23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yurt genelinde olduğu gibi Balıkesir`in Ayvalık ilçesinde de büyük bir coşkuyla kutlandı.
Ayvalık`taki törenler sabah saat 09.30`da ilçe merkezinde bulunan Cumhuriyet Meydanı`ndaki Atatürk anıtının önünde düzenlenen Çelenk Sunam töreniyle başladı. Törende; Ayvalık Kaymakamı Nihat Nalbant, Garnizon Komutanı P. Albay Mehmet Canlı, Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Kaya, Balıkesir Üniversitesi Ayvalık Meslek Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Levent Münger, daire amirleri, siyasi parti temsilcileri, odalar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş hazır bulundu.
Çelenklerin protokol sırasıyla anıta sunulmasının ardından yapılan saygı duruşunun akabinde İstiklal Marşı Meydanı dolduran yüzlerce kişinin eşliğinde okundu. Çelenk sunma töreninin ardından 23 Nisan kutlamaları Ayvalık Hüsnü Uğural Stadyumunda devam etti.
Protokolün şeref tribünündeki yerini almasının ardından stadı dolduran binlerce vatandaşın eşliğinde saygı duruşu ve akabinde istiklal marşı söylendi. Aliçetinkaya İlköğretim Okulundan Nursima Aysel adlı öğrenci; Öğrenci Andı`nı okuduğu törenlerde, günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı Ayvalık İlçe Milli Eğitim Müdür vekili Ali Tümen yaptı. Dünyada çocuklarına bayram armağan eden tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çeken Tümen, Atatürk`ün yarınların geleceği olan çocuklara emanet ettiği Cumhuriyet`in yılmaz bekçisi olduklarını kaydederek, ``Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkarak dünya arenasında ülkemizi öne çıkarmak ve ülkemize yönelik bölücü faaliyetler karşısında birlik ve beraberliğimizi bozmadan dimdik ayakta kalmak ve Milli Şuur ile hareket etmek zorundayız. Cumhuriyetimize yönelik saldırılar dün olduğu gibi bugün de sürmekte ve yarında sürecektir. Bu yüzden de Atatürk`ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyete sahip çıkmanın yanı sıra çocuklarımıza da bu bilinci en iyi şekilde vermekle mükellefiz`` dedi.
Tümen`in ardından Sakarya İlköğretim Okulundan bir öğrenci günün anlam ve önemine ilişkin konuşmanın ardından, Nuri Zarplı ve Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okullarının öğrencileri tarafından şiirler okundu. Törende; ilçe genelinde İlköğretim Okulu öğrencileri arasında yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri Ayvalık Kaymakamı Nihat Nalbant, Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen ve Garnizon Komutanı Mehmet Canlı tarafından verildi.
Sakarya ve Onbeş Eylül İlköğretim okullarının halk oyunları gösteriminin ardından, Ayvalık Belediye Bandosu eşliğinde okullar resmigeçit yapılmasının ardından törenler öğrencilerin yaptığı gösterilerle son buldu. Törenlerde binlerce vatandaşın katıldığı ve 23 Nisan`ı büyük bir coşkuyla kutladığı dikkatlerden kaçmadı.
Son Dakika
|
Veli Kavlak: “Avusturya kağıt üzerinde bir adım önde”
Bakan Şimşek'ten önemli mesajlar
Kore Yarımadası'nda yüksek gerilim: Kuzey Kore 2 balistik füze fırlattı
ASAYİŞ
98. Gazi Koşusu’na yoğun ilgi
İzmir'deki patlamada 5 kişi öldü, 57 kişi yaralandı
Gazeteci İsmail Küçükkaya’nın annesi tatil için geldiği Antalya’da hayatını kaybetti
KÜLTÜR SANAT
Menderes’te orman yangını: Uçaklar ve helikopterler bölgede
İran'da seçim sandıklarını taşıyan araca silahlı saldırı: 2 ölü, 5 yaralı
Önerilen Haberler
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara
Ateş suikastının sanığı Doğukan Çep: “Cinayeti ben azmettirdim”
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasında, Ateş suikastının tetikçisi Eray Özyağcı, “Doğukan Çep bana, ‘Sinan Ateş’i sadece ayaklarından vur, uzaklaş’ dedi. Ben de önlerine çıktım, Sinan Ateş’in sağlı sollu sadece ayaklarına ateş ettim” dedi.
