POLİTİKA - 25 Mart 2012 Pazar 14:40

BAKAN AKDAО`DAN BDP`YE: "ŞEHİDİMİZ İÇİN SİZ NE HİSSETTİNİZ"

A
A
A
BAKAN AKDAО`DAN BDP`YE: "ŞEHİDİMİZ İÇİN SİZ NE HİSSETTİNİZ"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, BDP`ye seslenerek, "Haince bir kurşunla hayatına baharında nevruz gösterilerinde şehit olan Ahmet Toprakoğlu kardeşimiz için siz neler hissettiniz? Sizin yüreğinizde hiçbir şey kıpırdamadı mı? Sizin için İmralı`daki terörist başının dışarıya çıkması o şehit kardeşimizden daha mı önemli" dedi.
Bakan Akdağ, Adana`da Adnan Menderes Kapalı Spor Salonu`nda düzenlenen AK Parti Seyhan İlçe 4. Olağan Kongresi`nde BDP, CHP ve MHP`yi eleştirdi. BDP`yi nevruz olayları ve Abdullah Öcalan üzerinden eleştiren bakan Akdağ, CHP ve MHP`ye de yapılan hizmetler ve 1940 ve1950`li yıllar arasında yaşanan olaylar üzerinden yüklendi. Bakan Akdağ, hizmetlerine devam edeceklerini belirterek, "Bu hizmetleri yürütürken bu güzel ülkemizde siyasetlerini İmralı`daki terörist başına endeksleyenlere de sesleniyorum. Onlar
ne yaparlarsa yapsınlar bu ülke kalkınmasına devam edecek" diye konuştu.
"TERÖRİST BAŞININ DIŞARIYA ÇIKMASI O ŞEHİT KARDEŞİMİZDEN DAHA MI ÖNEMLİ?"
Kardeşlik hukukunu genişletmeye devam edeceklerini vurgulayan Bakan Akdağ, "Bu ülkede kardeşi kardeşe düşman edemeyecekler. Biz Türkü ile Kürdü ile Arabı ile kardeşlik hukukumuzu genişletmeye devam edeciğiz" dedi.
Akdağ, yakın zamanda Adana`dan iki şehit verildiğini hatırlatarak şöyle konuştu:
"İki vatan evladını, Adanalı iki kardeşimizi daha şehit verdik. Biz biliyoruz şehitler ölmez, biz biliyoruz onlar cennete gittiler ama elbette ki yüreğimiz de dağlanıyor. O kardeşlerimizden Şırnak`ta terör örgütüne yönelik operasyonda şehit olan özel harekat polislerinden Arif Mamış ve Şırnak`ta nevruz gösterilerinde haince açılan ateş sonucu şehit olan Ahmet Toprakoğlu kardeşimizi toprağa verdik. Toprakoğlu idi toprağa verdik. Ruhu şad olsun, Allah rahmet eylesin, bizleri de onların şefaatlerine nail
eylesin. Bir gösteride ufacık bir yanlış olduğu zaman bir BDP`linin kılına halel geldiği zaman Türkiye`yi ayağa kaldırmak isteyen BDP`li yöneticilere sesleniyorum buradan. Haince bir kurşunla hayatının baharında nevruz gösterilerinde şehit olan Ahmet Toprakoğlu kardeşimiz için siz neler hissettiniz? Sizin yüreğinizde hiçbir şey kıpırdamadı mı? Sizin için İmralı`daki terörist başının dışarıya çıkması o şehit kardeşimizden daha mı önemli?` Bunun peşine düşmüşsünüz. Ben o BDP`lilere sesleniyorum, BDP`li
yöneticilere sesleniyorum; şehit Ahmet Toprakoğlu`nun babası Cebrail Toprakoğlu cenazede `Ben de Kürdüm, ben de doğuluyum, ne farkı var, kız almışız kız vermişiz. Hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar. Oğlumu şehit verdim. Gerekirse bir tane daha şehit veririz` diyor. Biz bu babalara itimat ediyoruz. Biz bu babalara imreniyoruz. Eğer siyaset yapacaklarsa, terörist başını referans göstermesinler. Bu vatan toprağını muhafaza etmeye ve bu vatan toprağı üstünde Kürdünü, Lazını, Çerkezini ayırmadan 75
milyon kardeşimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Biz AK Parti ailesi olarak gecemizi gündüzümüze katarak bu mücadeleye devam edeceğiz."
