YEREL HABERLER - 26 Mart 2012 Pazartesi 16:38

KAYSERİ`DE ``˜İNSANLIK İÇİN SURİYE BULUŞMASI` YAPILDI

A
A
A
KAYSERİ`DE ``˜İNSANLIK İÇİN SURİYE BULUŞMASI` YAPILDI

Çok sayıda STK ``˜İnsanlık İçin Suriye Buluşması` adıyla bir araya geldi. Buluşmada Baas zulmü anlatıldı.
Melikgazi Belediyesi Konferans Salonu`nda düzenlenen ``˜İnsanlık İçin Suriye` buluşmasına Sivil Dayanışma Platformu, Türkiye Gönüllü Kültür Teşekkülleri Vakfı, İslam Dünyası Sivil toplum Kuruluşları Birliği, Suriye İnsani Yardım ve Kalkınma Derneği ile MAZLUMDER, İHH, Anadolu Platformu ve benzeri STK`lar ile çok sayıda vatandaş katıldı.
SDP başkanı Ayhan Ogan, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Koordinatörü Cihangir İşbilir ve Suriye İhvanı Müslim Teşkilatı temsilcisi Dr. Amir Abu Salame`nin konuşmacı olduğu programın öncesinde Suriye de şehit düşenler için Kur`an-ı Kerim okundu, Kayseri Gönüllü Kültür Teşekkülleri sözcüsü Ahmet Taş selamlama konuşması yaptı.
Programda ilk konuşmayı yapan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Koordinatörü Cihangir İşbilir, tüm İslam dünyasının bir bütün olduğunu bu dünyada yaşanan her türlü zulüm ve haksızlığın Müslümanları ilgilendirdiğini, Suriye`de 40 yılı aşkın bir süredir devam eden Baas yönetimi zamanında baba Hafız Esed ve oğul Beşar Esed döneminde bu ülkede halka büyük zulüm ve katliamlar yapıldığını, akan kanın durdurulması için Türkiye devleti ve toplumuna sorumluluk düştüğünü söyledi.
SDP başkanı Ayhan Ogan da, bölgede Suriye halkına sahip çıkan tek devletin Türk halkı olduğuna dikkat çekti. Batılıların Baas`ın akıttığı kanı durdurmak için çaba sarf etmediğine değinen Ogan, Türkiye`nin bölgede, halkın tercihlerini dikkate alan bir yönetim kurulması için çalışmada bulunduğunu dile getirdi.
Suriye İhvanı Müslim teşkilatı temsilcisi Dr. Amir Abu Salame Suriye halkının 1970`li yıllardan beri iktidarda olan Baas rejiminden çok zulüm gördüğünü, Hafız Esed İn 1982 de yaptığı Hama katliamında 40 bine yakın insanın öldüğünü, on binlerce insanın akıbetinin hala bilinmediğini, bir milyondan fazla insanında yurt dışına kaçmak zorunda kaldığını ifade etti.
Mart 2011 de Dera da başlayan özgürlük mücadelesinin aşama aşama tüm Suriye ye yayıldığını bildiren Dr. Amir Abu Salame Suriye halkının, her türlü zulümden uzak insanca, özgürce bir hayatı talep ederek; ülkenin milli gelirinden hak ettikleri payı almayı ayrıca din, dil, ırk ayrımı yapılmadan adaletli bir yönetimi talep ettiklerini bu konuda hiçbir ülkeyle de işbirliği yapmadıklarını belirterek devam eden ayaklanmanın ABD ve Batı destekli olduğu suçlamalarının doğru olmadığını kaydetti.
Özgürlük mücadelesinin başladığı bir yıldan bu yana Türkiye halkının ve hükümetinin Suriye halkına verdiği desteğe teşekkür eden Amir Abu Salame, ``Türkiye ve Suriye halkı kardeştir zor zamanlarda kardeşin kardeşinin yardımına ihtiyacı olur. Suriye halkı bugün zor bir dönemdedir kardeş Türkiye halkının yardımına ihtiyacı vardır ne olur bizden yardımınızı esirgemeyin.`` diyerek programa katkısından dolayı Kayseri Gönüllü Kültür Teşekküllerine teşekkür etti.
