YEREL HABERLER - 27 Nisan 2012 Cuma 11:34

SIОACIK YENİ BALIK MEZATI AÇILDI

A
A
A
SIОACIK YENİ BALIK MEZATI AÇILDI

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve yaklaşık bir yıl süren, "Balıkçılık: İtalya ve Türkiye arasında sürdürülebilir ağlar kurma" projesi kapanış kokteyli, proje kapsamında yapılan Yeni Balık Mezatı açılışı ve uluslararası panellerle tamamlandı.
Seferihisar bölgesinde balıkçılıkta üretim ve pazarlama standartlarını, Avrupalı meslektaşlarıyla ortaklıklarını güçlendirmek, bilgi, aktarımını sağlamak ve iyi uygulamaların paylaşımı yoluyla geliştirmek hedefiyle gerçekleşen projede Türk Balıkçılar İtalya`ya giderek İtalyan balıkçıların tekniklerini ve yöntemlerini incelerken, İtalya`dan gelen eğitimcilerle mutfak eğitimleri gerçekleştirildi. Ayrıca Belediyenin girişimleriyle TEDAŞ tarafından balık mezatının yanında hem sarkan kablolar nedeniyle tehlike içerebilecek hem de kötü görünen elektrik trafosu kaldırıldı.
Projenin kapanış kokteyli, mezat alanı açılışı ve uluslararası paneller gerçekleşti. Proje Yerel Koordinatörü Tolga Dinçer ve Laura Cicinelli tarafından açılış konuşmaları gerçekleştirildi. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kaymakam Şakir Erden, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Proje Uygulama Başkanlığı Koordinatörü İlksen Hilal Yıldır ve Ege üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süer Anaç, projeyle ilgili konuşmalarını gerçekleştirdi.
Proje Koordinatörü Laura Cicinelli ve Caterina Desole tarafından, projeye katılan balıkçılara sertifikaları verildi.
AB STANDARTINDA BALIK MEZATI
Ardından Sığacık Balık Mezatı`nın açılışı gerçekleştirildi. Kooperatifin geleneksel olarak balık satışlarını düzenlediği mezat alanı, Avrupa Birliği standartlarında cam sistemiyle kapatıldı ve çatısı yenilendi. Satış sonrası temizlenen alan kapatılarak sürekli hijyenik kalması sağlandı. Satış yapılan tezgahta granit kullanılacak ve bütün mezat alanında seramik ve cam mozaik kullanıldı.
Belediyenin kazandırdığı yeni satış alanıyla mezat sonrası da balık satışı standartlara uygun olarak devam edilebilecek. Bu dükkan içerisinde balık temizleme ünitesi bulunuyor. Cam vitrinli balık dolabı da bu alanda kullanılacak. Kooperatife ait dükkanın içerisi proje kapsamında tamamıyla fayans kaplandı. Yenilenen bu bölümde uzun süreli muhafaza sağlayacak büyük bir depo tip buzdolabı ve günlük 200 kg kapasiteli buz makinesiyle standartlara uygun balık satışı için en önemli unsur olan soğuk zincir için gerekli her unsur kooperatife kazandırılmış oldu.
``Sürdürülebilir Balıkçılık``, ``Sivil Toplum Diyaloğu ve Sürdürülebilir Balıkçılık: En İyi Uygulamalar`` ve ``Kurumsal Bakış Açıları`` konulu üç panelle program tamamlandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Kovanı açıp yemyeşil balı görünce şaşkına döndü Sakarya’nın Serdivan ilçesinde arıcılıkla uğraşan vatandaşın kovanlarından birinde tespit ettiği yeşil renkteki bal, görenleri hayrete çevirdi. Artvin’in Ardanuç ilçesinde de keşfedilen yeşil balın kilosunun 20 bin liradan satıldığını belirten arıcı Ali Uyar, “Fenoliklere bakıldığında belki çok değerli içerikleri vardır anti bakteriyel özelliktedir şifalı diyebiliriz ama 20-30 bin lira edecek kadar değerli midir o tartışılır“ dedi. Aşağıdereköy Mahallesi mevkiinde yaklaşık 200 kovanıyla arıcılık yapan Ali Uyar, kovanlarına bakım yaptığı sırada yeşil balı görünce şoke oldu. Sarı ve kahverengi tonlarında bilinen balların aksine yeşil renkte olan bal, numune alınarak üniversiteye gönderildi. Yeşil balın insan sağlığı üzerine etkileri ve renginin yeşil olma sebebi üzerine çalışmalar başlatıldı. Yeşil balın orijinalliği yapılacak olan