YEREL HABERLER - 28 Şubat 2012 Salı 12:20

KAMU ÇALIŞANLARINDAN 28 ŞUBAT TEPKİSİ

A
A
A
KAMU ÇALIŞANLARINDAN 28 ŞUBAT TEPKİSİ

Memur-Sen Aydın İl Temsilcisi Baki Karaer, “Yeni 28 Şubatlar yaşanmaması için yapılması gereken demokratikleşme çalışmalarının bir an önce tamamlanması istiyoruz” dedi.
Son darbe ya da post modern darbe olarak gördükleri 28 Şubat süreci 15 yıl önce yaşanmaya başladığını iddia eden Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Aydın Şube başkanı Baki Karaer, “Demokrasiye balans ayarı vermek isteyen askerlerin yaktığı bu ateşe benzin dökerek katkı veren sivillerin ortak girişimiyle yaşanan 28 Şubat, binlerce mağdur oluşturdu. Siyaseten en büyük mağdurunun zamanın Başbakanı Necmettin Erbakan olduğu 28 Şubat süreci, aynı zamanda bir cadı avına dönüştürülerek, toplumun her kesiminden mağdur kitleleri oluşturdu. Kesintisiz eğitimle imam hatip liselerinin orta kısmı kapatılırken çok sayıda Kur’an Kursu da kapanmak zorunda kaldı. Katsayı uygulamasıyla meslek liseleri ve imam hatip liselerinin önü kesildi. Ülkenin kalifiye eleman ihtiyacı açığa çıktı. Askerler, ders verme bahanesiyle okullara girerek, fişleme çalışmalarını alenen yerine getirdi. Bu ülke insanlarının işletmeleri ve sanayi tesisleri ’yeşil sermaye’ diyerek ötekileştirildi. Birilerinin milyar dolarlık vurgun yapması sağlanırken, Anadolu işletmelerinin önü kesildi” diye konuştu.
“Bütün bu yaşananlar ise, 12 Eylül askeri darbesinin ürünü anayasadaki ’cumhuriyeti koruma ve kollama’ görevini kendinde bulan zinde güçlerin planıydı” diyen Karaer, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Cumhuriyeti, cumhurdan koruma anlayışının bir tezahürüydü. ’1000 yıl sürecek denilen 28 Şubat 15 yılda yargıya taşındı’ sözleriyle bu sürecin sona erdiği söylenmeye çalışılsa da, gerekli anayasal ve yasal değişiklikler yapılmadığı taktirde tekrar yaşanmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Cumhuriyeti koruma ve kollama görevini askerlere veren maddeyi içinde barındıran darbe ürünü anayasa bir an önce değişmedikçe, durumdan vazife çıkarmak için pusuya yatmış bekleyenlerin olduğu unutulmamalıdır. Bütün kurumların görevinin açıkça belirlendiği, askerin görevinin ülkeyi dış tehditlerden korumak olduğu, kuvvetler ayrılığının net bir şekilde ortaya konduğu, TBMM’nin üstünde bir iradenin olmadığını gösteren yeni anayasa, bir an önce yapılmalıdır. Tam demokratikleşemeyen, temel insan hak ve özgürlüklerinden yana açılımlarını tamamlayamayan Türkiye’nin, 28 Şubat döneminin oluşturduğu kamusal alan mağduriyeti, başörtüsü yasağı ve o sürecin hayatını kararttığı binlerce kamu çalışanının varlığı bir gerçektir. Bu duygu ve düşüncelerle, bu süreci Türkiye’ye yaşatanları kınıyor, aktörlerinin yargı önünde hesap vermesine yönelik beklentimizi ve yeni 28 Şubatlar yaşanmaması için yapılması gereken demokratikleşme çalışmalarının bir an önce tamamlanması istiyoruz”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Valisi Gül uyardı: Havai fişek atanlara 232 bin 264 TL ceza İstanbul Valisi Davut Gül, havai fişek atmak için izin alınması gerektiğini belirterek, "Havai fişek atma belgesi olan kişilere uygun alanlar için izin veriliyor. Sadece 20.00-22.00 saatleri arasında havai fişek atılmasına izin verilebiliyor. Kurallara uymayanlara 232 bin 264 TL cezai işlem uygulanmaktadır” dedi. İstanbul Valisi Davut Gül, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada havai fişek talimatını hatırlatarak, uyarılarda bulundu. Havai fişek kullanımının izne tabi olduğunu, kurallara uymayanlara 232 bin 264 TL cezai işlem uygulandığını belirten Vali Gül, “Bilindiği gibi ülkemizde resmi ve milli bayramlar ile çeşitli açılışlarda, özel günlerde ve kutlamalarda, nişan, düğün, uğurlama gibi organizasyonlarda havai fişek diye tabir edilen piroteknik maddeler yaygın olarak kullanılmaktadır. 29 Eylül 1987 tarih ve 19589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 87/12028 karar sayılı ’Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı, Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Tüzük’ün 2. maddesinde de çeşitleri sayılan piroteknik maddelerin izinsiz, zamansız veya uygunsuz yerlerde kullanımı ile çevresel gürültü seviyesi sınır değerleri aşılmakta, bu durum vatandaşlarımızda korku, heyecan ve panik yaşanmasının yanı sıra yayılan zehirli gazlar nedeniyle insan, çevre ve canlı sağlığını da tehdit etmektedir. Patlama sonucu oluşan partiküllerin kuşlara isabet etmesi doğal yaşamı da olumsuz etkilemektedir. Ayrıca havai fişeklerin isabet ettiği yerde yangın çıkma ihtimali halkın can ve mal güvenliği açısından da tehlike arz etmektedir” ifadelerini kullandı. “Havai fişek kullanımı için belirlenen faaliyet saati 20.00-22.00 olarak belirlenmiştir” Gül, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “30.11.2022 tarihli ve 32029 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği’nin 14. maddesinde ’Havai fişek kullanımı için zaman ve mekan bildirilerek, mahallin mülki amirliğinden izin alınması zorunludur’ hükmüne göre ve aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan yerleşim alanlarında açık havada gerçekleştirilen faaliyetlerin izin verilen zaman dilimi tablosunda havai fişek kullanımı için belirlenen faaliyet saati 20.00-22.00 olarak belirlenmiştir. 11.07.2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ’Patlayıcı Madde Ateşleyici Yeterlilik Belgesi Verilmesi Esas ve Usullerinin Belirlenmesi Hakkındaki Yönetmelik’ hükümleri uyarınca ’A Sınıfı Patlayıcı Madde Ateşleyici Yeterlilik Belgesi’ bulunmayan şahıslara şenlik ve işaret fişeklerinin satılması ve şenlik ve işaret fişeklerinin önceden müracaatla valilik veya kaymakamlıktan izin alınmadan kullanılması yasaklanmıştır. Bu itibarla 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesi A ve C fıkrası ve 66. maddesi gereği vatandaşlarımızın güvenliği, huzuru ve esenliğini sağlamak, telafisi mümkün olmayan zararları önlemek amacıyla meri mevzuat hükümleri çerçevesinde konunun hassasiyetle bizzat kaymakamlarımız ve sıralı/sorumlu amirlerce takip edilmesi ve uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi hususunda bilgilerini ve gereğini önemle rica ederim.”