Program Suriye halkı için ve şehitler için yapılan dua ile sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Bakan Kurum: "İnsanları sokağa çağıran kimse, hesabı da günü geldiğinde o verecek" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Adıyaman’da yaptığı konuşmada, "İnsanları sokağa çağıran kimse, hesabını da günü geldiğinde verecek" açıklamasında bulundu. Partisinin Adıyaman’daki iftar programına katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarıyla ilgili konuştu. Bakan Kurum, "Sizler burada, milletimizin yarınları için alın teri dökerken, adeta bir yeniden doğruluş destanı yazarken bu ülkenin ana muhalefeti ne yapıyor? Bir yaraya merhem oluyorlar mı? Bir şehirde çivi çakıyorlar mı? Bir hizmete omuz veriyorlar mı? Cevabı çok açık, hiçbir işe katkı vermiyorlar. Biz bunların hizmete kabiliyetlerinin olmadığını biliyorduk ama tahammülleri de yokmuş bunu da yeni öğrendik. Bunlar lafa geldi mi mangalda kül bırakmazlar ama hadi hizmetin yok, bari gel bu emekçileri takdir et desek, dut yemiş bülbüle dönerler. Bir de arada bir deprem bölgesine gelip siyasi fırsatçılık peşinde koşarlar, afetzede kardeşlerimizin moralini bozarlar. Adıyaman şahit olsun. Her kim deprem bölgesinde fırsatçılık yapmaya kalkarsa karşısında beni bulur. Her kim benim afetzede kardeşlerimin moralini bozmaya kalkışırsa karşısında bu kardeşinizi, bu evladınızı bulur. Bunlar, deprem bölgesinde yaptıkları yetmezmiş gibi şimdi de Türkiye’nin sokaklarını karıştırmak istiyorlar. Arkadaşlar, siyaset en başta sorumluluk sahibi olmaktır, kırk düşünüp bir konuşmaktır, sözün sonuçlarına da katlanmaktır. Buradan soruyorum; sokaklarda bir kardeşimizin, bir polisimizin burnu kanasa bunun hesabını kim verecek? Ben söyleyeyim, insanları sokağa çağıran kimse, hesabı da günü geldiğinde o verecek. Bakın şayet Özgür Özel gerçekten sorumluluk sahibiyse önce başını ellerinin arasına alacak, panik haldeki sorumsuz açıklamalarına son verecek, demokratik siyasetin sorumluluğuyla konuşulan tüm iddialara cevap bulacak, milletimizi aydınlatacak. Sonra da milletin karşısına çıkacak ve yalanları değil hakikatleri konuşacak. Aksi halde konuştuğu her şey tarih önünde de, siyaset sahasında da, millet nezdinde de boştur, yalandır, saçmalıktır. Meselenin özeti budur" dedi. Adıyaman İndere Bölgesinde kalıcı deprem konutlarının Türkiye’nin en büyük şantiye alanı haline geldiğine dikkat çeken Bakan Kurum, "Tam 3 bin 481 şantiyede, söz verdiğimiz tüm yuvalarımızın inşasını başlattık. 31 bin 406 yeni yuvamızla Adıyaman’ımızı baştan aşağı yeniden inşa ettik. Bugün Adıyaman’ın neresine giderseniz gidin, her mahallesinde, her sokağında mutlaka bir projemizi görmeniz mümkündür. Tam da bu noktada İndere’ye ayrı bir parantez açmak istiyorum. İndere Projemiz; Türkiye’nin en büyük şantiyesidir. 5 Milyon metrekarelik bu devasa alandaki projemiz tamamlandığında; sadece Adıyaman’ın yeni Uydu Kenti değil, bölgenin de en önemli cazibe merkezi olacak, yepyeni bir şehircilik harikası olacak. Hamdolsun şu anda İndere’de ve Adıyaman genelinde olduğu gibi deprem bölgesinin genelinde konutlarımızı hızla yapıyoruz. Şu anda 11 ilimizde teslim ettiğimiz yuva sayısı 201 bin 580’i aşmış durumda. Allah’ın izniyle gayretimizi sürdüreceğiz ve Adıyaman’ımızda 12 bin yeni konut ve iş yeri daha yaparak, konut sayımızı 43 bine ulaştıracağız. Deprem bölgemizin her yerine yayılan tam 453 bin yuvayı sizlere teslim edecek; evine kavuşmayan tek bir kardeşimizi bırakmayacağız. Adıyaman’da sadece konut mu yapıyoruz? Elbette hayır. Çünkü biz tarihi alanlarından gençlik merkezlerine ve yeşil alanlarına kadar yaşayan ve yaşatan bir Adıyaman istiyoruz. Bundan dolayı da bir yandan Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezi’mizde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Diğer yandan Eski Hükümet Konağı’nın bulunduğu alanda yeni bir cazibe merkezi kuruyoruz. İnşallah tüm çalışmalarımız bittiğinde, benim Adıyamanlı kardeşim, tarihine kültürüne yakışır bir şehirde huzurla, güvenle, mutlulukla yaşayacak. Esnafımızın dükkanlarından bereket taşacak, yuvalarımız huzurla dolacak, çocuklarımızın gülen yüzü bir daha hiç solmayacak. Ben, Adıyaman’ı geleceğe taşıyacak tüm bu eserlerin, şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Allah’ın izniyle biz cumhur ittifakı ve AK Parti olarak, cumhurbaşkanımızın liderliğinde; Adıyaman’da olduğu gibi tüm deprem bölgesinde, zoru kolay etmeye, başarılamaz denileni başarmaya kararlılıkla devam edeceğiz" diye konuştu. Programa, Çalışma, Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, Adıyaman milletvekilleri Mustafa Alkayış, Resul Kurt, İshak Şan, Hüseyin Özhan, AK Parti İl Başkanı Bülent Kablan ve çok sayıda partililer katıldı.