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmanın görüleceği cezaevinin çevresinde geniş güvenlik önemleri alındı. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada, Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da yer aldı. Sanıkların salona getirildiği esnada Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi Doğukan Cep, ’Bay Kemal nerede’ diye bağırdı. Jandarmalar tarafından salondan çıkartılan Çep, Mahkeme Başkanı’nın talebiyle yeniden duruşma salonuna alındı. MHP davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar ve avukatları MHP’nin katılma talebinin kabul edilmesini istedi. Savcı ise suçtan doğrudan zarar görmediğinden talebin reddi yönünde mütalaa verdi. Mahkeme MHP’nin talebini reddetti.
“Sinan Ateş’in sağlı sollu sadece ayaklarına ateş ettim”
Sinan Ateş’in tetikçisi sanık Eray Özyağcı bu zamana kadar sanık Doğukan Çep’i korumak için ifadelerinde doğru olmayan şeyler anlattığını söyleyerek, “Sinan Ateş’e ulaşmaya çalışıyordum. Bir dosya için bana sözünü tutmadı. Benden para istedi. Suat Kurt’u aradım, ‘yardım eder misin’ dedim. ‘Evet’ dedi. Doğukan Çep ile beraber otoparka gittik. Otururken bana ‘her şeyi ayarladım, Ankara’ya gitmem kaldı’ dedi. Benden Sinan Ateş’i ayaklarından vurmam talep edildi. İfadelerimde Doğukan Çep’i korumak için kendim tasarlamışım gibi ifade verdim, yalan söyledim. Çep bana Gölbaşı’nda gideceğim konumu atmıştı, ‘Sinan Ateş’i sadece ayaklarından vur, uzaklaş’ dedi. Ben de önlerine çıktım, Sinan Ateş’in sağlı sollu sadece ayaklarına ateş ettim. Ateş ettikten sonra Ateş’in yanındaki şahıslar bana karşılık verdiler. Ardından ‘reisi vurduk, reisi vurduk’ diye bağırdıklarını duydum” ifadelerine yer verdi.
Mahkemeden izin almadan konuşan Doğukan Çep, “Ben bu davanın azmettiricisiyim. Başaktörüyüm, ifade vermek istiyorum” ifadelerine karşı mahkeme başkanı, “Otur yerine” cevabını verdi.
“Birinin öleceğini söyleseler, gitmezdim”
Olayda tetikçi Eray Özyağcı’yı olay yerine getiren sanık Vedat Balkaya, “Olayın olduğu gün öğlen saatlerinde Eray beni uyandırdı. ‘Alacağımızı almaya gidiyoruz’ dedi, hazırlandım. Olay yerine hareket ettim. Eray’ın yönlendirmesiyle oldu. Eray beni acele ettirdi. Eray arkama bindi, konuma gittik. Eray, ‘İşi hallettikten sonra Gölbaş’ına gideceğiz’ dedi. ‘Silah sesi duyarsan korkma’ dedi. Ben Doğukan’ı aradım. Yarım saat bekledim. Eray koşarak geldi, ‘konuma gidiyoruz’ dedi. Yola çıktık, 15 20 dakika sonra petrolde durduk. Eray motordan indi, kaskı fırlattı, gümüş renkli araç bekliyordu. İçinde tişörtlü biri vardı. Eray, ‘Sen devam et İstanbul da görüşürüz dedi. Bana, ‘alacak verecek için geldik’ dediler. Birinin öleceğini söyleseler cezaevinden yeni çıkan biri olarak gitmezdim” dedi.
İstanbul il sınırında çevirmede gözaltına alındığını belirten Balkaya, Özyağcı’nın vurduğu kişinin öldüğünü sonradan öğrendiğini söyledi.
