POLİTİKA - 21 Mart 2012 Çarşamba 13:33

AK PARTİ MECLİS GRUP TOPLANTISI...(1)

A
A
A
AK PARTİ MECLİS GRUP TOPLANTISI...(1)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör eylemlerinde hayatını kaybeden sivillerin de artık şehit kategorisine alındığını belirterek, "Terör sebebiyle hayatını kaybeden ya da malul olan sivillere ve yakınlarına tazminatın yanında aylık bağlıyoruz. Örneğin Batman`da şehit edilen Mizgin Doruk, örneğin Bingöl`de şehit edilen Hatice Belgin, Kumrular Sokak`ta şehit edilen Mustafa Bingöl artık kanunen de şehit sayılacak" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında, şehit aileleri ve gazilere yönelik yeni bir düzenlemeyi açıkladı. Dünyalar da bağışlansa şehit olmuş bir ailenin evladının geri gelmeyeceğini, kaybedilmiş bir uzvun yerine konmayacağını ifade eden Erdoğan, "Ancak şehitlerin yakınları, milletçe hepimiz üzerinde kutsal bir emanettir. Aynı şekilde gaziler bize tevdi edilmiş çok büyük emanetlerdir Vatanları için canını feda etmiş şehitlerimizin yakınlarına, vatanları için fedakarlıkta bulunmuş gazilere sahip
çıkmak bizim en önemli asli vazifemizdir" dedi.
Şu an itibariyle şehit dul ve yetimleri ile gazilere çeşitli kanunlar çerçevesinde ayni ve nakdi yardımlar yapıldığını, bir defalık olmak üzere devlet ve vakıflar tarafından çeşitli tazminatlar ödendiğini hatırlatan Erdoğan, bu kişilere aynı zamanda aylık ödemeler de yapıldığını söyledi. Erdoğan, SGK tarafından yılda bir kez çocuklara eğitim yardımı verildiğini, TOKİ tarafından faizsiz konut kredisi imkanı sağlandığını, şehit veya malul olanların hak sahiplerinden birine iş imkanı sağlandığını,
şehitlerin dul ve yetimleri ile malullere elektrik ve su paralarında indirim yapıldığını, bu kişilerin toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlandıklarını, 10 yıl süreyle kiralarının ödendiğini, askerlik muafiyetinden faydalandıklarını, çeşitli vergi muafiyetleri uygulandığını kaydetti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı`na bağlı olarak şehit aileleri ve gazilerle doğrudan ilgilenecek bir Daire Başkanlığı kurduklarını bildiren Başbakan Erdoğan, bu daire başkanlığının koordinasyonunda ilgili kanunların tarandığını, ihtiyaçların belirlendiğini, şimdi de şehitlerin dul ve yetimleri ile gazileri ilgilendiren kanun ve KHK`larda 20 maddeyi değiştireceklerini kaydetti.
ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERE YENİ İMKANLAR
Bu değişiklikle şehitlik, gazilik, malullük kapsamını daha da genişlettiklerini, şehit yakınları ile gazilere daha geniş imkanlar sunulacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu yeni imkanları şöyle sıraladı:
"Şehit yakınları ve gazilere yapılacak gayrımenkul hibelerine muafiyet getiriyor, bu hibelerin vergi matrahından düşürülmesini sağlıyoruz. Tüm yurtta toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma şartını yeniden düzenliyoruz. Şehit ve gazilerimizin tüm çocukları bu haktan yararlanacak. Toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanmak için artık sosyal güvence şartı aranmayacak. Bürokratik engellerin kaldırılması için de Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığımıza yönetmelik çıkarma yetkisi veriyoruz. Terörle
mücadele kanunu kapsamındaki er ve erbaşlar ile geçici köy korucularının da artık faizsiz konut kredisi imkanından yararlanmasını getiriyoruz. 2008 yılının Ekim ayından sonraki harp malullerinin de faizsiz konut kredisinden yararlanması getiriyoruz. Malul olan gazilere sağlanan bakım desteğini, köy korucuları ve sivil vatandaşları da kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Bakım miktarını bir asgari ücret tutarından iki asgari ücret tutarına çıkarıyoruz. Terörle mücadele görevini ifa ederken yaralanan kamu
çalışanı ve sivillerin malullükleri kesinleşinceye kadar her türlü sağlık ve tedavi hizmetleri artık hiçbir katılım payı alınmadan yapılacaktır. Terörle mücadele esnasında yaralanan ve tedavisi devam eden personele bir yıl ödenen `özel harekat ve operasyon tazminatının ödeme süresini 12 aydan 24 aya kadar çıkarıyoruz.
