Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "’Soykırım yoktur’ diyene hapis, 45 bin avro para cezası vereceklermiş. Akla, rasyonaliteye, bilimselliğe, evrensel hukuk mantığına sırt çeviren bu anlayış, aydınlanma çağını açan Fransa’ya engizisyonun geri dönüşüdür. Bu olay, Fransız parlamentosunun Avrupa’nın temel değerlerine bayrak açmasıdır" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2012 Merkezi Yönetim Bütçe Yasa tasarısı’nın tümü üzerinde görüşmeler yapıldı. Bütçenin tümü özerine yapılan son konuşmalarda hükümet adına söz alan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bugünkü bütçe görüşmelerinin üslup ve içerik açısından çok düzeyli olduğunu belirterek, tüm parti sözcülerine teşekkür etti. "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" diyen Arınç, 2003’ten bu yana hükümetlerinin icraatları ve bütçe uygulamaları ile öngörülerinin başarılı olduğunu söyledi. Yanlışları
olabileceğini de belirten Arınç, "Üç dönemdir sandıktan birinci çıkıyorsak bu milletimizin güvenidir" dedi.
Arınç, konuşması sırasında Genel kurul salonuna giren Başbakan Erdoğan ve daha sonra da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi parti milletvekilleri tarafından ayakta alkışlanması üzerine, "İki defa alkış oldu, önce üstüme alındım. Ama iki genel başkanımızın teşrifleri oldu. Bu alkışları hak ediyorlar" diye konuştu.
Bütçe görüşmelerinin Türkiye’de siyasetin toplam kalitesini göstermesi bakımından önemli olduğunu ifade eden Arınç, milletin kürsüsünde söylenilen her söz ve eylemin de millet tarafından kaydedildiğini söyledi.
Fransa’da, sözde ermeni soykırımını suç sayan yasa tasarısı ile ilgili Türkiye’nin tezlerini AK Parti, CHP ve MHP’li milletvekillerinin hep birlikte savunduğunu belirten Arınç, "Türkiye budur işte. Öyleyse bu üslubu siyasette de kalıcı kılalım. Dün üç partinin bildirisini alkışla karşıladık. Gönül isterdi ki dördüncü parti de buna katılsın ve meclisin gür sesini dünyaya ilan etmiş olalım" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR KURUMUN MİLİTANLAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Arınç, Türkiye’nin artık eski günlere dönmeyeceğini ve artık Türkiye’nin demokratik istikrarı, büyümeyi, refah ve kalkınmayı hazmettiğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargının militanlaştığına yönelik sözlerine yanıt veren Arınç, şunları kaydetti:
"Türkiye’nin demokrasi istikametinde normalleşmesi kararlılıkla devam edecek. Demokrasiyi karartma çabalarına hiçbir zaman prim vermeyeceğiz, demokrasiye tuzak kuranlara fırsat vermeyeceğiz. Demokrasi ve hukuk şemsiyesi bütün vatandaşlarımızı kuşatıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Ne hukuk kurumlarının ne de başka kurumlarımızın militanlaşmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Hukuk reformlarıyla, devletimiz ve milletimizle aynı istikamette yürüyeceğiz. Bütün toplumsal kesimlerin katkısıyla bütün
siyasi partilerimizle olabildiğince en yüksek mutabakatla yeni bir anayasa yapacağız ve 30 yıllık ayıptan kurtulacağız."
