GENEL - 24 Mart 2012 Cumartesi 11:22

NEVRUZ`DA YARALANAN POLİS MEMURU BABA EVİNDE

A
A
A
NEVRUZ`DA YARALANAN POLİS MEMURU BABA EVİNDE

Hakkari`nin Yüksekova ilçesinde Nevruz`u bahane eden grubun çıkardığı olaylarda yaralanan polis memuru Ömer Ali Gedik, hastanedeki tedavisinin ardından Mersin`in Bozyazı ilçesindeki baba evine döndü.
Yüksekova`da Nevruz bayramını bahane ederek izinsiz gösteri yapan grubun içinden açılan ateş sonucu 6 polis memurunun şehit olduğu olaylarda yaralanan polis memuru Ömer Ali Gedik, tedavi gördüğü Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi`nden taburcu oldu. Mersin`in Bozyazı İlçe Kaymakamı Kamil Sağlam, İlçe Milli Eğitim Müdürvekili Hasan Doğan ile birlikte ilçede yaşayan ailesinin yayına dönen Gedik`i ziyaret etti. Gedik`e geçmiş olsun dileğinde bulunan Kaymakam Sağlam, "Bir bayram
havası içerisinde geçmesi gereken Nevruz`a kan ve gözyaşı bulaştıranları kınıyorum. Şehit olan vatan evlatlarına Allah`tan rahmet, yaralananlara ise acil şifalar diliyorum. Kandan, şiddetten ve kötülükten beslenen insanları da vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum" dedi.
Polis memuru Gedik ise Yüksekova Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü`nde yaklaşık 2 yıldır görev yaptığını, görev süresinin dolmasına 3 ay kala böyle bir olay ile karşı karşıya geldiğini söyledi. Hastanedeki tedavisinin bittiğini ve yarasının iyileşmesini beklediğini belirten Gedik, "Ayağa kalktığım zaman görevimin başına döneceğim. Demek ki, kaderimde bu da varmış. Şehit olan arkadaşlarıma Allah`tan rahmet ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
Duygularını ifade etmekte zorlanan Gedik`in babası Muhammet Salih Gedik de, "Ne demem gerektiğini bilemiyorum. Bir tarafta şehitlerimiz bir tarafta yaralanan gençlerimiz. Olayı duyduğumda şok oldum. Oğlumun yaralı olduğunu söylediklerin de ise sevindim. Ama şehitlerimizi duyunca üzüntüm bir kat daha arttı. Şehitlerimize Allah`tan rahmet yakınlarına sabır diliyorum. Yaralı polislerimize ise şifalar diliyorum. Oğlumu karşımda görünce sevindim, sanki yeni doğmuş, yeniden çocuğumuzu kucağımıza almış gibiyim.
Demek ki, oğlumun kaderinde bu yazılıymış" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Nobel Barış Ödülü adayı yazardan Arapça barış psikolojisi Kitapları 73 dile çevrilen, 101 eserin yazarı ve Nobel Barış Ödülü adayı Akif Manaf’ın, “Barış Psikolojisi” kitabı Türkçe, İngilizce, Almanca, Hollandaca, Fransızca ve Yunanca baskılarından sonra şimdi de Arapça olarak yayınlandı. Barış psikolojisi üzerine çok boyutlu güçlü analizlerin ve etkili çözüm önerilerinin yer aldığı kitap dünya barışına en çok ihtiyaç duyulan içinde bulunduğumuz süreçlerde raflardaki yerini aldı. Kitap, hem derin teorik bilgilere hem de çok boyutlu pratik deneyimlere dayanıyor. Akif Manaf Barış Psikolojisi kitabının Arapça baskısı ile Sharjah Uluslararası Kitap Fuarı’nda okurlarla buluştu Tüm dünyada büyük bir okur kitlesi tarafından gün geçtikçe daha da yakından takip edilen yazar, bu kitapta “Barış Psikolojisi” konusunu bütün detaylarıyla, kapsamlı bir biçimde ele alıyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin önde gelen yayınevlerinden House 101 tarafından yayınlanan kitapta barış olgusu tüm incelikleri ile masaya yatırılıyor. Barış Psikolojisi kitabı Arapça baskısının ardından çok yakında İspanyolca, Rusça, Japonca, Çince, Korece, İsveççe ve Norveççe dillerinde yayınlanacak. Yazarın Barış Psikolojisi kitabı okurlar tarafından dünyada bir barış manifestosu olarak ilan edildi. Buna dayanarak Uluslararası Barış Projesi kapsamında Fransa’da ve Türkiye’de Uluslararası Barış Assosiasyonları kurulmuş olup, sırada İspanya, Almanya ve İtalya olmak üzere diğer ülkelerde de assosiasyonların kurulacağı ve tüm dünyada bir barış ağının kurulması yoluyla 3. Dünya Savaşı’nın önlenmesi kapsamında güçlü bir barış gücünün inşa edileceği de belirtiliyor. Günümüzün en sıra dışı yazarlarından olan ve kişisel gelişim okurlarının tüm dünyada yakından takip ettiği Manaf, kitaplarında farkındalığı artıran keskin analizler ile öne çıkıyor.
