşlarıyla şekillenen eserler, kimi zaman Osmanlı’dan izler taşıyor; kimi zaman da bir balık pulunun üstüne yazılmış zamansal bir şiiri fısıldıyor izleyiciye. Uzaktan bakıldığında hiper-gerçekçi bir detay zenginliğiyle karşılayan gravürler, yaklaştıkça katman katman açılıyor; geçmişin hafızasıyla geleceğin sezgilerini buluşturan hayallerle karşı karşıya bırakıyor. Sanatçının Roma, Foggia, Venedik ve Floransa’daki akademik üretimini de kapsayan birikimi, bu sergide yalnızca görsel bir deneyim değil; aynı zamanda fikrî bir yolculuk olarak yankılanıyor. Gravürler, göçün ve aidiyetin, içe dönük bir arayışın metaforlarıyla örülü: dervişler, martılar, güvercinler Her biri Mika’nın hafızasından damıtılmış şiir gibi tanıklar olarak duvarlara işlenmiş durumda. Serginin açılışında Odunpazarı Belediye Başkanı ve sanatçı Fatih Mika birer konuşma yaptı. "Farklı bir çizgide, farklı bir kavganın içerisindeyiz" Çağdaş Sanatlar Galerisi’nin sanatın evrensel diline katkı sunmaya devam edeceğini belirten Başkan Kurt, Fatih Mika’ya sanata kattığı değer ve üretkenliği için teşekkür etti. Başkan Kurt, yaptığı konuşmada şu ifadeler yer verdi: "Türkiye’de 12 Mart, 12 Eylül gibi zamanlarda dışarda gezmekten utandığımız günler oluyordu. 15 Mart’tan sonra 18 Mart’tan itibaren de Türkiye’de yerel yönetici olup da dışarı da kalmak biraz utanç verici oluyor. Bir mücadele başladı. Farklı bir çizgi de, farklı bir kavganın içerisindeyiz. Bu ortamda galerimizin danışmanlarının bulup, keşfettiği bir sergiyi gezeceğiz. Sizinle çok özel ortak dostlarımızın da olması, beni ayrıca umutlandırdı. Hoş geldiniz. İyi bir sergi olacağını umuyorum. Eskişehirliler de uzun bir süre bu sergiyi izleyecek ve feyz alacak. Başarılarınızın devamını diliyorum." "Ayakta kalmak için durmadan yeni konular bulmaya çalıştım" Sergide değişik dönemlerimden 51 tane gravür olduğunu söyleyen Mika, "Bir tarzın içinde olmadım. Bir tarz oluşturmaya çalışmadım. Ayakta kalmak için durmadan yeni konular, yeni anlatım dilleri bulaya çalıştım. Umarım, sergimden memnun kalırsınız. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a, sanat danışmanlarına özellikle Hayri Esmer’e ve tüm çalışma arkadaşlarına teşekkür ederim" dedi. Açılış konuşmalarının ardından Başkan Kurt ve diğer katılımcılar, sergi alanını gezdi. Eserleri tek tek inceleyen Başkan Kurt, Mika’dan eserleri ile ilgili bilgi aldı. Mika’nın eserleri Eskişehirli sanatseverlerden tam not aldı. 20 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilecek "Benim Adım Gravür" sergisi, 20 Mayıs 2025 tarihine kadar, her gün 10.00 - 18.00 saatleri arasında Çağdaş Sanatlar Galerisi’nde ziyaret edilebilir. Gravürün zamansız sesine kulak vermek isteyen herkese açık olan bu sergi, görsel bir şölenin ötesinde, hafızaya ve sezgiye uzanan bir şiir gibi bir çağrı niteliğinde.