GENEL - 23 Mart 2012 Cuma 22:24

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOОAN BAYRAKTAR TRABZON`DA

A
A
A
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOОAN BAYRAKTAR TRABZON`DA

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar memleketi Trabzon`a geldi.
Of ilçesinde, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Of Teknolojileri Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünü ziyaret ederek burada öğrencilere seslenen Bakan Erdoğan, hayatından kesitler anlatarak, inşaat mühendislerinin işsiz kalmadığını söyledi.
Her meslekte olduğu gibi inşaat mühendisliğinde de `aranılır` ve `güvenilir` olmanın önemli olduğunu kaydeden Bakan Erdoğan, Türkiye`de 15 milyon kadar eski konut bulunduğunu bunun da yenilenmesinde inşaat mühendislerine büyük görev düştüğünü söyledi.
Bakan Erdoğan, "Sevgili gençler; aranılır ve güvenilir olma özelliğini yakalamak lazım. Bu bilgili, ahlaklı, çalışkan, cesur, sabırlı, arkadaşlar arasında ekip olmakla olur. Tek başına bu mümkün değil. Mutlaka iyi, güvenilir, sağlam arkadaşlarınız olması lazım. Eğer bu yolda giderseniz, çok başarılı olursunuz. İnşaat mühendisliği güzel bir meslek. Dünya şimdi bütünleşiyor, gelişiyor. Dünya nüfusu şu anda 7 milyar ve 9 milyara doğru gidiyor. Şehir nüfusu Dünya`da yüzde 55 oldu. Türkiye`de bu, yüzde 78.
Ne olacak, Türkiye`de bütün şehirler yenilenecek. O nedenle inşaat mühendislerine çok ihtiyaç var. Türkiye`de 15 milyon konutun yarısına yakının yenilenmesi lazım. Bu zaman içerisinde dalga dalga yenilenmesi lazım. Bunu kim yapacak, inşaat mühendisleri. İnşaat mühendislerine çok iş düşüyor" dedi.
Konuşmasında çok zeki olmadığını ancak çok azimli olduğunu belirten Bayraktar, "Sizler şanslısınız; burada yeni bir okulunun gelişmesini inşa edecek, bir taraftan da diplomalarınızı alacaksınız. Bizler sizi her zaman destekleyeceğiz. Ekmek şimdi aslanın bağırsaklarında. Biz bir defa sanayi toplumu olduk 135 milyar dolar ihracatımız var bunun yüzde 90`a yakını sanayi ürünü. Ama sanayi toplumu olmak artık yetmiyor. Başkaları daha iyilerini yapıyor. Artık teknoloji toplumunu yakalamak lazım. Mesleğinizi ve
uygulamayı çok iyi öğrenin. Ben zeki değilim ama cesurum, cesaretliyim azimliyim. Buradan hepinizi öpüyor başarılar diliyorum" diye konuştu
Konuşmanın ardından Bakan Bayraktar`a, KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen tarafından günün anısına bir plaket verildi.
Bakan Bayraktar daha sonra Trabzon`a gelerek, Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi`nde düzenlenen `Eski Of Medreseleri` adlı belgesel film galasına katıldı.
Burada bir konuşma yapan Bayrakar, tarihin unutulmaması gerektiğini belirterek "Böyle bir belgeseli bize sunan arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Tarihimizin böyle gösterilerle unutulmaması bizleri son derece mutlu etmiştir. İlim değince biz konuşamayız; ilim İslam`ın eseridir, ilahiyatın eseridir. Bizim o günkü medreseler üniversite öğretiminin verildiği yerlerdir. İlim yuvalarının tekrar hatırlatılması konusunda gayret gösteren herkese teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.