Çankırı Doğal antibiyotik: İşkembe çorbası Çankırı’da hava sıcaklıklarının düşmesinin ardından hastalıklardan korunan vatandaşlar, işkembe çorbasına yöneliyor. Kentte bulunan çorbacılar, kış mevsiminin gelmesi ile vatandaşların işkembe çorbasına rağbetinin arttığını söyledi. Havaların soğumasıyla birlikte gribal enfeksiyon vakalarında yaşanan artış, vatandaşları hastalıklardan korunmak için doğal yollara yönlendiriyor. Bu süreçte, ‘şifa deposu’ olarak adlandırılan işkembe çorbası, bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenlerin ilk tercihi oluyor. Büyük bir titizlikle ve özenle hazırlanan işkembe çorbası, hem damaklarda unutulmaz bir lezzet bırakıyor hem de hastalıklara karşı direnç kazandırıyor. Kış aylarının sembolü haline gelen işkembe çorbası, içeriğindeki vitaminler, mineraller ve doğal antibiyotik özellikleri sayesinde soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı etkili bir koruma sağlıyor. Çankırı’da bulunan çorbacılarda da kış mevsiminin gelmesi ile birlikte işkembe çorbasına ilgi arttı. Restoran işletmecileri, vatandaşların kış mevsiminde ilk tercihlerinin işkembe çorbası olduğunu söyledi. “Soğuk havalarda yoğun talep gören işkembe çorbası, insanlara doğal bir şifa vermektedir” Kış mevsiminde işkembe çorbasına gösterilen ilgiden memnun olduklarını söyleyen restoran İşletmecisi Servet Sevindim, “Havaların soğuması ile birlikte insanlar, kendilerine şifa kaynağı olarak gördükleri işkembe çorbasını tercih ediyorlar. İşkembe çorbası, eskilerden beri şifa kaynağıdır. İşkembenin en önemli şifası, vücudun daha dirençli olmasını sağlamasıdır" dedi. "Bu doğal şifayı doktorlar bile tercih ediyor” İşkembe çorbasının tarifini anlatan Sevindim, "İşkembe çorbası, ciddi anlamda titizlik gerektiren bir çorbadır. Önce işkembelerimizi büyük kazanlarda kaynatırız. Ardından tertemiz bir şekilde doğranır. Tekrar temiz su ile temizlenen işkembeler kazanlara koyularak pişirilir. İçerisine üzüm sirkesi, Çankırı’nın meşhur kaya tuzu, limon ve soğan atılır. Bu malzemeler ile birleşen işkembe, vücut direncinin kazanılmasına yardımcı olur. Doğal yoğurt ve un katarak terbiyesini yaparız. Özellikle İç Anadolu’da işkembe doğal yoğurtla terbiye edilir. Bu durumda çorbaya farklı bir tat katar. En büyük püf noktası, yoğurdun dibini tutmayacak ve kesilmeyecek bir şekilde hızla karıştırılmasıdır. Saatlerce kaynadıktan sonra hazır olan işkembe çorbasını, sarımsak sirke ve limon ile servis edilir. Soğuk havalarda yoğun talep gören işkembe çorbası, insanlara doğal bir şifa vermektedir. Bu doğal şifayı doktorlar bile tercih ediyor” diye konuştu. “Hem sıcak tutuyor, hem de hastalıklardan koruyor” Soğuk havalarda hastalıklardan korunmak için işkembe çorbası içtiğini söyleyen Hasan Öztürk ise, “Kış mevsimi geldi, ben de buraya işkembe çorbası içmeye geldim. İçerisine sarımsak, sirke ve limon katarak kendime enerji depoluyorum. Ağır bir çorba olduğu için yaz aylarında pek tercih etmem ama kış aylarında içiliyor. Hem sıcak tutuyor hem de hastalıklardan koruyor. Sarımsak, sirke ve limonda işkembeye çok yakışıyor. Grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklardan da koruyor” dedi.