KÜLTÜR SANAT - 06 Mayıs 2024 Pazartesi 13:43

Yunus Emre, vefatının 703’üncü yılında kabri başında anıldı

A
A
A
Yunus Emre, vefatının 703’üncü yılında kabri başında anıldı

Yunus Emre, vefatının 703’üncü yıl dönümünde kabri başında anıldı.


Yunus Emre, vefatının 703’üncü yıl dönümü sebebi ile Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy’un da bulunduğu kalabalık bir heyet kabrin bulunduğu Mihalıççık’ın Yunus Emre Mahallesi’ne trenle geldi.



“Karşılama Merkezi’nin Yunus Emre Enstitüsü tarafından yapılmış olması bizleri son derece mutlu etmiştir”


Vali Hüseyin Aksoy ve beraberindekiler Yunus Emre Külliyesi ve Mezarı Karşılama Merkezi’nin açılışına katıldı. Burada konuşan Vali Aksoy, “Yunus Emre’yi anma gününde, haftasında bugün özel bir açılışı da gerçekleştiriyor olmanın onurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Türk kültürü içerisinde önemli bir yeri olan Yunus Emre’nin burada her yıl yapılan etkinliklerin de bir karşılama merkezine ihtiyaç vardı. Ve bu karşılama merkezini de Yunus Emre Enstitüsü tarafından yapılmış olması bizleri son derece mutlu etmiştir. Gelen kişilere bölgeyle, alanla ilgili ön bilgilerin verilebileceği ve bölgenin tanıtımına katkı sunabilecek böyle bir merkezin yapımını gerçekleştirdikleri için Yunus Emre Enstitümüze çok teşekkür ediyorum. Bugün açılışını yaparak hizmete sunacağımız bu yerin hayırlı olmasını diliyorum. Yüklenici firmadan çalışan işçilere kadar, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi.


Daha sonra Vali Aksoy ve beraberindekiler, Yunus Emre Külliyesi imamı eşliğinde Yunus Emre’nin 3 kabrini ziyaret etti. İmam tarafından kabirler ve değiştirilme nedenleri hakkında kısa bilgiler verilirken, Yunus Emre’ye de dua edildi. Son olarak etkinlik alanına geçen protokol üyelerinden bazıları günün anlam ve önemine dair konuşmalarını yaptı.



“Yunus Emre’nin dizeleri, her bir kalbe dokunarak, insani değerlerin ve ahlaki erdemin vurgusunu yapar”


Yunus Emre’yi anma etkinliğinde kürsüye çıkan AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, “Türk düşünürü ve mutasavvıf şair Yunus Emre’yi anmak için bir araya geldiğimiz bu özel günde, onun "Sevelim, sevilelim" düsturunun yüzyıllardır toplumlar arası hoşgörü ve anlayışın sembolü olduğunu bir kez daha hatırlayalım. Yunus Emre’nin dizeleri, her bir kalbe dokunarak, insani değerlerin ve ahlaki erdemin vurgusunu yapar. O, insanı merkeze alarak, farklılıklarımızla birlikte yaşamamız gerektiğini, karşılıklı saygı ve sevginin önemini göstermiştir. Şehrimiz de Yunus Emre’nin mirasını yaşatma konusunda önemli bir role sahiptir. Bu topraklar, onun felsefesinin ve değerlerinin korunup gelecek nesillere aktarılmasında örnek olacak nesiller yetiştirecektir. Bizler, bu mirası korumak ve onu anlamak için üzerimize düşen görevi büyük bir ciddiyetle yerine getirmeliyiz. Yunus Emre’nin felsefesi, bizi insan olmanın özüne, temel erdemlere geri döndürür. Yalan, fesat, kavga, mal mülk hırsı, kin tutmak, kendini beğenmişlik ve bencillik gibi erdemlere zıt davranışlarla mücadele etmemiz gerektiğini tekrar tekrar hatırlatır” ifadelerine yer verdi.



“Yunus’a göre, insanın dünyaya geliş gayesini bilmesi için sevmesi ve düşünmesi gerekir”


Son olarak kürsüye çıkan ve Yunus Emre’den övgüyle bahseden Vali Aksoy şöyle konuştu;


