YEREL HABERLER - 24 Mart 2012 Cumartesi 14:38

TÜRKİYE KENT KONSEYLERİ PLATFORMUNUN SONUÇ BİLDİRGESİ

A
A
A
TÜRKİYE KENT KONSEYLERİ PLATFORMUNUN SONUÇ BİLDİRGESİ

Didim Kent Konseyi`nin ev sahipliğinde gerçekleşen Türkiye Kent Konseyleri Platformu toplantısının sonuç bildirgesiyle kamuoyuyla paylaşıldı.
Didim Kent Konseyi`nin ev sahipliğine yapılan Türkiye Kent Konseyleri Platform 6. toplantısı 17-18 Mart 2012 tarihlerinde Didim`de, 73 Kent Konseyinden ve 220 katılımcıyla gerçekleştirildi.
2 gün süren toplantılara Ankara Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu, Didim Kaymakamı Ersin Emiroğlu Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı ve İl Kültür Müdürü Nuri Aktakka, toplantıya konuk olarak katıldı.
Düzenlenen toplantının sonuç bildirgesi ise açıklandı. Didim`de düzenlenen Türkiye Kent Konseyleri Platformu 6. toplantısının sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi; ``Başlangıcı, Konak Kent Konseyi`nin Ekim 2010 yılında ev sahipliğiyle başlayan platform toplantısı, Çankaya, Eskişehir, Nilüfer, Atakum ve Didim Kent Konseylerinin ev sahipliğinde gerçekleşmiştir. İletişim kurmak, deneyim paylaşmak üzere Türkiye`nin dört bir yanından bir araya gelen konseyler zamanla ortak hareket etmeye ve ortak çalışmalar yürütmeye başlamışladır. Bugüne kadar Platformun gündeminde; konseylerin bütçesi, kent konseyleri yönetmeliği, kent ve sağlık, mahalle meclisleri, Kentsel Dönüşüm ve Kent Gelişimi, Türkiye`de Çevre Sorunları ve TKKP`nun tutumu, Kent Konseylerinin Yapısı ve Yönetmelik Taslağı, Karadeniz`de çevre sorunları ve platform olarak tavrımız, Kentsel/bölgesel konsey örgütlenmeleri, Konseylerden başarılı ``Yönetime Katılım`` örnekleri, Kentsel dönüşüm, çevre sorunlarına bakış açısı gibi kente yönelik birçok konu tartışıldı. Tartışmalar sonucunda çeşitli konularda ortak eylem kararları alınarak uygulandı. Ayrıca 2011 yılında İzmir`in Seferihisar ilçesinde kıyıya yakın noktalarda kurulmak istenen orkinos semirtme çiftliklerine karşı Türkiye`nin dört bir yanından eş zamanlı pankart açarak basın açıklamaları yapıldı ve binlerce konsey üyeleri ile Seferihisar`da eylem yapıldı. 16 Aralık 2011 tarihinde Gerze`deki çevre felaketi ile ilgili Türkiye Kent Konseyleri Platform üyelerinin katılımıyla Gerze`de basın açıklaması ve çeşitli çalışmalar yürütüldü. 17-18 Mart 2012 tarihlerinde Didim`de yapılan Platform toplantısında; Platform logo tasarımcısına ödül takdimi, Türkiye`de Turizm Merkezi Planlamaları ve Öneriler, Web sitesi tanıtımı, Toplumsal cinsiyet ve Kent Konseylerinde Kadın Katılımı, Üye Konsey Çalışmalarının Desteklenmesi ve çalışma örnekleri, Türkiye`de Kent Konseyleri süreci, Bölgesel Tarım Ürünlerinin Ülke Ekonomisindeki Yeri, Didim`de Zeytincilik ve turizm tartışılan konulardan bazılarıydı. Tartışılan konularla ilgili olarak; Çankaya Belediye Başkanı Şehir Plancısı Bülent Tanık, Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Didim Kaymakamı Ersin Emiroğlu, Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Şehir ve Bölge Y. Plancısı Saffet Atik, Konak Kent Konseyi Onursal Başkanı Prof. Dr. Adnan Oğuz Akyarlı, Didim Kent Konseyi Başkanı Osman Ayyıldız Nilüfer Kent Konseyi G. Sekreteri Mehmet Kartal, Söke Kent Konseyi G. Sekreter Damla Baybora, Konak Kent Konseyi Başkanı ve Platform Sözcüsü Y. Doç. Dr. Metin Erten, Karaot Tohum Derneği Başkanı Feray Karapınar ve platform üyeleri de çeşitli konularda görüşlerini sunmuşlardır. Toplantının ikinci gününde ise Türkiye Kent Konseyleri Platformu Yürütme Kurulu üyeleri 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma günü kapsamında Atatürk Anıtına çelenk konularak saygı duruşu ve İstiklal Marşını okundu. Törenin ardından yürütme kurulu Belediye Başkanı Mümin Kamacı`yı makamında ziyaret etti. Türkiye Kent Konseyleri Platformu toplantılarının