Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, 19 Mayıs`ta yapılacak kongrede yeniden başkanlığa aday açıkladı.
Şike soruşturması kapsamında Metris Cezaevi`nde tutuklu bulunan Aziz Yıldırım, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada başkanlığa yeniden aday olduğunu belirtti. Yaşanan süreçte Sarı-lacivertli taraftarların kendilerine verdiği destekten ötürü minnettar olduğunu kaydeden Yıldırım, "Bu destek; inancımızın ve haklı duruşumuzun yegane dayanağıdır. Bilinmelidir ki, Bizlerin de bu uğurda "çektiklerimiz", "göze aldıklarımızın" yanında yok hükmündedir. Sevgili Fenerbahçemiz`in dünya kulübü olma yolundaki
büyük yürüyüşü, taraftarıyla, tarihiyle, ekonomisiyle ve en önemlisi yıkılmaz duruşunu simgeleyen zaferleriyle engellenemez boyutlara ulaşmıştır. Kulübümüzün gerek geldiği nokta ve gerekse hedeflerine yönelik projeleri kimileri için hayal dahi edilemez niteliktedir. Yasadığımız sürecin ve Fenerbahçemiz`e karşı yürütülen bu hayâsızca kampanyanın gerçek sebebi de budur. Ancak bu süreç, Fenerbahçe camiasının sadece şanlı geçmişine değil, geleceğine de ne denli sahip çıktığını dost düşman herkese açıkça
göstermiştir, göstermeye de devam edecektir. Fenerbahçemiz`in bu büyük yürüyüşünü engellemeye çalışanlar geçmişte olduğu gibi bugün de muvaffak olamayacaklardır. Asılsız suçlamalarla ve türlü oyunlarla Bizleri, Türk sporunu bulundukları yere diğer bir deyişle bataklığın içine çekmeye çalışanlar, bugün de işbaşındadırlar. Türlü senaryolarla Fenerbahçemiz`i, beni ve yöneticilerini lekelemeye kalkanlar şimdilerde Fenerbahçemiz`i ele geçirme senaryolarının son perdesini oynama hazırlığı içindedir. Ancak
unuttukları, Fenerbahçemiz`in başkanı, yöneticileri, taraftarı ve tüm değerleriyle ayrılmaz ve bölünmez bir bütün olduğu gerçeğidir" dedi.
Açıklamasında "Bu ayrılık bir gün biter, bu sevda asla" diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Uğruna hayatlarını ortaya koymaktan çekinmeyen Fenerbahçemiz`in başkan ve yöneticilerinin şahsi ikballeri uğruna, bu sevdalarını pazarlık masalarında bırakıp kaçacaklarını söylemek kimsenin haddi değildir; bunlar derhal ve en sert şekilde gereken cevabı alacaklardır. Aziz Yıldırım`ın vereceği cevap ise her zaman olduğu gibi açık ve nettir. Aziz Yıldırım 19 Mayıs 2012 tarihli büyük Fenerbahçe Kongresi`nde Fenerbahçe Spor Kulübü başkan adayıdır. Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının mücadelesi Fenerbahçe`nin
mücadelesidir. Bu mücadelemiz her yöneticimiz her taraftarımız ve her zerremiz aklanana kadar ve bizlere bu zulmü yaşatanlar kanunlar önünde hesap verene kadar sürecektir. Unutulmamalıdır ki hiçbir güç bu ulu çınardan tek bir yaprak dahi kopartamayacaktır. Sahaya yansımayan eylemlerin, nerede ve nasıl yapıldığını ortaya koyamayanlar bu hukuk dışı safsatalara dayanarak karar alamazlar. Hele hele günü kurtaran yasa değişiklikleri ile Fenerbahçe`yi kurtarma adı altında lekelemeye çalışanlar, Türk Futboluna
ihanet etmektedirler. Ceza yargılamasında mahkemeye ulaşan ve (Fenerbahçe`nin tüm hesaplarının tertemiz olduğunu, yöneticilerinin tüm tasarruflarının belgelere dayandığını içeren resmi bilirkişi raporları) onca açıklamanın içinde bile yer almamaktadır. Etik Kurulu Raporu gündeme geldiğinde, TFF`ye yapılan ziyaretleri söyleyemeyen ve nedenlerini yazamayan korkusuz (!) ve özgür (!) medya; konu bizler ve Fenerbahçemiz olunca neden ve hangi maksatla kana susamış bir canavara dönüşmektedir?"
Fenerbahçe üzerinden oynanmaya çalışılan son oyunun CAS davası olduğunu ifade eden Aziz Yıldırım, "Birileri CAS davasının namusumuz olduğunu ancak namusumuzdan kayıtsızca vazgeçtiğimizi hatta şahsi pazarlıklar uğruna Fenerbahçe menfaatlerini bir çırpıda feda ettiğimizi fısıldayarak; taraftarlarla Fenerbahçe yönetimini karşı karşıya getirmeye çalışmaktadırlar. Öncelikle herkes şunu çok iyi bilmelidir ki Aziz Yıldırım ve arkadaşları için iki şey asla ama asla pazarlık konusu yapılamaz; teklif dahi
edilemez. Bunlar, Büyük Türkiye Cumhuriyeti ve bu Cumhuriyetin kalesi Fenerbahçemiz`in menfaatleridir. Aziz Yıldırım`ın imzası ve onayı olmasa dahi, böyle bir kararın Fenerbahçe Yönetim Kurulu tarafından ancak ve ancak ülke menfaatleri söz konusu olduğu zaman ve bir an bile düşünülmeden, hiçbir karşılık gözetmeden derhal alınabileceğini bilmemek ya da bildiğini söylememek alçaklıktan öte ihanettir. Sürekli sınanan ve denenen sabrımızın da bir sınırı olduğu unutulmamalıdır. Unutulmamalıdır ki; şimdi bu ulu
çınarın dallarını budamaya, kırmaya çalışanlar, gün gelecek güneşi görmek için yine bu çınarın tepesine çıkmak zorunda kalacaklardır. Gün Biz `Fenerbahçeliyiz` deme günü değil; `Fenerbahçeyiz` deme günüdür. Tüm emekçilerin bayramını kutlar saygılar sunarım" ifadelerini kullandı.