POLİTİKA - 23 Nisan 2012 Pazartesi 16:18

MECLİS`TE 23 NİSAN ÖZEL OTURUMU

A
A
A
MECLİS`TE 23 NİSAN ÖZEL OTURUMU

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, millet egemenliğini yanlış yorumlayarak, kişisel heves ve hedeflerine meşruluk kılıfı geçirmeye uğraşanların, dünün mana ve öneminden kendi hisselerine düşen payı almakta direnenlerin, küresel plan ve senaryolara sözcülük yapanların Meclis`in muhterem hatıralarından ders çıkarması gerektiğini belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Genel Kurulu`nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM`nin kuruluşunun 92. yıldönümü dolayısıyla gerçekleştirilen özel gündemli toplantıda bir konuşma yaptı. Bahçeli, "Üyesi olmaktan gurur duyduğumuz ve bağrında şerefle millet vekaletini taşıdığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin 92. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz ve hayranlıkla idrak ediyoruz" dedi.
Bahçeli, iftihar edilecek bir adanmışlığa eşlik eden derin manevi hassasiyet içerisinde, bir Cuma günü dualarla, kurbanlarla, Kur`an-ı Kerim ve Buhar-i Şerif tilavetleriyle açılan Büyük Millet Meclisi`nin, Türk milletinin 20`nci yüzyıldaki en önemli adımı ve eseri olduğunu söyledi. Bahçeli, sömürgeci güçlerin mütecaviz eğilimleri, acımasız davranışları, kanlı saldırıları, cinayetleri ve insanlıkla zerre kadar bağdaşmayan niyetlerinin, Büyük Millet Meclisi`nin heybeti ve haşmeti karşısında gerilediğine
dikkati çekti. Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin her şeyden evvel, bağımsızlığa duyulan bağlılığın, esarete gösterilen tepkinin ve millet egemenliğine karşı vazgeçilmez sadakatin adı ve tanımı olduğunu anlattı.
"MİLLET İRADESİNİN REHBERLİОİYLE `ZAFER ŞAKAОI` İZMİR`DE SÖKTÜ"
23 Nisan 1920 tarihinin, Ankara`nın çorak ve bataklık yaylasında yeni bir umudun, yeni bir başlangıcın ve yeniden ayağa kalkışın müjdesi ve emperyalizmin vatan topraklarında barınmayacağının kararlılık duyurusu olduğunu belirten Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Büyük Millet Meclisi bir yanda cepheleri yönetirken, öte yanda bağımsız ve onurlu yaşamanın esaslarını belirlemiş, bu uğurda ne gerekiyorsa da yapmıştır. Bu mecliste milli vicdanın geleceğe ait bütün arzu ve beklentileri bir araya gelmiş, Cumhuriyetimiz bu ortam içinde yeşermiş ve filizlenmiştir. Aynı anda, hem savaşan, hem de meşruiyet çizgisinden ayrılmayarak demokrasiyi kendisine pusula ve millet iradesini tek güç kaynağı olarak tayin eden böylesi demokratik müessese yapısına, o zamanki şartlar
altında tesadüf etmek bir-iki istisna dışında neredeyse imkansızdır. En karanlık günlerde, sarsılmak ve zaafa düşmek üzere olan milli iman buradaki inanç ve iddiayla canlanmış, nihayetinde de Ulus`taki taş binada somutlaşan millet iradesinin rehberliğiyle zafer şafağı İzmir`de sökmüştür."
"MECLİSİN MUHTEREM HATIRALARINDAN DERS ÇIKARILMALI"
"Zalimler, hainler, işbirlikçiler ve işgalciler ülkemizden kovuluncaya kadar, Büyük Millet Meclisi teyakkuz halini korumuş ve kutsallarımıza musallat olanlara karşı göğsünü siper etmiştir" diyen Bahçeli, mütevazı, yarı karanlık, dar bir bina ve salonda, milleti hedefine alan tarihin en ağır felaketi, zulmü, baskısı, tahakkümü, esirlik ve aşağılık duygusunun parlak bir karşı koyuşla etkisiz hale getirildiğini söyledi. Tarihin, Gazi Meclisin muhterem ve hayranlık uyandıran ulvi vasfını her fırsatta
göstereceğini ve milli yüreklerin her şart altında bunu hayırla yad edeceğini anlatan Bahçeli, "Bu itibarla sahibi olduğumuz bu milli değerin sırrına ve manasına her anlamda nüfuz etmek ve samimiyetle de yüceltmek hepimizin en temel görevleri arasında olduğu gibi, aynı zamanda da milli bir vecibesidir. Egemenliğin yegane ve mutlak sahibi Türk milletinin temsilcileri olarak, sorumluluklarımızın farkında olmalıyız ve üstlendiğimiz milli vazifeyi yıpratmadan ve yaralamadan ileriye taşımalıyız" diye konuştu.