Sinan Ateş’in konum bilgilerini sanık Doğukan Çep’e gönderen Suat Kurt, Çep’in kendisinin manevi kardeşi olduğunu söyleyerek kendisinden ricada bulunduğunu ifade etti.
“Dövülecek en fazla ayaklarından yaralanacak dendi”
Tetikçi Eray Özyağcı’yı tanımadığını iddia eden Kurt, “Doğukan Çep, ‘Ankara gider misin abi? Adres vereceğim bu şahıs adrese kaçta giriyor? kaçta çıkıyor? ne yapıyor, ne ediyor?’ dedi. Dövülecek en fazla ayaklarından yaralanacak dendi. Olayın olduğu gün Eray’ın orada olduğundan haberim yok. Eray’ı İstanbul’dan geldiğinde karşılayan benim. Rahmetlinin adreslerini atan benim. Benim meselem de değil, olayı ben yaptırmışım gibi ne torbacılığımız kaldı. Ben sadece bilgileri attım” beyanında bulundu.
Doğukan Çep’in kendisine adres bilgilerini attığını belirten Kurt, Ateş’in adrese giriş çıkış saatlerini Çep’e söylediğini dile getirdi.
“Taksideyken silah seslerini duydum”
Eray’la Doğukan’ın telefon görüşmesinde Sinan Ateş’in vurulacağını öğrendiğini iddia eden Kurt, “Adamı gördüğümü Doğukan’a söyledim. Geldiklerini söyledim. Doğukan ‘abi sen taksiye bin git’ dedi. Taksiye bindim, taksideyken silah seslerini duydum. Sonra otobüs değiştirip kaçtım” iddiasında bulundu.
“Cinayeti ben azmettirdim”
Sinan Ateş cinayetini azmettirdiğini iddia eden sanık Doğukan Çep, “Cinayeti ben azmettirdim. Bir gün sabah namazını kılarken Ateş’le yan yana namaz kıldık. 2013’te dosyam vardı, ceza aldım. Ateş’e ‘bana yardımcı olabilir misin?’ dedim. Ateş de ‘ne demek yardımcı olurum’ dedi. 2020 yılında telefon çaldı. ‘Kanalı buldum dosyayı halledecekler, 1 milyon lira istiyorlar’ dedi. Ben o kadar bulamam abi dedim. ‘200 bin peşinat verelim geri kalanı hallederiz’ dedi. Parayı verdim ayrıldık. 2021 yılında tekrar telefonum çaldı. ‘Kardeşim 200 bin lira daha lazım aynı kişiler değil, farklı kişilere vereceğiz’ dedi. Borç harç hallettim verdim. ‘İş uzun sürebilir ama hallolacak’ dedi. 2022 yılında artık sona yaklaştık. ‘Paranın tamamını vermen lazım Ankara’ya gelebilir misin?’ dedi, Ankara’ya geldim. Parayı verdim. Aralık ayı başlarında aradım. ‘Haber bekliyorum ben de’ dedi. ‘Abi hani sonuna gelmiştik’ dedim. Daha sonra tekrar aradım, açmadı. Paraya el koydu diye düşündüm. Bende bunu ayaklarından vuracağım dedim. Ben öldürmeye gönderseydim öldürmeye gönderdim derdim. Ben gerçekten ayaklarından vurdurmak istedim. Bir baktım ölmüş, istemediğim bir şeydi üzüldüm” ifadelerini kullandı.
Sanık Doğukan Çep, beyanına "Suikast yapmaya gelen adam ayaklarına sıkmaz, gelir arkasından, sırtından atarım. Kimse de görmez" diye ekledi. Çep ayrıca maktul Ateş’in gövdesine isabet eden kurşunun Selman Bozkurt’un silahından çıktığını iddia ederek, araştırılmasını mahkemeden talep etti.
Duruşmaya 1 saat ara verildi.
Ankara
İçişleri Bakanı Yerlikaya: “Kayseri’deki olaylara güçlerimizin müdahalesi esnasında 67 şahıs gözaltına alınmıştır”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dün Kayseri’de gerçekleşen olaylarda 67 kişinin göz altına alındığını ve Türk milletinin sicilinde olmayan yabancı düşmanlığına müsaade etmeyeceklerini açıkladı.