Bakan Bayraktar konuşmalarının ardından belgesel filmde emeği geçen isimlere plaket takdim etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Çocuklarda el, ayak ve ağız hastalığına dikkat Özel Ümit Vişnelik Hastanesi’nden Dr. Naim Ay, son dönemde özellikle ilkokul dönemi çocuklarında çok sık görülen el ayak ve ağız hastalığı hakkında bilgilendirdi. Özellikle çocuklarda sık görülen el, ayak ve ağız hastalığı hakkında bilgi veren Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Naim Ay, bu hastalığın bulaşıcılığı, belirtileri, tedavi yöntemleri ve korunma yolları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Ay, el, ayak ve ağız hastalığının genellikle coxsackievirus adlı bir virüs türüyle ortaya çıktığını belirterek, “Bu hastalık, özellikle 5 yaş altı çocuklarda görülüyor ve çok kolay bulaşabiliyor. Çocukların bağışıklık sistemlerinin henüz tam gelişmemiş olması nedeniyle bu tür enfeksiyonlara karşı savunmasız kalabiliyorlar.” diye konuştu. Hastalığın bu yıl 10 yaş ve üzerinde de çok sık görüldüğünü belirten Dr. Naim Ay, çok nadir de olsa kalp eklem tutulumu şikayetleri de yapabileceğini sözlerine ekledi. El, ayak ve ağız hastalığı belirtileri El ayak hastalığının genellikle hafif seyrettiğini ancak rahatsız edici belirtilere yol açabileceğini ifade eden Dr. Ay, “Çocuklarda ilk belirtiler arasında ateş, iştahsızlık, halsizlik ve boğaz ağrısı bulunuyor. Bu semptomların ardından ağız içinde küçük kabarcıklar oluşabilir ve el ve ayaklarda döküntüler görülebilir. Çocuğun ateşi yüksekse ve ağzındaki yaralar nedeniyle beslenmesi zorlaşıyorsa mutlaka bir doktora başvurulmalı.” dedi. Tedavi yöntemleri Dr. Ay, el, ayak ve ağız hastalığının genellikle kendi kendine iyileşebileceğini ancak semptomları hafifletmek için bazı tedavi yöntemlerinin uygulanabileceğini söyleyerek, “Bu hastalıkta spesifik bir tedavi yok, ancak çocukların ateşini düşürmek ve ağrıyı hafifletmek için bazı ağrı kesiciler kullanılabilir. Özellikle sıvı tüketimi çok önemlidir; çocukların su kaybı yaşamaması için bol miktarda sıvı verilmelidir.” diye konuştu. Korunma yolları El, ayak ve ağız hastalığından korunmada hijyenin büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Ay, şu tavsiyelerde bulundu: “Bu hastalık oldukça bulaşıcıdır, bu yüzden çocukların ellerini sık sık yıkaması ve özellikle hasta kişilerden uzak durması gerekiyor. Kreş ve okullarda bulaşma riskini azaltmak için düzenli temizlik yapılmalı ve hastalık belirtileri gösteren çocuklar bir süre evde tutulmalıdır. Ayrıca, bağışıklık sistemini güçlendirecek şekilde sağlıklı bir beslenme düzeni de önemli bir koruyucu etki sağlar.” Özel Ümit Vişnelik Hastanesi’nden Dr. Naim Ay, ebeveynlere bu dönemde çocuklarının hijyenine dikkat etmeleri konusunda uyarılarda bulunarak, hastalıkla ilgili erken dönemde tıbbi destek almanın önemini vurguladı.
İstanbul Gelecek 10 yılda Türkiye’yi bekleyen global iş fırsatları Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği, Cumhuriyet’in 101. yılını geride bıraktığımız bugünlerde, genç iş dünyasının yakın geleceğe yönelik öngörülerini ortaya konmak amacıyla üyeleri arasında bir ‘vizyon anketi’ düzenledi. Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD), Cumhuriyet’in 101. yaşının kutlandığı bu yılki 29 Ekim vesilesiyle, iş dünyasının yakın geleceğine ilişkin bir anket düzenleyerek, genç girişimci ve üst düzey yöneticilerden oluşan üyeleri arasında bir vizyon taraması yaptı. Anket kapsamında üyelere şu soru yöneltildi: Sizce gelecek 10 yılda Türkiye iş dünyasını bekleyen en büyük global iş fırsatları hangi alanlarda bulunuyor? Anket nasıl yapıldı? Dernek üyelerinin global iş vizyonunu ortaya koymak amacıyla düzenlenen anket için öncelikle kapalı uçlu bir soru formu hazırlandı. Bu ön hazırlık çerçevesinde, Türkiye’nin ve dünyanın saygın iş yayınları taranarak, gelecek deyince en çok akla gelen ve konu edilen iş alanlarını içeren 12 maddelik bir liste oluşturuldu. Liste oluşturulduktan sonra derneğin 300’e yakın üyesinin dikkatine sunulan anket kapsamında, katılımcılardan en çok potansiyel gördükleri, büyük fırsatlar arz ettiklerini düşündükleri 5 alanı belirtmeleri istendi. Dernek üyelerine göre en büyük fırsatları barındıran 5 alan Kısa sürede ciddi bir ilgi gören ankete teknolojiden tarıma, ağır sanayiden dış ticarete kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren 82 üye yanıt verdi. Anket sonucuna göre dernek üyeleri, en büyük global iş fırsatlarının ‘Yapay zeka, robotik ve makine öğrenimi’ alanında bulunduğunu düşünüyor. Bu seçeneği tercih eden üyelerin sayısı 65’i buluyor. En çok işaretlenen bu alanı, ‘Havacılık ve uzay teknolojileri’ ile ‘Teknolojik tarım’ kategorileri takip ediyor. Bu iki kritik sektörün üyelerden aldıkları oy sayıları eşit. Üyelerden 33’er kişi, bu alanların yakın gelecek için büyük fırsatlar barındırdığı kanaatini taşıyor. 30 katılımcının tercih ettiği ‘Yeşil/yenilenebilir enerji’ ile 28 üye tarafından tercih edilen ‘Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği çözümleri’ de ilk beş içinde yer alan seçenekler oldular. Dernek üyelerinin oylamasına sunulan diğer 7 seçenek ise, tercih sayılarına göre şöyle sıralandılar: Nanoteknoloji (16), elektrikli araçlar ve batarya teknolojileri (14), fintech (11), e-ticaret ve lojistik hizmetleri (11), büyük veri işleme (9), biyoteknoloji ve sağlık (9), blockchain teknolojileri (6). Anket hakkında açıklama yapan GYİAD Başkanı Mustafa Özer, “Genç yönetici ve iş insanlarının sesi olarak, iş dünyasının bugününden çok geleceğine odaklanmış durumdayız. Bütün karar, inisiyatif ve faaliyetlerimizde bu temel ilkeyi esas alıyoruz. Bu çerçevede iş dünyasının geleceği hakkında ortaya bir vizyon koymayı özellikle önemsiyoruz. Geleceğe odaklanma ve yönelme konusunda üyelerimiz de güçlü bir motivasyona sahip. Bir yandan mevcut işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışırken, diğer yandan genç yönetici ve girişimciler olarak dünya trendlerini yakından takip ediyorlar. Bu gerçeğin düzenlediğimiz vizyon anketinin sonuçlarına da yansıdığını görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum” dedi.