ardından etkinliğe katılanlar Didim Kent Konseyi ve Didim Belediyesi işbirliğiyle daha önce Mezar yeri olarak düşünülen alanda zeytin fidanı dikimi yaptılar. Etkinliğe katılan yaklaşık 173 konsey temsilcisi, zeytin fidanlarını kendileri dikti. Etkinliğe katılanlar daha sonra Dünyaca ünlü Apollon Tapınağını gezdi``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Maarif Modeliyle milletin ihtiyaçlarını gözeten bilimsel bir eğitim anlayışını hayata geçiriyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizle milletin tarihi birikimini, köklü değerlerini ve kültürel zenginliklerini merkeze alan aynı zamanda çağın ihtiyaçlarını gözeten bilimsel bir eğitim anlayışını hayata geçiriyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı’nda konuştu. Konuşmasına tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "20 bin öğretmen adayımızın atama heyecanına inşallah şahitlik edeceğiz. Kura ile meslek hayatına adım atacak öğretmenlerimiz bilgileriyle Anadolu’nun dört bir yanına ışık saçacak. Eğitim, yalnızca bilgiye değil hikmeti, adaleti ve şahsiyeti kuşatan genç ve taze zihinleri yüksek bir mefkureye götüren yoldur. Bu yolun mihmandarı kuşkusuz öğretmendir. Merhum Sezai Karakoç’un ifadesiyle insanı yüzeysel olandan kurtararak derinliğe ulaştıran öğretmen sadece bilginin değil hikmetin de taşıyıcısıdır. Eğitim evlatlarımıza kimlik kazandıran benli şuuru aşılama mazi ile güçlü bağlar kurma sürecidir. Eğitim bu yönüyle köklerimizi ecdadımızdan bize kalan değerleri keşfetme kuşatma aynı zamanda bu değerleri kuşatma yolculuğudur. Biz eğitim öğretim yoluyla yalnızca meslek sahibi bireyle fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirme derdindeyiz. 1 milyon öğretmenizle büyük eğitim ailemizin bütün fertleriyle kökleriyle bağlı sağlam kuşakların yetişmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Şu noktayı özellikle vurgulamak isterim. Bu hedefe ulaşmak yalnızca diplomayla bilgiyle değil şahsiyet inşaat eden bir anlayışla mümkündür. İnsanlığa yön verecek eserler ancak duruşu dik, iradesi güçlü, karakteri oturmuş kişilerin ellerinden çıkar. Elbette akademik başarı diploma önemlidir. Ama bunlar sağlam bir şahsiyet zemini üzerinde yükseldiği zaman gerçek anlamını bulacaktır. Türkiye Yüzyılı Maarif modeli işte bu iddianın, bu idealin bir tezahürüdür. Bizler bu modelle yalnızca bilgiye ulaşan değil bilgiyi hikmetle birleştiren erdemi hayatına nakşeden nesiller yetiştirmeyi arzu ve ümit ediyoruz" dedi. "Yeni modelle işbirliğini, dayanışmayı ve sosyal sorumluluğu eğitim ve öğretimimizin ayrılmaz bir parçası haline getirdik" Milletin tarihi birikimini, köklü değerlerini ve kültürel zenginliklerini merkeze alan modelleriyle aynı zamanda çağın ihtiyaçlarını gözeten bilimsel bir eğitim anlayışını hayata geçirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni müfredatımız öğrencilerimizi yalnızca akademik anlamda donanımlı kılmayı değil okuyan, düşünen, sorgulayan, eleştirel bakış açısına sahip kuşaklar yetiştirmeyi de hedefliyor. Bu sistemi bireysel farklılıkları gözeten öğrenme ihtiyaçlarına duyarlı ve odağında insani değerler olan bütüncül bir anlayışla yapılandırdık. Attığımız bu adımlarla eğitim öğretim sistemimizi hem bilimsel değerlere oturttuk hem de milletimizin öz değerleriyle harmanladık. Yeni modelle işbirliğini, dayanışmayı ve sosyal sorumluluğu eğitim ve öğretimimizin ayrılmaz bir parçası haline getirdik. Ayrıca süreç odaklı değerlendirme yöntemini benimseyerek evlatlarımızın gelişimini sürekli önceledik. Ses bayrağımız olan güzel Türkçemizin korunması ve geliştirilmesi de Maarif Modelimizin yapı taşlarından biridir. Eğitim öğretim camiamızın tüm paydaşlarıyla şekillendirdiğimiz modelimizin millet olarak eksikliğini hissettiğimiz birçok ihtiyacı karşılayacağına eminiz. Tüm bunları söylerken