Terörle mücadele görevi sırasında olmasa bile görevleri esnasında yaralanan, bakıma muhtaç olan, vazife harp malulleri ile köy korucuları da artık ihtiyaç duydukları her türlü iyileştirici, rehabilite edici araç gereçlerden veya araç gereçlerin temininde katkı payı ödemeyecekler. Maluliyeti sürekli olan kardeşlerimiz, sağlık durumlarında meydana gelen değişikliğe göre malullük derecelerini değiştirebilecekler."
"SİVİLLER DE KANUNEN ŞEHİT SAYILACAK"
Başbakan Erdoğan, en önemli değişikliklerden ilkinin ise şehit ve gazi sayılma kapsamının genişletilmesi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Terör olayları sebebiyle göreve gidiş, dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucu yaralanan, sakatlanan ve hayatını kaybedenleri kanun kapsamına alıyoruz.
Trafik ve yol güvenliği ile tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerinde görevliyken meydana gelen olayları aynı şekilde bu kapsama alıyoruz.
Mülki idare amirleri ile ilgili dar kapsamı genişletiyoruz. Her derecede polis okulları ve askeri okullarda okumaya hak kazanıp geçici kaydı yapılan veya yaşları 18`in altında olan öğrencileri de bu kapsama alıyoruz. Çok önemli bir düzenleme; Terör eylemlerinde hayatını kaybeden sivilleri şehit kategorisine alıyoruz. Terör sebebiyle hayatını kaybeden ya da malul olan sivillere ve yakınlarına tazminatın yanında aylık bağlıyoruz. Örneğin Batman`da şehit edilen Mizgin Doruk, örneğin Bingöl`de şehit edilen
Hatice Belgin, Kumrular Sokak`ta şehit edilen Mustafa Binge tarandığını, ihtiyaçöl artık kanunen de şehit sayılacak."
"KAMUDA ŞEHİT YAKINI İSTİHDAMI İKİ KİŞİYE ÇIKARTILDI"
Başbakan Erdoğan, mevcut durumda şehitlerin yakınlarına, ailesinden birine, eşine veya çocuğuna kamuda bir istihdam hakkı tanındığını hatırlatarak, "Yapacağımız düzenleme ile biri eşi ya da çocuğu, diğeri ailesi olmak üzere istihdam hakkını ikiye çıkartıyoruz. Anne babaya ödenen maaşlarda halihazırda malullük ve muhtaçlık şartı aranıyor; bu şartı da ortadan kaldırıyoruz. Artık anne babalara maaş bağlanması için malullük ve muhtaçlık şartı aranmayacak, muhtaçlık belgesi de istenmeyecek. Allah hiç kimseye
evlat acısı, eşini, babasını, kardeşini kaybetme acısı yaşatmasın" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Genç Eğitim Sendikası Bursa şubesi açıldı Genç Eğitim ve Bilim Hizmetleri Çalışanları Sendikası (Genç Eğitim) Bursa şubesi, Genel Başkan Aras Ali Altıntaş ve İl Başkanı Metin Öksüz’ün katılımıyla açıldı. Genç Eğitim ve Bilim Hizmetleri Çalışanları Sendikası (Genç Eğitim), Bursa şubesini, Genel Başkan’ın da katılımıyla birlikte ilk şubesi olarak açıldı. Açılış konuşmasına birçok üyenin katıldığı programda, konuşmasını yapan Genç Eğitim Genel Başkanı Aras Ali Altıntaş, üye sayısı itibariyle 5. sırada olduklarını ancak yakın tarihte ilk üçe yerleşeceklerini söyledi. Altıntaş, "Türkiye’nin kurulan 15. memur konfederasyonu şuan ki üye sayısı itibariyle 5. sıradayız. Yakın tarihte ilk üçe girip toplu sözleşme masasında oturacak bir konfederasyondan bahsediyoruz. Bununla birlikte aramıza yeni katılan sendikalar da oldu" dedi. "Memurun Satılmadığı Görüşmeleri Kamuoyu ile Açık Bir Şekilde