Bahçeli, millet egemenliğini yanlış yorumlayarak, kişisel heves ve hedeflerine meşruluk kılıfı geçirmeye uğraşanların, dünün mana ve öneminden kendi hisselerine düşen payı almakta direnenlerin, küresel plan ve senaryolara sözcülük yapanların Meclisin muhterem hatıralarından ders çıkarması gerektiğini vurguladı.
Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
"Dün vatanımızı tasfiyeyle uğraşan sömürgeciliğin icra memurlarına bugün dayanak ve destek olarak, komşu coğrafyaların kaos ve karmaşaya girmesini ısrarla arzulayanlar ve Batı`nın bölünme senaryolarını Müslüman alemine kabul ettirmeye çalışanlar elbette iyi niyetli ve dürüst olmayanlardır. Türk milletini cephelerde yenemeyenlere, birliğini gizli anlaşmalarla bozamayanlara ve bu coğrafyadaki mevcudiyetini ne yaptılarsa yok edemeyenlere, bugün güvenip teslim olmak kısa vadede muhataplarının iktidarlarını
güvenceye alsa da, uzun vadede ortaya çıkacak vebalden asla kurtaramayacaktır. Kardeşlik bağlarımızı koparmak isteyenlere verilen her taviz, millet hakimiyetini zedelemeye dönük her boyun eğme, tarihimizi çarpıtmaya cüret edenlere gösterilen her müsamaha eninde sonunda yıkımı ve çözülmeyi sağlayacaktır ki, buna bizim izin vermemiz, göz yummamız asla söz konusu olmayacaktır."
Bahçeli, Türk milletinin tam 92 yıl önce `demokraside` karar kıldığını, iradesinin her şeyin önünde ve üstünde olduğunu haykırdığını ve bunun dışındaki her yol ve tercihe kapalı olduğunu açıklıkla ispatladığını anlattı. Bahçeli, bu nedenle ihtilal girişimlerinin, darbe düşünceleri veya demokrasinin anlamını bulanıklaştıracak fikie`fctün arzu ve beklentileri birr ve siyaset uygulamalarının Gazi Meclisin birikim ve kazanımlarına saygısızlık, tahammülsüzlük ve inkarcılık anlamına geleceğine dikkati çekti.
"TBMM`Yİ GASP EDECEK VE VARLIОINI ORTADAN KALDIRACAK TAVIR VE YÖNELİŞLER MASUM GÖRÜLEMEZ"
Bahçeli, geçmişin olağanüstü şartlarında bile, açık ve çalışır bir vaziyette bulunan TBMM`nin, ruhunu incitecek, yetkilerini gasp edecek ve varlığını ortadan kaldıracak tavır ve yönelişleri masum görmenin hiçbir şart altında düşünülemeyeceğini söyledi. Bahçeli, "Demokrasinin geriye gitmesi, yap boz tahtasına çevrilmesi, sivil ve askeri zorlamalarla aşındırılması en başta büyük milletimizin emanetine aykırılık teşkil edecektir. Bu haliyle demokrasiyi kökleştirmek, derinlik kazandırarak teminat altına
almak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Bunun için de, ilk defa sivil nitelikli yeni bir anayasa yapım süreci önemlidir ve sonuca ermesi bizim açımızdan elzemdir" şeklinde konuştu.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"TBMM`nin değerli başkanının, kararlı, samimi ve gayretli çalışmalarıyla yürüyen Anayasa Uzlaşma Komisyonu, temsil edilen partilerin oy oranlarına bakılmaksızın verilecek katkı ve çabayla amacına ulaşmalıdır. Türk milleti hak ettiği yeni anayasaya, gelecek yıl kutlayacağımız TBMM`nin 93`üncü yıldönümüne kadar mutlaka kavuşmalı ve artık bu konu etrafında yapılan tartışmalar da uzlaşmayla ve olgunlukla bitirilmelidir. Önümüzdeki tarihi fırsat şahsi ve ideolojik çekişmelere kurban edilmemeli, siyasi hırslar
belirlenen ilkelerin önüne geçmemelidir. Parti olarak biz bu sürecin olumlu bir şekilde yürümesi ve yeni bir anayasa hazırlanması konusunda elimizi taşın altına koymaya varız ve bunda da son derece kararlıyız."