elbette ki şu gerçekliğin de farkındayız. Ön yargıları kırmak gibi çoğu zaman alışkanlıkları değiştirmek de atomu parçalamak kadar zordur. Eğitim öğretim alanında ülkemizde köşe başlarını tutmuş ideolojik çevrelerin her türlü değişime, yeniye ve yeniliğe ayak diremeleri meşhurdur" ifadelerini kullandı. "Biz, eğitim-öğretim meselesini siyaset üstü tutmaya özen gösteriyoruz" "Eğitim-öğretim meselesini siyaset üstü tutmaya özen gösteriyoruz. Bundan sonra da bu çizgimizi muhafaza edeceğiz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Muhalefet ve meslek örgütleri eğitimi siyasete alet ediyor. Aynı aktörlerin Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizi sabote etmek için yine devrede olduğunu görüyoruz. 2024 Türkiye’sine hala vesayet dönemlerinin merceğinden bakan, değişime kapalı dünyadan ve hayatın dinamiklerinden kopuk bu arkaik zihniyetin evlatlarımızın ufkunu karartmalarına müsaade edemeyiz. Eğitim öğretim modelimizin çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde revize edilmesi tespit edilen sorunların çözüme kavuşturulması hem devletimizin hem eğitimcilerimiz hem de ebeveynlerin evlatlarımıza karşı sorumluluğundur. Türkiye’nin geleceği açısından böylesine hayati bir meselenin ideolojik kavgaların ve günlük siyasi polemiklerin mezesi haline getirilmesi yanlıştır. Muhalefetin ve iş tuttuğu meslek örgütlerinin bu hatadan bir an önce dönmelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Biz eğitim-öğretim meselesini siyaset üstü tutmaya özen gösteriyoruz. Bundan sonra da bu çizgimizi muhafaza edeceğiz. Siz eğitimcilerimizin de katkılarıyla şekillenen yeni modelimizi kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz. Ailenin bizlere emanet ettiği aydınlık yarınlarımızın güvencesi olan gençlerimizin en iyi, donanımlı, başarılı şekilde yetişmeleri için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyeceğiz. Öğretmenlerimiz bize güçlü destek verirse Allah’ın izniyle her şey daha sağlıklı işleyecek, hedeflerimize çok daha kısa sürede ulaşacağız" dedi. "Okullaşma oranı ilköğretimde yüzde 91’den yüzde 96’ya ortaöğretimde ise yüzde 50’den yüzde 88’e yükseldi" Eğitime ayrılan bütçenin 2002’de yalnızca 7,5 milyar lira seviyesinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün bu rakam yükseköğrenim dahil 1 trilyon 620 milyar liraya ulaştı. Türk ekonomisi büyüdükçe, Türkiye’nin imkan ve kaynakları geliştikçe, milletimizin refahı artıkça bunu her zaman en önce öğretmenlerimize ve eğitime yansıtmak temek prensibimiz oldu. Görevi devraldığımızda 367 bin olan derslik sayısı bugün resmi ve özel olmak üzere toplam 735 bine yükseldi. Son 20 yılda 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa ettik. Eğitimin alt yapısını bu kadar geliştirirken, eğitimin taşıyıcısı sütünü olan öğretmenlerimizi de elbette ihmal etmedik. Dönemimizde 800 bin öğretmen ataması yaptık. Sadece alt yapıda sadece öğretmen atamalarında değil, evlatlarımızın okullaşma oranlarında da tarihi nitelikte adımlar attık. Okullaşma oranı ilköğretimde yüzde 91’den yüzde 96’ya ortaöğretimde ise yüzde 50’den yüzde 88’e yükseldi. Kız çocuklarımız ile okulları arasına konan engelleri başta başörtü yasağı olmak üzere birer birer ortadan kaldırdık. Şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıyor yakın tarihi yeniden yazmaya çalışıyor. Daha düne kadar bu ülkede kızlarımız kılık kıyafetinden başörtüsünden dolayı baskıya uğramamış, okuldan üniversiteden atılmamış, kadınlar memuriyetten ihraç edilmemiş gibi yalan yanlış konuşuyorlar. Bu çevrelerin safsata dedikleri acıları, zulümleri, yasakları, faşizmin her türlüsünü biz bizzat tecrübe ettik, iliklerimize kadar yaşadık" "28 Şubat döneminde 6 milyon insanımız fişlendi" Konuşmasında 28 Şubat döneminden de söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "28 Şubat döneminde güya irtica ile mücadele kılıfı altında aralarında kamu görevlilerin de olduğu 6 milyon insanımız fişlendi. Yalnızca Milli Eğitim’de 33 bin öğretmen disiplin soruşturmasına uğradı. 