Malatya Bakan Uraloğlu’dan Malatyalılara hızlı tren müjdesi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Malatya-Sivas-Malatya-Narlı üzerinde Akdeniz’e ulaşan demiryolu projelerimizi bitirdik. Projeyi hayata geçirme gayreti içerisinde olacağız" dedi. Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Malatya’ya gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AK Parti Malatya İl Teşkilatı’nın Geleneksel İftar Programına katıldı. AK Parti Malatya İl Başkanı Ali Bakan, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, partinin milletvekilleri ile ilçe belediye başkanları ve partililerin katıldığı programda konuşan Bakan Uraloğlu, Malatyalılara ne söz verildi ise hayata geçirildiğini kaydetti. "36 kilometre olan bölünmüş yol ağınızı 471 kilometreye çıkardık" AK Parti iktidarlarında Malatya’ya kazandırılan hizmetlere dair bilgilerde paylaşan Bakan Uraloğlu, "Kuzey kuşak çevre yolu sözünü vermiştik. 53 kilometre uzunluğundaki yolun 38 kilometrelik kısmını tamamlayarak hizmete açtık. Geri kalan bölümünü ise yılın sonunda tamamlayarak hizmete açacağız. Malatya’mızda bölünmüş yol uzunluğu sadece 36 kilometre idi, biz bunu 471 kilometreye çıkardık. Sıcak karışımlı kaplamalı yolumuz yoktu bunu da 350 kilometrelik bir seviyeye getirdik. Bir çok yolumuzu beraberinde yaptık. Demir yollarında mevcut hatları yeni baştan iyileştirdik" dedi. "Malatya’mızı hızlı tren ile buluşturacağız" Malatya’yı hızlı tren ağları ile buluşturmak için gayret ettiklerini belirten Bakan Uraloğlu, "Gerek Malatya-Sivas gerekse Malatya-Narlı üzerinde Akdeniz’e ulaşan demiryolu projelerimizi bitirdik. Bu projeleri hayata geçirmek gayreti içerisinde olacağız. Deprem konutların bağlantı yollarını da bitiriyoruz. Yıl sonuna kadar bu yolları tamamlamış olacağız" diye konuştu
İstanbul İstanbul Barosu Başkanı Kabaoğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verildi İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin de aralarında olduğu 11 kişinin görevlerine son verilmesi ve yerine yeni yönetimin seçilmesi talebiyle açılan davanın duruşmasında karar açıklandı. Mahkeme, İstanbul Barosu Başkanı Kabaoğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesine karar verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, İstanbul 1 No’lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin de aralarında olduğu 11 kişinin görevlerine son verilmesi ve yerine yeni yönetimin seçilmesi talebiyle dava açılmıştı. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2. celsesi görülen duruşmada İstanbul 1. No’lu Barosu Başkanlığı avukatları, davalı İbrahim Özden Kabaoğlu, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı ve Bengisu Kadı Çavdar katıldı. Duruşmaya Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da katıldı. Duruşmada avukatların savunmalarının ardından mahkeme kararını açıkladı. Mahkeme, İstanbul 1. Nolu Barosu Yönetim Kurulu üyeleri olan davalıların, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun "Amaçları dışında faaliyet gösteren barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır" maddesi gereğince görevlerine son verilmesine hükmedildi. Olayın geçmişi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 21 Aralık 2024’te İstanbul Barosu’nun resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamayla terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıklar Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in övüldüğüne yönelik "terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarından soruşturma başlatılmıştı. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Yönetim Kurulu Üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar hakkında kovuşturma yapılması için Adalet Bakanlığı’ndan izin talep edilmişti. İznin çıkmasının ardından İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ile Baro Yönetim Kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar’ın görevlerine son verilmesi ve yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talepli davanameyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmıştı.