YEREL HABERLER - 27 Nisan 2012 Cuma 10:43

MÜNİR NURETTİN`İN ESERLERİ BORNOVA`DA YANKILANACAK

A
A
A
MÜNİR NURETTİN`İN ESERLERİ BORNOVA`DA YANKILANACAK

Türk Sanat Müziği`nin ünlü bestekarı Münir Nurettin Selçuk`un eşsiz eserleri, Bornova Belediyesi Türk Sanat Müziği Korusu ve Zekai Tunca`nın sesinden yaşam bulacak.
Bornova Belediyesi, Türk Sanat Müziği`nin ünlü ismi, eşsiz bestelerin sahibi Münir Nurettin Selçuk`u, yine Türk Sanat Müziği`nin eskimeyen sesi Zekai Tunca`nın solist olarak katılacağı konserle anıyor. Şef Sami Büyüköztekir yönetimindeki Bornova Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu`nun da yeralacağı konser, Ege Üniversitesi Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi`nde yarın akşam saat 20.30`da gerçekleştirilecek. Bornova Belediyesi`nin bir sanat hizmeti olarak ücretsiz izlenebilecek konser, iki bölümden oluşacak. İlk bölümde Bornova Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu sahneye çıkarken, ikinci bölümde ise Zekai Tunca kulakların pasını silecek.
Tüm İzmirlileri Münir Nurettin Selçuk`u Anma Konseri`ne davet eden Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, ``Türk sanat müziğinin eşsiz besteleriyle eşsiz bir sesi buluşturuyoruz. Belediyemizin Türk Sanat Müziği Korosu`nun da sahneye çıkacağı bu ücretsiz konserimize tüm yurttaşlarımızı davet ediyorum`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ÜNİPERSEN’den memur maaşlarında eşel-mobil sistemi önerisi Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN), memur maaşlarının enflasyondan etkilenmemesi için eşel-mobil sistemine geçilmesi talebinde bulundu. ÜNİPERSEN tarafından yapılan açıklamada, enflasyon oranlarının memur maaşlarına aylık olarak yansıtılması gerektiği belirtilerek, “ÜNİPERSEN olarak memur maaşları noktasında en başından beri diyoruz ki enflasyon oranları memur maaşlarına aylık olarak yansıtılsın, 6 ayda bir de toplu sözleşme zammı enflasyondan bağımsız bir şekilde uygulansın. Enflasyonun masada olduğu her toplu sözleşme, memuru maaş artış döneminde refah payı verilsin taleplerine itecektir” denildi. Ocak ayında memur maaşlarına toplu sözleşme gereği yüzde 6’lık artış ile Temmuz-Aralık 2024 arası gerçekleşen enflasyon farkının yansıtılacağı hatırlatılan açıklamada, “3 Ocak’ta açıklanacak enflasyon verileri ile netlik kazanacak olan artış oranı 5 ay üzerinden hesaplandığında yüzde 10,40’tır. Aralık ayı enflasyon beklentisini de bu oranın üzerine eklediğimizde yüzde 13 gibi bir oranın memur maaşlarına yansıtılacağını söyleyebiliriz. 2025 yılında uygulanacak asgari ücret 22 bin 104 lira açıklandığına göre 2023 seçimleri öncesi siyasetin de sözü olan 2,5 asgari ücret hesabını yapabiliriz. 2024 yılı Temmuz maaş artışı sonrası ortalama memur maaşı 44 bin 500 lira, yüzde 13’lük ocak ayı zammı uygulandığında 50 bin 285 lira olmaktadır. Bu miktar da iki buçuk asgari ücretin 5 bin lira gerisinde olmaktadır” ifadeleri kullanıldı. “Eşel-mobil sisteminin de kurulması gerekmekte” Yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için memur maaş zamlarında eşel-mobil sistemine geçilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bu nedenle Ocak 2025’te memur maaşlarına uygulanacak oranın yüzde 13’ten yüzde 25’e çıkarılması ve eşel-mobil sisteminin kurulması gerekmektedir. Böylece 2025 yılı itibarıyla memur maaş artışları sadece toplu sözleşmelerde konuşulacak, enflasyondan arındırılmış bir pazarlık süreci yaşanacağı için elde edilen her oran doğrudan refah payı anlamına gelecektir.”
Malatya Malatya Şeker Fabrikası’nda 470 bin ton pancar işlendi Malatya Şeker Fabrikası, 2024-2025 sezonunda 470 bin ton pancar alımı gerçekleştirerek 51 bin ton şeker, 137 bin ton küspe ve 17 bin ton melas üretimi yaptı. Fabrika, bölge ekonomisinin lokomotifi olmaya devam ederken, iş gücü eksikliği ve emeklilik sorunları üretimi tehdit ediyor. Ayrıca, deprem sürecinde önemli bir misafirhane ve lojistik merkezi olarak görev üstlenen fabrika, üretime kesintisiz devam ediyor. Şeker-İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Nuri Murat, 2024-2025 yılı şeker pancarı kampanyasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kampanyanın 4 Eylül’de pancar alımıyla başladığını ve 6 Eylül itibarıyla pancar işleme sürecine geçildiğini belirten Murat, şu ana kadar 470 bin ton pancar teslim alındığını, bunun 405 bin tonunun işlenerek 51 bin ton şeker, 137 bin ton küspe ve 17 bin ton melas üretildiğini açıkladı. Başkan Murat, 120 günlük kampanyanın ocak ayının ilk haftasında sona ermesinin hedeflendiğini ifade etti. Fabrika bölge ekonomisinin lokomotifi Murat, Malatya Şeker Fabrikası’nın bölgenin en büyük kamu iktisadi kurumlarından biri olduğunu da vurgulayarak fabrikanın kayısıdan sonra Malatya ekonomisindeki en büyük girdi olduğunu söyledi. Bu yıl fabrikanın çevresindeki Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman, Sivas, Malatya ve Gaziantep illerinden pancar ekimi aldığını kaydeden Murat, bin 250 ailenin 80 bin dekar alanda pancar ekimi yaptığını söyledi. Murat, ayrıca Malatya Şeker Fabrikası’nın her yıl 50-60 bin kişiye istihdam sağlayarak bölge ekonomisine de önemli katkılar sunduğunu dile getirdi. Emeklilik sorunu üretimi tehdit ediyor Nuri Murat, kalifiye iş gücünün büyük bir kısmının emeklilik yaşına geldiğini ve bu sorunun çözülmemesi durumunda üretimde ciddi aksaklıklar yaşanabileceğini ifade ederek, “Bu sorun çözülmezse, fabrikada kalifiye eleman sıkıntısı başlar ve üretim ciddi şekilde etkilenir” dedi. Deprem sürecinde fabrika büyük bir görev üstlendi Murat, 2023 depreminde Malatya Şeker Fabrikası’nın çok önemli bir rol üstlendiğini de hatırlattı. Depremde, fabrikanın bin 200 çadır kurarak 10 bin kişiye ev sahipliği yaptığını ve lojistik merkez olarak kullanıldığını belirtti. Depremin ardından fabrikada yapılan yenilikler ve revizyonlarla üretimin aksatılmadan devam ettiğini vurgulayan Murat, fabrikanın şu an sorunsuz bir şekilde üretime devam ettiğini söyledi. Deprem sonrası yapılan önemli teknik değişikliklerle ilgili olarak, fabrika çalışanlarının büyük bir özveriyle fabrikalarını yeniden ayağa kaldırdığını ve şu anda hiçbir üretim sorunuyla karşılaşılmadığını ifade eden Nuri Murat, "İki yıldır sorunsuz bir şekilde üretim devam ediyor. Bu yıl da teknik eksikliklerin giderileceği bir revizyon süreci yaşanacak" ifadelerine yer verdi.
Sivas Yapay zekâ teknolojisi 2025’te kaosa neden olabilir Teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak her geçen gün geliştirilen yapay zekâ teknolojisi, yeni yılda da çok daha fazla yenilikle kullanımda olacak. Yapay zekâ teknolojisinin ilerleyeceği nokta ve 2025’te insanlığı bekleyen sorunlara ilişkin açıklama yapan Doç. Dr. Sefer Darıcı, Dolandırıcılık olaylarının artabileceğini ifade ederek “Önümüzdeki 2 boyunca buna ilişkin çok daha büyük problemlerle karşılaşacağız” dedi. 2023 yılında kullanıma sunulan ve kullanım amacına göre fayda veya zarar sağlayabilen yapay zekâ teknolojisi, her geçen gün yenileniyor. İnsanların gündelik hayatta kullanmaya başladığı yapay zekâ teknolojisi, bazı durumlarda hayatı kolaylaştırırken bazı durumlarda ise kaosa neden olabiliyor. Bilgi kirliliğinin yanı sıra dezenformasyon gibi durumlara da neden olabilen yapay zeka, 2025 yılında farklı yeniliklerle kullanımda olacak. 2023 yılında açıklama yaparak Yapay zekanın 2024 yılında birçok yeniliği beraberinde getireceğini ifade eden Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, 2025 yılına ilişkin tahminlerde bulundu. Kuantum bilgisayarlar, devlet sırlarını açığa çıkarabilir Normal bilgisayar ile 300 yılda çözülen şifrelerin kuantum bilgisayarlar ile 10 saniyede çözüleceğini ifade eden Doç. Dr. Sefer Darıcı, “2023 yılında yapay zekâ ile alakalı 2024 yılına ilişkin yapmış olduğumuz tahminlerde yeni ses teknolojilerinin ortaya çıkacağı, ticaret ve finansal piyasalarda farklı yapay zekâ algoritmalarının etkinleşeceği, sanatçılar ve gazeteciler ile alakalı çeşitli değerlendirmelerde bulunmuştuk. 