"BU MİLLET BİR MİLLİ ŞEF DÖNEMİNİN ZULMÜNÜ YAŞADI"
Halkın geçmişte çok zor günler geçirdiğini ifade eden Bakan Akdağ, "Milletimiz Kurutuluş Savaşı ile ülkeyi düşman çizmesinden kurtardı, ama daha sonra 1940-1950 yılları arasında bu millet bir milli şef döneminin zulmünü yaşadı" diye konuştu.
Bir jandarma onbaşısının bulunduğu bölgede kolluk kuvvetinin, savcının ve hakimin de yerine geçtiğini söyleyerek şöyle devam etti:
"Biz bunları unutmadık. Dedelerimiz babalarımız, bize anlattılar. Benim babaannemin babası Ahmet Hoca Erzurum`un İspir kazasının Çakmaklı köyünde ezanı Arapça aslından okudu diye bir jandarma onbaşısı onu 3 gün ahıra hapsetmişti. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp, konuşuyor. Ey Kılıçdaroğlu, sen neyi konuşuyorsun? Sen neye sahip çıkıyorsun? Bunlara mı sahip çıkıyorsun? Sen istediğin kadar boş konuş, sen istediğin kadar bu ülkenin gözbebeği başbakanına, mazlum milletlerinin ümidi olmuş büyük lidere her gün
hakaretler saç, hakaretler kus, bir fayda etmez. Bu millet kendisine hizmet edenin yanında durur. Bugüne kadar böyle yapmıştır. Bu millet vefalıdır, bu millet kendisine hizmet edeni gözünden tanır. Ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli eğer bir maharetiniz varsa her gün hakaret etmek yerine millete nasıl hizmet edeceğinizi anlatın."
Kongreye, Bakan Akdağ ile birlikte Devlet eski Bakanı Güldal Akşit, AK Parti Adana Milletvekilleri Fatoş Gürkan, Necdet Ünüvar, Necati Çetinkaya, Mehmet Şükrü Erdinç ve Ali Küçükaydın ile birlikte çok sayıda partili katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Şampiyon sporcular Eren ile bir araya geldi 15. Uluslararası Kemer Bocce Turnuvası Raffa, Volo ve Petank kategorilerinde Antalya’da düzenlendi. Elazığ’ı temsil etmek üzere turnuvaya katılan sporculardan 2 Türkiye Şampiyonluğu geldi. Şampiyona sonrasında sporcular ve antrenörleri Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren’i ziyaret etti. Türkiye Bocce Bowling Dart Federasyonu tarafından Kemer Bahri Tanrıkulu spor salonunda yapılan turnuvaya 20 ülkeden 60 sporcu katılım sağladığı müsabakada Elazığ takımları sporcularından Beyza Yıldırım, Pelin Filiz ve Muhammet Yıldız şampiyonu oldu. Antalya’nın Kemer Bahri Tanrıkulu spor salonu ve Kemer bocce sahasında düzenlenen 15. Uluslararası Kemer Bocce Turnuvasına 20 ülkeden 60 sporcu katılım sağladı. Elazığ’ı Antalya’da temsil eden takımlardan Petank disiplininde sporcularımızdan Beyza Yıldırım ve Pelin Filiz Çift Kadınlar kategorisinde 1. olarak milli takıma katılmaya hak kazanırken, üçlü takım kategorisinde de Muhammet Yıldız 1. oldu. Şampiyona sonrasında başarılarından ötürü Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren sporcuları ve antrenörlerini davet ederek çeşitli hediyeler verip, makamında ağırladı. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren, yaptığı açıklamada, ’’Antalya ilinde 20 ülkeden 60 sporcunun katılımıyla gerçekleştirilen 15. Uluslararası Kemer Bocce Turnuvasında Elazığlı sporcularımız 2 ayrı kategoride 2 ayrı Türkiye şampiyonluğu elde ettiler. Böylesine büyük bir turnuvayı ülkemiz de düzenlemenin verdiği mutlulukla beraber ilimize gelen başarıların mutluluğunu da yaşadık. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak birçok branşa verdiğimiz değeri bocceye de veriyoruz ve inanıyoruz ki ilimiz adına bu branşta daha güzel başarılara imza atacağız. İlimizi temsilen turnuvaya katılan sporcularımızdan, Beyza Yıldırım ve Pelin Filiz Türkiye 1.’si olurken aynı zamanda milli takıma katılmaya hak kazanmıştır ve aynı zamanda üçlü takım kategorisinde Muhammet Yıldız 1. olmuştur. Elde etmiş oldukları bu başarılardan ötürü kendilerini ve antrenörlerini tebrik ediyor, ziyaretlerinden ötürü teşekkür ediyoruz’’ dedi.