incelmenin ardından netlik kazanacak. Hususa ilişkin olarak yaptığı araştırmalar çerçevesinde aynı tür balın Artvin’in Ardanuç ilçesine bağlı Zekerya Köyü’nde keşfedildiği ve geçen sene kilosunun yaklaşık 20 bin liradan satıldığını belirten arıcı Ali Uyar, balın fenolik tatlarının yüksek değerlerde çıkması durumunda değerinde satışa çıkarabileceğini söyledi. “Herhangi bir yem veya katkı maddesi olduğunu düşünmüyorum” Yeşil renkteki balı incelenmesi için üniversiteye gönderdiğini aktaran Ali Uyar, “10 yıldır sabit olarak buradayım. Bu bölge ıhlamur balı ve akasya balı açısından üretim yaptığımız bir bölge. Aslında biz de faaliyet olarak burada sabit olarak arı üstü üretiyoruz. Arı üstünün yanında da ıhlamur balı ve akasya balı üretimlerini gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık iki hafta önce bir kovanımızda yeşil renkte bir sıvı gördüm. Ondan sonra diğer gözlemlerimde de diğer kovanlara baktığımda da herhangi bir emare yok bu üründen getirmiyordu. Bu ürünü aldım üniversiteye tahlile gönderdim. Sonuçlarını bekliyoruz. Ben daha çok havaların sıcaklığından geceleri çiğ yağdığında oluşan bir fruktozun olduğunu düşünüyoruz herhangi bir yem veya katkı maddesi olduğunu düşünmüyorum çünkü diğer kovanlarda getirirdi. Öyle bir şey olmadığı için şu anki benim fikrim bir bal türü olduğunu düşünüyoruz” dedi. “Kovanın tamamı bu balla dolu” Balın yeşil renkte olmasındaki ihtimalleri değerlendiren Uyar, “Gördükten sonra kovanda araştırma yaptım. Baktım, Artvin Ardanuç ilçesinde bu tarz bir bal üretilmiş. Ama rengi biraz daha opak bizimkisi çok cırt renkte. Aslında normalde arılarda bir yem katkı maddesi var mavi renkte gıda boyası gibi kış döneminde beslendiğinde herhangi bir şekilde bala katkı olmasın geçmesin diye gıda boyasını yeşillendiriyorlar ama bu ona benzemiyor. Ona da benzese diğer kovanlar da getirirdi. Ben şimdi diğer kovanları da kontrol ettim. Burada yaklaşık 200 tane kovan var. Diğer kovanlardaki yaptığım kontrollerde herhangi böyle bir sıvı yok. Böyle renkte bir ürün de yok. Bu arı bunu sürekli getirmeye de devam ediyor. 2-3 hafta takip ediyorum. Bir yere bir şey dökülse, şekerli bir madde olsa bunun bitmesi lazım. Belli bir süre getirir. Kovanın tamamı bu balla dolu. Biz bu merakımızı gidermek için üniversiteye gönderdik. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak” diye konuştu. “20-30 bin lira edecek kadar değerli midir tartışılır” Balın orijinalliği teyit edildikten sonra değerlerine göre fiyat biçilebileceğini aktaran Uyar, “Yeni Zelanda’da da üretimi yapılmış çok yüksek sıcaklıklarda ortaya çıkan bir balmış. Ağaçların yüksek sıcaklıkta nemle beraber kustuğu bir pigmentmiş bu. Bakalım biz de göreceğiz 20 bin lira, 30 bin lira onlara tabii ki değerle alakalı bir şey demiyorum ama merakımı yenelim. İçerik olarak güzel bir şey gelirse polen analizi yapılacak, hangi kaynaktan alındığı tespit edilecek. Ondan sonra fenoliklerine baktırırız değeri çok yüksekse biz de ona göre bir fiyat beliririz. Artık 20-30-50 bakacağız. Bu tarz şeyler işte biraz da aslında reklam ve pazarlamayla ilgili. Çiçek çeşitliği ne kadar fazlaysa aslında içerik o kadar zengindir. Bu yeşil bal değerli midir? Tamam evet fenolikler bakıldığında belki çok değerli içerikleri vardır anti bakteriyel özelliktedir şifalı diyebiliriz ama 20-30 bin lira edecek kadar değerli midir o tartışılır” şeklinde konuştu. “20-30 bin liraya satayım gibi bir derdim yok” Yeşil balın diğer ballardan farklı olmadığını aktaran Uyar, “Doğada böyle bir şey olup olmadığıyla alakalı ilgimi çektiği için üniversiteye gönderdim. Ben bunu böyle alayım, sunayım kilosu 20-30 bin liraya satayım gibi bir derdim yok. Ama dediğim