“Yunus Emre, kavganın değil, barışın; kötülüğün değil, iyiliğin; ayrımcılığın değil, birliğin; hasedin değil hoşgörünün kaynağını insanın özünde bulur. Yunus’un insanlığa bakışı, eşref-i mahlûk olan insanla başlar. Yunus’ta insan, kendi içinde bir âlemdir. Onda, hiçbir varlıkta olmayan bir ruh vardır. Kâinatın sırrı ve dört kitabın manası, insanoğlunun içindedir. Yunus, şiirleriyle bu gerçeği ortaya koymuştur. Yunus Emre’yi yücelten, gönüllerimize taht kurmasını sağlayan ve unutulmazlar arasına koyan, O’ndaki insan sevgisidir. Yunus’a göre, insanın dünyaya geliş gayesini bilmesi için sevmesi ve düşünmesi gerekir. İnsan, nefsini terbiye etmeli ve yaratılmışı Yaradan’dan ötürü sevmelidir. Yaradan’a ulaşmanın yolu, “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” bilinciyle cümle yaratılmışlara sevgi ve saygı duymaktan geçer. Bu çerçevede, dünyaya dava için değil, mana için, kavga için değil, sevgi için geldiğini, dostun evinin gönüller olduğunu ve gönül yapmak gerektiğini söylemektedir. Tanımak, tanışmak, sevmek, sevilmek ve işi kolay kılmak gerektiğini, dünyanın geçici olduğunu belirtir. Yunus, gönül insanı ve sevgi aşığıdır. Gönül yıkmayı büyük günah sayar. Gönül gözüyle görür, sevgi diliyle söyler, sevgi işitir. İnsanı insan yapan öz, yaratılışındaki sevgi cevheridir. Ona göre sevgi, var olmanın yegâne sebebidir. Sevgi ve birlik, insanın kazanabileceği en güzel ve en üstün vasıflardır. Bu bir anda olacak iş değildir. Zaman ve emek ister. Sevgi ve birlik, gönül terbiyesinden geçenlerin makamıdır. Yunus, bu özellikleri kazanabilmek için Tapduk Emre’nin dergâhında kırk senesini vermiştir. Yunus Emre, eserleri, sanatı ve hayatıyla Azerbaycan’dan Balkanlara, yüzyıllardan beri halkın dilinde olmuş, şöhret ve tesiri bugüne kadar ulaşmıştır. Orta Asya’da Ahmet Yesevi ve dervişlerinin hikmetleriyle başlayan dönemi, şiirleri ve ilahileriyle Anadolu’da devam ettirmiştir. Yunus Emre, 700 yıldır gönlümüzün tercümanı, sevgi medeniyetimizin dilidir. “İşitin Ey Yarenler” diye bizi sevgiye, bilgiye ve hakikate davet etmektedir.”


Konuşmaların ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti yapılırken Eskişehir İl Müftüsü Bekir Gerek tarafından dua edildi. Programda son olarak Antakya Medeniyetler Korosu sahne aldı. Anma etkinliği halka Yunus Aşı dağıtılmasıyla sona erdi.


Programa Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Eskişehir İl Emniyet Müdürü Yaman Ağırlar, Eskişehir İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak ve çok sayıda protokol üyesi ile vatandaşlar katıldı.