Dün akşam saatlerinde Kayseri, Melikgazi Eskişehir Bağları bölgesinde Suriye uyruklu I.A. adlı şahıs, akrabası olan Suriyeli bir kız çocuğunu taciz etmesi üzerine, çevredeki vatandaşlar tarafından yakalanarak güvenlik güçlerine teslim edildi. Olayın hemen sonrasında konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.
Yaşanan taciz olayının ardından bölgede oluşan gerginlik hakkında açıklama yapan Bakan Yerlikaya olaylarla ilişkili 67 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Sosyal medya hesabı üzerinden konuya ilişkin açıklama yapan Yerlikaya şu ifadelere yer verdi:
“Dün akşam saatlerinde Kayseri, Melikgazi Eskişehir Bağları bölgesinde Suriye uyruklu I.A. adlı şahıs, akrabası olan Suriyeli bir kız çocuğunu taciz etmesi üzerine, çevredeki vatandaşlar tarafından yakalanarak güvenlik güçlerine teslim edilmiştir. Konuyla ilgili derhal soruşturma başlatılmıştır. Ancak daha sonra vatandaşlarımız bu bölgede toplanmış, insani değerlerimize yakışmayan bir tavırla yasa dışı hareket ederek Suriye uyruklu şahıslara ait ev, iş yeri ve araçlara zarar vermiştir. Söz konusu eylemlere güvenlik güçlerimizin müdahalesi esnasında 67 şahıs gözaltına alınmıştır. Toplanan kalabalık saat 02.00’dan sonra dağılmıştır. Türkiye bir hukuk devletidir. Güvenlik güçlerimiz tüm suç ve suçlularla mücadelesini dün olduğu gibi bugün de sürdürmektedir. Yüce Türk Adaleti, suçlulara hak ettikleri cezaları vermektedir. Halkımızın kamu düzenini, güvenliğini ve insan haklarını gözetmeden çevreye zarar vermesi kabul edilemez. İnancımızda, medeniyet değerlerimizde, Aziz Milletimizin sicilinde olmayan yabancı düşmanlığına müsaade edemeyiz.”
Bursa
Mudanya’da Kabotaj Bayramı coşkusu
Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi karasularında hakimiyet ve istiklalini bütün dünyaya ilan ettiği Kabotaj Kanunu’nun 98’inci yıl dönümü, Mudanya’da coşkuyla kutlandı. Kutlamalar yarışmalarla renklenirken, heyecanlı dakikaların yaşandığı yağlı direk yarışmasında bayrağı Abdullah Kurtaran aldı.
1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 98’inci yıldönümü, Mudanya’da coşkuyla kutlandı. İskele Meydanı Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başlayan bayram kutlamalarına Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’ın yanı sıra, ilçe protokolü, muhtarlar, belediye meclis üyeleri ile Mudanyalılar katıldı. Mudanya sahilinde devam eden kutlamalarda yarışmalar öncesinde protokol üyeleri, deniz şehitleri için denize çelenk bıraktı.
Düzenlenen yarışmalar ise büyük heyecana sahne oldu. 200 metrelik yüzme yarışında Mustafa Kesici birinci olurken, Fırat Başarır ikinci, Çağla Özeren ise üçüncülüğü elde etti. Bayram kutlarının geleneksel ve merakla beklenen yarışması, yağlı direkten bayrak kapma yarışması ise büyük heyecana sahne oldu. Bayrağı iki kez tutmasına rağmen direkten söküp alamayan Abdullah Kurtaran, üçüncü denemesinde bayrağı alan isim oldu. Kutlamalar kapsamında saat 14.00’de BUDO İskelesi’nden vatandaşlar için ücretsiz tekne turu düzenlendi.