"FRANSA’DAKİ ERMENİ YASA TASARISI ENGİZİSYONUN GERİ DÖNÜŞÜDÜR"
Fransa’nın, sözde ermeni soykırımını suç sayan yasa tasarısı ile tarihi yargılamak istediğini ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"Şunu düşünün; neden bugün Maraş’ın adı Kaharamanmaraş’tır? Niye Urfa’ya Şanlıurfa diyoruz? Niçin Antep Gazi’dir. Bağımsızlık mücadelemizi kime karşı verdik biz? İstiklalimizi kimlerden aldık biz. Şahin Bey’leri, Sütçü İmam’ları, kadın erkek şehitlerimizi, genç yeni yetişmiş delikanlılarımızı Fransız işgaline karşı, ülkenin bağımsızlık mücadelesi verirken karşısında silahıyla, süngüsüyle, Fransa işgalci olarak durmuyor muydu? Türk milleti büyük bir infial içinde. Bugün de Hrant Dink’in kardeşi Orhan
Dink’in sözlerine ve Ermeni patriğinin hepimize gerçekten memnuniyet veren, diasporaya karşı meydan okuyuşuna tanık olduk. Neymiş demek ki; ’soykırım yoktur’ diyene hapis, 45 bin avro para cezası vereceklermiş. Akla, rasyonaliteye, bilimselliğe, evrensel hukuk mantığına sırt çeviren bu anlayış, aydınlanma çağını açan Fransa’ya engizisyonun geri dönüşüdür. Bu olay Fransız parlamentosunun Avrupa’nın temel değerlerine bayrak açmasıdır. İstiklal mücadelesini yönetmiş TBMM’de bir süre başkanlık yapmış bir
arkadaşınız olarak söylüyorum; hiçbir parlamento kararıyla ve hiçbir kanunla tarihi yeniden yazamaz ve inşa edemezsiniz. Bu, eşyanın tabiatına da, akla da, mantığa da aykırıdır. Bir tezin konuşulmasının bile peşinen cezalandırılması, ’dünya hareket ediyor, dönüyor’ dediği için dünyanın en ünlü bilim adamını Galile’yi hapse atmak kadar akıl dışıdır. Tarihin, tarihçilerin elinden alınarak, saçma sapan bir kanunla karartılması akla zarar bir hezeyandır. Bir hezeyanın Fransa parlamentosunda oylanması ise
tarihe geçecek bir paradokstur. Fransasız parlamentosu hangi kararı verirse versin, bizim yeni engizisyonculara cevabımız, Galile’nin cevabı ile aynıdır. Fransız parlamenterlerine diyoruz ki, ’Bayanlar baylar, dünya dönüyor’."
"KÜRTLERE HAKKINI VERMEK, BİR BAHŞİŞ, ULUFE DEĞİL"
Kürt’lerin siyasi ve kültürel haklarının tümünün verileceğini belirten Arınç, "Bu bir bahşiş, ulufe değildir. Kimliğini tanıdığınız insanın bütün haklarına da saygı göstereceksiniz" dedi.
BDP’li Pervin Buldan’ın konuşmasına yönelik eleştirilerde bulunan Arınç, Buldan’ın eşinin öldürülmesi ile ilgili sözlerine, "Ben sizin acınızı anlıyorum. Bu acınıza saygı duyuyorum. Acınızı da paylaşıyorum, buna emin olun. Ama bu acıyı yaşayan sadece siz değilsiniz. Oya Eronat’a gösterilen tepkiyi anlamakta zorlanıyorum. O da bu acıyı 18 yaşındaki çocuğu gözünün önünde öldürüldüğü zaman yaşamış bir insandır. En yakınınızı, eşinizi kaybettiniz; hunharca. İnşallah bu olayın gerçek failleri ortaya çıkacak
ve bunun hesabı sorulacaktır. Bu hepimizin görevidir" diye konuştu.
Arınç’ın bu sözleri üzerine, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat gözyaşlarını tutamadı.
Buldan’ın, teröristlerden ’gerilla’ olarak söz ettiğini ve hiç ’terör ve terörist’ demediğini belirten Arınç, "Bu yanlış, Türkiye’de terör var, terörist var ve terörle mücadele var. Siz bunu yapmayın mı diyorsunuz? Kundakta bebek ölüyorsa, dört kızımız taksi içinde öldürülüyorsa, Batman’lı annenin karnındaki 8 aylık çocuk gün görmeden ölüyorsa, konuşmanızda niye buna yer ayırmadınız? Buradan 200 metre ileride, Kumrular’da masum ayakkabı boyacısının hayatına kastediyorlar, buna biryeş demiyorsunuz" dedi.
Arınç, Türkiye’nin asayişini korumanın hükümetin görevi olduğunu belirterek, "Bugünkü terörle mücadele konseptinde başarılıyız. Türkiye şu kadar yıl içinde mücadele etmiştir ama son dört aylık mücadele netice vermeye başlamıştır. TSK’da kimyasal silah envanteri yoktur. Kimyasal silah kullanmadık, kullanmayız. Ne böyle bir silahımız var ne de olsa kullanmayı düşünürüz. Kimyasal silah insanlık ayıbıdır, vahşettir. Bugün terörist mi, masum vatandaş mı olduğu ayırt edilmeyen kimseye silah doğrultulmuyor"
diye konuştu.