Çorum Çorum’daki patlamada faciadan dönülmüş: 16 daireli apartmanda sadece 4 aile varmış Çorum’da yaşanan doğal gaz patlaması ile ilgili konuşan, olayın gerçekleştiği Hilal Apartmanı’nın yöneticisi, patlamanın olduğu gün apartmanda sadece dört ailenin bulunduğunu belirterek, “Apartmanda kapıcı dairesiyle birlikte toplam 16 daire var. Pazar olması nedeniyle insanlar evinde yoktu. Çok büyük bir facianın eşiğinden dönüldü” dedi. Osmancık Caddesi’nde önceki gün meydana gelen doğal gaz patlaması sonucu 1 kişi hayatını kaybetmiş, 33 kişi de yaralanmıştı. Patlamanın yaşandığı Hilal Apartmanı’nın yöneticisi Murat Leblebici, yaşanan olayla ilgili konuştu. Facianın eşiğinden dönüldüğünü söyleyen Leblebici, 16 daireli apartmanda olay sırasında sadece 4 ailenin olduğunu, birçok ailenin pazar günü olması sebebiyle köyüne gittiğini ifade etti. “Çok büyük facianın eşiğinden dönüldü” Büyük bir facianın eşiğinden dönüldüğünü söyleyen Leblebici, “Komşular köye gitti. Apartmanda 4 dairede aile vardı. O gün eşim ve çocuklarım çarşıya gitmişti ondan kurtardık. İkinci katta bir bayan vardı. Üçüncü katta bir patlama oldu. Patlamanın olduğu dairenin üst kadındaki komşumuz köye gitmişti. Son katta ise bir yaralı var. Apartmanda kapıcı dairesiyle birlikte toplam 16 daire var. Pazar olması nedeniyle insanlar evinde yoktu. Çok büyük bir facianın eşiğinden dönüldü. Öyle böyle değil. Gece olsaydı, herkes evinde olsaydı ya da sabah olsaydı o zaman daha perişan olurdu. Allah korusun” dedi. “O gün burası mahşer günüydü” Çay ocağı sahibi Ercüment Bayraktar ise patlamanın olduğu caddenin adeta savaş alanına döndüğünü dile getirerek, “O gün dükkanda müşteriler vardı. Büyük bir gürültü ve basınçla iş yerinin camları patladı. İş yerimde moloz parçaları vardı, camlar patlamıştı. Patlamadan sonra 6-7 kişi yaralandı. Onları dışarı çıkardım. Hemen içerideki doğal gaz vanalarını kapattım. O gün burası mahşer günüydü. Çok şükür hiçbir şey olmadı. Canımıza bir şey olmadı çok şükür. Şu anda bir belirsizlik var. Neyin ne olacağı belli değil. Kimse ne yapacağına dair bir şey söylemiyor" diye konuştu. Patlamanın olduğu anda dükkanda olduğunu anlatan Salim Ünal, “Büyük bir ses geldi. Sonrasında ortalık toz duman oldu. Dışarıya kendimizi zor attık. İş yerinde cam, çerçeve ne varsa kırıldı. İfademiz alındı. Şikayetçi misiniz diye soruyorlar. Kimi neye şikayet edeceğiz onu bilmiyorum. Muhatabımız kim onu da bilmiyoruz” şeklinde konuştu. "Mağdur durumdayız" İş yerlerindeki hasarın karşılanmasını beklediklerini dile getiren Fatih İpek ise, “Bomba gibi bir patlama oldu. Camlar kırıldı, iş yerinin tavanı çöktü. Ekipler geldi. Şu anda ne yapacağımızı bilmiyoruz. Mağdur durumdayız. Sadece bekliyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, iş yeri sahibi kirasını istiyor. Bekliyoruz. Patlama doğal afet olarak gözükmüyormuş. Galiba hatamız burada dükkanımızın olması. Yollar kapalı. Açılsa da ne yapacağımız belli değil. Esnaf geçimini zor sağlıyor. Şu an ortada kalmış haldeyiz” ifadelerini kullandı.