Paylaşacağız" Bugüne kadar savunulmayan memur haklarını doğru bir şekilde savunacaklarını belirten Altıntaş, "Toplu sözleşme masasında kapalı kapılar ardında memurun satılmadığı görüşmeleri kamuoyu ile açık bir şekilde paylaşacak tek yürekli konfederasyon olarak var oluşumuzu sürdüreceğiz" dedi. Altıntaş, Bursa’nın kendileri için ilk şube olduğunu ve Metin Öksüz’ün 4 aylık sürede şube yeterlilik sayısına ulaştığını ifade etti. "Çok Kısa Sürede 450 Üye Sayısına Ulaşıldı" Konuşmalarını yapan Genç Eğitim Sendikası İl Başkanı Metin Öksüz, çok kısa bir sürede eğitim çalışanları ve üye sayılarının 450’ye ulaştığını belirterek, "Yeniden başlamadık arkadaşlar, yarım kalan bir hikayeyi yeni baştan ekip arkadaşlarımızla oluşturduk. İlk başlangıçta bizim için zor bir süreçti ama inandık ve bize inanan kıymetli eğitim çalışanlarının ve üyelerimizin sayesinde çok kısa sürede 450 üye sayısına ulaştık. Hedefimiz, yetki döneminde 15 Mayıs’a kadar 1000 üyeye ulaşmak" dedi. "Tarafsız ve Bağımsız Sendikacılığın Ateşini Yaktık" Öksüz, tarafsız ve bağımsız sendikacılığın ateşini yaktıklarını belirterek, "Bursa’nın en etkin ve en etkili sendikası olacağımızın garantisini verebiliyoruz. Yeni nesil, siyasetsiz, tarafsız ve tam bağımsız sendikacılığı Bursa sevdi. Birlikte başardık bu mücadeleyi ve birlikte yol yürüdüğüm bütün ekip arkadaşlarımıza ve dostlarımıza teşekkür ediyorum. Yeni başlıyoruz, yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır. Hiçbir siyasi partinin ön ya da arka bahçesi olmadan tarafsız ve bağımsız sendikacılık ateşini yaktık. Biz bütün sorunları gür bir sesle dile getireceğiz. Biz bugün sendikacılığa başlamadık; yıllarca eğitim çalışanlarının cesur ve gür sesi olduk ve her zaman olmaya devam edeceğiz" dedi. Konuşmaların ardından toplu fotoğraf çekimi yapılarak sendikanın açılışı gerçekleştirildi. (ERZ-
Edirne Bulgaristan’daki direnişin sembolü ’Türkan bebek’ Edirne’de anıldı Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde 1984 yılındaki asimilasyon girişimi sırasında çıkan olaylarda 17 aylıkken annesinin kucağında katledilen, totaliter rejim döneminde direnişin sembolü haline gelip ’Türkan bebek’ olarak anılan Türkan Feyzullah, vefatının 40. yılında Edirne’de düzenlenen törenle anıldı. Asimilasyonun 40’ıncı yıl dönümü dolayısıyla Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından Eski Göçmen Evleri olarak adlandırılan bölgede Türkan Feyzullah bebeğin adını taşıyan parkta düzenlenen anma töreni yoğun iştirakle gerçekleşti. Bulgaristan’dan çok sayıda soydaşın katıldığı anma töreninde, soydaş öğrencilerin ’Türkan bebek’ anısına okuduğu şiirler duygu dolu anlar yaşattı. Şiirlerin okunması sırasında duygu dolu anlar yaşandı. Çelenk sunumu ile başlayan anma töreninde, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, yönetimlerin verdiği kararların en fazla masum insanları etkilediğini ve onların en büyük mağdurlarının aslında dünyadan hiç haberi olmayan çocuklar, yaşlılar ve masum insanların olduğunu aktardı. "Türkan bebekleri unutmamamız lazım" Türkan bebeğin de bu masumlardan birisi olduğuna değinen Vali Sezer, "Hepimizin ismini andıkça içimizi sızlatan ve