"TBMM, MİLLETİN BÜTÜNÜYLE BİRLİKTE YAŞAMASININ TEMİNATI VE GÜVENCESİDİR"
Bahçeli, aynı dili konuşan, aynı geleneklere ve inançlara göre yaşayan, ortak çıkarları ve bu çıkarlara bağlı ortak gayeleri olan büyük bir aile olarak bin yıldır dimdik ayakta olunduğunu ve olmaya da devam edileceğini söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin milletin bütünüyle birlikte yaşamasının teminatı ve güvencesi olduğunu anlatan Bahçeli, "Meclisin mukaddes ruhunu bölünmeye ve ayrılmaya alet etmeyi aklından geçirenlere hatırlatırım ki, yanlış hesap yine buradaki büyük millet kuvvetinden
dönecektir" dedi.
Milletin vicdan ve dimağının bölünmeye geçit vermeyeceğine dikkati çeken Bahçeli, sözde kimlik arayışında olanların aradıkları ortam ve zemini bulamayacağını belirtti. Bahçeli, kavgayla değil barışla, çatışmayla değil uzlaşmayla, küslükle değil kucaklaşmayla, fitneyle değil kavuşmayla her meselenin üstesinden gelineceğin ve her mihnetin dün olduğu gibi bugünde aşılacağını bildirdi. Bahçeli, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Milletimizin egemenlik yetkilerini doğrudan doğruya eline aldığı 23 Nisan tarihi, aynı zamanda sevgili çocuklarımız için de Bayram olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle bütün çocuklarımızın Bayramını kutluyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, egemenliğin aziz milletimiz tarafından kullanılmaya başlandığı 23 Nisan 1920 tarihinin 92`nci yıldönümünün yeni bir doğruluşa aracılık etmesini temenni ee`fctün arzu ve beklentileri birdiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi`ni bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal
Atatürk olmak üzere, tüm kurucu kahramanları ve vatanımızın selameti için canlarını seve seve ortaya koyan muhterem şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun, kabirleri nur dolsun."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Bakan Yumaklı ve Bakan Kacır Şanlıurfa’da GAP Hassas Tarım 2. Faz Tanıtım Töreni’ne katıldı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, GAP Hassas Tarım 2. Faz Tanıtım Töreni’ne katıldı. Bakanlar, tarım alanında yapılan yatırımlar konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, GAP Hassas Tarım 2. Faz Tanıtım Töreni için Şanlıurfa’ya geldi. Bakanlar, GAPTAEM’de düzenlenen GAP Hassas Tarım 2. Faz Tanıtım Töreni’ne katıldı. Bakan Yumaklı ve Kacır burada kurulan stantları tek tek gezerek bilgi aldı. Programa Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve kurum müdürleri katıldı. "Yürüttüğümüz projelerin bitmesiyle ekonomimizin yıllık yaklaşık 7 milyar dolarlık kazanç elde edeceği öngörülüyor" Törende konuşan Bakan Yumaklı, GAP’ın verimli topraklarıyla gıda arz güvenliğinin önemli bir merkezi olduğunu ve bölgeye son 22 yılda önemli yatırımların yapıldığını belirtti. GAP bölgesini kapsayan 9 kente güçlü bir tarım ve orman altyapısı kazandırdıklarını ifade eden Yumaklı, "GAP Eylem Planı 10,6 milyon dekar alanın sulamaya açılmasını hedefliyordu. Şu anda bunun üçte ikisi tamamlanmış durumda. Kalanının da 2032’ye kadar tamamlanması öngörülüyor. Fırat ve Dicle alt havzasında yürüttüğümüz bu projelerin bitmesiyle ekonomimizin yıllık yaklaşık 7 milyar dolarlık kazanç elde edeceği öngörülüyor. Bununla birlikte 1,3 milyon kişiye istihdam sağlanmış olacak. Son 22 yılda GAP bölgesine sağladığımız yatırımlar ile bitkisel üretim miktarımız 2 kat, büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığımız 2 kat, kanatlı hayvan varlığımız 3 kat, su