YEREL HABERLER - 16 Mart 2012 Cuma 14:46

VALİ GÜZELOĞLU’NDAN ÇANAKKALE VE ATATÜRK MESAJI

A
A
A
VALİ GÜZELOĞLU’NDAN ÇANAKKALE VE ATATÜRK MESAJI

Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Çanakkale Zaferi’nin, Türk milletinin tarih boyunca kazandığı en parlak zaferlerden ve en büyük kahramanlıklardan biri olduğunu belirterek, bu zaferin insanlık tarihi için ibret alınması gereken bir hadise olduğunu kaydetti.
Vali Güzeloğlu, Atatürk’ün Mersin’e gelişinin 89. yıldönümü ile Çanakkale Zaferi’nin 97. yıldönümü dolayısıyla mesaj yayınladı. Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü ile ilgili mesajında Güzeloğlu, Türk milletinin tarih boyunca birlik ve beraberliği ile birçok zorluğun üstesinden geldiğini, hiçbir zaman esaret altına girmediğini ve her zaman tarihe yön veren parlak zaferlere imza attığını vurguladı. Çanakkale Zaferi’nin de aziz milletin tarih boyunca kazandığı en parlak zaferlerden ve en büyük kahramanlıklardan biri olduğuna işaret eden Güzeloğlu, “Bu zafer, tarihten silinmek istenen bir milletin vatanını ve mevcudiyetini canı pahasına nasıl savunacağını göstermesi bakımından insanlık tarihi için de ibret alınması gereken bir hadisedir. Aziz milletimizin ortaya koyduğu bu destan neticesinde adeta yeni bir tarih yazılmıştır. Bu başarı değerli vatan şairi Mehmet Akif’in dediği gibi tarihe sığmayacak kadar büyük ve anlamlıdır” dedi.
Genç bir komutan olan Mustafa Kemal’in, Çanakkale’de gösterdiği inanılmaz kahramanlık, komuta yeteneği ve vatan aşkıyla milletin büyük sevgisini daha o yıllarda kazandığını ifade eden Güzeloğlu, “Çanakkale’de ortaya konulan ruh, milli mücadelede de kendini göstermiş, bütün fertleriyle el ele veren milletimiz Atatürk önderliğinde nihai zafere ulaşmıştır. Eğer önümüze koyduğumuz büyük hedefleri yakalamak istiyorsak, bu ruhu her zaman koruyabilmeli ve aramıza nifak sokmaya çalışanlara fırsat vermemeliyiz. Çanakkale Zaferi’ni sadece geçmişimize ait bir başarı olarak değil, bugün güçlü bir şekilde sürdürmekte olduğumuz medeniyet yürüyüşümüzün de en önemli ilham kaynaklarından biri olarak görmemiz gerekir. Bizler, şehitlerimizden miras kalan bu mukaddes emaneti asla yere düşürmeyecek, çok daha da yükseklere taşıyacağız. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 97. yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, ebediyete intikal eden kahramanlarımızı ve vatanını canından aziz bilen tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyor, kahraman gazilerimize de sonsuz şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
ATATÜRK’ÜN ÖĞÜDÜNÜ HİÇBİR ZAMAN UNUTMADIK”
Vali Güzeloğlu, 17 Mart Atatürk’ün Mersin’e gelişinin yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda da Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı döneminde Mersin’i de birçok kez ziyaret ettiğini dile getirdi. Atatürk’ün, Mersin’in stratejik konumunu ve ulusal hareketlere duyarlı siyasi yapısını göz önünde bulundurarak Mersin’e özel bir önem verdiğine dikkat çeken Güzeloğlu, Atatürk’ün Mersin’e ilk geliş tarihinin 17 Mart 1923 olduğunu anımsattı. Atatürk’ün bu gezide, Millet Bahçesi’nde Mersinliler ile bir konuşma yaptığını ve ‘Mersinliler, Mersin’e sahip olunuz’ öğüdünde bulunduğunu anlatan Güzeloğlu, şöyle devam etti: “Biz de Mersin Valiliği görevine başladığımız günden itibaren Atatürk’ün Mersinlilere vermiş olduğu o öğüt çerçevesinde, Mersinimizin sahip olduğu güzelliklere ve zenginliklere daha da yenilerini ekleyerek, güzel kentimizi bir ‘Dünya Kenti’ yapma kararlılığında hız kesmeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Mersin, yakında tamamlanacak büyük proje ve yatırımlarıyla dünyanın sayılı ekonomi, ticaret, turizm, lojistik, tarım ve sanayi kentlerinden biri olacaktır. Tüm bunları taçlandıracak en önemli başarı ise ‘2013 Akdeniz Oyunları’ olacaktır. Biz, Atatürk’ün bu nasihatini hiçbir zaman unutmadık. Mersin’e sahip çıktık ve bundan sonra da çıkacağız.”