gibi değerli bir içeriğe sahipse ben de değerini satmaya çalışırım tabii ki. Normal bal yediğimizde nasıl hissederiz? Gerçekten böyle şifalı bir şey yiyormuşuz gibi ya da işte doğanın bir kokusunu alırız, kestanenin veya ıhlamurun kokusunu alırız. Ya da işte bir keskinlik oluyor, boğaz yakar ya da aroması bize çocukluğumuzu hatırlar. Bu yeşil balı yediğinizde çocukluğunuza gidiyorsunuz, bir şekerleme tadı var gibi ama sonra o da boğazı biraz yakıyor. Tamamen bir gizem var ortada. Bu gizemi inşallah işte çözmeye çalışıyoruz. Üniversite bu konuda araştırmasını yapacak. Bakalım biz de nasıl bir şeyle karşılaşacağız” ifadelerini kullandı. “Doğada yetişen Alman Papatyasında bu renk pigmenti varmış” Alman Papatyasında bala yeşil rengini veren bir pigment olduğunu belirten Uyar, “Bu yapılan bilimsel çalışmalarda özellikle Yeni Zelanda, Endonezya taraflarında rastlanmış bir de Artvin’de bu haberi görünce araştırdım. Doğada yetişen Alman Papatyasında bu renk pigmenti varmış. Bu verebilir bizim buralarda evet ekili normal tarlalarda biraz oluyor ama bu kadar çok arını getirebilecek kadar mı onu bilmiyoruz. O kovan diğer kovanlara nazaran biraz az çalışıyor sadece o kaynağa yöneliyor. Ben bir çıtada var zannettim ama tüm kovan o baldan dolu bu çok ilginç bir şey. Normalde böyle bir şeyle rastlanması gerçekten zordur. Arı dışarıdan bulduğu herhangi bir yerdeki şekerli bir gıdadır diyelim. Onu az bulur getir ama bu sürekli getiriyor o yüzden bende bu şüphe oluştu” dedi.
Ankara Bakan Şimşek: “Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı. Tek bir ülke itiraz etmedi. Toplantı öncesinde birçok ülke destek verdi” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Şimşek, konuşmasında Türkiye’nin FATF Gri Liste’den çıkması, asgari ücret, vergi düzenlemesi ve enflasyon gibi konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şimşek, göreve geldikleri günden itibaren birçok problemi çözmek adına ortaya bir program koyduklarını ve Türkiye’nin FATF Gri Liste’den çıkmasına yönelik de özel bir çalışmaya girdiklerini belirtti. Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile konu çerçevesinde birçok görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, Özellikle şunu belirtmek isterim, İçişleri Bakanlığımızın ve Adalet Bakanlığımızın desteği olmasaydı bu listeden çıkmazdık. Bu bir ekip çalışması. Hakimlerimizin ve savcılarımızın eğitimlerinden tutun, kolluk kuvvetlerimizin bu konuya odaklanmaları da çok önemli. daha sonraki süreçte ise MASAK çok önemli bir rol oynadı” diye konuştu. “Buradaki esas amaç Türkiye’deki sistemin güvenilir olduğunu açıklamaktı” Şimşek, Uluslararası piyasalarda güvenilirliklerinin artması gerektiğini vurgulayarak, “Bizim Finansal sistemimizin güvenilir olması lazım, itibarlı olması lazım, saygın olması lazım ve sağlıklı işlemesi lazım. Biz bunu bir listeden çıkmak için yapmadık. Tabii ki listeden çıkmak önemli bir kazanım ama buradaki esas amaç Türkiye’nin saygınlığını, finansal piyasaların sağlıklı işlediğini dolayısıyla buradaki sistemin güvenilir olduğunu açıklamaktı” şeklinde konuştu. “Son yıllarda çok kaynak girişi oldu” Türkiye’nin Gri Liste’den çıkmasının hem ülke itibarı hem finansal sisteme olan güven açısından çok önemli olduğunu ifade ederek, “Son yıllarda çok kaynak girişi oldu. Şunun altını çizmek istiyorum biz şu anda bu kaynak girişini nasıl yönetiriz onu düşünüyoruz. Sisteme aşırı derecede döviz girdiği zaman karşılığında Türk Lirası satın alıyorsunuz. Bu da dezenflasyon sürecini tehdit ediyor. Dolayısıyla bu likitideyi tekrar geri çekmeniz lazım” değerlendirmesinde bulumdu “Net rezervler 12 milyar dolar civarına çıkmış durumda” Rezervlerin, mart