Aydın Belediye temizliyor, duyarsızlar kirletiyor Nazilli Belediyesi tarafından başlatılan temizlik seferberliği kapsamında rutin olarak temizlenen alanlara duyarsız vatandaşlar tarafından bırakılan çöp yığınları halk sağlığını tehdit ediyor. Kent merkezinde vatandaşların yoğun olarak kullandığı meydan, cadde ve sokaklar başta olmak üzere park ile sosyal etkinlik alanlarına gelişigüzel bırakılan çöp ve molozlar nedeniyle Nazilli Belediyesi vatandaşlara duyarlılık çağrısında bulundu. Her gün sabah erken saatlerde temizlik faaliyetlerine başlayan ekipler, temizlenen noktalarda öğle saatlerine kadar yeniden çöp yığınları oluştuğunu ifade ederek bu görüntülerin Nazilli halkına yakışmadığını dile getirdi. Kahvehanelerin bulunduğu alanlar başta olmak üzere hemen hemen tüm sokaklarda izmaritlerin yere atılması, okul bölgelerinde öğrencilerin içecek kutuları, gıda paketleri gibi atıkları yollara bırakması, esnafların dükkan önlerinde çöplerini sokaklara atması, mesire alanlarından her hafta kamyon dolusu atık toplanması, çöp konteynerlerinin yanına moloz yığınlarının bırakılması, çocuk parklarına alkol şişelerinin atılması ise durumun önemini gözler önüne seriyor. Nazilli halkına duyarlılık çağrısında bulunan Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik; “Ekiplerimiz insanüstü bir gayretle 7 ay önce başlattığımız temizlik seferberliği kapsamında Nazillimizin 82 mahallesinin tamamına hizmet veriyor. Ancak bugün geldiğimiz noktada bir kez daha gördük ki halkımızın desteği olmadan bunu başaramayız. Halkımızdan rica ediyoruz; çocuklarımızın bizlere emaneti olan bu dünyaya iyi bakalım. Sokaklar çöp atma alanları değil. Nasıl ki evlerimizde çöplerimizi halının üstüne atmıyorsak caddelere sokaklara da atamayız. Nazilli’de bu manzaraları gördükçe şehrim adına üzülüyorum. Gelin, sizler de başlattığımız temizlik seferberliğine destek verin” dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Üniversitelerin kapısı ardına kadar açık olmak zorundadır" İstanbul Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yıl Açılış Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Üniversite evrensel şehir, evrensel bir alan demektir. Üniversitelerde ön yargılara, zihinsel kalıplara ve normlara yer yok. Üniversiteler zihni açık insanların yeridir. Her türlü farklılığa, değişik görüşe açık olan bir alandır. İstanbul Üniversitesi ilimin kapısıdır. Bu kapı ardına kadar açık olmak zorundadır" dedi. İstanbul Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı düzenlenen açılış töreniyle başladı. İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen açılış töreni, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Valisi Davut Gül, Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar ve çok sayıda öğretim üyesi ile öğrencinin katılımıyla gerçekleşti. Saygı duruşu ile başlayan törende İstiklal Marşı okundu. Ardından İstanbul Üniversitesi’nin gelecek vizyonunun anlatıldığı ’Perspektif 2053’ kısa filmi izleyicilere sunuldu. Filmin izlenmesinden sonra ise açılış konuşmaları yapıldı. "’Tek tip’ üniversite istemiyoruz" Törende bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bulundukları şehre değer katan üniversiteler, toplumsal sorumluluk projeleri ve yerel kalkınma programları ile bölgesel eşitsizlikleri azaltır. Aynı zamanda sosyal bütünleşmeye katkıda bulunur. Ayrıca, uluslararası işbirlikleri sayesinde küresel bir bilgi ağı kurarak, geleceğin bilim insanlarını ve liderlerini yetiştiren stratejik bir