Mersin
MTSO Başkanı Çakır: “Vergi, hem devleti hem de toplumu korumalı”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Hakan Sefa Çakır, iş dünyası ve toplumun, anlamlı, ekonomiye ve topluma değer katacak, kayıt dışını önleyecek, verginin tabana adil şekilde yayılmasını sağlayacak bir vergi paketi beklediğini belirterek, “Vergi barışını asla sağlamadığını gördüğümüz aflar yerine, vergi oranlarının makul düzeye çekildiği, vergiyi tabana yayan bir düzenleme bekleniyor” dedi.
Çakır, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından üzerinde çalışılan yeni vergi paketi düzenlemesini değerlendirdi. Yeni vergi paketi düzenlemesiyle ilgili ellerinde henüz netleşmiş bir bilgi olmadığını söyleyen Çakır, "İş dünyası olarak, tüm toplumun ihtiyacı olan, hem iş dünyasının, hem devletimizin mali yapısının hem de ülke ekonomimizin doğru, sürdürebilir şekilde toparlanmasına yol açacak öneri ve beklentilerimizi gündeme taşımaya çalışıyoruz. Vergi paketindeki şeffaflık, yalın ve uygulanabilir bir vergi sistemi, vergi tabanının genişletilmesi, vergide adalet, kayıt dışı ile mücadele, dolaylı vergilerin azaltılması gibi genel düzenleme başlıkları çok güzel ama bunlarla ilgili net olarak nelerin yapılacağı bilgisi yok. Biz sloganlardan kurtulup tüm toplumu, özellikle üreteni, katma değer oluşturanı, ister girişimci ister çalışan olsun emek vereni ezmeyen, ülkenin ekonomik sorunlarında dahli ve payı olmayan bu çevreleri vergi ile yok etmeyen bir vergi paketi bekliyoruz. Yoksa konuya sadece cezaların arttırılması, tahsilatın artması, hasılat takibi gibi sorunun kökü olmayan çözümlere odaklanılacaksa bu paket sadre şifa olmaz, kamu maliyesinde sadece günü kurtarır" diye konuştu.
"Vergi bedel ödetmemeli, teşvik etmeli"
Vergi paketinin sadece sorun yaşayan kamu maliyesini korumaya yönelik olmaması, iş dünyası başta olmak üzere tüm topluma nefes aldıracak, ekonomiyi güçlendirecek bir sonuç vermesi gerektiğini kaydeden Çakır, şöyle devam etti; "Yoksa bozulan ekonominin sadece bir kesime bedel ödeterek toparlanması gibi bir çözüm sürdürülebilir olamaz, orta ve uzun vadede ekonomiye de kamu maliyesine de topluma da zarar verir. Elbette vergi sistemini suiistimal edenlere, vergi kaçıranlara izin verilmemeli ve cezalandırılmalı, kayıt dışına izin verilmemeli, sürekli aflarla düzenli vergisini ödeyenlere haksızlık yapılmamalı ve vergi ödememek ödüllendirilmemeli. Öte yandan üretiyor, kazanıyor, katma değer oluşturuyor ve ihracatla ülkesine değer katıyor diye tüm bedel tek bir kesime ödetilmemeli. Vergi, üreteni, kazananı ve ülkesine kazandıranı cezalandıran bir şekle bürünmemeli. Bu, insanların girişimcilikten ve üretimden, emekten çıkmasına neden olur. Ekonomi yine bir rant ekonomisine, ülkeye kazandırmayan rantlara yönelmeye dönüşür."
"Vergi affı, vergi barışı sağlamadı, vergi vermeyen ödüllendirildi"
İş dünyası ve toplumun, anlamlı, ekonomiye ve topluma değer katacak, kayıt dışını önleyecek, verginin tabana adil şekilde yayılmasını sağlayacak bir vergi paketi beklediğine dikkat çeken Çakır, şu ifadeleri kullandı; "Sektörlere zarar vermeyen, aksine kaldıraç gibi destek olan bir paket bekliyor. Vergi barışını asla sağlamadığını gördüğümüz aflar yerine, vergi oranlarını makul düzeye çekerek, vergiyi tabana yayan bir düzenleme bekliyor. Bedel ödeten değil, teşvik eden bir paket bekliyor. Vergi namustur. Vergi devletine, milletine, toplumuna sahip çıkmaktır. Ama devletimizin kuruluş felsefelerinden olan ’insanı yaşat ki, devlet yaşasın’ sözü unutulmamalı. Vergi, iş dünyasının ve ülkesine emek veren herkesin sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde devletine vergisini mutlulukla vereceği bir hale getirilmelidir.”