sonundan itibaren bugüne kadar net bazda Merkez Bankasına yansıyan boyutu 78 milyar dolar civarına ulaştığını da belirten Şimşek, “Türkiye finans tarihinde eşi benzeri görülmemiş. Şu an itibarıyla rezerv yeterliliğinde İMF tanımına göre arzulanan seviyeye neredeyse vardık. Onların bir tanımı var bir çok değişkeni baz alıyor, o tanıma göre neredeyse ‘Bir’i yakaladık. Yani bürüt rezervinizin İMF tanımının 1 katı olması lazım. Geçen hafta açıklanan rakamlara göre brüt rakamlar zaten 147 milyar dolar seviyesine kadar çıktı. Burada esas olan biz yurtiçi bankalarla olan swapları ciddi bir şekilde azalttık ve neredeyse 5 milyar dolar seviyesine düşürdük. Yani bankalardan aldığımız swapları vadeleri tamamlandıkça kapatıyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin net rezervleri ve rezerv pozisyonu muazzam bir şekilde iyileşti. Bizim net rezervlerimiz bir ara eksi 60 milyar dolar civarında artmışken şu anda 12 milyar dolar civarına çıkmış durumda” açıklamasında bulundu. “Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı” Terörizmin finansmanı ve kara parayla mücadeleyi bir öncelik haline getirdiklerini kaydeden Şimşek, “Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı. Tek bir ülke itiraz etmedi. Toplantı öncesinde birçok ülke destek verdi. Komşumuz Yunanistan bile ’güçlü şekilde sizi destekliyoruz’ dedi ABD ve İngiltere temsilcileri aynı şekilde destek verdi, çünkü çok güçlü diyaloglar kurduk. Biz bu konuda samimiyiz. Hem terörizm finansmanıyla hem de kara parayla bu listeden çıkmasaydık da çok güçlü bir şekilde mücadele edecektik. Listeden çıktık ama terörizmin finansmanıyla ilgili güçlü bir şekilde mücadele edeceğiz. Ayrıca MASAK’ın idari kapasitesini oldukça güçlendireceğiz, biz riskli bir coğrafyada yaşıyoruz. Herkes bizim sistemimizi istismar etmeye çalışabilir. Biz buna karşı bir modelle devam edeceğiz. Yapay zekayı bu noktada devreye alacağız. Başardık ve başarmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi. “Cari açık sene mayıs ayına kadarki süreçte 26 milyar dolara düşmüş olacak” Şimşek, geçen yıllarda deprem ve birçok nedenlerle yaşadığı dengesizliklerin olduğunu ve bunlardan birinin de cari açık olduğunu vurgulayarak, “Geçen sene Türkiye’nin mayıs ayında 12 aylık cari açığı 57 milyar dolardı. Muhtemelen bu sene mayıs ayına kadarki süreçte 26 milyar dolara düşmüş olacak. Dolayısıyla cari açıkta arzuladığımızdan çok daha iyi bir performansla karşı karşıyayız. Geçen sene cari açığın milli gelire oranı yüzde 6 civarındaydı. Biz bu açığı yıl sonunda muhtemelen yüzde 2 civarına indirmiş olacağız. Bu dengesizliği gidermede büyük bir başarı var” dedi. “Cari açığı bu seviyede tutmak için yeni bir sanayi politikası devreye sokacağız” Şimşek, cari açıktaki başarının sürekli hale gelmesini sağlamak gerektiğine dikkati çekerek, “Bunun için yeni bir sanayi politikası devreye sokacağız. Devletin aktif bir şekilde işin içinde olduğu aktif bir sanayi politikasıyla kalıcı bir şekilde cari açığın bu seviyede kalması sağlanmalı. Cari açığı bir milli gelir açısından yüzde 2 civarında tutabilirsek büyük kazanımımız olacak. Birincisi dış borcun milli gelire oranı aşağıya doğru bir düşüşe geçecek. İkinci olarak da kalıcı bir şekilde rezerv biriktirmemize imkan sağlayacak” değerlendirmesinde bulundu. “EYT’nin bu sene yıllık maliyeti, finansal maliyeti dahil olmak üzere 724 milyar lira” Şimşek bir diğer dengesizliğin bütçeden kaynaklandığını söyleyerek, “Özellikle deprem ve EYT etkisiyle oluştu bu dengesizlik. Geçen sene muhalefetin popülist iteklemesiyle seçim öncesinde EYT hayata geçirildi. EYT’nin bu sene yıllık maliyeti, finansal maliyeti dahil olmak üzere 724 milyar