ürünleri üretimimiz 9 kat, bal üretimimiz 7 kat artış gösterdi. Bu sayede GAP bölgesi tarımsal hasılasını 18 yılda 22 kat artırdık. Ayrıca tarımsal ihracatı 56 kat artışla 5,6 milyar dolara çıkardık” dedi. “9 ilde son 22 yılda 20 OSB kurduk” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da Hassas Tarım ve Sürdürülebilir Uygulamaların Yaygınlaştırılması Projesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri programın hayırlara vesile olmasını diledi. Kacır, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni yatırımlarla, istihdamla, üretimle ve ihracatla buluşturduklarını, sanayinin çarklarının süratle dönmesi, fabrikaların yükselmesi, bacaların tütmesi adına GAP bölgesinde yer alan 9 ilde son 22 yılda 20 OSB kurduklarını aktardı. Kacır, "OSB’lerimizde 360 bin ilave istihdam oluşturduk. Yatırım teşvik sistemimizle toplam yatırım tutarı 1,1 trilyon lirayı bulan ve 710 binden fazla nitelikli istihdam sağlayan 15 bin 400 yatırımın önünü açtık. Bu dönemde, Batman’ın ihracatı 597 kat artarak 600 bin dolardan 359 milyon dolara, Şanlıurfa’nın ihracatı 55 kat artarak 7 milyon dolardan 386 milyon dolara, Diyarbakır’ın ihracatı 47 kat artarak 7 milyon dolardan 329 milyon dolara, Gaziantep’in ihracatı 16 kat artarak 619 milyon dolardan 10,7 milyar dolara yükseldi. Bölgemizin, ülkemiz toplam ihracatındaki payı yüzde 1,8’den yüzde 5,3’e çıktı. Kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu topraklar, artık ekonomik büyümenin, kalkınmanın, üretimin merkezi haline gelmiştir. Bölgemiz bereketli topraklarıyla, tarım potansiyeliyle de adeta bir üretim üssü olma kabiliyetine sahip. Güneydoğu Anadolu Projesi’ni bu nedenle tasavvur ettiğimiz sürdürülebilir gelecek için kilit taşı olarak görüyoruz” diye ko0nuştu. "Gıda güvenliği konusunda en önemli garantör GAP Bölgesi olacaktır" Bakan Kacır, bölgeyi kalkındıracak çok boyutlu müdahale araçları içeren "Entegre Kırsal Kalkınma Programı"nın birinci fazını tamamladıkları bilgisini vererek, "Gerek etki analizi sonuçları gerekse dünyada kırsal kalkınma alanında ortaya çıkan değişim ve gelişmeler dikkate alınarak ’Yeni Nesil Entegre Kırsal Kalkınma Programı’nı (GAP Entegre 2.0) başlattık. Tarımsal Eğitim ve Yayım Programı (TEYAP) ile bugüne kadar 80 binden fazla çiftçiye eğitim verdik. Geldiğimiz noktada 675 bin hektar tarım alanını sulamaya açtık. GAP bölgesini, ülkemizin gıda ambarı haline getirdik. GAP Eylem Planı doğrultusunda hedefimiz sulanabilir alanı 1 milyon 60 bin hektara çıkarmaktır. Yakın gelecekte sulama alanlarının genişlemesiyle birlikte özellikle ülkemizin ihtiyaç duyduğu yağlı bitkilerin, sebze ve meyvelerin üretimi daha da artacak ve hem ülkemizin hem bölgenin gıda güvenliği konusunda en önemli garantör GAP bölgesi olacaktır. Bu kadim topraklar hem kendine yetebilecek hem de dünyanın tarım merkezlerinden biri olacak kadar eşsiz bir potansiyele sahip. Bugün sensörler, dronlar, otomatik sulama sistemleri ve otonom tarım makineleri gibi yenilikçi araçlar, uzaktan algılama teknolojisi içeren veri odaklı tarım bilgi sistemleri çiftçilere tarımsal süreçleri daha etkili bir şekilde yönetme imkanı sunuyor. Gıda güvenliği, çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal refah arasında bir denge kurmamıza imkan tanıyor. Bakanlık olarak Türkiye’nin tarımsal kapasitesini daha ileriye taşımak adına teknolojinin üst düzeyde yararlanılmasına imkan tanıyan adımların her daim destekçisi olduk. Teknoparklarda tarım teknolojilerinde çalışan 235 teknoloji