Muğla
Ata Karma Sanayi Sitesinin olağan genel kurulu yapıldı
S.S. Muğla Ata Karma Sanayi Sitesinin olağan genel kurulu yoğun bir katılımla Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda gerçekleşti.
S.S. Muğla Ata Karma Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Çay, açılış konuşmasında kooperatifin kuruluşundan bu yana yaptıkları çalışmaları anlattı.
Genel kurulda S.S. Muğla Ata Karma Sanayi Sitesinin Teknik Koordinatörü Hakan Kacar, Menteşe ilçesi Akkaya Mahallesine yapılacak Sanayi sitesi ile ilgili geniş bir sunum gerçekleştirdi. Genel Kurula katılan üyeler 2024-2025 yıllarının aidat bedelini ve inşaat katılım bedelini yeniden belirledi.
Neler yapıldı?
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nce 2017 yılından başlayarak 1/25000 ölçekli haritada lekeleme yapılmış, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli uygulama planlarıyla, bu planlarda yapılan revizyonlar, 2021 yılına kadar devam etmiştir. Bu süreçte 22A uygulaması ve 18.madde revizyonu gibi çalışmalar ise 2019 yılından, 2024 yılına kadar sürmüştür. 2021 yılında Hazine arazilerinin TOKİ’ye devir işlemleri başlatılmış ve protokol imzalanmıştır. Zemin Etüd İşleri, Plan Revizyonlarını ve Projeleri ihale edilerek, Çevre Şehircilik ve İklimlendirme Bakanlığınca planlar 2023 yılında onaylanmıştır.
18 Mayıs 2023 tarihinde, 1. etap ihalesi TOKİ tarafından yapılmış olup, 28 bin m2’lik kapalı alanı olan inşaat, halen devam etmekte ve 2024 yılı sonunda bitirilecektir. 2. etap ve işin tamamının planlanması için, TOKİ ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla görüşmeler devam etmektedir.
Balıkesir
Bandırma Belediyesi, müsilajı tetikliyor
Bandırma Belediyesinin düzenli olarak deterjanlı su kullanarak yaptığı sokak ve meydan temizliği, Marmara Denizi’ni tehdit ediyor. Uzmanların uyarılarına kulak asmayan Bandırma Belediyesi’nin bu uygulaması müsilaj oluşumunu tetikliyor.
Bandırma Belediyesi sokak ve meydan temizliğinde düzenli olarak deterjanlı su kullanmaya devam ediyor. Uzmanların müsilaj riski nedeniyle bir damla bile kimyasalın karışmaması gerektiğini vurguladığı Marmara Denizi, Bandırma Belediyesi’nin bu vurdumduymazlığı nedeniyle düzenli olarak kimyasal maddelere maruz kalıyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, daha önce verdiği bir röportajda Marmara Denizi’ndeki kirlilik nedeniyle muhtemel müsilaj tehlikesine dikkat çekmiş ve müsilaj oluşumunun Marmara Denizi’ne karışan deterjan ve dezenfektan atıklarından kaynaklandığını belirtmişti.
Prof. Dr. Mustafa Sarı konu ile ilgili verdiği röportajda, “Müsilaj, denizi aşırı kirletmemizin tetiklediği bir sonucudur. Deterjanlar veya bütün kimyasallar kirlilik kaynağıdır. Müsilajın temelini oluşturan şey denizdeki azot-fosfor dengesinin bozulmasıdır. Her türlü kimyasal arıtılmadan denize gönderildiği takdirde oradaki azot-fosfor dengesini bozacağı kuşkusuzdur. Bu da müsilaja davetiye çıkaran bir sonuçtur” şeklinde konuşmuştu.