lira. Neredeyse milli gelirin yüze 2’sine yakın bir rakamdan bahsediyoruz. Geçen sene mayıs ayında tedbir alınmasaydı bütçe açığı, yüzde 10 civarında bekleniyordu. Biz yılı yüzde 5 civarında kapattık ve bu yüksek bir rakam. AK Parti Hükümetlerinde ortalama bütçe açığı yüzde 2,4 olmuş. Bu sene de yüzde 5’in oldukça altına indirmek istiyoruz. Gelecek sene de kalıcı bir şekilde yüzde 3’ün altına düşürmek istiyoruz. Dolayısıyla biz bütçe açığını biz deprem etkisi, EYT etkisi dahil ve şu anki parasal sıkılaşmanın getirdiği ilave finansman etkisi dahil, gelecek sene bütçe açığını milli gelire oranla yüzde 3’ün altına getireceğiz” bilgilerini aktardı. Bir diğer dengesizliğin ise enflasyonun ana nedenlerinden biri olduğunu belirttiği dengesiz büyümenin olduğunu belirtti. Türkiye’nin mevcut büyümesinde iç talebin bu etkisinin yüzde 10’un üzerinde olduğunu, net ihracatın etkisi ise eksi 6,3 puanda olduğunu hatırlatan Şimşek, bu türden bir büyümenin beraberinde, cari açığı ve enflasyonu getirdiğini kaydetti. Şimşek büyümede yeniden dengelenmeyi getireceklerini ve ihracata daha çok önem vereceklerini de sözlerine ekledi. “KKM’de vergi avantajı son buldu" Kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasındaki son duruma ilişkin de konuşan Şimşek, "Geçen sene zirvede neredeyse 144 milyar dolar civarına çıkmıştı zirvede. Şu anda 63 milyar doların altına indi, büyük ihtimalle düşüş hızlanacak. Bakın 44 haftadır üst üste kesintisiz KKM’de düşüş var. Dolayısıyla bu para politikasının çalışmasını engelleyen bir faktördü. Bu, enflasyonu düşürme sürecinde para politikasının etkinliğini azaltan bir faktördü. Şimdi biz bunu gidererek bir sorun olmaktan çıkartıyoruz. Dolayısıyla bugün itibarıyla şirketlerin KKM’deki vergi avantajı son bulmuştur. Yenilemedik. Artık şirketler KKM’den faiz kazanırlarsa normal kurumlar vergisine tabidir, bir istisna yoktur şirketler için. Dolayısıyla teşvik edici olmaktan bugün itibarıyla çıkarttık. Bireyler açısından mevduata, faiz kazançlarına biz bu sene vergi getirdik. Şimdi KKM’den kazanılan faiz gelirleri de vergiye tabi olacak. Dolayısıyla KKM’den çıkış hızlanacak. Onun için bir sene öncesine göre Türkiye gerçekten öngördüğümüzden birçok alanda da iyi” diye konuştu.
Zonguldak Karadeniz Ereğli açıklarında batan Kafkametler’in 5 mürettebatı anıldı Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, geçen yıl 19 Kasım günü fırtınada askeri mendireğe çarparak batan Türk bayraklı "Kafkametler" gemisinde hayatını kaybeden 5 mürettebat için denize çelenk bırakıldı. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı etkinlikleri kapsamında Karadeniz Ereğli ilçesinde törenler düzenlendi. Törenler Atatürk Anıtı önüne çelenk sunumu ile baladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Karadeniz Ereğli Liman Başkanı Bülent Eyüpoğlu, Kabotaj Kanunu’nun Türk denizciliğinin gelişimini sağlamak amacıyla 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe girdiğinin altını çizdi. Ereğli’nin Karadeniz’deki ticaret hacminde önemli bir yer tuttuğunu belirten Eyüpoğlu; limanlar, tersanecilik faaliyetleri ve sanayi tesisleri ile bölgenin ekonomik olarak hızla geliştiğini ifade etti. Törenin ardından limandan römorkla hareket eden protokol, Kafkametler gemisinin batığına ulaştı. Burada, 12 kişilik mürettebattan 5’inin cesedine ulaşılan yere çelenk bırakıldı. Törene Karadeniz Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, AK Parti Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Niyazi Uğur, Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Erdemir Genel Müdürü Niyazi Aşkın Peker, Deniz Ticaret Odası Karadeniz Ereğli Şube Başkanı Oğuz Ünlüer ve ilçe protokolü katıldı.