TBMM`de görüşülen ``˜Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı` tepki çekti. CHP`li Akova tasarıyı ``Afet riski bahane rant şahane`` şeklinde değerlendirirken, hükümetin girişimi, SİT`lerle koruma zırhı altındaki Balıkesir`in Ayvalık ilçesinde de endişeyle karşılandı.
AK Parti`nin TBMM`nin gündemine getirdiği yeni kanun tasarısı korumacı çevreleri ayağa kaldırdı. Zeytincilik, Orman, Kıyı, Tabiat Varlıkları Koruma kanunlarının önüne geçecek olan tasarı ile kentsel dönüşüm değil, yandaşlara yeni rant ve yağmalama alanlarını meydana çıkarmanın amaçlandığını söyleyen CHP Balıkesir Milletvekili Nedret Akova, ``Bu Kanun tasarısı ile, afet riski bahane edilerek, vatandaşın mülkiyet hakkı ve barınma hakkı yok edilmek istenmektedir. Tasarının gerekçesinde gönüllülüğe dayalı bir dönüşümden bahsedilirken; maddelerde ayrıntılı bir şekilde zor kullanma yöntemleri hükme bağlanmıştır. Bu, gönüllü olunmayacak, demokratik yaklaşımlarla bağdaşmayan bir rant döneminin başlatılması demektir. Tasarının işleyiş mekanizması vatandaşın haklarının nasıl gasp edileceğini açıkça göstermektedir. Vatandaşın barınma ve mülkiyet edinme özgürlüğünün gasp edilmesinin madde madde anlatıldığı başka bir kanun tasarısı bugüne kadar hiç gelmemiştir`` dedi.
``TOPLUMSAL RİSKLER``
Tasarının amacının kentsel dönüşüm değil, yandaşlara yeni rant ve yağmalama alanları yaratma olduğunu ifade eden Akova, şöyle konuştu: ``Saydamlıktan ve hesap vermekten uzak olan bu Kanun tasarısı ile, vatandaş ile bir uzlaşmaya gidilip, katılımı sağlanmak yerine, cebri yöntemler temel araç olarak getirilmektedir. Vatandaş gönüllü olmazsa, yıllardır sahibi olduğu dairenin, elektrik, su, doğalgazı kesilecek, mülkiyet haklarını kullanması engellenecek, dairesinin satışını ve kiralamasını yapamayacaktır. Bu açıkça devlet tarafından vatandaşın hakkının ihlal edilmesi demektir. Bu Kanun Tasarısı gerekçesinin tam aksine, fiziki riskleri azaltmayacak, toplumsal ve kültürel riskleri ise artıracaktır.``
``YASALAR HİÇE SAYILIYOR``
Tasarıda doğayı ve kültürel değerleri koruyan mevcut yasaların hiçe sayıldığına dikkat çeken Akova, asıl amacın yağmanın önüne hiçbir engelin çıkartılmaması olduğunu belirterek, ``Boğazlarımız, kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız, tarihi eserlerimiz, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerimiz, yani iktidarın arzu ettiği her yer TOKİ`nin emrinde olacaktır. Bunca yetki verilerek önü açılan Bakanlık, TOKİ ve İdare üçlüsüne hiçbir kanun da engel olamayacak ayrıca bu üçgene karşı yargı da özgür iradesini kullanarak karar veremeyecektir. Bu durumda hiçbir kimsenin hak ve hürriyeti kalmamış olacaktır. Ayrıca dönüşüm alanlarının belirlenme, planlanma ve uygulaması aşamasında bilim insanları ve yerel yönetimler işin içine alınmayıp hiçe sayılarak, diktatörlük düzeni içinde bir dönüşüm çalışması yürütülmesi planlanmıştır`` diye konuştu.
``KAYGI VERİCİ``
Kentsel SİT, arkeolojik SİT, doğal SİT gibi çeşitli koruma bantları ile sarmalanmış olan Ayvalık`ta da tasarıyı endişe ile izlediklerini söyleyen Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, Ayvalık`ın en güzel seyir teraslarından biri olan Cennet Tepesi için TOKİ`ye karşı verdikleri mücadeleyi anımsatarak, ``Aslında Türkiye genelinin doğal ve kültürel yapısı TOKİ riski altında. Gelişmeleri kaygıyla izliyoruz`` dedi. Türkiye`nin açık pazar haline getirilip TOKİ`ye teslim edildiğini ifade eden Güney Marmara Çevre Derneği Şube Başkanı M. Akif Öznal ise, ``Kentsel dönüşümle rantın önü açılıyor``diye konuştu.
Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Nuray Özer de, kentlerin kaderinin TOKİ başkanlığından gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı`nın iki dudağı arasında olduğunu belirterek, ``Eğer bir düzenleme gerekiyorsa bilim insanlarının, yerel yönetimlerin ve meslek odalarının görüşleri de dikkate alınmalı`` dedi.