Yunus Emre, vefatının 703’üncü yılında kabri başında anıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Fahri müfettişlerden yediği cezaya tepki: ’Neye göre yazıyorlar’ Bursa’da bir motokurye arka arkaya gelen trafik cezalarına tepki gösterdi. Fahri müfettişlerin 15 gün aralıkla yazdığı kurye, “Neye göre, kime göre yazdıkları belli değil” dedi. Merkez Osmangazi ilçesinde bir yemek firmasında motokurye olarak çalışan 26 yaşındaki Barış İbrahim, 15 gün ara ile fahri müfettişler tarafından ceza yedi. Kendisine gelen makbuzlarda birinde kask diğerinde ise ters şerit ihlali yaptığı iddia edilen İbrahim, 7 bin lira faturayı görünce duruma isyan etti. Kendisinin kural ihlali yapmadığını savunan 26 yaşındaki motokurye, “Benim gibi birçok arkadaşım bu durumdan bunalmış durumda. Bu cezayı yazan kişilerin ispatı var mı? Kazandığımız ücret ortada, onu da fahri müfettişlerin yazdığı cezalara ödüyoruz” diye konuştu. Yediği cezalara itiraz edeceğini belirten genç, “Motokurye olarak bir işletmede çalışıyorum. 15 gün arayla iki ayrı ceza yediğimi gördüm. Cezaların biri kask takmadığım için, diğeri de ters şeritte gittiğim için yazılmış. Fakat bunları yazan fahri müfettişin elinde bir kanıt var mı? Bu cezaları neye göre yazdıklarını bilmek istiyoruz. Benim gibi birçok arkadaş bu cezaları yiyor. Zaten kazandığımız ortada, artık kazandığımızı da fahri müfettişlerin yazdıkları cezaya veriyoruz. Ben şimdi yediğim cezalara itiraz edeceğim. Yetkililerden isteğim artık bu durumu el atsınlar. İstedikleri gibi ceza yazılmasına karşıyız” diye konuştu.
Samsun Atatürk’ü temsil eden bayrak karaya çıktı 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Atatürk’ün Samsun’a ayak basışını temsil eden Türk bayrağı, askerler tarafından karaya çıkarıldı. Kutlamalar, saat 07.45’te Atatürk Anıtı’nda başladı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün anıta çelenk sunumuyla başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti. Anıttaki törenin ardından Tütün İskelesi’ndeki tören alanına geçildi. Atatürk’ün Kurtuluş Mücadelesi’ni başlatmak üzere Samsun’a ilk adımını attığı yer olan Tütün İskelesi’nde Atatürk’ün karaya çıkışını temsil eden Türk bayrağı, askerler tarafından karaya çıkarıldı. Burada 2 denizci ve 2 karacı asker ile birlikte 1 denizci subay, 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk ve silah arkadaşlarının karaya çıkışını canlandırdı. Askerlerin ellerinde karaya çıkarılan Türk bayrağı, Samsun Valisi Orhan Tavlı nezaretinde 5 izciye teslim edildi. “Milli Mücadele’nin ilk adımını Samsun’umuzda atmıştır” Törende konuşma yapan Samsun Valisi Orhan Tavlı, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı coşkuyla kutlamanın onur, gurur ve heyecanını bugün hep birlikte bir kez daha yaşıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Aziz Türk Milletinin talihini değiştiren Bandırma Vapuru’yla 16 Mayıs 1919 Cuma günü İstanbul’dan yola çıktıktan sonra 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabah saatlerinde karaya çıkarak Milli Mücadele’nin ilk adımını Samsun’umuzda atmıştır. O gün Samsun’umuzda yakılan meşaleyle adeta küllerinden doğan; birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhuyla Kurtuluş Savaşı’ndan zaferle çıkan Aziz Türk Milleti, Cumhuriyet’imizin ilanıyla tarih sahnesinde yeniden dirilmiştir. Tam 105 yıl sonra bugün, o tarihi anın milli ve manevi atmosferini yüreğimizde hissediyor, şanlı Türk Bayrağı’mızı coşku ve gururla temsili olarak aynı noktadan karaya çıkartarak, istikbalimizin, Cumhuriyet’imizin ve Türkiye Yüzyılı’nın en büyük teminatı Türk gençliğine teslim ediyoruz. Bağımsızlığımızın timsali ay yıldızlı bayrağımız kutsal vatan topraklarımız üzerinde sonsuza dek gururla dalgalanmaya ve Aziz Türk Milletinin yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle; Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı’mızı zaferle taçlandıran tüm kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyorum. Bağımsızlığımız uğruna toprağa düşen aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimizi minnetle anıyorum. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun” dedi. Atatürk’ün Samsun’a ayak basışını temsil eden Türk bayrağının arkasında toplanan protokol üyeleri, askeri erkan ve vatandaşlar, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın ana programı kutlamalarının yapılacağı İlkadım Atletizm Sahası’na kadar yürüdüler.