girişimini ve tarım alanında proje yürüten 23 Ar-Ge merkezini destekledik" şeklinde konuştu. “Yerli ve milli yazılımımız GAP Hassas’ı hayata geçirdik” Bakan Kacır, GAP bölgesinde Hassas Tarım ve Sürdürülebilir Uygulamaların Yaygınlaştırılması Projesi’nin ilk fazında uydu görüntüleri ve hiperspektral kamerayla elde edilen uçuş görüntüleriyle hassas tarım çalışmaları için zengin bir veri seti oluşturduk. Elde ettiğimiz veriler ışığında, çiftçimizin alın terini teknolojinin gücüyle buluşturacak, toprağın dilini konuşacak, bereketinin sırrını çözecek yerli ve milli yazılımımız GAP Hassas’ı hayata geçirdik. Hassas tarımın sahada uygulanmasını kolaylaştıracak e-Devlet platformuna entegre olan yenilikçi ara yüzü tamamlayarak ağustos sonu itibarıyla üreticilerimizin hizmetine sunduk. Artık çiftçilerimiz tarlada ilave bir donanım kullanmadan doğru hasat tarihini, kullanmaları gereken gübre miktarlarını bu yazılım üzerinden belirleyebilme imkanına sahipler. Çiftçimize artık doğanın sesi değil, teknolojinin sunduğu imkanlar da rehberlik edecek. Yaklaşık 200 bin dekar alanın uydu görüntüleriyle izlenerek çiftçilerimizin önümüzdeki dönemde aktif olarak kullanacağı karar destek mekanizması oluşturma çalışmalarına da başladık. Ayrıca Kurduğumuz GAP Hassas Tarım Projesi Füzyon Merkezi ile de çiftçilerimizin tarımsal üretimde teknolojiyi daha etkin kullanmalarına rehberlik edecek danışmanları eğitiyoruz. Biz bölgemizin bereketini artıracak, bu kıymetli kadim toprakları geleceğin üretim merkezi yapacak tüm projeleri, programları kararlılıkla hayata geçirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından projeye katkı sunanlara, Bakanlar Kacır ve Yumaklı tarafından plaketler takdim edildi.
Trabzon Prof. Dr. Gökhan Oral: “Tüm çatışma ve savaşlarda en önemli ganimetlerden bir tanesi çocuk olmuştur” İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gökhan Oral, tüm çatışma ve savaşlarda en önemli ganimetlerden bir tanesinin çocuk olduğunu belirterek, “bastıkları obanın çocuklarını alırlar. Onu durumu göre köle olarak satarlar. Duruma göre ayak işlerinde kendi ovalarında kullanırlar. Nefislerini köreltmek için kullanırlar. Dolayısıyla bazı insanlar bu çağa ait değil ama bütün insanlık medeniyet boyunca çocukları bir ticari fayda getirecek nesne olarak görmeye devam etmektedirler” dedi. Trabzon’da, 19 Kasım Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Günü ve 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle “İnsan Ticaretinin Çocuklara Yönelmesinin Önlenmesi ve Kayıp Çocuklar” konulu sempozyum düzenlendi. 22-23 Kasım 2024 tarihleri arasında Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyumda toplumsal farkındalığın artırılması hedeflenirken, sempozyumun açılışına Trabzon Vali Yardımcısı Hacı Osman Hökelekli, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Faruk Kanca, akademisyenler ve aileler katıldı. Sempozyumda bir konuşma yapan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gökhan Oral, “UNESCO verilerine göre Afrika’daki çocukların yüzde 20’sine yakını öksüz. Asya’dakiler biraz daha az oranda. Tabii ki bir çocuk sahipsiz kaldıysa korunduysa ticaret, refakatçi kimse kalmadıysa veya yanındaki refakatçiden medet umacak durumda değilse çok yakında yaşadık dimi. Bir ilimizde vahim bir olayı koca bir mahallenin refakatindeki çocuk ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Refakatçisinden de medet ummayacağımız zamanlar var. Menfaatlerin çatıştığı zamanlar var. Ailesinin yanından