kardeşlerimizin o dönemde yaşamış oldukları zulmü, eziyeti bizlere hatırlatan bir sembol olmuştur. Bugün Bulgaristan’la çok güzel ilişkilerimiz var, Bulgaristan’da çok güzel hamleler var ama tekrar aynı acıları yaşamamamız için bizim Türkan bebekleri unutmamamız lazım. Bizim milli değerlerimizi unutmamamız lazım. Bizi biz yapan değerleri bir kere daha bu sembol isimlerle beraber o tarihe dönerek hatırlamamız lazım. Daha kısa süre önce Suriye özgürlüğüne kavuştu ama Aylan bebeği hiç unutmuyoruz. Denizin kıyısına vurmuş olan masum bir bebek boğulmuş ve kıyıya vurmuş. Bugün Suriye’den göç edenler dediğimiz zaman, oradaki zalim iktidarın yapmış olduğu katliamdan dolayı kaçanlar dediğimiz zaman, Aylan bebeği hiç unutmayacağız. Çünkü o da bir masum bir çocuktu ve yine aynı şekilde o masumiyeti bizim yüreklerimizi dağlamıştı o zaman" ifadelerine yer verdi. Türk milletinin kültürüne, milli ve manevi değerlere sahip çıkmanın bedellerini hep acı bir şekilde ödediğini söyleyen Vali Sezer, Bu acı bedelleri ödememek için Türkan bebeklere, Aylan bebeklere sahip çıkılması ve onların hiçbir zaman unutulmaması, unutturulmaması gerektiğini ifade etti. Son 10 yıldır dünyada gelişmekte olan bir sürü savaş olduğunu ve katliamlar yapıldığını söyleyen Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cevat Güneş, bundan tam 40 sene önce Türkan bebeği Bulgaristan’daki totaliter baskıcı rejim dolayısıyla şehit verdiklerini belirtti. "Dünyada olup bitene seyirci kalmıyoruz" Türkan bebeğin Türklük için, Müslümanlık için, adı için ve birçok daha insani haklarını korumak için sessiz protesto esnasında annesinin kucağında şehit olduğunu hatırlatan Güneş, "2011 senesinden bu yana Suriye’de de bir savaş devam etmekteydi. Nihayetinde şimdilik son buldu gibi gözüküyor. Bizim ümidimiz Balkanlar’daki 1990 senesinden sonra oluşan barış ikliminin, genel demokrasinin diğer coğrafyalarda da vuku bulmasını temenni ediyoruz. Çünkü orada da bizim soydaşlarımız mevcut. Türk dünyası sadece bu o kadar ibaret değil, biz Suriye’de de varız orada Türkmen kardeşlerimiz de var. Azerbaycan’da var olduğumuz gibi, Gagavuzya’da var olduğumuz gibi, Kosova’da olduğumuz gibi, Sırbistan’da olduğumuz gibi. Bu minvalde bizim için oradaki insanlarla, Balkanlar’daki insanlar aynı kefede. Dünyada olup bitene seyirci kalmıyoruz. Filistin’de çocuklar ölüyorsa biz bunu onaylamıyoruz, bunları kınıyoruz. Geçmişi göz ardı etmeyip oradaki acılarımızı düzeltip geleceğe daha sağlam barış ve huzur içinde Bulgaristan’daki olayları görmek istiyoruz" ifadelerine yer verdi. "40 yıl unutmadık, 40 yıl hüzün içerisinde ağladık" Bulgaristan Kızılağaç Belediye Başkanı Şinasi Süleyman, Türkan bebeğin vefatını üzerinden 40 yıl geçtiğini ve o yılları unutmadıklarını ve 40 yıl hüzün içerisinde ağladıklarını aktardı. Şehitleri unutmadıklarını ve unutmayacaklarını belirten Süleyman, birlik ve beraberliği koruma çağrısında bulundu. Konuşmaların ardından Bulgaristan’dan gelen soydaş öğrenciler şiirler okudu. Türkan bebek ve şehitler için dua edilmesinin ardından protokol üyeleri, soydaş öğrenciler ve vatandaşlar, Türkan Feyzullah’ın anısına yaptırılan heykele karanfil bıraktı.