öneme sahiptirler. Bugün bizleri bir araya getiren İstanbul Üniversitesi, bu misyonların ülkemizde en güçlü şekilde yerine getiren yükseköğretim kurumlardan biridir. Az önce ekranlarda da olduğu gördük. Biz üniversitelerin açık sistemler olmasını istiyoruz. Etrafında fiziki duvarlar olur olmaz bir şey diyemem ama zihinlerde bu duvarlar olmamalıdır. Bu çok önemli. Üniversite evrensel şehir demektir, evrensel bir alan demektir. Üniversitelerde ön yargılara, ön kabullere yer yok. Üniversite de zihinsel kalıplara, normlara yer yok. Üniversiteler zihni açık insanların yeridir. Her türlü farklılığa, değişik görüşe açık olan bir alandır. İstanbul Üniversitesi ilimin kapısıdır. Bu kapı ardına kadar açık olmak zorunda. Az önce de açık olduğunu gördük. Bütün üniversitelerimizin böyle olmasını istiyoruz. Sonuçta toplum üniversite için bir fedakarlık yapıyor. Tarlada çalışan, inşaatta ter döken vatandaşımızın, fabrikada gün boyu mesai harcayan birçok insanın emeğiyle ortaya çıkan değer ve vergilerimizle üniversitelerimizi destekliyoruz. Bunun da karşılığını toplum olarak üniversitelerimizden bekliyoruz. Bu karşılığı alabilmemizin yolu da toplum ve üniversitenin etkileşimidir. ‘Tek tip’ üniversite istemiyoruz. Üniversitelerimiz farklılaşsın içinde bulundukları bölgelere, şartlara göre mutlaka farklı işlevleri olan üniversiteler olsun. Birbirinin kopyası olan üniversitelerimizin ülkemize bir yere kadar değer katabilirler. Ama farklılaşan üniversiteler, belli alanlara yoğunlaşan o alanlarda dünya ölçeğinde işler yapan üniversiteler, ülkemize çok daha büyük değerler katar" ifadelerini kullandı. "Kadınların okullaşma oranını yüzde 14’ten yüzde 51’e çıkardık" Cumhuriyetin en kıymetli özelliğinin fırsat eşitliği olduğunu belirten Yılmaz, "Bazen sloganlar, ideolojik tartışmalar oluyor. Bence en kıymetli şeylerden biri budur. Hangi yörede doğarsanız doğun, hangi sosyoekonomik gruptan olursanız olun, devlet - ülke size bir fırsat sunuyorsa işte bu çok kıymetlidir. Bu açıdan şunun altını çizmek isterim: Fırsat eşitliği herkesin çaba göstererek daha iyi yerlere gelebileceği ortamı ifade eder. Ama o fırsatı değerlendirip, değerlendirmemek herkesin bireysel çabasına kalmıştır. Genç kızlarımızın, kadınlarımızın eğitime erişimi son 22 yılda iktidarımız döneminde en fazla önem verdiğimiz şeylerden biri bu oldu. Okul öncesinden yükseköğretime kadar kadınların okuma ve okullaşma oranlarında ciddi bir gelişme sağladık. Kadınların okullaşma oranını yüzde 14’ten yüzde 51’e çıkardık. Eğitimdeki bu dönüşümün toplumsal etkilerini önümüzdeki dönemlerde çok daha rahat göreceğiz. Bundan 20 yıl önce 182 bin olan yurt yatak kapasitemizi bugün 993 bine ulaştırdık; dünyada en fazla örgün öğrenci başına yurt, oda sayısı olan ülkelerden biri biziz. TBMM’de görüşmelerine başladığımız 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifimizde eğitime öncelik verdik ve yüzde 14,8 ile en yüksek payı ayırdık. Bunların yanı sıra, göreve geldiğimizde 64 bin civarında olan öğretim elemanı sayısını bugün 185 bine çıkararak ülkemizi OECD ülkeleri arasında 8. sıraya taşıdık. Bu sayısal artış, bilimsel çalışmalara ve üretime de yansıdı; ülkemizi bilimsel yayınlar açısından dünya sıralamasında 29. sıradan 17. sıraya yükselttik. Ülkemizin yükseköğretimdeki başarısı, uluslararası raporlarla da tescilleniyor. İstanbul Üniversitesi, ARWU (Academic Ranking of World Universities) Sıralaması’nda ilk 500 üniversite arasında yer alıyor" şeklinde konuştu.