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı, 11 bin öğretmen ise istifa ettirildi. Kamu bürokrasisi yanında ekonomi, siyaset, sivil toplumdan günlük hayata kadar her alanda milletimiz çok ağır baskılara maruz bırakıldı. Daha üniversite kapılarında kurulan ikna odalarını, kürsüden zorla indirilen başarılı mezunları, eğitimlerini gözyaşlarında bırakan binlerce evladımızı, katsayı adaletsizliği sebebiyle hakları gasp edilen milyonlarca gençlerimizi burada saymıyorum. Bunlar ceberut laiklik uygulamalarının ayyuka çıktığı sadece 27 yıl önce bu ülkede, bu şehirde yaşandı. Toplumun yükselişi ancak öğretmeninin emeğine, bilgisine ve özverisine verdiği değerle mümkündür. İşte bu bilinçle öğretmenlerimizin haklarını, itibarını, mesleki gelişimini güvence altına almak için kararlı bir duruş sergiliyoruz. Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nu hayata geçirerek öğretmenlik mesleğini yasal bir zeminde özel statüye kavuşturduk. 2025 itibarıyla yaklaşık 300 bin öğretmenimiz uzman ve başöğretmen unvanını elde edecek. Görevleri sırasında veya görevleri nedeniyle eğitim çalışanlarına yönelik işlenen suçlara karşı caydırıcı yaptırımlar getirdik. Hapis cezasının ertelenmesi uygulamasını kaldırarak, öğretmenlerimize yönelik işlenen kasten yaralama suçunu tutuklama sebebi saydık. Öğretmenlerimize yönelik her saldırıyı, sadece bireysel bir eylem olarak değil milletimizin geleceğine yapılan saldırı olarak görüyoruz. Öğretmenlerimizin mesleki donanımını sürekli artırıyoruz. Eğitimdeki çıtayı her geçen gün daha da yukarı taşımaya kararlıyız. Bir çocuğun öğrenme aşkını ve geleceğe dair umutlarını besleyen el güçlü el ailesinin desteği ve rehberliğidir. Aile her çocuğun ilk öğretmenidir. Onun yüreğine dokunan, zihnini şekillendiren, karakterini yoğuran ilk mekteptir. Bir öğretmenin öğrencisini muhabbetle kucaklayan emeği ne kadar değerli ise velilerin desteği de aynı derecede kıymetlidir, vazgeçilmezdir. Ailelerimizden çocuklarının eğitiminden daima yakından ilgilenmelerini beklediğimizi, öğrenme süreçlerinde destekleyici kolaylaştırıcı rol üstlenmeleri gerektiğini burada tekrar vurgulamak istiyorum." Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından 20 bin öğretmenin ataması yapıldı.
Bursa Torunu tarafından bıçaklanan dede hayatını kaybetti Bursa’nın İnegöl ilçesinde torunu tarafından bıçaklanarak ağır yaralanan dede, yapılan tüm müdahalelere hayatını kaybetti. Olay, dün saat 21.00 sıralarında Hamidiye Mahallesi 2. Mutlu Sokak’ta meydana geldi. İbrahim İ. (18), dedesi Kemal Kızılarslan’ı (73) ziyarete gitti. İddiaya göre torun, dedesinden para istedi. Dede para vermeyi reddetti. Tartışma bir anda kavgaya dönüştü. Öfkelenen torun, mutfaktan aldığı bıçakla dedesini defalarca bıçaklayarak ağır yaraladı. Yaralı dede, zorlukla evden dışarıya çıkarken, torun kendini apartmana kilitledi. Ağır yaralanan dede, olay yerine sevk edilen ambulansla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kendini apartmana kilitleyen öfkeli torun, elindeki bıçakla kendini de yaraladı. Polis ekipleri kendini apartmana kilitleyen genci ikna etmek için çalışma başlattı. Şüpheli, 1 saat süren yoğun ikna sonucu teslim oldu. Yakalanan şahıs da ambulansla hastaneye götürülerek tedavi altına alındı. Sorgulamasının ardından adliyeye sevk edilen şüpheli ifadesinde, "Dedemle tartıştık. Bende o anda sinirlendim. Bir anlık sinirle yaptım. Pişmanım" dediği öğrenildi. Zanlı, sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hayatını kaybetti Yoğun bakımda tedavi altına alınan Kemal Kızılarslan’ın, yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.