Bursa Deprem tedbirleri gereğince tahliye edilen okula bir yıldır çivi dahi çakılmadı Bursa’da risk taşıdığı belirlenen 15 Temmuz İlkokulu deprem tedbirleri gereğince 6 Mart 2023 günü tahliye edildi. Okulda bulunan yaklaşık 960 öğrenci çevredeki farklı okullara gönderildi. Yapılacak güçlendirme çalışmalarıyla 2024 eğitim ve öğretim yılına yetiştirileceği söylenen okulda aradan 1 yıl geçmesine rağmen çivi dahi çakılmadı. Okulda bir an önce güçlendirme çalışmalarına başlanmasını isteyen veliler ellerinde pankartlarla eylem yaptı. Bursa’da Nilüfer ilçesi Beşevler Mahallesi’nde bulunan 15 Temmuz İlkokulu, risk taşıdığı gerekçesiyle 6 Mart 2023’de tahliye edildi. Yaklaşık 960 öğrenci, Öğretmen Mehmet Aras İlkokulu ve Ali Karasu İlkokulu’na nakledildi. Öğrencilerin nakledilmesiyle birlikte kapasiteyi aşan diğer okullarda sabahın erken saatlerinde ders başı yapılırken; öğle arasında 50 dakikalık teneffüs 10 dakikaya indirildi. Ayrıca evleri nakil edildikleri okula uzak olan öğrencilerin velileri servis desteği verilmemesi sebebiyle ekonomik olarak zorluk yaşadı. 2024 eğitim ve öğretim yılına yetiştirilmesi planlanan 15 Temmuz İlkokulu’nda ise aradan geçen bir yılın ardından çivi dahi çakılmadı. Okulun güçlendirilme çalışmalarına bir an önce başlamasını isteyen veliler, yaşanılan mağduriyetin bir yıl daha uzamamasını istedi. Ellerinde pankartlarla eylem yapan veliler; okulun 2024 yılı eğitim ve öğretim yılına yetişmesi için yetkililere seslendi. “4 bin öğrenci ve aile maddi manevi zor durumda bırakıldı” Öğrencilerin nakil edildiği okullardaki öğrenci ve velilerin de mağduriyet yaşadığını belirten 15 Temmuz İlkokulu velilerinden Zehra Ayhan “15 Temmuz İlkokulu 6 Mart 2023 günü, deprem tedbirleri çerçevesinde tahliye edilmiştir. Bu süreçte anasınıfı öğrencilerimiz paravanlarla bölünmüş alanlarda, ilkokul öğrencilerimizde uzak mesafede bulunan iki farklı okula nakledilmiştir. Öğrencilerimiz ve aileleri maddi manevi zorluklar içerisinde 2023 yılı eğitimini tamamlamıştır. 2024 yılı eğitim yılına yetiştirileceği söylenen güçlendirme ve tadilat çalışmaları başlamamıştır. 4 bin öğrenci ve aile maddi manevi zor durumda bırakılmıştır. Nakil gittiğimiz okulların da düzeninin bozulmasına, çocukların mağduriyetine sebep olmuştur. Öğretmen Mehmet Aras İlkokulu ve Ali Karasu İlkokulu’nun okul saatleri değişmiş ve öğrenciler çok erken saatlerde okullarında ders başı yapmışlardır. Öğrencilerin hakkı olan teneffüsleri ellerinden alınmıştır. Çalışan veliler öğleden sonra çocukları için ekstra etüt ve benzeri yerlere para ödemek zorunda kalmıştır. 15 Temmuz İlkokulu öğrencileri 1 ve 2’inci sınıfları Mehmet Aras İlkokulu’na, 3 ve 4’üncü sınıf öğrencileri Ali karasu İlkokulu’na geçici süre ile nakledilmişlerdir. Devam eden bu süreçte, öğrencilerin öğle arası iptal edilmiş, sıkıştırılmış eğitim saati uygulamasına geçilmiştir. Velilere herhangi bir servis desteği sağlanmamıştır” şeklinde konuştu. Güçlendirme çalışmaları halen başlamadı Velilerin yaşanan mağduriyete bir yıldır göğüs gerdiğini belirten Ayhan, “Yetkililer 1 buçuk yıldır çekilen bu sıkıntılı süreci bir yıl daha öteleyip bizi beklemeye mahkum etmişlerdir. Karot örnekleri alınan, güçlendirme prosedürleri belirli seviyeye getirilen okulumuzun tadilatı neden başlatılmıyor? Eğitimde fırsat eşitliği hani tüm çocukların hakkıydı? Neden bir yıl daha çocuklarımız mağdur ediliyor? Veliler olarak, yetkililerin verdiği süreci sabırla bekledik, lakin çocuklarımız adına alınan olumlu ve somut karar maalesef ki yoktur. Çocuklarımızın okulunun üzerindeki bu belirsizliğe bir an evvel son verilmesini istiyoruz. Eğitimde fırsat ve imkan eşitliği çerçevesinde, çocuklarımızı eğitim ve öğretim yuvası olan 15 Temmuz İlkokulu’na kavuşturun. İlgili makamları ve yetkili birimleri, kangrene dönüşen bu mağduriyete çözüm bulmaya davet ediyoruz. Bir yıl daha farklı uzak okullara sürüklenmeyi kabul etmiyoruz. Çocuklarımıza, hakları olan uygun binada eğitim ve öğretim şartlarının sağlayın. 16 aydır çeşitli bürokratik engellerden dolayı çözüme kavuşturulamayan güçlendirme süreci halen başlatılmamıştır. Güçlendirme işlemlerinin bir an önce yapılması ve tekrar aynı binada, okulumuzun açılmasını istiyoruz. Bu nedenle yetkililere sesleniyoruz, tadilat işlemlerinin bir an önce yapılmasını ve çocuklarımızın tekrar, aynı binada edebilmelerini hak ettikleri eğitime devam istiyoruz. Çocuklarımıza ait eğitim yuvası üzerindeki bu belirsizliği en kısa sürede sona erdirin ve 15 Temmuz İlköğretim Okulu’nu 9 Eylülde eğitim ve öğretime açın” ifadelerini kullandı.