alınmakta olabilir, sokaktan kaçırılmak da olabilir. Göç yolunda bir şekilde alıkoyulabilir. Sokakta çalışırken o bir yolla akılını çelip bir yerlere sürüklemek de olabilir” şeklinde konuştu. “Sivil kayıpların çok yüksek yüzdesini kadınlar ve çocuklar oluşturur” İnsanlık medeniyeti boyunca çocukların bir ticari fayda olarak görüldüğünü kaydeden Oral, “Sadece Orta Asya’da değil. Anadolu’da Orta Doğu’da batıda da bütün savaşlarda aklınıza hayalinize gelecek tüm çatışma ve savaşlarda en önemli ganimetlerden bir tanesi çocuk olmuştur. Ganimettir dikkat edin. Yani bastıkları obanın çocuklarını alırlar. Onu durumu göre köle olarak satarlar. Duruma göre ayak işlerinde kendi ovalarında kullanırlar. Nefislerini köreltmek için kullanırlar. Dolayısıyla bazı insanlar bu çağa ait değil ama bütün insanlık medeniyet boyunca çocukları bir ticari fayda getirecek nesne olarak görmeye devam etmektedirler. Rakamları tam bilemiyoruz. Yaşanan ve yaşanmaya devam eden Ortadoğu’da çatışmalardan birçok göç alan bir ülke olarak birçok çocuğunu özellikle İstanbul ve Ankara illerinde sokaklarda türlü suiistimallere maruz kalırken gördük. Tüm yeni savaş anlaşmalarına rağmen halihazırda sivil kayıpların orada savaşlar çok yüksektir Filistin’de görüyorsunuz gözünüzün önünde izleniyor. Lübnan’da gözümüzün önünde oluyor. Sivil kayıpların çok yüksek yüzdesini kadınlar ve çocuklar oluşturur. Sanmayın ki askerler daha fazla sayıda ölüyor. Ya ölüyorlar, ya ayrı düşüyorlar. Her şeyden önce çocuklar bize emanettir. Emanetlerin manası üzerine zaman zaman akıl yormanızı isterim. Tüm çabamıza, iyi niyetimize, gayretimize rağmen yeterince iyi bir ana baba, yeterince mahalledeki güvenlik görevlileri, yeterince iyi bir okul ve öğretmenler olsa dahi bir çocuğun başına aksilik gelmeme ihtimali düşüktür. Bir çocuğu yetiştirmek hiç kolay değildir. Atalarım ‘çocuğu siz mi büyüttüğünüzü sanıyorsunuz’ derdi. Melekler koruyor yani” ifadelerini kullandı.
Gaziantep Gaziantep’te öğretmenler günü çiçeklerle kutlandı Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde kentin dört bir yanındaki okulları ziyaret ederek öğretmenlere özel hazırlanan kasımpatı çiçekleri hediye etti. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, 24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attı. Kent genelindeki okullarda görev yapan öğretmenlere, üzerinde Öğretmenler Günü’ne özel baskılar bulunan saksılar içinde kasımpatı çiçekleri dağıtıldı. Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Estetiği ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı tarafından organize edilen etkinlik kapsamında, öğretmenlere yönelik hazırlanan hediyeler özel bir çaba ile tasarlandı. Özenle hazırlanan kasımpatı çiçekleri, belediye ekipleri tarafından tek tek okulları ziyaret ederek öğretmenlere teslim edildi. “Öğretmenlerimiz için ne yapsak az” Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, öğretmenlerin topluma yön veren en değerli rehberler olduğunu vurgulayarak, “Öğretmenlerimiz, çocuklarımızın hayatına dokunarak onların geleceğini şekillendiriyor. Bugün onları mutlu etmek ve değerlerini bir kez daha hatırlatmak için küçük bir jest yapmak istedik. Her biri bizim için çok kıymetli” dedi. Öğretmenler ise bu anlamlı hediyeden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Belediyenin çiçek dağıtımını gerçekleştirdiği okullardaki öğretmenler, “Bu özel günümüzde hatırlanmak bizi çok mutlu etti. Belediyemize ve başkanımıza teşekkür ederiz” diyerek duygularını ifade etti.