2025 yılı için ise yapay zekâ da ki gelişmeleri göz önünde bulundurursak çok daha öte bir noktaya taşıyabiliriz. 2025 yılı için bilim insanlarının Q Günü olarak ifade ettiği durum çok büyük bir önem taşımaktadır. ‘Q Günü’ şu anda şifreleme mekanizmalarının kuantum bilgisayarlar sayesinde çok kısa bir süre içerisinde çözülebileceği ve birçok şifre yapısının eskisi kadar koruma sağlamayacağından kaynaklı kamunun, finanslar piyasaların ve birçok özel kurumunda etkileneceği ifade eden bir kavramdır. Kuantum bilgisayarlar, normal bir bilgisayarın şifreleme mekanizmasını çözebilmesi için gerekli 300 yıllık süreyi 10 saniyeye kadar indirebiliyor. Kamu için çok kritik bir noktaya sahip olan özellikle savunma sanayi ve kamusal alt yapıların şifreleme mekanizmalarının çok kısa bir süre içerisinde Kuantum bilgisayarlar sayesinde çözülebilir. Kötü amaçlı saldırılarında gerçekleşebileceğini ifade etmektedir. Bu durumun en büyük tehlikeleri gizli projeler, kamusal alanda harcama yapılan işlerin ortaya çıkması veya kamuda yetkili kişilerin şifrelerinin çok kısa bir sürede kırılabilmesi anlamına geliyor” dedi. “Yapay zekâ ile dolandırıcılık olayları artacak” Yapay zekâ ile gerçekçi videoların üretilmeye başlandığını ifade ederek bu videoların dezenformasyona sebep olabildiğini kaydeden Doç. Dr. Sefer Darıcı, “2025 yılı itibariyle bizler birçok sanatçının sesinden ve görüntüsünden aslında onların hiç söylemedikleri şarkıları hiç bulunmadıkları videoları izleyeceğiz. DeepFake teknolojinin çok daha ileri bir noktaya gelmesiyle beraber habercilerin çok büyük zorluklar yaşayacağını da söyleyebiliriz. Çünkü aslında var olmayan görüntüler ve bilgiler habercilere gerçeğinden ayrılmayacak bir şekilde iletildiği zaman haber olarak servis edilme riski de söz konusu. Bu gerçeğinden ayırt edilemeyecek görüntüler habercilerin belki de en büyük problemlerinden bir tanesi olacak. Bu nedenle kaynak kim olursa olsun nereden gelirse gelsin herhangi bir içerik mutlaka ve mutlaka kendi öz denetiminizden, Reality Checker gibi uygulamalarla bunların kontrol edilmesi gerekiyor. 2025’te buna ilişkin sıkıntıların çok daha ileri bir noktaya geleceğini var sayıyoruz. Önümüzdeki 2 boyunca buna ilişkin çok daha büyük problemlerle karşılaşacağız. Özellikle dolandırıcılık amacıyla kullananlarda çok fazla olacaktır. Sosyal medyadan gördüğünüz kişilerin gerçek görüntüsünden ve sesinden ayırt edemeyeceğiniz akademisyenler, bürokratların ve siyasilerin sanki demeç vermiş gibi, gerçek bir görüntüymüş gibi kullanıldığını ve hatta bundan birçok kişinin etkilendiğini, finansal piyasaların dahi etkilenebileceği bir döneme de girmeye başlıyoruz. Hızlı olunması gereken durumlarda da Reality Checker yine gibi uygulamalar kullanılarak bu en azından bir ön onay alınabilir” şeklinde konuştu. Müzik ve sinema sektörlerine yapay zekâ dokunuşu Yapay zekâ teknolojisinin birçok sektörde boy göstereceğini dile getiren Darıcı, “2025 yılı için özellikle Hollywood benzeri ve Hollywood’a adeta taş çıkartan sinema filmlerinin karşımızda olduğunu göreceğiz. Yapay zekâ tarafından üretilmiş ve gerçeğinden ayırt edemeyeceğiniz film sahnelerinin çok daha kısa sürelerde, çok daha az maliyetle üretildiğini ve sinema sektörünün de bundan çok farklı şekilde etkileneceği bir döneme de giriş yapmış olacağız. Bu tarzda sinema filmleri artık kendisinden bahsettirmeye başlayacak. Yapay zekâ tarafından aslında gerçek olmayan üretilmiş sinema oyuncularının meşhur olacağı bir döneme de girmeye başlıyoruz. Ses sanatçıları da bundan ciddi anlamda etkilenecekler. Yapay zekâ aslında birçok seslendirmeyi kendisi yapabiliyor. Yapay zekânın yapmış olduğu seslendirmelerle ilgili gerçeğinden ayırt edilmesi noktasında teknik anlamda çok daha uğraştığınız zaman bu gerçeğinden ayırt edilemiyor. Vefat etmiş bir sinema sanatçısının herhangi bir görüntüsünün yeni bir filmde oynatıldığına da şahit olabiliriz. Bu nedenle özellikle görsel teknolojideki ses teknolojilerindeki bu kopyalama ve DeepFake benzeri yapılar önümüzdeki süreç içerisinde bizleri gerçekten rahatsız eden ve problemler oluşturan bir noktaya getirebilecek” diye konuştu.