Türk Dünyası`ndan Sorumlu Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türk Ocağı Eskişehir şubesinin düzenlemiş olduğu 100. yıl programına katıldı.
Programa, AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca, Eskişehir Valisi Dr. Kadir Koçcemir, Türk Ocağı Genel Başkanı Nuri Gürgür, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı Eskişehir Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen, Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan ve davetliler katıldı.
Programda konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, TBMM`de geçen bir yasa ile Kuran`ı Kerim ve peygamber efendimizin hayatının seçmeli ders olarak görülebileceğini söyledi.
Türk dünyası ile en büyük köprünün din olduğunu ifade eden Bozdağ, "Bugün milletimizin yaşayan kesimi ile geçmişte yaşadığı kesimin yaşadığı değerleri biz bugün buluşturmalıyız. Türk dünyasındaki yıkık köprüleri yeniden inşa etmeliyiz. Din, Türk Dünyası, Balkanlar, Ortadoğu, Asya, Afrika ve pek çok yerde din köprüsü bizi birbirine bağlayan dün ile bugüne bağlayan gelecekte de bizi var edecek olan en önemli ve vazgeçilmez köprülerden biridir. Din, dil, ortak tarih, ortak kültür, sanat, ekonomi, siyaset
bir köprüdür. Onlarca aramızda köprüler var. Hem milletimizde hem de gönül coğrafyamızda köprüler var. Bunu iyi kullanmak zorundayız. Orta Asya`da ve birçok yerde din bizi birbirine bağlayan en büyük köprüdür. Milyonlarca kilometre karedeki insanlar aynı Allah`a inanıyorlar. Aynı Peygambere inanıyorlar. Aynı kitaba inanıyorlar. Aynı büyük alimlerin ürettikleri ilimden feyz alıyorlar. O yüzden bizim bu köprüleri doğru kullanmamız gerekir. Din köprüsünü güçlendirmeliyiz ve dinimizin doğru öğretilmesi, doğru
öğrenilmesi, doğru yaşanması için Türk Ocağı önemli. TBMM kabul edilen en son yasa ile önemli tarihi bir adım atıldı. Kuran`ı Kerimin ve Peygamber Efendimizin hayatının ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulacak olması bu köprünün en önemli adımlarından bir tanesi olmuştur. İnşallah bu köprü Türkiye`nin mana kökü ile milletimizi daha fazla buluşturacak. Türk dünyası İslam Dünyası, bütün dünyadaki kardeşlerimizle bizi daha güçlü buluşturacaktır" dedi.
Dil konusunda oldukça zayıf olduğumuzu ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
"Dil köprüde oldukça zayıfız. Yanlış politikalarla ve dayatmalarla Türk devletleri arasındaki köprü çok kötü bir duruma getirmiştir. Kültür tarih, sanat büyün bunlar önemli köprülerden bir tanesidir. Bugün bir Kaşgarlı Mahmut, İbni Rüşd, İbni Sina, Yunus Emre gibi ilim irfan sahibi insanlar bugün yetiştirebiliyor muyuz? Bunu kendimize sormamız lazım. Yunus`un dilini tüm dünyaya duyurmak için hükümet olarak çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Bugün 25 ülkede Yunus Emre Kültür Merkezini faaliyete
geçirdi. En son olarak Başbakan`ın Tahran ziyaretinde İran`da açtık."
Eskişehir`in Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşunun adımlarının atıldığı yerlerden biri olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Bugün İnönü zaferlerinin 91. Yılını kutluyoruz. Şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Bugün 100. Yılını kutladığımız Türk Ocağının kuruluşundan itibaren 190 Tıbbiyeli ile birlikte emeği geçen herkesi şükranla anıyorum" dedi.
Cumhuriyetin başlangıcından itibaren Türk Ocakları`nın pek çok sıkıntılar yaşadığını kaydeden Bozdağ şunları söyledi:
"Türk Ocağını zaman geldi İngilizler kapattı. Zaman zaman darbeciler kapattı. Kimin çıkarına bir şey gördüyse bu ocağı kapattılar. Ama bunu yapanlar artık yok. Türk Ocağı hala yanıyor. Dileğimiz bu ocağın her zaman tütmesi, her zaman yanması. Çıkardığı ışıkla Türk dünyasının aydınlatmasını istiyoruz. Hayırda, güzellikte yarış yapan bu tür ocaklar kilit vurulmaz. Bu ocaklar yansın. Bu ocaklar ülkemizin birliğinin beraberliğinin sembolüdür. Türk Ocaklarının kurulması ve öncesi, nice zorlu yıllar
yaşadığımızı ve yine aynı dönemde büyük mücadelelerin verildiğini ve zaferlerin altına imza atıldığını görüyoruz. Türk Ocağı`nın tarihi bu açıdan son derece öğretici ve yol göstericisidir. Yolumuzu doğru seçmekte ve selametle yürümekte en büyük rehberdir. Bu ocağın gönüllüleri zorlukları aşarak başarılı oldular. Bugün ve gelecekte daha başarılı olmamız için bilimde, teknolojide, sanatta doru okumalı ve politikalarımızı sürekli güncellemeliyiz. Bugün olup biten her şeyi gören yarı
olabileceklerini de herkesten önce görüp yol alan bir anlayışa sahip olmamız lazım. Bu ocak her zaman yanmalı. İnsanlık hayrına nimetler pişmelidir. Yaşatmayı hedef almalı. Ayrılın değil, birik her daim bu ocaktan güç bulmalı. Bu ocaktaki ateş insanı yakmak için değil, yaralarını sarmak içindir. Bugünkü Türkiye dünkü Türkiye`ye kıyaslanamayacak şekilde değişmiş ve güzelleşmiştir. Bizim gönül coğrafyamızdaki etkinliğimiz milyonlarca kilometrekaredir. Biz gönül coğrafyasında da büyümenin hedefleri
içerisindeyiz. Türk ocaklarına büyük görevler düşüyor. Türk ocakları gibi bu milletin ruh ve mana köküne sadakatle bağlı bütün sivil topluma büyük görevler düşmektedir."
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türk Ocağı`nın 100. yıl anısına kuruluşlara belge verdi.