Güzeloğlu, Mersinlileri yarın yapılacak ‘Atatürk’ün Mersin’e Gelişinin 89. Yıldönümü’ etkinliklerine de davet etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Rektör Ahmet Hacımüftüoğlu ile eşinden anlamlı bayram ziyareti Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ile eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Ramazan Bayramı dolayısıyla Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde tedavi gören bebek ve çocuk hastaları ziyaret etti. Ziyaret sırasında hastaların ve ailelerinin bayramını kutlayan Hacımüftüoğlu çiftine, hastane yönetimi ve sağlık personeli de eşlik etti. Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, bayramların birlik, beraberlik ve dayanışma duygularının pekiştiği özel zamanlar olduğunu belirterek, "Sağlık sorunları nedeniyle bayram sevincini hastane ortamında yaşamak zorunda kalan miniklerimizi ve ailelerini ziyaret ederek yanlarında olduğumuzu hissettirmek istedik. Onların mutluluğu, bizim de mutluluğumuzdur. Tedavi süreçlerinin en kısa sürede olumlu sonuçlanmasını temenni ediyor, hepsine acil şifalar diliyorum" dedi. Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu ise ziyaretin kendileri için büyük bir anlam taşıdığını belirterek: "Çocuklarımızın ve ailelerinin moralini yüksek tutmak, onlara manevi destek sunmak bizim için büyük bir mutluluk. Bayram sevinci, paylaşıldıkça artar. Bu vesileyle tüm hastalarımıza şifalar diliyor, bayramlarını kutluyorum" ifadelerini kullandı. Hacımüftüoğlu çifti, hastalara ve refakatçilerine çeşitli hediyeler takdim ederek bayramlarını renklendirdi. Ziyaretlerinden dolayı hastane yönetimi ve hasta yakınları, Rektör Hacımüftüoğlu ve eşinin gösterdiği duyarlılık için teşekkür etti. Bayram ziyareti, hastalar ve aileleri için moral kaynağı olurken, Atatürk Üniversitesinin sosyal sorumluluk anlayışını bir kez daha gözler önüne serdi.
Hatay Kuraklığın etkisiyle yarıkların oluştuğu Amik Ovası için bilim adamından kritik uyarı Hatay’da yağışsız geçen kış mevsimi Amik Ovası’nda kuraklığa neden olurken Prof. Dr. Ömer Konuşkan, bölgede üretilen tahıllarda ürün kaybı yaşanacağını belirterek ikinci ürün ekimine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Yağışlı havasıyla bilinen Hatay’da yağış oranı yılın ilk 3 ayında mevsim normallerinin altında gerçekleşti. Türkiye’nin en verimli topraklarının yer aldığı Amik Ovası’da yağışsız geçen kış mevsiminden olumsuz etkilendi ve kuraklık nedeniyle arazide yarılmalar yaşandı. Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Ömer Konuşkan, bölgede yaşanan kuraklığın boyutu hakkında bilgi vererek çiftçilere yapmaları gerekenler konusunda tavsiyelerde bulundu. "2025 yılının ilk 3 ayında gerçekleşen yağış hiçbir ürün içinde yeterli değil" Hatay’da son yıllarda metrekareye ortalamaya 700 kilogram yağış düştüğünü ve bu yılın ilk 3 ayında gerçekleşen yağışın yeteri seviyede olmadığını ifade eden Konuşkan, "Hatay’ın yağış oranına baktığımız zaman metrekareye ortalama 700 kilogram yağış rejime sahip. Ancak yıllar itibariyle farklılıklar olabiliyor. Mesela bazı yıllar aşırı yağışlar olabiliyor, 2009’da bir günde 400 kilogram civarında yağış almıştı bölgemiz. 2025 yılındaysa meteorolojiden aldığımız verilere göre şuana kadar kış boyunca metrekareye 100 kilogram civarında yağış düştü. 2025 yılının ilk 3 ayında gerçekleşen yağış hiçbir ürün içinde yeterli değil. Normalde düzenli bir yağış iklimine sahip bölgemiz ve her ay düzenli yağış gerçekleşir fakat bu yıl bunu yakalayamadık. Aylık 5 kilogram, 10 kilogram yağışla bu zamana kadar geldi" dedi. "Bu yıl Amik Ovası’nda kesinlikle çok büyük bir verim kaybı beklemekteyiz" Buğday tarlalarında gerçekleşen kurumadan bahseden Prof. Dr. Konuşkan, üründeki gelişimin yetersiz olduğunu ve yer altı sularında da çekilme yaşandığını ifade ederek "Buğday tarlalarında aşırı miktarda kurumalar olmakta. Böylelikle bu yıl sadece sulama yapan çiftçilerimiz ürün alabilecekler. Ürün gelişimleri normal seviyenin altında. Geçen yıl aynı dönemde buğdaylarımız başak vermişti, şuan buğdayımız başaklanmadı. Attığımız gübrede bir işe yarayamayacak. Bu yıl Amik Ovası’nda kesinlikle çok büyük bir verim kaybı beklemekteyiz. Bölgemizde kuraklık var, ikinci ürün şartlarında ekim yapılacaksa lütfen çok fazla ekim yapmayalım. Reyhanlı ve Kumlu ilçelerimizde kuyu suları ile üretim yapan çiftçilerimizin uzun süredir yer altı sularını kullanmaktadır. böylelikle yer altı suları çekilmekte ve azalmalar olmakta. Bizim kendi kuyularımızda da yüzde 30 oranında sular düşmüş durumda. Daha da suların çekileceğini düşünürsek ikinci ürün ekimlerinin su sıkıntısı yaşayacağını söyleyebiliriz. İkinci ürün ekimlerini azaltmalarını mevcut su kapasitelerine göre ekim yapmalarını tavsiye ediyoruz" ifadelerini kullandı.